Büyükanıt geçtiğimiz hafta, "Küreselleşme ve Uluslararası Güvenlik" konulu sempozyumda küreselleşmenin yayılması gereği Türkiye gibi ülkelerin güvenlik politikalarına özel önem vermesi gerektiğini savunmuştu.
Güvenliği siviller belirlemeli
Bianet'in sorularını yanıtlayan Dülger, ise bu konuda şunları söylüyor:
" Türkiye'de insanlar maalesef güvenlik ile savunma arasındaki farkı ayırt edemiyor. Güvenlik sivil güçlerin, savunma askeri güçlerin görevleridir. Güvenlik meselesinde inisiyatifi savunma güçlerinin alması demokratik ülkelerde pek görülmez. Ama bizde böyle bir gelenek var. Bunu değiştirmek gerekir."
Dülger, Türkiye gibi ülkelere yönelik tehdidin nereden geldiğine dair tespitin de siviller tarafından yapılması gerektiğini söyleyerek bunda da gerekenin yapılmadığına dikkat çekiyor:
"Halbuki bizde güvenlik değerlendirmesini Genelkurmay yapıyor. Demokratik ülkede bu değerlendirmeyi siyasi güç yapar ve orduyu bu değerlendirmeye göre yönlendirir."
Ordu güçlendirilsin ama...
Dışişleri Komisyonu Başkanvekili ve AKP İstanbul milletvekili Emin Şirin ise, özellikle ordunun gücünün pekiştirilmesi gerektiğini savunuyor, fakat güçlendirilmiş ordunun iç siyasete karışmayan bir ordu olması gerektiğini belirtiyor:
"Güvenliğin iki boyutu var, bir kuvvetli bir orduya sahip olup olmamak, iki; ordunun iç siyasete karışıp karışmaması. Türk ordusunun iç siyasete kesinlikle karışmaması, güvenlikle ilgili kanaatlerini sadece anayasal platformlarda beyan etmesi."
Şirin, Amerikanın dünyadaki hegemonyası hakkında da şunları söyledi:
"Güvenlik sorununu ele aldığınızda Pax Americana'nın en önemli boyutlarından biri askeri güç. Önümüzdeki 20-30 senede askeri gücün çok önemli boyutları olacaktır. TSK'nın da iç siyasete karışmamak kaydıyla çok daha kuvvetlendirilmesini şart buluyorum. Orduya ayrılan bütçenin düşürülmesini doğru bulmuyorum. Ancak bu paranın verimsiz kullanıldığı kanaatindeyim, daha verimli kullanılmalı."
Büyükanıtla aynı fikirdeyim
Milli Savunma Komisyonu üyesi Cumhuriyet Halk Partili Milletvekili (CHP) İsmail Değer de "Büyükanıtla aynı fikirleri paylaşıyorum" diyerek şunları söylüyor:
"Küreselleşme adı altında büyük ülkeler küçük ülkeleri zayıflatmak adına politikalar geliştiriyorlar, ekonomik yönden de zorda bırakıyorlar. Güvenlik alanında TSK'nın güçlü olması gerekir, bu açıdan milli gelirin önemli bir bölümünün orduyu ayrılması gerektiği kanaatindeyim.
Güvenlik politikalarını meclis belirler, TSK da onun yerine getirilmesini sağlayan kurumdur. Türkiye'nin AB'ye girmesi konusunda da dikkatli olmak gerekiyor, ya şartı kabul ederek girmek durumunda kalırız, ya da onurumuzla gireriz."(HA/BB/NK)