Yağmurlu bir Pazar günü. İstanbul'un Kadıköy ilçesine bağlı Göztepe semtinde, genci yaşlısı sokakta. Kimi arabasıyla düşmüş yollara, kimi şemsiyesine sığınmış... Temkinli ancak aceleci adımlarla ilerliyorlar.
Bağdat Caddesi'ne kapısı bulunan İlhami Ahmet Örnekal İlköğretim Okulu'nun da Fenerbahçe Lisesi'nin de önünde trafik sıkışık. Okulun kapısı önünde bekleyenler, yolcu indirenler, caddede bekleyen yayaları alanlar... Şiddetli yağmura rağmen yüzler gülüyor.
Okul bahçesinde siyaset AKP'ye karşı
İlhami Ahmetal İlköğretim Okulu da kalabalık. Okulun bahçesindeki kameriyede oturup sohbet edenlere katılıyorum bir süre. Gruptakilerin çoğu oyunu kullanmış, eve dönmeden önce yağmurun sakinleşmesini bekliyorlar. Sohbete katılanların hemen hepsi emekli.
Ortak kanı, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) cemaatçi tutumuna karşı vatandaşın tepkisini göstermek için oy kullanmanın bir vatandaşlık görevi olduğu" yönünde. Anayasa Paketi'nin içeriğindense hiç söz açılmıyor.
Emekli öğretmen Naciye Ertaş, evde oldukları halde oy kullanmaya gelmeyen torunlarının sorumsuzluğundan dem vuruyor. Torunlar boykot cephesinden. Naciye Ertaş ise boykota "evetçilerin işine yarıyacağı" gerekçesiyle karşı.
Yaşlılar, bebekliler ve engelliler yine unutulmuş
Okul binası kalabalık. Tüm görevliler güleryüzlü, yardımsever ama iyi niyet yeterli değil. Pusetinde uyuyan çocuklarıyla okulun ikinci katına çıkmak isteyen genç bir çift, bebek arabasını yüklenip kan ter içinde tırmanıyor merdivenleri.
87 yaşındaki Bediha Hepter de sıkıntılı. Oy kullanacağı sandık ikinci katta. Oğlu koluna giriyor, gelini portatif bir sandalye taşıyor. Katlarda sandalye açılıyor, Bediha Teyze hem soluklanıyor hem etrafındakilerle sohbet ediyor.
"Tercih" mi "hicret" mi "demokrasi için evet" mi?
Emekli asker Ahmet Öğütçü de AKP'ye karşı çıktığı için "hayır" oyu verenlerden. Biz onunla konuşurken söze sandık görevlilerinden biri karışıyor. Sigara molasında. Resmi görevli olduğundan ismini gizliyor. "Bize dağıttıkları tercih pusulasını bir de tersten okuyun, göreceksiniz gizli niyetlerini" diyor. Ona göre, durum açık: "Tercih"i tersten okuyunca ortaya "hicret" çıkıyor.
Öğretim görevlisi olduklarını belirten Çağdaş ve Ekin, soyadlarını açıklamak istemiyorlar. Onların tercihi "demokrasi için evet". "Paketin hazırlanış süreci sorunlu ama atılan olumlu adımları engellemek niye?" diye soruyorlar.
Boykotçuların sesi duyulmadı
Muzaffer ve eşi Ayşe Çolak, apartman görevlisi. Onların oyu da "evet". "Buradakilere bakarsak, AKP ne yapsa suç" diyorlar. Muzaffer Çolak, oy kullanmayan oğlu ve kızına öfkeli. Ayşe Çolak ise "Aslında onlar da haklı ama..." demekle yetiniyor.
"Hakkımızı hayırlısı" - "Hayırlı günler için evet"
Anayasa değişikliği paketinin hazıranışı sürecinde paketin içeriğinin tartışılmadığı hep konuşuldu. Referandum günü katıldığımız sohbetler de bunu doğrular nitelikteydi. Paketin içeriğine dair konuşan çok yoktu ama "evet" diyenlerin de "hayır" diyenlerin de ortak kanısı, demokratik cumhuriyeti korumak için oy verdiği yönündeydi.
"Hayırlı günler için evet dedim" diyen oğul ile "Bak şimdi! Hakkımızda hayırlısı diyerek hayıra basacaktın mührünü" diyen annenin sohbetleri ise durumu özetler gibiydi. (BB)