Van Çaldıran Asliye Hukuk Mahkemesi, 6284 nolu Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamındaki koruma tedbir kararlarını ihlal eden kişilere uygulanan “zorlama hapsi”nin (13. Madde) iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Van Barosu’ndan avukat Bedia Özgökçe Ertan, “Zorlama hapsi, şiddetle mücadelede çok önemli bir unsur oldu. Kadınlar buna güvenerek koruma kararlarına başvuruyor, erkekler de hapis korkusuyla şiddet uygulamaktan çekiniyorlar” derken, Mor Çatı avukatlarından Çiğdem Hacısoftaoğlu bu maddenin caydırıcı etkisinin önemini vurguladı.
Her iki avukat da, zorlama hapsinin iptalinin cezasızlık anlamına geldiğine dikkat çekti.
Zorlama hapsi nedir? Neden iptali isteniyor?
Zorlama hapsi, 6284 nolu Kanun hükümlerine göre hakkında şiddet uyguladığı için tedbir kararı verilen kişinin, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde üç ila on gün arası hapis yatmasını kapsıyor.
Başvuru gerekçesini öğrenmek için ulaşmaya çalıştığımız hakim Fatih Alınca, müsait olmadığını söyleyerek görüşmeyi reddetti. Ancak Vanlı avukatların aktardığına göre, mahkemenin başvuru nedeni “bu eylemi karşılayan cezaların zaten Türk Ceza Kanunu’nda da düzenleniyor olması”.
TCK’da düzenlenen cezalar soruşturma ve dava sürecini gerektirirken, 6284’de yer alan zorlama hapsi, koruma tedbir kararlarının ihlali durumunda doğrudan uygulanıyor.
“Hapis korkusu caydırıcı oluyor”
Çaldıran Mahkemesi’nin başvurusunu değerlendiren avukat Bedia Özgökçe Ertan, zorlama hapsinin iptalinin, önemli bir kazanımın kaybı ve kadınları şiddet uygulayan erkeklerin cezasız kalması anlamına geleceğini söyledi:
“6284 nolu yasadan önce, mahkemelere teker teker olaya özgü tedbirleri tarif ederdik. 6284’te tedbirler açık yazılınca hakimler bu kararları uygulamaya başladı. Şimdi umuyoruz ki Anayasa Mahkemesi yanlış bir karar vererek bu ciddi kazanımı kaybetmemize neden olmaz.
“Anayasa Mahkemesi zorlama hapsini kaldırırsa fiili olarak cezasızlık söz konusu olacak. Her suçta olduğu gibi, cezasızlık saldırganlara cesaret veriyor. Ama özellikle erkek şiddeti vakalarında bir sonraki aşamanın ölüme gittiği unutulmamalı.
“Son zamanlarda başvurucularımızdan en çok duyduğumuz şey, ‘kararı ihlal ederse kesin hapse girecek, değil mi?’. Tedbir kararlarının ihlali halinde zorlama hapsi uygulaması, kadınların korkusunu yenmesini ve hukuki yollara başvurmasını kolaylaştıran bir şey. Aynı zamanda saldırganlar açısından da caydırıcı bir uygulama. Kadınlar buna güvenerek koruma kararlarına başvuruyor, erkekler de hapis korkusuyla şiddet uygulamaktan çekiniyorlar.
“6284 nolu yasanın yetersiz yanları var ama zorlama hapsi kadınlara ciddi anlamda güç veriyor.”
“Bu madde, erkeklerin mahkeme kararını ciddiye alması için"
Avukat Çiğdem Hacısoftaoğlu, zorlama hapsinin bir disiplin tedbiri olduğunu hatırlattı. Bu maddeye nedenin gerekçesini şöyle anlattı:
“Zorlama hapsi, hukuki mevzuatımızda ilk defa yapılmış bir düzenleme değil, duruşmanın düzenini bozan kişiye de verilebiliyor. Keza bir tedbir kararı verilen kişiye bunu ihlal ettiğinde zorlama hapsiyle karşılaşacağı da belirtiliyor. Fail bunu bile isteye yapıyorsa da, yasal olarak öngörülen yaptırıma katlanmak zorundadır. Kadına uygulanan darp, hakaret gibi suçlar ayrıca cezai kovuşturmaya tabii tutulur.
“Eski 4320 nolu yasadaki cezai yaptırımın işlemediğini biliyoruz. Zaten tedbir kararı süreli veriliyor, fail tedbiri ihlal ediyor ve o ihlale yönelik yargılama bir yıl sürüyor. Alacağı ceza da erteleniyor ya da para cezasına çevriliyor… Yani fail bir mahkeme kararını ihlal etmesine rağmen bir cezasızlık hali hakimdi. Bu cezasızlık halinin ortadan kaldırılması ve erkeklerin şiddet uygulamamasına dair mahkeme kararını ciddiye alması için böyle bir madde önerildiğinde biz de Şiddete Son Platformu olarak onay vermiştik.”
Hacısoftaoğlu da zorlama hapsinin caydırıcılığını vurgularken, şiddet mağduru kadına da zaman kazandırdığını söyledi:
“Zorlama hapsi failde caydırıcıdır ve koruma kararına başvuranda bir güven duygusu uyandırır.
“O üç gün kadının kaçmasını, sığınağa gitmesini sağlar. Kadınların evlerinden kıyafetlerini, kimliklerini bile alamadan kaçtıkları durumlar oluyor. Bu durumda birçok kadın var. Dolayısıyla bazı kadınlar için, rahat bir nefes alıp ne yapacaklarını planlayabilecekleri o üç günlük süre hayat kurtarıcı bir özelliğe sahip.” (ÇT)
* Haber fotoğrafı: Hüseyin Aldemir