BİA Medya Gözlem Raporu’nu (Temmuz-Ağustos-Eylül 2024) pdf olarak indirmek için tıklayın
Türkiye’de gazeteci cinayetlerine ilişkin davalar, “azmettiren tüm güçlere dokunmak” konusunda uzun yıllar devletin isteksizliği ve etkisizliğini yansıttığı ve sürüncemede bırakıldığı için güven vermiyor. Gazeteci ve barış insanı Hrant Dink 2007 yılında öldürülmesiyle ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren iki yargılamada esas hakkında mütalaalar hapis cezalarına işaret etse de yargılamalar, cinayeti Trabzon’da hazırlayanlar ve “FETÖ adına” cinayete zemin hazırlayanları kapsadı; cinayete giden süreci hazırlayan veya saldırıya zemin hazırlayan dönemin siyasi ve mülki amirlere dokunmadı. Gazeteci Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993’te bombayla öldürülmesiyle ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, olaydan 31 yıl sonra, bombayı yerleştiren kişi olarak gösterilen ve İnterpol aracılığıyla arandığı iddia edilen Oğuz Demir’i hala gıyabında yargılamaya devam ediyor. Yargılamada, devletin yapması gereken incelemeleri ve bulması gereken kayıtları Mumcu Ailesi ve avukatları üstleniyor. Avukat Yalçın Akbal, son olarak mahkemeden, soruşturmanın genişletilmesi ve iddianamede yer almayan delillerin de incelenmesini talep etti.
RSF Bilançosu’nda 2023 için dünyada İran ile birlikte “gazeteci tutuklama döngüsü en hızlı işleyen ülkeler”den olan ve bu yılın RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülkelerden 158. sırada gösterilen Türkiye, son üç ayda, tutuklama alışkanlığından uzaklaştı. 2024’ün ilk üç ayında tutuklanan İzmir’den Süleyman Gençel halen mahpus iken bu dönemde PİRHA’dan Diren Keser Tarsus Cezaevi’nden tahliye edildi.
İktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları gibi bağlı siyasi oluşumlar, hukuku hiçe sayacak şekilde, Ankara’da işlenen Sinan Ateş cinayeti gibi konuları ısrarla gündeme getiren araştırmacı gazetecileri ve Halk TV gibi medya kuruluşlarını yargı makamlarının harekete geçmediği bir ortamda, tehdit etme ayrıcalığını yaşıyor.
Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında açıklama ve sözüm ona “dilekçe” gibi yollarla tehdit edilen toplam 71 gazeteciden 68’i MHP ve bağlı siyasi yapılarının hedefindeydi. Keza, Ateş cinayeti kapsamında “suçtan zarar gören” olarak katılma talebinde bulunan MHP’nin mahkemeye sunduğu dilekçesinde 154 kişiden 63’ü gazeteci. Cinayet davasından yargılanan tetikçi sanık Eray Özyağcı da, yargılamayı izleyen gazetecileri “tetik” işaretiyle tehdit ediyordu.
En az 164 gazetecinin sanık olduğu, sekizinin soruşturmalarda “şüpheli” yapıldığı son üç aylık dönemde, beş gazeteci ve iki yayın kuruluşundan da tazminat dosyaları kapsamında toplam 2 milyon 65 bin TL talep ediliyordu. Bu davalarda gazeteci Sedef Kabaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 115 bin TL ödemeye mahkûm edildi. Halkbank da, araştırmacı gazeteci Timur Soykan’a ait “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon kredi” haberinden BirGün Gazetesi ve birgun.net sitesine 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı.
Temmuz-Eylül döneminde yargılanan, aralarında “örgüt üyeliği”nden sanık Kürt medya temsilcileri Diren Yurtsever, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer toplam 50 yıl hapse mahkûm edildi. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılanan sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a da, ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. HDP eski milletvekili Leyla Güven’in bir panel konuşması Yüksekova Haber sitesi ve Youtube kanalından yayımlandığı için site yetkilileri Erkan Çapraz ve Ömer Oğuz, “terör örgütü propagandası”ndan her biri 16 bin 660 TL adli para cezasına mahkûm edildi.
Bu dönemde aralarında Elif Akgül ve Haluk Kalafat’ın da olduğu 14 haberci, “hakaret”, “kişiler arası görüşmeleri hukuka aykırı şekilde yaymak”, “kişisel verileri ele geçirme ve yayımlamak”, “örgüt propagandası”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak”, “Toplantı, gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davalardan beraat etti. Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay’a “kişisel verileri yayma” iddiasıyla verilen 20 aylık hapis cezasının İstinafta onanması nedeniyle dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıyacak.
Ancak iyi haberler de yok değil: Ankara Bölge 10. İdare Mahkemesi, Açık Radyo’ya ağır para cezası ve program cezası veren RTÜK’ün İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itirazı reddetti. Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir de, basın kartının gerekçesiz iptal edilmesiyle ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı. Ayrıca, İstanbul Mahkemesi, gazeteci İ.H.H’ye yönelik sosyal medyadaki paylaşımında “Zamansız öten horozu keserler” diye yazan M.Y. adlı kişiyi tehditten hapse mahkûm etti. Gazeteci ve program sunucusu Şirin Payzın, kendisini sosyal medyada hedef alan Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’a tazminat davası açtı.
Gazeteci cinayeti dosyaları
Hrant Dink Cinayeti Davası
Kamu görevlilerinin “Dink” davasında son savunmalar: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararı sonrası Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 2007’de öldürülmesine ilişkin 7’si tutuklu 15 kamu görevlisini yargılamaya beşinci duruşmayla 17-18 Temmuz günlerinde devam etti. 31 Mayıs’ta görülen duruşmada esas hakkında mütalaasını sunan duruşma savcısı, sanıklar Veysal Şahin, Osman Gülbel, Onur Karakaya, Okan Şimşek, Mehmet Ayhan, Hasan Durmuşoğlu, Gazi Günay ve Ali Öz hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve “Anayasayı ihlal” suçlarından ayrı ayrı 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mahkeme, Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Osman Gülbel, Veysal Şahin, Yavuz Karakaya’nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Savcı, sanık Muharrem Demirkale hakkında da ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemişti. Mütalaada, sanık Bekir Yokuş hakkında, ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ ve ‘Anayasayı ihlal’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıldan 30 yıla kadar hapis talep edilmişti. Sanık Yavuz Karakaya hakkında ise ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ suçundan 22,5 yıldan 30 yıla kadar hapis istenmişti. Sanıklar Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç için ise delil yetersizliğinden beraat istendi. 16-17 Temmuz günlerinde süren yargılamada, Ali Öz, Okan Şimşek ve Bekir Yokuş dâhil bazı sanıklar mütalaaya karşı savunma yaptı. Kapsamlı bir dilekçe sunan Dink Ailesi avukatlarından Hülya Deveci ise, cinayete giden yolun gereğince soruşturulmadığını, Dink için İstanbul’da koruma önlemlerinin alınmadığına vurgu yaptı. Deveci, mütalaasının sonunda “Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun ile Hacı Ömer Ünalır haklarında Mahkemeniz tarafından TCK’nın 309. maddesinden suç duyurusunda bulunulmasına, Volkan Şahin’in de TCK’nın 83. maddesinden cezalandırılmasına karar verilmesini talep ederiz” dedi. Dava 11 Ekim’de son savunmalarla sürecek (16-17 Temmuz).
Dink cinayetinde mütalaa: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Süleyman Erturan, Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek içinse “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etti. Beşi polis 12 kişinin yargılandığı dava sunduğu mütalaada Erturan, Ahmet İskender, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Tuncay Uzundal, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz ve Ogün Samast’ın üzerindeki ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekle’ suçunun zaman aşımı nedeniyle düşürülmesini ve mütalaasında firari sanıklar Faruk Sarı ve Yahya Öztürk’ün dosyalarının tefrik edilmesini ve yeni esasla dosya açılmasını de istedi. Adem Sağlam’ın Hrant Dink’in öldürülmesinde mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığından kasten öldürme, ihmali davranışla kasten öldürme ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından beraatını ancak örgüt üyeliğinden (FETÖ) cezalandırılmasını talep etti. Sağlam için 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istedi. Mahkeme esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaları almak duruşmayı için erteledi. Dava 16 Ekim’e kaldı (1 Temmuz).
Uğur Mumcu Cinayeti Davası
Mumcu’yu öldüren bombacı Demir 31 yıldır “kaçak”: Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 1993’te gazeteci Uğur Mumcu’nun aracına bomba yerleştirerek ölümüne neden olan kişi olarak gösterilen ve İnterpol aracılığıyla arandığı iddia edilen Oğuz Demir’i gıyabında yargılıyor. Uğur Mumcu ailesinin avukatı Yalçın Akbal, mahkemeye, soruşturmanın genişletilmesi ve iddianamede yer almayan delillerin incelenmesini talep ettiği bir dilekçe sundu. Dilekçe kapsamında Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’nun İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş ile görüştüğü belirtildi. Dilekçede bu görüşmede Aktaş’ın; “Demir’in İran’da olduğu, Çeçenistan’da da görüldüğü ve ailesini de yurtdışına çıkardığına yönelik istihbarat bilgilerinin olmasına yönelik Güldal Mumcu’yu bilgilendirdiği aktarıldı. Dilekçede; konuya ilişkin Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na müzekkere yazılması talep edildi. Ayrıca dilekçede dönemin Emniyet Müdürü ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da dinlenmesi istendi. 30 Mayıs’ta mahkeme, Mumcu cinayetinin araştırılmasına yönelik İran İslam Cumhuriyeti’yle ortak komisyonun kurulup kurulmadığına yönelik bilgi alınması için Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na yazı gönderilmesi, varsa bilgileri istedi. Demir’in ailesinin yurtdışına çıkışına dair bilgiler de Emniyet’ten istendi. Mahkeme, Ağar’ın dinlenmesinin, gerekli belgelerin gelmesinin ardından karara bağlanmasını kararlaştırdı. Dava 16 Ocak 2025’e ertelendi (30 Mayıs).
Tutuklamalar
RSF Bilançosu’nda 2023 için dünyada İran ile birlikte “gazeteci tutuklama döngüsü en hızlı işleyen ülkeler”den olan ve bu yılın RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 158. sırada gösterilen Türkiye, son üç ayda tutuklama alışkanlığından uzaklaştı. 2024’ün ilk üç ayında tutuklanan İzmir’den Süleyman Gençel halen mahpusken bu dönemde PİRHA’dan Diren Keser Tarsus Cezaevi’nden tahliye edildi.
Kart hala sanık, hala “adli kontrol” altında! Cumhuriyet Gazetesi eski çizeri Musa Kart, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin yıldönümünde, halen yargılanmakta olduğunu ve yurtdışına çıkış yasağı altında yaşamını sürdürmek zorunda kaldığını sosyal medya hesabından bildirdi: “İktidar vekillerinin Fethullah Gülen’le birlikte fotoğraf çektirmek için sıraya girdiği yıllarda (2010) çizmişim bu karikatürü. Sonrası mı? Silivri sonra Kandıra Cezaevi ile tanıştım. Yargılanmam ve yurtdışı yasağım devam ediyor…” (15 Temmuz).
Gencel İzmir’de mahpus: İzmir’de yayın yapan A3 Haber sitesi genel yayın yönetmeni gazeteci Süleyman Gençel kesinleşmiş 1 yıl 2 ay 17 günlük bir hapis cezası bulunduğu gerekçesiyle Foça Cezaevi’nde tutuluyor. Gençel, üç dönem AKP Milletvekilliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar’ın “hakaret” iddiasıyla açtığı davanın mahkûmiyetle sonuçlanması nedeniyle hapse gönderildi. İzmir Şakran Cezaevi’ne gönderilen gazeteci, oradan Mart ayında Foça Cezaevi’ne nakledilmişti. Girişimler sonuç vermezse Gencel yıl sonuna doğru özgür kalabilecek (1 Temmuz).
Tahliyeler
Pir Haber Ajansı Mersin Muhabiri Diren Keser Mersin Tarsus T Tipi Cezaevi’nden 1 Ağustos’ta tahliye edildi.
Keser’e tahliye: 2015 yılına ait sosyal medyada haber paylaşımlarında “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkûm edilen ve 27 Şubat’ta tutuklanan Pir Haber Ajansı Mersin Muhabiri Diren Keser Mersin Tarsus T Tipi Cezaevi’nden 1 Ağustos’ta tahliye edildi (1 Ağustos).
Gözaltılar
Temmuz, Ağustos aylarında en az üç gazeteci gözaltına alındı. Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır, Bursa’da kaldığı otelde “yanlışlıkla” gözaltına alınırken gazeteciler Kadir Cesur ve Ruşen Takva, Van’da mülteci geçişlerini izlemeye çalışırken “özel güvenlik bölgesine girdikleri” iddiasıyla gözaltı yaşadı.
Çakır’a “yanlış” gözaltı ve “kötü muamele”: Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır, Bursa’da kaldığı otelde hakkında arama kararı olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Herhangi bir açıklama yapmadan Çakır’ı gözaltına alıp sağlık kontrolüne götüren polis, Çakır’ın bir yanlışlık olduğu yönünde yaptığı uyarıları dikkate almadan işlemlerini sürdürdü. Ancak İsim ve TC kimlik numarası kontrolü yapılmadan gözaltına alınan ve Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan incelemede aranan kişi olmadığı anlaşılan gazeteci serbest bırakıldı. Çakır, poliste kötü muameleye maruz kaldığını belirterek, “Poliste kötü muamele yok derler, dik alasını yaşattılar, bir bardak suyu çok gördüler… Ülkenin adaletinin durumu da kolluk kuvvetinin durumu da ortada” dedi (29 Eylül).
Van’da Takva ve Cesur’a gözaltı: Van’da mülteci geçişlerini izleyen gazeteciler Kadir Cesur ve Ruşen Takva, haber takibi sırasında “özel güvenlik bölgesine girdikleri” gerekçesiyle gözaltına alındı. Gazeteciler, sınır karakoluna götürülerek burada bekletildi. Gazeteciler, el koyma tutanağı düzenlenerek makinelerine savcılık kararıyla el konulmasından sonra birkaç saat sonra serbest bırakıldı (28 Eylül).
Saldırı, tehdit, engelleme
İktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları gibi bağlı siyasi oluşumlar, hukuku hiçe sayacak şekilde, Ankara’da işlenen Sinan Ateş cinayeti gibi konuları ısrarla gündeme getiren araştırmacı gazetecileri ve Halk TV gibi medya kuruluşlarını yargı makamlarının harekete geçmediği bir ortamda, tehdit etme ayrıcalığını yaşıyor.
Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında açıklama ve sözüm ona “dilekçe” gibi yollarla tehdit edilen toplam 71 gazeteciden 68’i MHP ve bağlı siyasi yapılarının hedefindeydi. Keza, Ateş cinayeti kapsamında “suçtan zarar gören” olarak katılma talebinde bulunan MHP’nin mahkemeye sunduğu dilekçesinde 154 kişiden 63’ü gazeteci. Cinayet davasından yargılanan tetikçi sanık Eray Özyağcı da, yargılamayı izleyen gazetecileri “tetik” işaretiyle tehdit ediyordu.
Sosyal medyada, araştırmacı gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı ve Halk TV program yorumcusu Murat Ağırel’e yönelik bir cinayet ihale edildiğini iddia eden ve kamuoyu baskısıyla 4 Eylül’de İzmir’de gözaltına alınan iki kişi, dört günlük gözaltı işleminden sonra serbest bırakıldı. BirGün Gazetesi muhabiri İsmail Arı da, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Menzil’in Kasası” kitabı nedeniyle Menzil Cemaati mensuplarının sosyal medya üzerinden tehdit kampanyasına maruz kaldığını duyurdu. Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili yayınları nedeniyle Halk TV muhabiri Ferit Demir ve Ruşen Takva gibi birçok haberci de tehdit edildi.
Tetikçiden gazetecilere “tetik”li tehdit: Ankara’da eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılandığı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, tetikçi sanık Eray Özyağcı, yargılamayı izleyen gazetecileri dönük eliyle “tetik” işaret ederek tehdit etti. Mahkeme, bu nedenle Özyağcı hakkında ‘hakaret’ ve ‘tehdit’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi (30 Eylül).
Narin cinayetinde gazetecilere ölüm tehdidi: Diyarbakır’daki bir köyde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesi ve cesedinin 19 gün sonra 8 Eylül’de dere kenarında bulunmasıyla ilgili soruşturmayı takip eden birçok haberci tehdit edildi: Yayın hazırlıkları yapan Halk TV muhabiri Ferit Demir’e yaklaşan bir kişi, ‘aslında seni öldürmemiz gerekiyor’ dedi. Gazeteci Ruşen Takva, sosyal medya hesabından “Narin ile ilgili konuşan, yazan veya anlatan neredeyse tüm gazeteciler tehdit edildi, edilmeye devam ediyor. Bu tehditleri savuranlardan zerre korkumuz yok ama bunlara ‘bize nasılsa bir şey olmaz’ cesareti verenlerin de peşinde olduğumuz bilinsin” diye yazdı (10-11 Eylül).
Ağırel’e ölüm tehdidi: Sosyal medyada, araştırmacı gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı ve Halk TV program yorumcusu Murat Ağırel’e yönelik bir cinayet ihalesi bulunduğunu iddia ettikten sonra kamuoyu baskısıyla 4 Eylül’de İzmir’de gözaltına alınan iki kişi, dört günlük gözaltı işleminden sonra serbest bırakıldı. Gözaltı işlemini duyuran Emniyet Genel Müdürlüğü, “Son günlerde çeşitli sosyal medya platformlarında yer alan ve organize suç örgütü lideri Mahsun KURUÇAY’ın, gazeteci Murat AĞIREL’e silahlı saldırı gerçekleştireceğine yönelik iddialar içeren görüntüler ile ilgili İstihbarat Başkanlığımızca yürütülen çalışmalarda; videolarda bulunan maskeli şahsın O.Ö., videoları kayda alan şahsın ise Y.K. olduğu tespit edilmiştir” demişti. Kişilerle birlikte üç tabanca, bir miktar uyuşturucu madde, dört cep telefonu ve bir tripodun ele geçirildiği açıklandı. O.Ö. isimli şahsın 12 ayrı suçtan; Y.K. isimli şahsın ise 2 ayrı suçtan şüpheli kaydı olduğu tespit edildi (8 Eylül).
MHP yetkiliden sözlü saldırı: MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, bir tartışma programı nedeniyle Halk TV sunucusu Sinem Fıstıkoğlu’nu cinsiyetçi sözlerle hedef aldı. Yalçın, “Programın sözde sunucusu da, tüketimi arttırmak için bar müdavimlerini şevke getiren bir barmaid havasındadır. Sözde Sunucu Sinem Fıstıkoğlu’nun yayın sırasında bir hanımefendiye yakışmayacak şekilde takındığı saygısız ve lakayt tavır, ibretle izlenmektedir” demişti (7 Eylül).
T24’e siber saldırı: T24 haber sitesine yapılan siber saldırıda, hackerlar tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bitcoin dağıttığına dair sahte bir yazı yayımlandı. “Recep Tayyip Erdoğan şimdi önümüzdeki 24 saat boyunca Bitcoin veriyor!” başlıklı yazı, T24 yazarı Hasan Cemal imzasıyla yayımlandı ve bir süre sonra kaldırıldı. T24, olayla ilgili açıklama yaparak özür diledi (5 Eylül).
Arı’ya cemaat tehditleri: BirGün Gazetesi muhabiri İsmail Arı, 4 Eylül günü X hesabından yaptığı paylaşımda, “Menzil’in Kasası” kitabı nedeniyle Menzil Cemaati mensuplarının sosyal medya üzerinden tehdit kampanyasına maruz kaldığını duyurdu. Arı, “Uzun süredir Menzil Cemaati mensupları tarafından tehdit ediliyorum. Bir yandan kitabımı toplatıp yok etmek istiyorlar bir yandan da tehdit yağdırıyorlar. Başıma bir şey gelirse sorumlusu şikâyetlerimi dikkate almayan cumhuriyet savcılarıdır” ifadelerini kullandı (4 Eylül).
Van’da Takva’ya tehditler: Van’da görev yapan bağımsız gazeteci Ruşen Takva, Van’da belediyenin Kürtçe trafik uyarılarının üzerine “Türkiye Türktür, Türk kalacak” yazan 16 yaşındaki lise öğrencisinin polis tarafından yönlendirildiğini ortaya çıkardığı haberinin ardından tehdit edildiğini açıkladı. Takva, 29 Temmuz’da Kısa Dalga sitesinde yayımlanan haberinde, görüştüğü çocuğun bir avukat ve TEM Şube’de görevli bir polis tarafından yönlendirildiğini aktarmıştı (30 Temmuz).
63 gazeteci MHP hedefinde: Ankara’da işlenen Sinan Ateş cinayetine ilişkin dava için “suçtan zarar gören” olarak katılma talebinde bulunan MHP, başvuru dilekçesinde 154 kişinin ismini vererek mahkemeye çağrılmasını istedi. Dilekçede, “Bölücü, liberal, marksist, FETÖ’cü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım, haber ve yazılarla MHP’ye iftira etmektedir” deniyor, gazeteciler hedef gösteriliyor. Dilekçede adlarına yer verilen gazeteciler arasında Murat Muratoğlu, Akif Beki, Altan Sancar, Çiğdem Toker, Deniz Zeyrek, Fikret Bila, Hakan Çelenk, Hilmi Hacaloğlu, Özlem Akarsu Çelik, Timur Soykan, Uğur Dündar, Yavuz Oğhan, Özlem Gürses, Yavuz Selim Demirağ, Yıldız Yazıcıoğlu, Zübeyde Sarı, Alican Uludağ da var (23 Temmuz).
Gazetecilere saldırıyı Ülkü Ocakları düzenledi: Ankara’da öldürülen Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, KRT TV’de Zübeyde Sarı’ya “Evet, Sinan gazetecileri dövdürdü, hepsinden özür diliyorum” dedi. Ayşe Ateş hangi gazetecilerin dövdürüldüğünü açıklamadıysa da özür diledi. Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu 2019-2020 döneminde, özellikle Cumhur İttifakı’nı eleştiren, Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ gibi çok sayıda gazeteci ve TV yorumcularına yönelik saldırı yaşandı. Saldırıya uğrayan gazetecilerin önemli bir bölümü fail olarak “MHP çevresi”ni gösterdi. 28-29 Aralık 2019’da KRT TV programcısı, Yenicağ Gazetesi yazarı ve İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in basın danışmanı olan Murat İde İstanbul’da; 10 Mayıs 2019’da Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ Ankara’da; 20 Kasım 2019’da Korkusuz Gazetesi yazarı Ahmet Takan, Ankara’da; 25 Mayıs 2019’da gazeteci Sabahattin Önkibar Ankara’da; 12 Mayıs 2019’da Ajans 37 muhabiri Mehmet Eren, Kastamonu’da; 15 Mayıs 2019’da Yeni Yüzyıl muhabiri İdris Özyol, Antalya’da; 29 Kasım 2019’da Iğdır Haber Gazetesi sahibi Metin Işık Iğdır’da; 15 Ocak 2021’de Yeniçağ Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, Ankara’da saldırıya uğramıştı. 21 Şubat 2019’da gazeteci - sunucu Metin Uca da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleriyle ilgili bir yorumu nedeniyle partinin gençlik kolları olan Ülkü Ocaklarının İstanbul İl Başkanı Kazım Erdi Aktunç tarafından ölümle tehdit edildi (17 Temmuz).
Beş araştırmacı gazeteciye Ülkü Ocakları tehdidi: Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı “kurşun” göndermeli bir paylaşımla Sinan Ateş davasını takip eden gazeteciler İsmail Saymaz, Erk Acarer, Barış Terkoğlu, Alican Uludağ ve Timur Soykan’ı hedef aldı. Kılıç, gazetecilerin fotoğraflarını eklediği ve “Bizler AB ve ABD fonlarının doldurduğu dolma kalemler değiliz, bizler ‘kurşun’ kalemleriz. ‘Kurşun’ kalemlerin de bir gün galip geleceğini mutlaka göreceksiniz!” yazdığı bu mesajını, gelen tepkiler üzerine daha sonra sildi (6 Temmuz).
Hak arama ve cezasızlık
Gazeteci toplumsal eylemleri izlerken keyfi şekilde darp edilip gözaltına alınıyor, yargılanan kendisi oluyor. Gazeteci ortadan kaldırılması için cinayet ihalesi bulunduğunu sosyal medya kaydını kendisi gündeme getiriyor, duyuranlar gözaltına alınıp salıveriliyor. Sinan Ateş cinayetini gündeme getiren gazeteciler sosyal medyada hedef alınıyor, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısının bu tavrı adli makamların gözünde “tehdide” girmiyor.
Bu arada, Ankara’da öldürülen Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’ten öğreniyoruz ki, geçmişte birçok olayda gazetecileri eşi, kurumsal bir siyasetin parçası olarak dövdürmüş : “Evet, Sinan gazetecileri dövdürdü, hepsinden özür diliyorum”! Türkiye cezasızlıkla ilgili vakalar bununla da sınırlı değil: Bursa Mahkemesi, 13 Kasım 2023’te aracında Başka Gazete haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya’ya silahla saldırmakla suçlanan iki sanığı altı ay sonra salıverdi.
Ancak iyi haberler de yok değil: Ankara Bölge 10. İdare Mahkemesi, Açık Radyo’ya ağır para cezası ve program cezası veren RTÜK’ün İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itirazı reddetti. Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir de, basın kartının gerekçesiz iptal edilmesiyle ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı. Ayrıca, İstanbul Mahkemesi, gazeteci İ.H.H’ye yönelik sosyal medyadaki paylaşımında “Zamansız öten horozu keserler” diye yazan M.Y. adlı kişiyi tehditten hapse mahkûm etti. Gazeteci ve program sunucusu Şirin Payzın, kendisini sosyal medyada hedef alan Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’a tazminat davası açtı.
Akdemir basın kartı davasını kazandı: Ankara 20. İdare Mahkemesi, Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir’in basın kartının gerekçesiz iptal edilmesiyle ilgili açtığı davada, Cumhurbaşkanlık İletişim Başkanlığı’nın etkili olduğu Basın Kartı Komisyonunun kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. 2013 yılından bu yana sarı basın kartı sahibi olan Akdemir’in, basın kartlarının turkuaz olarak yenilenmesi sürecinde 2019 yılında yaptığı yenileme başvurusu yıllarca işleme alınmamıştı. Akdemir’in üyesi olduğu İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) Başkanı ve Basın Kartı Komisyonu üyesi olan Dilek Gappi’nin komisyonda bu durumu gündeme getirmesinin ardından dört yıldır “inceleme” adı altında bekletilen yenilenme başvurusu 13 Aralık 2023 tarihli toplantıda ele alındı (20 Eylül).
Polis “şiddet”ten değil, gazeteci “direnmek”ten yargılanıyor: İki yıl önce 19. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü takip ettiği sırada işkence ile gözaltına alınan AFP foto muhabiri Bülent Kılıç buna karşın İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “görevi yaptırmamak için direnmek” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamalarıyla yargılanıyor. Beyoğlu Mis Sokak’ta 26 Haziran 2021 tarihinde ters kelepçelenerek ve boğazına basılarak gözaltına alınan gazeteci, iki polis memuru hakkında 4 Ağustos 2021 tarihinde “mala zarar vermek” ve “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle basit yaralama” yönünden suç duyurusunda bulunduysa da 16 Mart’ta sonuçlanan soruşturmadan takipsizlik çıktı. Savcılık, polislerin 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda tanımlanan zor kullanma yetkilerini aşmadığına kanaat getirirken Kılıç’ın MLSA avukatlarının hakkında suç duyurusunda bulunduğu Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli iki polisin ifadelerine dayanılarak “görevi yaptırmamak için direnmek” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla yargılanmasına karar verildi. Kılıç’a polis müdahalesi nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nın 30 bin TL tazminata mahkûm edilmesine ilişkin İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin 8 Aralık 2022’te verdiği kararı dikkate almayan iddianame savcısı, Kılıç’ın “elinde bulunan kamerayla vurmaya çalışarak” polislerin görevini yapmasını engellediğini ve polislere “zincirleme şekilde hakaret ettiği”ni iddia etti. 19 Eylül’de süren yargılama 16 Ocak 2025’e kaldı (19 Eylül).
Ağırel’e ölüm tehdide gözaltı ve salıverme: Sosyal medyada, araştırmacı gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı ve Halk TV program yorumcusu Murat Ağırel’e yönelik bir cinayet ihalesi bulunduğunu iddia ettikten sonra kamuoyu baskısıyla 4 Eylül’de İzmir’de gözaltına alınan iki kişi, dörtlük gözaltı işleminden sonra serbest bırakıldı. Gözaltı işlemini duyuran Emniyet Genel Müdürlüğü, “Son günlerde çeşitli sosyal medya platformlarında yer alan ve organize suç örgütü lideri Mahsun Kuruçay’ın, Gazeteci Murat Ağırel’e silahlı saldırı gerçekleştireceğine yönelik iddialar içeren görüntüler ile ilgili İstihbarat Başkanlığımızca yürütülen çalışmalarda; videolarda bulunan maskeli şahsın O.Ö., videoları kayda alan şahsın ise Y.K. olduğu tespit edilmiştir” demişti. Kişilerle birlikte üç tabanca, bir miktar uyuşturucu madde, dört cep telefonu ve bir tripodun ele geçirildiği açıklandı. O.Ö. isimli şahsın 12 ayrı suçtan; Y.K. isimli şahsın ise 2 ayrı suçtan şüpheli kaydı olduğu tespit edildi (8 Eylül).
Beş gazeteciye tehdide takipsizlik: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili haberler nedeniyle gazeteciler İsmail Saymaz, Erk Acarer, Barış Terkoğlu, Alican Uludağ ve Timur Soykan’ı hedef gösterip tehdit eden Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç dosyasını kapattı. Savcılık, gazeteci Uludağ’ın suç duyurusunda “Şikayete konu paylaşımda yer alan sözlerin tehdit suçunun yasal unsurlarını taşımadığı değerlendirilmiştir” dedi. Bu nedenle tehdit suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Uludağ, “Yargı, Sinan Ateş cinayeti haberlerini yazan gazetecilerin kurşunla hedef gösterilmesini tehdit saymadı” sözleriyle karara tepki gösterdi (23 Ağustos).
İdare mahkemesi Açık Radyo’ya cezaları durdurdu: Ankara 21. İdare Mahkemesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından verilen yayın durdurma ve para cezası kararına karşı açılan davada 8 Temmuz’da yürütmeyi durdurma kararı verdi. RTÜK’ün karara itiraz etmesiyle dosyanın görüşüldüğü Ankara Bölge 10. İdare Mahkemesi de, 1 Ağustos’ta aldığı 2024/1948 sayılı kararında, RTÜK itirazını reddetti. Mahkeme, “Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre mahkemece yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararında yasaya aykırılık bulunmadığından itiraz isteminin reddine karar verilmiştir” dedi (1 Ağustos).
Gazetecilere saldırıyı Ülkü Ocakları düzenliyor: Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, KRT TV’de Zübeyde Sarı’ya “Evet, Sinan gazetecileri dövdürdü, hepsinden özür diliyorum” dedi. Ayşe Ateş hangi gazetecilerin dövdürüldüğünü açıklamadıysa da özür diledi. Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu 2019-2020 döneminde, özellikle Cumhur İttifakı’nı eleştiren, Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ gibi çok sayıda gazeteci ve TV yorumcularına yönelik saldırı yaşandı. Saldırıya uğrayan gazetecilerin önemli bir bölümü fail olarak “MHP çevresi”ni gösterdi. 28-29 Aralık 2019’da KRT TV programcısı, Yenicağ Gazetesi yazarı ve İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in basın danışmanı olan Murat İde İstanbul’da; 10 Mayıs 2019’da Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ Ankara’da; 20 Kasım 2019’da Korkusuz Gazetesi yazarı Ahmet Takan, Ankara’da; 25 Mayıs 2019’da gazeteci Sabahattin Önkibar Ankara’da; 12 Mayıs 2019’da Ajans 37 muhabiri Mehmet Eren, Kastamonu’da; 15 Mayıs 2019’da Yeni Yüzyıl muhabiri İdris Özyol, Antalya’da; 29 Kasım 2019’da Iğdır Haber Gazetesi sahibi Metin Işık Iğdır’da; 15 Ocak 2021’de Yeniçağ Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, Ankara’da saldırıya uğramıştı. 21 Şubat 2019’da gazeteci - sunucu Metin Uca da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleriyle ilgili bir yorumu nedeniyle partinin gençlik kolları olan Ülkü Ocaklarının İstanbul İl Başkanı Kazım Erdi Aktunç tarafından ölümle tehdit edildi (17 Temmuz).
Gazeteciyi “tehdit” cezalandırıldı: İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medyadaki paylaşımında gazeteci İ.H.H’ye yönelik olarak “Zamansız öten horozu keserler” diye yazdığı gerekçesiyle M.Y. adlı kişiyi “tehdit” suçundan 3 ay 22 gün hapse mahkûm etti. Sanık, “Suç konusu paylaşımı ben yaptım; ama İ.H.H’yi kastederek yazmadım” dediyse de, mahkûm olmaktan ve beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmaktan kurtulamadı. Gazetecinin avukatı Taha Yasin Caner, “Müvekkilimizin esasında normal bir haber paylaştığını görmekteyiz ve bu haberde de aslında hiç kimseye dokunmayacak, hiç kimseyi şahsi veya maddi-manevi şekilde zedelemeyecek bir haber paylaşmış. Ancak bazen vatandaşlarımız bu konuda kendilerini tutamayıp, bu şekilde yorumlar yazabiliyorlar. Biz bunu müvekkilimize yönelik vücut bütünlüğüne tehdit olarak algıladık ve bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Mahkeme de ‘Zamansız öten horozu keserler’ atasözünü müvekkile yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi” dedi (8 Temmuz).
Bursa’da Kaya’ya saldıranlara ilk duruşmada tahliye: Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Kasım 2023’te Başka Gazete haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya’ya yönelik silahlı saldırıda bulundukları gerekçesiyle “kasten öldürmeye teşebbüs”ten tutuklu yargılanan sanıklar Zülküf B. ve Sedat M’yi tahliye etti. Duruşmayı, Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu takip etti. Meslek örgütlerinin temsilcileri, siyasiler ve dayanışma için gelenler ise duruşma salonuna alınmadı. Duruşmada dinlenen sanıklar Kaya’yı tanımadıklarını savunarak suçlamaları reddetti. Savcılık ifadesinde sanıkları teşhis eden tanık R.Y. de ifadesini değiştirerek tanıları teşhis edemeyeceğini söyledi. Kaya’nın avukatı Dilan Firik Akkuş de duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, “dosya kapsamında mevcut delil durumu, somut delil durumu, HTS kayıtları, PTS görüntüleri sanıkların birebir bu eylemi gerçekleştirdiklerini, sanıkların orada oldukları, sanıkların iştirak iradesiyle bu eylemi işledikleri kanıtlanmışken ilk celseden sanıkların tahliye kararı verilerek serbest bırakılmasını biz hukuken anlamış değiliz” dedi. Yargılamanın ikinci duruşması 2 Ekim’e kaldı (2 Temmuz).
Payzın’dan Özdağ’da tazminat davası: Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ, iktidarın Suriyeli sığınmacılara yönelik istihdamı da içeren bir politikası bulunmamasını 14 Şubat 2024 akşamı Halk TV’de sunduğu “Sözüm Var” programında eleştiren gazeteci Şirin Payzın’a sosyal medyada sözlü saldırıda bulundu ve hedef gösterdi. Özdağ’ın “Türkiye düşmanlarının yanında olmak” ile itham ettiği 30 yıllık gazeteci Payzın, avukatları aracılığıyla 50 bin TL’lik tazminat davası açtı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, 3 Haziran’da görülen ilk duruşmada dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verdi. Yargılama 24 Ekim’e kaldı. Yine Zafer Partisi’nin sığınmacı kadınları hedef alan paylaşımı alıntılayan bir kişi, 4 Mayıs 2022’de Burcu Karakaş ile birlikte Nevşin Mengü ve avukat İpek Maya Saygın’ı tehdit etmişti (1 Temmuz).
Soruşturmalar, açılan/süren ceza davaları, kararlar
(Rapor, Türkiye’de gazetecilere uygulanmış yasal prosedürlerinin tamamını kapsamayıp, ihlallere dair eğilim ve ağırlık konusunda mümkün olduğunca kapsamlı bir fikir vermeyi amaçlamaktadır.)
Temmuz-Eylül döneminde yargılanan, aralarında “örgüt üyeliği”nden sanık Kürt medya temsilcileri Diren Yurtsever, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer toplam 50 yıl hapse mahkûm edildi. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılanan sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a da, ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. HDP eski milletvekili Leyla Güven’in bir panel konuşması Yüksekova Haber sitesi ve Youtube kanalından yayımlandığı için site yetkilileri Erkan Çapraz ve Ömer Oğuz, “terör örgütü propagandası”ndan her biri 16 bin 660 TL adli para cezasına mahkûm edildi.
Özgür Gündem’in “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına 2016’da katıldığı için “örgüt propagandası”ndan yeniden yargılanan Evrensel Gazetesi yazarı İhsan Çaralan’ın dosyası, “ilk yargılamada verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının beş yıllık denetim süresi dolduğu” için düşürüldü.
Bu dönemde aralarında Elif Akgül ve Haluk Kalafat’ın da olduğu 14 haberci, “hakaret”, “kişiler arası görüşmeleri hukuka aykırı şekilde yaymak”, “kişisel verileri ele geçirme ve yayımlamak”, “örgüt propagandası”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak”, “Toplantı, gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davalardan beraat etti. Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay’a “kişisel verileri yayma” iddiasıyla verilen 20 aylık hapis cezasının İstinafta onanması nedeniyle dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak.
Soruşturmalar
Temmuz-Eylül döneminde savcılıklar, beşi “halkı yanıltıcı bilgi yaymak” şüphesine dayalı olmak üzere, en az sekiz gazeteciyle ilgili soruşturma başlattı. Örneğin, gazeteci yazar Gökçer Tahincioğlu yerel seçimlerde “taşıma seçmen”e tepki gösterdiği için soruşturmalık oldu. Gazeteci Mustafa Kuleli ile ilgili “örgüt üyeliği”, İsmail Arı ve Dilan Esen’e yönelik de “halkı yanıltıcı bilgi yaymak” ve “hakaret” gerekçesiyle yürütülen tahkikatlar sonucu takipsizlik kararı verildi.
Kanbal’a “dezenformasyon” soruşturması: Mardin Savcılığı, yaptığı haberler ile sosyal medya paylaşımları gerekçe göstererek Mezopotamya Ajansı Mardin muhabiri Ahmet Kanbal hakkında “yanıltıcı bilgiyi yayma” (TCK 217/A) şüphesiyle soruşturma açtı. Ömeryan bölgesinde gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında, HPG’li Musa Kahraman ile dayısı Lokman Görgün’ün öldürülmesine ilişkin haberle ilgili soruşturmaya, daha önce takipsizlik kararı verilen bir haberin de gerekçe yapıldığı açıklandı (25 Eylül).
Önver’e baskın ve soruşturma var, ifade yok: Hakkari Savcılığı, haberlerinde bölgedeki fuhuşu bir “özel savaş” yöntemi olarak yansıtan ve bu yayınlar sonrası evi basılan ancak evde olmadığı için gözaltına alınmayan JINNEWS sitesi muhabiri Rabia Önver’in ifadesini almadı. Önver, 24 Eylül’de avukatı Azad Özer ile birlikte Hakkari Adliyesi’nde giderek ifade vermek istedi. Ancak soruşturma savcısı, Önver’in avukatına ifade almayacağını iletti. Avukatı, evde olmaması nedeniyle gözaltına alınamadığını ifade ettiği Önver hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” (TCK 217/A) suçlamasıyla açılan soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Bunun üzerine Önver, meslektaşlarıyla birlikte adliye önünde açıklama yaptı. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKGD) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) üyeleri de açıklamaya katıldı (24 Eylül).
Mamedoğlu’ya “dezenformasyon” soruşturması: Gazeteci Medine Mamedoğlu, 20 Haziran 2024 tarihinde Mardin’in Mazıdağı ile Diyarbakır Çınar ilçesi arasındaki köylerde çıkan yangın nedeniyle yaptığı haberler ve sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle ifadeye çağrıldı. İhbar üzerine başlatıldığı ifade edilen süreç kapsamında, Mamedoğlu hakkında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şüphesiyle işlem yapılıyor. Avukat Resul Temur ile Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne giderek ifade veren Mamedoğlu, paylaşımlarının suç teşkil etmediğini ve gazetecilik faaliyetleri kapsamında olduğunu belirtti (17 Eylül).
Tahincioğlu’ya 301 soruşturması: Gazeteci yazar Gökçer Tahincioğlu hakkında, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde “taşıma seçmen” iddialarıyla ilgili görüntüleri paylaşıp, soruşturma çağrısı yaptığı gerekçesiyle “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” (TCK 301) suçlamasıyla soruşturma açıldı. Tahincioğlu, jandarmanın suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma kapsamında 29 Ağustos’ta Ankara Yıldızevler Karakolu’nda ifade verdi (30 Ağustos).
Ağırel’in “Havala” kitabına suç duyurusu: Gazeteci Murat Ağırel’in, Türkiye’de uyuşturucu ticareti ve kara para aklama trafiğini anlattığı “Havala” kitabı hakkında “iftira” ve “hakaret” dâhil beş farklı suçlama temelinde suç duyurusunda bulunuldu ve toplatılması için dava açıldı. Ağırel “Kitabın toplatılması için dava açıyorlar, düzeltilmesi için değil. Üstelik kitabın içinde onların da ifadeleri var. Röportajları ve ses kayıtları yer alıyor” dedi. Ağırel, kitap hakkında şikâyette bulunan kişinin, 2022 yılında Mersin Limanında yapılan operasyonda konteynerinde 258 kilo kokain ele geçirilen Alaa Ben Khadra’nın kardeşi Ahmed Ben Khadra olduğunu ve bu kişinin daha önce et kaçakçılığından yargılanıp beraat ettiği; hakkında uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili iddialar bulunduğu bilgisini paylaştı (22 Ağustos).
Arı ve Esen’e takipsizlik: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, BirGün Gazetesi muhabiri İsmail Arı’nın imzasıyla 16 Şubat 2024 tarihinde, “Gül gibi vurgun” başlığıyla yayımlanan haberle ilgili “hakaret” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla yapılan suç duyurusunda gazeteci İsmail Arı ve BirGün Gazetesi’nin o dönemki sorumlu müdürü Dilan Esen için takipsizlik kararı verildi. Şikayet konusu haberde, eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kardeşi Ayşenur Atmaca ile eşi Muharrem Atmaca’nın sahibi olduğu İbrahimli Yapı isimli inşaat şirketinden ev almak isteyen kişilere, paralarını ödemelerine rağmen evlerin teslim edilmediği iddiaları işleniyordu. Takipsizlik kararında, şikâyete konu haber içeriğinin incelemesinde doğrudan Abdülhamit Gül’ün kast edilmediğini, haberin gazetecilik faaliyeti kapsamında kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapıldığı ve gazetecilerin yöneltilen suçları işlediğini gösterir yeterli delil bulunmadığı belirtildi (21 Ağustos).
Kuleli’ye “örgüt üyeliği”nden takipsizlik: Gazeteci Mustafa Kuleli, Uluslararası Gazeteciler Derneği adlı kuruluşun dergisi olan Journalists Post için Mayıs 2021’de “Türkiye Erdoğan’dan büyüktür” başlıklı bir yazı yazdığı gerekçesiyle iki yıl boyunca “Silahlı terör örgütü üyeliği” şüphesiyle soruşturmaya uğradı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonunda takipsizlik kararı verdi. “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği” şüphesiyle soruşturma gören Kuleli, 14 Kasım 2023 tarihli takipsizlik kararını tebliğ ile birlikte 2 Ağustos’ta X hesabından paylaştı (2 Ağustos)
Açılan ve süren davalar
Temmuz-Eylül döneminde en az 164 muhabir, araştırmacı gazeteci, karikatürist veya gazete yetkilisi, “hakaret”, “kamu görevlisine hakaret”, “devlet kurumlarını aşağılama”, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “kişisel verileri ifşa”, “yanıltıcı bilgi yayma”, “örgüt propagandası”, “örgüt üyeliği” veya “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” gibi suçlamalar kapsamında hapis istemiyle yargılandı.
Kepenek’e “soruşturma” haberinden dava: bianet haber sitesi muhabiri Evrim Kepenek, bir çocuğun “cinsel istismar nedeniyle öldüğü” iddiasına ilişkin haber yaparak “soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği” iddiasıyla İstanbul Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı. Duruşmada söz verilen Kepenek, “Mesleğim boyunca basın meslek ilkelerine bağlı kalarak, özellikle kadın ve çocukların sesini duyurmaya çalıştım. Mesleğimin temel ilkesi olarak, mağdurların haklarını gözetir ve onları yeniden mağdur etmeden, topluma doğru ve etik bir şekilde seslerini duyururum” dedi. Avukatı Emine Özhasar da, “İddianame suç isnadı açısından yeterince belirgin değildir. Müvekkil Evrim Kepenek bu haberi yapmamış olsaydı, gazetecilik mesleğini icra etmemiş olacaktı. Haberin iddialara dayandığını kendisi açıkça ifade etmiştir. İki yaşındaki çocuğun şüpheli ölümü kamu yararına bir meseledir. Müvekkil, ifade özgürlüğü ve haber verme hakkını kullanmıştır. Bu davanın açılmaması gerekirdi. Beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” sözleriyle müvekkilini savundu. Esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar veren mahkeme, yargılamayı 24 Ocak 2025 tarihine bıraktı (27 Eylül).
Çizer Ömeroğlu’nun “müstehcen” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Covid-19 pandemisinin ilk zamanlarında, 25 Kasım 2020’de LeMan dergisi için çizdiği bir karikatür nedeniyle Çizer Zehra Ömeroğlu’nu, “müstehcenlik” iddiasıyla yargılamaya 11. Duruşmasıyla devam etti. 26 Eylül’de görülen duruşma sonunda mahkeme, Ömeroğlu’nun avukatlarının talebi doğrultusunda, Muzır Neşriyat Kurulu’nun düzenlediği ve “müstehcendir” tespitine yer verilen rapora karşı Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde açılan davanın sonucunu sözkonusu mahkemeden sormaya karar verdi. Ayrıca, bu kez de, karikatürün sanatsal ve edebi niteliği konusunda bir kamu üniversitesine bağlı üç kişilik bir bilirkişi heyetinden rapor istenmesine karar verildi. Üç yıla kadar hapsi ve 5 bin güne kadar adli para cezası istemiyle yargılanan Ömeroğlu duruşmaya katılmazken RSF temsilcisi Erol Önderoğlu yargılamayı izledi. Davaya 6 Şubat 20225’te devam edilecek (26 Eylül).
Uçar’a “örgüt üyeliği” davası: Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde 6 Aralık 2023 tarihinde yapılan ev baskınıyla gözaltına alınan ve ardından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan gazeteci İrfan Uçar hakkında, haberleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği” iddiasıyla Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Cengiz Kapmaz’ın 2011 yılında İstanbul’da evine yapılan baskında el konulan dijital malzemelerdeki yazılarda Uçar’ın isminin geçmesi, suç delili olarak gösterildi. Uçar’ın, gazeteci-yazar Musa Anter ve 24 yıl önce Van’da öldürülen Özgür Gündem Gazetesi ile dergi dağıtımcısı Adnan Işık ile ilgili hazırladığı röportajlar da iddianamede suç delili olarak gösterildi. Yargılama 9 Ocak 2025’te Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak (26 Eylül).
“FETÖ Medya” davası Aralık’a kaldı: İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ Medya Yapılanması” ile ilgili yeniden yürüttüğü yargılamayı 17 Aralık’a bıraktı. Gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın, “örgüte yardım” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yeniden yargılanıyor. Davanın 12. duruşmasında, sanık gazeteci Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun avukatı Ali Özsoy, müvekkilinin ağır bir akciğer rahatsızlığı geçirdiğini, savunmasını iyileşince kendisi yapmak istediğini söyleyerek süre talep etti. Daha önce duruşma savcısı, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun, “örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna ve örgüt üyesi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve somut inandırıcı delil elde edilemediği” anlaşıldığından sanıkların “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti. Yakup Çetin, Yetkin Yıldız, Ünal Tanık için de, “eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz ettiği” gerekçesiyle “örgüt üyeliği” iddiasıyla cezalandırma talep edilmişti. Savcı son duruşmada esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti (24 Eylül).
Kepenek’in “dezenformasyon” davası: İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi, 6 Şubat Maraş depremlerinin ardından jandarmanın Pazarcık’a gönderilen yardımlara el koymasıyla ilgili paylaşım yapan Bianet haber sitesinin kadın-LGBTİ+ haberleri editörü Evrim Kepenek’i “dezenformasyon” iddiasıyla yargılamaya başladı. Kepenek TCK’na Ekim 2022’de eklenen 217/A maddesi uyarınca ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlamasıyla yargılanıyor. Gazeteci, “Maraş Pazarcık’ta yardım çadırlarına jandarma el koymuş, ‘tüm yardımlar AFAD üzerinden yapılacak’ denmiş. Güncelleme: Alandaki birçok yardım çadırına el konuluyormuş” şeklinde paylaşım yaptığı gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi isteniyor. 23 EYlül’de savunma yapan Kepenek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suyurduğu kararın alandaki sonuçlarını videoyla duyurduğum için yargılanıyorum” dedi. Duruşmayı TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu Üyesi Gülfem Karakaş, Ekmek ve Gül Dergisi’nden Sıla Altun, MLSA Dava Takip Koordinatörü Semra Pelek, MLSA Proje Yöneticisi Batıkan Erkoç ile gazetecilerin takip etti. Duruşmayı bir sivil polisin de izlediği gözlemlendi. Mahkeme, dava konusu paylaşımdaki video ile Cumhurbaşkanlığı kararlarının sunulması için avukatlara süre veren mahkeme, duruşmayı 24 Şubat 2025 tarihine erteledi (23 Eylül).
Yılmaz’a “tahrik” davası: Van’da Abdullah Zeydan’ın 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesine rağmen mazbatasının verilmemesi üzerine başlayan eylemleri izleyen gazeteci İdris Yılmaz hakkında, “halkı kanunlara uymamaya tahrik” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla dava açıldı. Yılmaz, protestolar sırasında polisin vatandaşları darp ettiğine dair bir paylaşım yapmıştı. Paylaşımda, “Van’da polislerin rastgele sivilleri darp ettiği iddia ediliyor” ifadelerine yer verilmişti. Yılmaz, Erciş 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 14 Kasım’da yargılanmaya başlayacak (23 Eylül).
Darp edilen Sezgin’e darptan dava: İstanbul 63. Asliye Ceza Mahkemesi, Konya’da 2021 yılında aynı aileden yedi kişinin öldürülmesinin İstanbul’da protesto edildiği eylem sırasında darp edilen gazetecilerden Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin’i “basit yaralama” suçlamasıyla yargılıyor. Sezgin, bir gece gözaltında tutulduktan sonra “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ve “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamalarıyla tutuklanması istenmiş, Sulh ceza hakimliğince adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmıştı (19 Eylül).
Akın’a “301” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Afrinli Tutuklulara Zulüm” başlıklı haber yoluyla “Türkiye Cumhuriyeti devleti, devletin askeri veya emniyet teşkilatı alenen aşağılandığı” iddiasıyla Yeni Yaşam Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Osman Akın’ı yeniden yargılamaya davanın üçüncü duruşmasıyla 13 Eylül’de devam etti. Expression İnterrupted girişimine göre duruşma savcısı, önceki celse sunmuş olduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar ederek Akın’ın cezalandırılmasını istedi. Akın’ın avukatı Özcan Kılıç da, mütalaaya katılmadıklarını belirterek müvekkilinin beraatını talep etti. Dava, karar verilmek üzere 22 Kasım’a bırakıldı (13 Eylül).
Karabay’a “yargıyı aşağılama” davası: Gerçek Gündem haber sitesi eski editörü Furkan Karabay, 13 Aralık 2023’te yayınlanan “Odanın sahibi terör savcısı çıktı! Başsavcılık soruşturma başlattı” başlıklı haberi nedeniyle Ceza Kanunu’nun 301/1 maddesinde düzenlenen “Devletin yargı organlarını alenen aşağılamak” iddiasıyla yargılanıyor. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Eylül’de başlayan yargılamada duruşma savcısı Karabay’ın “yargıyı alenen aşağılamak” suçlamasından 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.Yargılama, son savunmalar ve karar için 7 Ocak’a kaldı (12 Eylül).
Ataklı’ya ceza istendi: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, “Pençe-Kilit Harekâtı” bölgesindeki çatışmada hayatını kaybeden bir askerin babasının açıklamalarına yönelik eleştirisi nedeniyle gazeteci Can Ataklı’yı yargılamaya devam etti. Duruşmaya Can Ataklı katılmazken avukatı mahkemede hazır bulundu. Duruşmaya müşteki Ali Yalçın ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuki Hizmetler Birimi avukatı, Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı da katıldı. Yargılamanın ikinci duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı gazetecinin “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. Ataklı’nın avukatının, savcının ceza istediği esas hakkındaki görüşüne karşı savunma hazırlamak için süre talebini kabul eden mahkeme, yargılamayı 10 Ekim’e bıraktı (10 Eylül).
Öğreten ve Baykara’ya “belgesel”den dava: Gazeteci Tunca Öğreten ve Murat Baykara hakkında uyuşturucunun tehlikesi ve yaygınlığını gözler önüne seren 12 Ocak 2023 tarihli “Met Çıkmazı” belgeseli nedeniyle “uyuşturucuya özendirme” ve “suçu bildirmeme” iddialarıyla dava açıldı. 26. Metin Göktepe Gazetecilik Ödüllerinde “Jüri Özel Ödülü”ne değer görülen belgeden yargılanacak olan Öğreten, Evrensel Gazetesi’ne, “Narkotik şubeden teşekkür etmek için aradıklarını sanmıştım. Bu devlet bizi daha önce terörist yapmıştı, şimdi de torbacı ilan etti. Davalar için harcanacak mesaiyi torbacıyı yakalamak için harcamaları lazım” dedi. Gazeteciler yargılanmaya 31 Ekim’de İstanbul Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak (22 Temmuz).
Sonbahar, Karakurt ve Cihan’ın “direnme” davası: Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesi, Antalya’da 2015’te gerçekleştirilen G20 Zirvesi protestolarını takip ederken gözaltına alınan gazeteciler Eylem Sonbahar, Sema Karakurt, Metin Cihan’ı “görevi yaptırmamak için direnme” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, sanık Görkem Tuğal hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenilmesine bir kez daha karar verdi. Toplam 17 kişinin yargılandığı ve 16 Temmuz’da devam edilen yargılama 6 Ocak 2025’e (9:50) bırakıldı (16 Temmuz).
Dündar’ın “Özgürüz” davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “MİT TIR’ları” dosyasının 1 Mart 2017 tarihinde “Özgürüz” sitesinde yayınlanması nedeniyle yeniden Cumhuriyet Gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’ı “casusluk” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Daha önce dosyasının Cumhuriyet Gazetesi yargılaması nedeniyle Dündar’ın “casusluk” iddiasıyla 23 Aralık 2020’de 27 yıl 6 ay hapse mahkûm edilmesiyle ilgili dosya Yargıtay’da. “MİT TIR’ları” dosyasına ilişkin Nisan 2018’de açılan bu dosya, Dündar’ın ifadesinin alınmasını bekliyor. Dündar bir video nedeniyle “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek” (TCK 328) ve “gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklamak” (TCK 330) ile suçlanıyor. 11 Temmuz’da devam edilen duruşmada Dündar’ın avukatı mazeret bildirdi. Dava, gazeteci hakkında verilen yakalama emrinin infazının ve yurtdışından iade talebinin ikmallerinin beklenmesi için 17 Ekim’e (10:55) kaldı (11 Temmuz).
Şardan’a “dezenformasyon” ve “aşağılama” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 31 Ekim 2023’te yayımlanan “MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı gerekçe gösterilerek “dezenformasyon” iddiasıyla 1 Kasım 2023’ten itibaren beş gün tutuklu bırakılan T24 haber sitesi yazarı Tolga Şardan’ı yargılamaya 9 Temmuz’da başladı. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, 1 Kasım’da Ankara Sincan Cezaevi’ne gönderilen, ardından Silivri Cezaevi’ne nakledilen 35 yıllık gazeteciyi, 6 Kasım 2023’te deliller toplandığı gerekçesiyle “yurt dışına çıkış yasağı” şartıyla tahliye etme kararı almıştı. Yazısı nedeniyle ne Cumhurbaşkanlığı’nın ne de MİT Başkanlığı’nın bir yalanlama yapmadığını ve gözaltı kararının günler sonra verildiğini ifade eden gazeteci, gazeteciliğe 1988 yılında başladığını belirterek, “Haberim doğru. Ben tecrübeli bir gazeteciyim ve haberimin arkasındayım. Yalan haber yazdığımı düşünmüyorum. Yalan olması için öncelikle bu haberin yalan olduğuna kendim inanmalı ve bu şekilde halka sunmam lazım. Hiçbir gazeteci yalan bilgiye imza atmaz…Yazımdaki ‘rapor’ kelimesini kullandım ama bu rapor cinsi bir şey değildir. Kişiler üzerinden yapılan bir notlamadır. Ben haber kaynağımı korumak adına rapor kelimesini kullandım. Bilgi notu şeklindedir” dedi. Duruşmada esas hakkında mütalaasını daha ilk duruşmada sunan savcı, gazetecinin her iki suçlamadan da cezalandırılmasını talep etti. Yargılama, buna karşı yapılacak son savunmalar için 17 Aralık’a bırakıldı (9 Temmuz).
Karabay’a “rüşvet haberi” davası: İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, Gerçek Gündem sitesi eski editörü Furkan Karabay’ı “Mafya davasında rüşvet kavgası tutanaklarda” başlıklı haberi nedeniyle ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılamayı sürdürdü. 2 Temmuz’da görülen duruşmada duruşma savcısı, gazetecinin “terörle mücadele edeni hedef gösterme” ve “kamu görevlisine hakaret” gerekçeleriyle cezalandırılmasını talep etti. Yargılama 1 Ekim’e bırakıldı (2 Temmuz).
Yücel’e 301 ve 299 davasında yakalama: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Almanya merkezli Die Welt Gazetesi için 2016’da yazdığı haberleri gerekçe yaparak gazeteci Deniz Yücel‘i “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Devlet kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, RSF temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da izlediği 27 Haziran’daki duruşmada, Yücel’in ifadesinin yaşadığı Almanya’dan alınmasına ilişkin talebi bir kez daha reddetti. Mahkeme başkanı, Yücel’in de yargılandığı TCK’nın 301. maddesiyle ilgili AİHM’in Hrant Dink ve Taner Akçam kararlarına atıf yaparak “ifadesi alınmadan beraat kararı verilmesi”ni isteyen MLSA avukatının talebini reddetti; eksikliklerin giderilmesi için yargılamayı 16 Ocak 2025’e bıraktı. Mahkeme, gazeteciye yönelik yakalama kararını da bu nedenle kaldırmadı. İddianamede, Yücel hakkında, Die Welt’te 26 Ekim 2016’da “Kürdün annesini göremeden ölmesi” söylemi ile 27 Ekim 2016’da yazdığı “Ermenilere yapılan soykırım ifadeleri” nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatıldı. Oysa ki Yücel, ifadesinde “ayrımcılık ve eşitsizliği eleştirdiğini, tarihi gerçeğin suç sayılamayacağını” ifade etmişti. İddianamede, Basın Kanunu’na göre 6 aylık sürede dava açılabileceği, ancak yazının savcılıkça öğrenilmesinden itibaren dava açma süresinin başladığı, mahkemenin 11 Eylül 2020’de suç duyurusu yapmasıyla savcılığın suçlamayı öğrendiği kaydedilmişti (1 Temmuz).
Fincancı, Önderoğlu ve Nesin dokuz yıldır sanık: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenliği davasından yargılanan ve 17 Temmuz 2019’da beraat ettikleri halde kararları istinaftan dönen Şebnem Korur-Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’i dört yıldır yeniden yargılıyor. Sadece Önderoğlu’nun katıldığı yeniden yargılamanın bu 10.uncu duruşmasında, Fransa’da yaşayan Nesin’in ifadesi için yazılan istinabe yazısına yanıtın beklenmesi için karar alındı. 1 Şubat’taki duruşmada, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, bir mahkeme hakiminin reddi konusunda Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu’nun da Önderoğlu’dan sonra yaptığı itirazın reddedildiği bildirilmişti. Üç sanık, “örgüt propagandası”, “suçu ve suçluyu övmek” ve “suç işlemeye alenen tahrik” iddiasıyla 14 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanıyor. İlk yargılama sonunda Temmuz 2019’da verilen beraat kararları İstanbul İstinaf Mahkemesi’nce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fincancı’yı kamuoyu önünde hedef almasından bir hafta sonra Ekim 2020’de bozulmuştu. Mahkeme, itirazlara rağmen bu karara 3 Şubat 2021’de uymaya karar vermişti. Yargılamanın 22. duruşması 15 Ekim’de sürecek (1 Temmuz).
Aranca’ya “gizliliği ihlal” davası: İstanbul Başsavcılığı, “Sinan Ateş cinayeti dosyasındaki bilirkişi raporuna T24 ulaştı: Ateş’in adresini Ülkü Ocakları Başkanı istemiş!” haberi nedeniyle T24 haber sitesi muhabiri Asuman Aranca hakkında dava açtı. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin soruşturma 16 aydır tamamlanamazken, Aranca hakkında “gizliliği ihlal” iddiasıyla üç yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. İddianamede, “konunun haber değeri taşıdığı değerlendirilebilir ise de haberin yapılış tarzı ve gerek bulunmamasına rağmen rapor içeriği ve görsellerinin tamamının yayınlanmasının haber verme sınırını aştığı” öne sürüldü. Aranca’nın davaya konu haberi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafından 2 ayrı ödüle layık görülmüştü. Gazeteci 15 Ekim’de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlayacak (1 Temmuz).
Topuz’a “TMK” davası: Artı Gerçek haber sitesi genel yayın yönetmeni Ali Duran Topuz, Diyarbakır’da 18 gazetecinin soruşturmasını yürüten savcı ve gazeteciler hakkında tutuklama kararı veren sulh ceza hakiminin tayin haberini yayınladığı gerekçesiyle “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” gerekçesiyle yargılanıyor. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın duruşma savcısına aktarılmasına karar verildi. 21 Mart’ta görülen bir önceki duruşmada Topuz’un avukatı Levent Kanat, “Yargı mensuplarını terörle mücadele görev almış kişiler olarak görmek çok tehlikeli. Yargının bağımsız ve tarafsız olması açısından da bu çok tehlikeli. Göreviniz terörle mücadele etmek değil adaleti dağıtmaktır” demişiti. Yargılamaya 7 Kasım’da devam edilecek (1 Temmuz).
Gök’ün “üyelik ve propaganda” davası: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök’ü açık tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerinden “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Gök ve avukatı Resul Temur’un hazır bulunduğu davanın üçüncü duruşmasını, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), DİSK Basın-İş ve MLSA da takip etti. Duruşmada, daha önce Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturmada 16 gazeteci hakkında ifadesi bulunan “CV23TY45UP78” adli gizli tanığın ifadelerinin dosya dahil edildiği ortaya çıktı. Duruşmada, “CV23TY45UP78” kod adlı gizli tanığında 16 gazeteci hakkında verdiği ifadelerde Gök’ten bahsetmediği, ancak 28 Kasım 2023’te Tokat 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce alınan beyanların da Gök’ün kendisine “örgüt adına basın yayın faaliyetleri sürdürdüğünü” iddia ettiği tutanak mahkeme dosyasına girdi. Duruşmada, ilk olarak söz alan Avukat Resul Temur, Gök’ün birçok ülkeye giderek, çatışmalı ortamlarda gazetecilik faaliyetini yürüttüğünü hatırlattı. Müvekkilinin devam eden İsrail-Filistin savaşını takip etmek istediğini, ama uygulanan yurt dışı yasağı adli tedbir kontrolü nedeniyle mesleği faaliyetini yerine getiremediğini ifade eden Temur, müvekkili hakkındaki adli tedbir kontrolünün kaldırılmasını istedi. Temur, 8 Haziran 2022’de gözaltına alınıp, tutuklanarak 11 Temmuz 2023’te tahliye edilen 16 gazeteci hakkında da daha önce ifade veren “CV23TY45UP78” kodlu gizli tanığın da mahkeme huzurunda dinlenmesi talebinde bulundu. Mahkeme bu talebi kabul ederek yargılamaya 22 Ekim’de devam edileceğini bildirdi (1 Temmuz).
Kızılkaya ve Dicle’nin 301 davası. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Müdürü İnan Kızılkaya ve Kürt siyasetçi Hatip Dicle’yi “devleti, hükümeti ve organlarını alenen aşağılama” ve “TBMM’yi alenen aşağılama” iddialarıyla yargılamaya devam etti. Sanık avukatlarının mazeret bildirerek katılmadığı yargılamanın 27. duruşmasında mahkeme, Dicle hakkındaki çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine karar verdi. Yargılama 16 Ocak 2025’e kaldı (1 Temmuz).
Vice News ekibinin “örgüte yardım” davası: Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 2015’te tutuklandıktan sonra sınırdışı edilen Vice News muhabiri Jake Hanrahan ve kameramanı Philip Pendlebury’yi tercüman Mohamed İsmael Rasool ve rehber Abdurrahman Direkçi ile birlikte yargılamaya devam etti. MLSA’ya göre dava, gazetecilerin yurtdışından verdilkleri ifadelerin tercümesiyle ilgili sorunlar nedeniyle ilerleyemedi. 26 Haziran’da mahkeme, Ankara’dan sonra şimdi de İstanbul’daki Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazarak tercümelerin yapılması için karar aldı. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur gibi ilçelerde yaşananlara ilişkin belgesel çekimi yapmak amacıyla geldikleri Diyarbakır’da 2015’te tutuklanan ve ardından sınırdışı edilen dört kişi, “örgüte bilerek isteyerek yardımda bulunmak suretiyle üye olmak”, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla ve 15 yıldan 67 yıla kadar hapis istemiyle yargılıyor. Dava, 25 Kasım’a kaldı (1 Temmuz).
Kuray’a “eylem” davası seneye kaldı: Açlık grevinde olan HDP milletvekili Leyla Güven’e destek amacıyla Mayıs 2019’da gerçekleştirilen eylemde haber takibi yaptığı için gazeteci Zeynep Kuray’ın “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davada, Ocak 2025’e bırakıldı. 25 Haziran’da devam edilen ve gazeteci Kuray’ın katılmadığı duruşmada mahkeme, sanıklardan Hüseyin Yarıcı hakkında çıkartılan yakalama emrinin infazının beklenmesine karar vererek davayı 16 Ocak 2025’e bıraktı (1 Temmuz).
Bahadır Özgür’e “devlet” eleştirisinde dava: Gazeteci-yazar Bahadır Özgür hakkında, 2 Ekim 2022’de Mudanya Kitap Fuarı’nda tarihsel süreçte devlet mafya ilişkisine dair yaptığı bir konuşma nedeniyle “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı. Özgür’ün Ahmet Şık, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Özdal ve Timur Soykan ile birlikte kaleme aldığı “Duvar: Sedat Peker’in İtiraf İfşaat ve İddiaları” kitabı üzerine yaptığı konuşma nedeniyle hapisle yargılanacak. Özgür, Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak (1 Temmuz).
Dal, Aslan ve Alayumat’a “örgüt” davası: İstanbul merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 26 Nisan’da çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanan ve 21 Mayıs’ta tahliye edilen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal ve Mehmet Aslan ile gazeteci Erdoğan Alayumat hakkında “PKK üyeliği” iddiasıyla dava açıldı. Üç kişi, 15 Ekim’de yargılanmaya başlayacak. 8 Mayıs’ta iddianameyi kabul eden İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, tensiple birlikte üç gazeteciyi yurt dışına çıkış yasağı ve bulunduğu yerleşim yerini terk etmeme şeklinde adli kontrol şartıyla tahliye etmişti. İddianamede, örgütsel talimatla hareket ettikleri iddiasıyla suçlanan gazetecilerin Abdullah Öcalan’a ilişkin tecrit haberleri, TSK’nin kimyasal silah kullanımı haberleri ve kadınlarla ilgili 65 haberi yer aldı. Dal’ın yaptığı haberlerle “algı yönetimi faaliyetleri”, “müzahir kitleye mesaj verme”, “talimat aktarımı ve kitlesel eylem çağrıları” yaptığı öne sürüldü (1 Temmuz).
Yargılanan, polisin darp ettiği Orman: İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı, İstanbul Sancaktepe’de 2 Temmuz 2023’te düzenlenen Madımak Katliamı anmasında “polislere görevi yaptırmamak için direndiği” iddiasıyla gazeteci Emre Orman’ın cezalandırılmasını talep etti. Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği davada Orman, hakkında dava açan polis memuru E.Ç’nin iddialarının aksine kendisinin darp edildiğini, işkence gördüğünü belirtmişti. Orman savunmasında, “Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Ben de bu görüntüleri çektim. Ben çekerken o polis şefi bana küfür etti, darp edildim. Asıl darp edilen, işkenceye uğrayan benim” demişti. Suçtan zarar görme ihtimaline karşı bir müşteki polisin davaya katılmasına karar veren mahkeme, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunma yapılması için yargılamayı 17 Ekim’e bıraktı (1 Temmuz).
Altı gazeteciye “direnme” davası: İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi savcısı, Diyarbakır ve Ankara merkezli operasyonlarda meslektaşlarının tutuklanmasını 29 Nisan 2023’te protesto eden altı gazeteciyle ilgili “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasından cezalandırma istedi. ETHA editörü Pınar Gayıp, Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer, Direnişteyiz.org sitesi muhabiri Esra Soybir, Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal, Gazete Patika sitesi muhabiri Yadigar Aygün ile gazeteci Zeynep Kuray “tüm ikazlara rağmen gösteri ve toplantıyı sonlandırmadıkları” gerekçesiyle yargılanıyor. Mahkeme esas hakkındaki görüşe ilişkin savunmaların yapılması için gazetecilere süre verdi. Dava 31 Ekim’e bırakıldı (1 Temmuz).
Savcı Müftüoğlu için ceza istedi: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 303 gün tutuklu kaldıktan sonra 29 Şubat’ta tahliye edilen Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu’nu yargılamaya devam etti. Dördüncü duruşmada esas hakkında mütalaasını sunan duruşma savcısı, “KCK Türkiye yapılanması içerisinde eğitim aldığı” ve “tanık ifadelerinin güvenilir olduğu”nu savunarak Müftüoğlu’nun “örgüt üyeliği”nden cezalandırılmasını talep etti. Mahkemenin getirmiş olduğu delilleri Yargıtay kararları doğrultusunda tartışılmasını isteyen Müftüoğlu’nun avukatı Resul Temur, gazetecilik faaliyeti yürüten müvekkili hakkındaki yurt dışı yasağının kaldırılmasını istedi. Bu talebi geri çeviren mahkeme heyeti, mütalaaya karşı savunma yapılmasına karar kıldı ve yargılamayı 24 Ekim’e bıraktı (1 Temmuz).
Alağaş’ın “örgüt” davası: Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, JİN NEWS haber müdürü olduğu dönemle ilgili faaliyetleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle Safiye Alağaş’ı “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, Kürt yayın kuruluşlarını hedef alan Diyarbakır merkezli soruşturma kapsamında birçok gazeteciyle birlikte 16 Haziran 2022’de tutuklanıp 12 Temmuz 2023’te tahliye edilen Alağaş hakkında 12 yıl önce yürütülen bir soruşturmada ifade veren gizli tanığın bulunması için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına karar verdi. MLSA’ya göre, artık Siirt Belediyesi Eş Başkanı olan Sofya Alağaş’ın katılmadığı duruşmada, DİSK Basın-İş Diyarbakır Bölge Temsilcisi Hakkı Boltan, gazeteciler ve üç sivil polis de vardı. Savcı, ara mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesini istedi. Avukat Resul Temur ise, “Dosya tamamen JİN NEWS’te yayınlanan haberlerden oluşuyor. JİN NEWS internet haberciliği açısından süreli yayınlara tabidir ve bu tür yayınlarda dava açma süresi dört aydır. Bu nedenle dosyada muhakeme şartı yok. Ayrıca yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Alağaş hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamı yönünde karar alan mahkeme, davayı 22 Ekim’e bıraktı (1 Temmuz).
Özgür Gündem davasında dört gazeteci sanık: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin yöneticileri ile yazarlarının gazetede yayınlanan yazıları nedeniyle Hüseyin Aykol, Ayşe Batumlu Kaya, Eren Keskin ve Reyhan Çapan’ı “örgüt propagandası” ve “suç işlemeye alenen tahrik suçlamasıyla yargılamaya devam etti. Sekizinci duruşma sonunda mahkeme, gazete avukatı Özcan Kılıç’ın talebini kabul ederek, hükmün kesinleştiğini bildirdiği İstanbul Bölge Mahkemesi 17. Dairesi’nde işlem gören Kaya hakkındaki dosyanın akıbetinin sorulmasına karar verdi. Yargılama 8 Ekim’e kaldı (1 Temmuz).
Diyarbakır’da dava 20 sanıklı oldu: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 18 gazeteciyi “örgüt üyeliği” gerekçesiyle yargılamaya dördüncü duruşmayla devam etti. Ari Prodüksiyon sahibi Berivan Karatorak ile kameraman Servet Yigen hakkında açılan davaların da bu davayla birleştirilmesi sonucu yargılananların sayısı 20 oldu. Sanık gazetecilerden Mezopotamya Haber Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, JinNews Haber Müdürü Safiye Alagaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş ile gazeteciler Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken ve Mazlum Güler 8 Haziran 2022’de gözaltına alınıp 16 Haziran 2022’de tutuklanmış, 12 Temmuz’da tahliye edilmişti. 9 Mayıs’ta görülen son duruşmada mahkeme, Karatorak’ın imza tedbirinin kaldırılmasına, sanıkların yurt dışı yasağının kaldırılmasının reddine karar verdi. Tüm malzemelerin iadesine de hükmeden mahkeme, yargılamaya 19 Kasım’da devam edileceğini bildirdi (1 Temmuz).
Avcı’ya yeniden yargılama: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Gülen Cemaati tarafından kurulduğu iddia edilen “Selam Tevhid soruşturma kumpası” gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen eski savcı, yazar ve gazete köşe yazarı Gültekin Avcı, Yargıtay’ın bozma kararından sonra yeniden yargılanmaya devam etti. Mahkeme, 9 Şubat’ta görülen yeniden yargılamaya ilişkin üçüncü duruşmada, İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Avcı’yı tahliye etmeyi reddetti. 13’ü firari, 90 sanığın yargılandığı davanın son duruşması, bu davanın, başka bir dosyayla birleştirilmesi gerekçe gösterilerek kapalı görüldü. Dava kapsamında kapatılan Bugün Gazetesi’ndeki yazıları ve Samanyolu TV’deki yayınları nedeniyle suçlanarak iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Avcı, 18 Eylül 2015’te tutuklanıp davanın 9 Haziran 2016 tarihli ilk duruşmasında tahliye edilmişti. 25 Eylül 2016’da ikinci kez tutuklanan Avcı, son olarak 13 Eylül 2019’da yeniden tahliye edilip yeniden tutuklandı (1 Temmuz).
“KCK Basın” davasında 46 sanık: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 yıldır devam eden “KCK Basın” davasından 46 gazeteci ve medya çalışanını “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılamaya 31. duruşmayla devam etti. 20 Aralık 2011 yılında Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat, Demokratik Modernite ve Fırat Dağıtım gibi Kürt gazetecilerine yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 46 gazeteciden 32’si 24 Aralık’ta tutuklanmış, ardından aşamalı olarak tahliye edilmişti. Süreç, sanık avukatlarınca “FETÖ kontrolündeki Emniyet ve yargının ürünü” olarak eleştirilmişti. Dosyada tutuklu sanık kalmasa da, dosyanın diğer “itibarsız FETÖ dosyaları” gibi işlem görmemesi itiraz konusu olmuştu. Kasım 2019’da AİHM, dosyasına dair yapılan başvuruyu, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yolu tüketilmediği gerekçesiyle reddetmişti. 25 Nisan’da görülen son duruşmada, bir kez daha Kayhan hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenilmesine karar verildi. Yargılama 3 Ekim’e bırakıldı (1 Temmuz).
Kararlar
Temmuz-Eylül döneminde yargılanan, aralarında “örgüt üyeliği”nden sanık Kürt medya temsilcileri Diren Yurtsever, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer toplam 50 yıl hapse mahkûm edildi. “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılanan sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a da, ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. HDP eski milletvekili Leyla Güven’in bir panel konuşması Yüksekova Haber sitesi ve Youtube kanalından yayımlandığı için site yetkilileri Erkan Çapraz ve Ömer Oğuz, “terör örgütü propagandası”ndan her biri 16 bin 660 TL adli para cezasına mahkûm edildi.
Özgür Gündem’in “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına 2016’da katıldığı için “örgüt propagandası”ndan yeniden yargılanan Evrensel Gazetesi yazarı İhsan Çaralan’ın dosyası, “ilk yargılamada verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının beş yıllık denetim süresi dolduğu” için düşürüldü.
Bu dönemde aralarında Elif Akgül ve Haluk Kalafat’ın da olduğu 14 haberci, “kişiler arası görüşmeleri hukuka aykırı şekilde yaymak”, “kişisel verileri ele geçirme ve yayımlamak”, “örgüt propagandası”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak”, “Toplantı, gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davalardan beraat etti.
Eskin’e “propaganda”dan beraat: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gazeteci İsmail Eskin’i “örgüt propagandası” suçlamasıyla yeniden yargıladığı davanın ikinci duruşmasında beraat kararı verdi. Eskin’in katılmadığı duruşmada, avukatı Resul Temur hazır bulundu. Savcı, esas hakkındaki mütalaasınnda, Eskin’in bu suçlamadan cezalandırılmasını talep ederken avukatı Temur, Yargıtay’ın bozma kararının çok açık olduğunu ifade ederek, savcının görüşüne katılmadıklarını ve beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu. Kararını açıklayan mahkeme de, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Eskin’in beraatına karar verdi. Eski DİHA muhabiri Eskin, 2015-2016 yıllarında Diyarbakır, Şırnak ve Mardin’de ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları sırasında yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanıyordu. Eskin’e yönelik 2017’de verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde onanırken karar, Yargıtay tarafından bozulmuştu. Sonuçta dosya, yeniden görülmek üzere Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti (26 Eylül).
İkinci yargılamada Sinan Aygül’e “Dezenformasyon”dan beraat: Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi, “cinsel taciz” iddiasını haber yaptığı için “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” gerekçesiyle (dezenformasyon) 14 Aralık 2022’de tutuklanıp 22 Aralık’ta tahliye edilen ve 28 Şubat 2023’te 10 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Sinan Aygül ile ilgili Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin cezayı bozmasının ardından beraat kararı verdi (25 Eylül).
Ergün ve Sezer’e “İnal” beraati: İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikâyetiyle “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilerek yayın yoluyla hukuka aykırı olarak ifşa etmek” suçlamasıyla yeniden yargılanan İleri Haber haber sitesi eski yayın yönetmeni Doğan Ergün ve dönemin sorumlu müdürü İzel Sezer’i beraat ettirdi. Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı “Cendere” kitapta yer alan ve İnal’a ilişkin de olan iddialarla ilgili Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’in sosyal medya paylaşımlarına da yer veren iki gazeteci, 6 Aralık 2021 tarihinde yayımlanan “Yargılanan yine gazetecilik oldu” başlıklı haber nedeniyle ilk yargılama sonunda Haziran 2023’te “iftira” ve “hakaret” suçlarından beraat etmiş, “aleni olmayan konuşmaların kaydedilip yayımlanması” gerekçesiyle de ayrı ayrı ertelemeli 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilmişti. 24 Eylül’de görülen karar duruşmasında, duruşma savcısının basın ve ifade özgürlüğüne vurgu yapılan mütalaasına uygun olarak beraate hükmedildi (24 Eylül).
Çapraz ve Oğuz’a “propaganda” cezası: Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi, HDP eski milletvekili Leyla Güven’in dört yıl önce Yüksekova’da düzenlenen bir paneldeki konuşması Yüksekova Haber sitesinde, videosu da Youtube kanalından yayımlandığı için site İmtiyaz Sahibi Erkan Çapraz ve Yayın Koordinatörü Ömer Oğuz’u apar topar “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla mahkûm etti. 24 Eylül’de mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin 1 Ağustos itibariyle iptal ettiği Hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na da başvurarak, beyan dahi almadan, gazetecilere 16 bin 660 TL adli para cezası verdi. Avukatları karara itiraz edecek (24 Eylül).
Güleş’e “propaganda” beraati: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yayınlanmış haberleri sosyal medyada paylaştığı gerekçesiyle “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargıladığı gazeteci Mehmet Güleş’i beraat ettirdi. Avukatı Resul Temur, yargılamanın daha ilk duruşmasında savcının sunduğu esas hakkındaki mütalaasında cezalandırma istediği Güleş’in yalnızca yayımlanmış haberleri dolaşıma soktuğu için yargılandığı ifade ederek müvekkili için beraat istedi. Mahkeme de mütalaaya karşılık olarak Güleş’i akladı (5 Eylül).
Mumay’a hapis cezasına itiraz reddedildi, tek yol AYM: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) metro kredisine haciz koyduran Met-Gün İnşaat’ın kendi ile ilgili haberlere gönderdiği erişim engeli kararını açık bir şekilde yayınladığı gerekçesiyle Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay’a verilen 20 aylık hapis cezasını onadı. İstinaf, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “kişisel verileri yayma” iddiasıyla 5 Mayıs 2023’te verdiği karara ilişkin itirazı oybirliğiyle reddetti. Kararda, “usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığının bulunmadığı, delil ve işlemlerinde herhangi bir eksiklik olmadığı, duruşma tutanaklarının içeriği, hukuka uygun olarak elde edilen delillerinin tartışılmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, ispat bakımından da değerlendirilmenin yerinde olduğunun anlaşıldığı” belirtildi. DW Genel Müdürü Peter Limbourg, kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını duyurdu (26 Ağustos).
Hapis cezalarına gerekçe: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Selman Güzelyüz, Berivan Altan, Diren Yurtsever, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve Deniz Nazlım ile JINNEWS muhabirleri Öznür Değer’e “terör örgütü üyeliği”nden verilen 6’şar yıl 3’e aylık hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı. Gazetecilerin ifadeleri, tanık ve gizli tanık beyanları, dijital inceleme tutanağı, HTS analiz raporu, kolluk araştırma tutanakları, teknik ve fiziki tedbir tutanakları ile tüm dosya kapsamına yer verilen 82 sayfalık gerekçeli kararda, Ankara merkezli soruşturma kapsamında 29 Ekim 2022’de tutuklanan ve 16 Mayıs 2023’te görülen ilk duruşmada tahliye edilen gazetecilerle ilgili, “haberleri algı oluşturmaya yönelik” tespiti yapıldı. Söz konusu kararda, gazetecilerin birbirleri arasındaki para transferleri, gazetecilik faaliyetleri kapsamında hazırladıkları tecrit haberleri, sosyal medya paylaşımları, ev baskınları sırasında el konulan kitap ve dergiler, hasta tutsaklara dair hazırlanan İnsan Hakları Derneği (İHD) raporları suç unsuru olarak değerlendirildi (25 Temmuz).
Çaralan’a “Özgür Gündem” davası düştü: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem’in “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına 2016’da katıldığı için Evrensel Gazetesi yazarı İhsan Çaralan’ı “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. 9 Temmuz’da görülen, Çaralan ve avukatı Devrim Avcı’nın da katıldığı duruşmada mahkeme, ilk yargılamada verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının beş yıllık denetim süresinin dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi. Karar, duruşma savcısının esas hakkındaki mütalaasında dile getirdiği talebine de uygun düştü (9 Temmuz).
Değer’e “eylem” beraatı: Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi, Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin artan yaşam pahalılığını protesto etmek için 28 Kasım 2021’de düzenlenen “Geçinemiyoruz” eyleminde gözaltına alınan 23 kişi ile eylemi takip eden JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer’i, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ve “görevi yaptırmamak için direnmek” (TCK 265) suçlamalarıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, aralarında Öznur Değer’in de olduğu 12 sanığın beraatlarına karar verdi (8 Temmuz).
Sekiz gazeteciye hapis, üçüne beraat: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, dokuzu 7 ay tutuklu bırakılan 11 Mezopotamya Ajansı ve Jin Nezs sitesi çalışanı hakkında “KCK Basın Komitesi üyeliği” gerekçesiyle açılan davada kararını açıkladı. 3 Temmuz’da görülen 11 sanıklı davanın karar duruşmasında, Mezopotamya Ajansı (MA) yazı işleri müdürü Diren Yurtsever, MA Ankara haber müdürü Deniz Nazlım, MA muhabirleri Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırıldı. Mahkeme, JINNEWS muhabiri Habibe Eren, Ceylan Şahinli ve MA eski stajyeri Mehmet Günhan hakkında beraat kararı verdi. 5 Temmuz 2023’te görülen ikinci duruşmada gizli tanık “K8Ç4B3L1T5” dinlenmiş ve birçok tutarsızlığı nedeniyle eleştirilmişti. 29 Ekim 2022’de tutuklanan Yurtsever, Nazlım, Altan, Güzelyüz, Yalçın, Acar ve Şahinli, Eren ve Değer 6 Mayıs 2023’te tahliye edilmişti. Adli kontrolle serbest bırakılan Ağgöz ve Günhan da 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyordu (3 Temmuz).
Kalafat ve Akgül’e “301” beraatiı İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 2015, 2018 ve 2019 yıllarında yayımlanan altı farklı haber yoluyla “Türk milletini alenen aşağıladıkları” iddiasıyla Bianet haber sitesi eski çalışanları gazeteciler Haluk Kalafat ve Elif Akgül’ü yargıladığı davada beraat kararı verdi. RSF, CPJ, MLSA ve P24 gözlemcilerinin izlediği duruşmada gazetecilere son sözleri soruldu. Gazeteciler, mesleki faaliyetlerin suç sayılamayacağını ifade ederek beraatlerini talep etti. Mahkeme savcısı, 19 Ekim 2023’de sunduğu esas hakkındaki mütalaasında, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “Salt [Ermeni Soykırımı ifadesinin] kullanılması herhangi bir suçlamanın konusu olmamalıdır” hükmüne vardığı İlker Deniz Yücel (Başvuru: 2017/16589) kararını da dikkate almayarak gazetecilerin cezalandırılmasını talep ederken mahkeme habercileri aklama yönünde karar bildirdi. Kalafat ve MLSA adliye muhabiri Akgül TCK’nın 301/1 maddesi uyarınca üçer yıl hapis istemiyle yargılanıyordu. Gazeteciler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) “Ermeni Soykırımı propagandası yapıldığı” iddiasıyla yapılan bir ihbar ve Adalet Bakanlığının 24 Haziran 2021 tarihinde izin vermesi üzerine başlatılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya uğradı (2 Temmuz).
Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları
Temmuz-Eylül döneminde en az 17 gazeteci ve karikatüristin adın (Barış Pehlivan, Ozan Alper Yurtoğlu, Deniz Yücel, İhsan Çaralan, İnan Kızılkaya, Ahmet Sever, Hayko Bağdat, Sedef Kabaş, Erk Acarer, Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Ramazan Yurttapan, Haydar Ergül, Furkan Karabay (2) ve Rüstem Batum) “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesine dayandırılan davalarda geçti. Toplam 84 yıl hapis cezası öngören bu dosyaların birinde, sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a, ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi.
“Cumhurbaşkanı’na hakaret” başlıklı TCK’nın 299. maddesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 yıllık görev süresinde 250’yi aşkın gazetecinin yargılanmasına, Hayko Bağdat ile birlikte en az 77’sinin de (kimisi ertelemeli olarak) hapis veya para cezalarına mahkûm edilmesine zemin oluşturdu.
Ne 2016 yılına ait Venedik Komisyonu tavsiyesi, ne de AİHM’in Ekim 2021’de Türkiye aleyhine verdiği “Vedat Şorli” mahkûmiyeti, ne yazık ki, gazetecilerin aradan geçen zaman içerisinde de, keyfi davalarla taciz edilmesine engel olamadı.
Pehlivan ve Yurtoğu’nun “SaBıKa” davası: İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi, CHP’nin ‘SaBıKa Holding’ başlıklı broşürünü Cumhuriyet Gazetesi’nde haberleştirdikleri için gazeteciler Barış Pehlivan ile Ozan Alper Yurtoğlu’nu “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” iddialarıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, Yargıtay 7. Ceza Dairesinde görev yapan müşteki Tekman Savaş Nemli için tebligat çıkarılarak, duruşmadan haberdar edilmesine karar verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Bakan ve Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, eski Başbakan Binali Yıldırım, Danıştay üyesi Esat Toklu, AYM üyesi İrfan Fidan, Yargıtay üyesi Tekmen Savaş Nemli, Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Korkmaz Karaca’nın şikâyetiyle açılan davanın sekizinci duruşmasında yargılama 21 Kasım’a bırakıldı (26 Eylül).
Karabay’a “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası: Gerçek Gündem sitesi eski editörü Furkan Karabay hakkında 19 Ocak 2024 günü Mirgün Cabas’ın YouTube yayınında kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” ile “iftira” suçlamalarıyla dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 5 Eylül 2024 tarihli iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile oğulları Burak Erdoğan ve Ahmet Erdoğan da müşteki olarak görülüyor. İddianame İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 16 Eylül’de kabul edildi (18 Eylül).
Çaralan ve Kızılkaya’ya “Cumhurbaşkanı” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem Gazetesi’nde yayımlanan bir haber yoluyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret edildiği” iddiasıyla gazeteciler İnan Kızılkaya ve İhsan Çaralan’ı 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılıyor. Daha önce duruşma savcısı, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal gerekçesinin yargılamanın esasına ilişkin değil, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) boyutuyla ilgili olduğunu savunarak Çaralan ve Kızılkaya’nın cezalandırılmalarını talep etmişti. Kızılkaya’nın avukatı Özcan Kılıç, mütalaaya katılmadıklarını belirterek beraat talep etti. Çaralan’ın avukatı Devrim Avcı ise, AYM’nin ihlal kararının esasa ilişkin olduğunu belirtip yoruma dayalı olmadığının altını çizdi. Av. Avcı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının infaz kabiliyeti olmayan bir karar olduğunu hatırlattı ve AYM’nin kararı doğrultusunda beraat kararı verilmesi gerektiğini açıkladı. Mahkeme, dosyayı inceleyip karar vermek üzere davayı 22 Kasım’a bıraktı (13 Eylül).
Sever’in 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “İçimde Kalmasın/Tanıklığımdır” kitabında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” şüphesiyle T24 sitesi yazarı ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski basın başdanışmanı Ahmet Sever’i Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesinden yargılamaya devam etti. Dava, Sever hakkında yazılan istinabe belgesinin Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden sorulmasına karar verdi. Yargılamaya 14 Ocak 2025’te devam edilecek (13 Eylül).
Bağdat’a “Cumhurbaşkanı” cezası, “hakaret” ve “kin”den beraat: İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi, ozguruz.org sitesinde 14 Nisan 2017’de yayımlanan “Erdoğan hakkında son yazım” başlıklı yazısı ile 2014’ten beri paylaşılan dört Twitter paylaşımı nedeniyle gazeteci Hayko Bağdat’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapse mahkûm etti. Mahkeme, Ocak 2018 ve Ekim 2019 tarihli sosyal medya paylaşımlarından “kin ve düşmanlığa tahrik” ile Ocak 2014 ve Temmuz 2019 tarihli paylaşımlarından “kamu görevlisine hakaret”ten suçlanan Bağdat’ı beraat ettirirken, Eylül ve Ekim 2019 tarihli paylaşımlarını gerekçe yaparak Bağdat’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mahkûm etti. Suç “alenen ve birden fazla kez işlendiği” iddiasıyla artırılan Bağdat’ın cezasında, “cezanın üzerindeki olası etkileri” dikkate alınarak indirime gidildi. 21 Şubat 2024’teki duruşmada mahkeme savcısı, Bağdat hakkında “Zincirleme şekilde Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Kamu görevlisine hakaret” suçlarından toplam 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcı, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından ise beraat kararı verilmesini talep etmişti. Gazeteciye yönelik, 15 Kasım 2019 tarihinde yayımlanan bir fotomontaj fotoğraf da suçlama konusu yapılmıştı (10 Temmuz).
Yücel’e 301 ve 299 davasında yakalama: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Almanya merkezli Die Welt Gazetesi için 2016’da yazdığı haberleri gerekçe yaparak gazeteci Deniz Yücel‘i “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Devlet kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, RSF temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da izlediği 27 Haziran’daki duruşmada, Yücel’in ifadesinin yaşadığı Almanya’dan alınmasına ilişkin talebi bir kez daha reddetti. Mahkeme başkanı, Yücel’in de yargılandığı TCK’nın 301. maddesiyle ilgili AİHM’in Hrant Dink ve Taner Akçam kararlarına atıf yaparak “ifadesi alınmadan beraat kararı verilmesi”ni isteyen MLSA avukatının talebini reddetti; eksikliklerin giderilmesi için yargılamayı 16 Ocak 2025’e bıraktı. Mahkeme, gazeteciye yönelik yakalama kararını da bu nedenle kaldırmadı. İddianamede, Yücel hakkında, Die Welt’te 26 Ekim 2016’da “Kürdün annesini göremeden ölmesi” söylemi ile 27 Ekim 2016’da yazdığı “Ermenilere yapılan soykırım ifadeleri” nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatıldı. Oysa ki Yücel, ifadesinde “ayrımcılık ve eşitsizliği eleştirdiğini, tarihi gerçeğin suç sayılamayacağını” ifade etmişti. İddianamede, Basın Kanunu’na göre 6 aylık sürede dava açılabileceği, ancak yazının savcılıkça öğrenilmesinden itibaren dava açma süresinin başladığı, mahkemenin 11 Eylül 2020’de suç duyurusu yapmasıyla savcılığın suçlamayı öğrendiği kaydedilmişti (1 Temmuz).
Kabaş’ın “Erdoğan” davası: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları yoluyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettiği iddiasıyla gazeteci Sedef Kabaş’ı 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılamaya devam etti. Pandemi döneminde aşı politikasına yönelik eleştirileri ve “128 milyar dolar nerede?” sorusunu da içeren 2016-2021 yılları arasındaki paylaşımlardan oluşan 25 tweeti nedeniyle suçlanan Kabaş, savunma yapmayacağını, kendisine “hukuka aykırı bir şekilde dava açanlar” hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirmişti. Kabaş, 6 Ocak 2021 tarihinde ABD’de Trump destekçilerinin Kongre Binasını basması üzerine TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un paylaşımını yorumlayan NBC muhabirinin Erdoğan’a “diktatör” dediği ifadelerini çevirerek “Amerika’yı bırak, ülkemin düştüğü duruma bak…” yorumunu yapmıştı. Kabaş’ın 17 Şubat 2021 tarihinde paylaştığı ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Erdoğan’a yönelik uyarısını aktardığı tweeti de suçlama konusu edildi. İlk duruşmada AİHM’nin 21 Ekim 2010 tarihli Şorli/Türkiye kararına değinen Kabaş’ın avukatı Uğur Poyraz, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” düzenlemesinden davanın derhal beraat ile sonuçlandırılması talebi reddedilince reddi hakim talebinde bulunmuştu. 6 Haziran’da süren yargılama 7 Kasım’a kaldı (1 Temmuz).
Charlie Hebdo’ya “Cumhurbaşkanı” davası: Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 28 Ekim 2020 tarihli bir karikatürde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” gerekçesiyle Fransa merkezli haftalık Charlie Hebdo dergisinin dört temsilcisini yargılıyor. Yargılamanın 23 Mayıs’ta görülmesi beklenen altıncı duruşması mahkeme hakimi izinli olduğundan ertelenmişti. Davadan, derginin genel direktörü Julien Serignac, yazı işleri müdürü Gerard Biard, genel yayın yönetmeni Laurent Sourisseau ve karikatürist “Alice” 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılanıyor. Dosya, Adalet Bakanlığı’ndan, sanıkların açık kimlik, adres bilgilerinin ve savunmalarının tespiti için Ankara Başsavcılığı’nca düzenlenen yurt dışı istinabe yazısıyla ilgili dönüş bekliyor. Davanın başından beri sanıkların ifadelerine ulaşılmaya çalışılıyor (1 Temmuz).
Yurttapan ve Ergül’ün “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Demokratik Modernite dergisi sorumlu müdürü Ramazan Yurttapan ve dergi editörü Haydar Ergül’ü “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla ve 4 yıl 8 ay hapisle yargılamaya devam etti. İddianamede Yurttapan ve Ergül’e yöneltilen suçlamaya derginin 37. sayısında Aysun Genç mahlası kullanılarak yazılan “Yeni Osmanlıcılık Türk Devletinin En Yozlaşmış Halidir” başlıklı yazıdaki ifadeler gerekçe gösterilmişti. Yargılama 21 Kasım’a bırakıldı (1 Temmuz).
Karabay’a “Cumhurbaşkanı” davası: Daha önce İrfan Fidan, Akın Gürlek, Şaban Yılmaz, Ahmet Özel, Mustafa D. İnal gibi birçok yargı ve yüksek yargı mensubunun dava açtığı Gerçek Gündem haber sitesi editörü Furkan Karabay’a şimdi de “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla dava açıldı. Gazeteci İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 3 Ekim’de yargılanmaya başlayacak (1 Temmuz).
Batum’un “Erdoğan” davası: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, 2017-2019 döneminde Twitter hesabından, Güneydoğu’daki hak ihlallerine tepki gösterdiği, ekonomik krizin yurttaş üzerinden etkileri ile “saldırgan” dış politikasından söz ettiği ve Katar’ın uçak verdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiği için gazeteci Rüstem Batum’u 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılamaya devam etti. 17 Haziran 2019’da “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla açılan dava, Batum hakkında çıkarılan yakalama kararının infazını bekliyor. MLSA avukatlarından Emine Özhasar, Batum’un savunmasının bulunduğu ülkeden alınmasını ve hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep etti. Talepleri reddeden mahkeme, yakalama emrinin devamına hükmetti. Yargılama 10 Ekim’e bırakıldı (1 Temmuz).
Acarer’in “Cumhurbaşkanı” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gazeteci Erk Acarer’i BirGün Gazetesi’nde çıkan “Herkese var, Berkin’e yok” yazında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret edildiği” iddiasıyla yargılıyor. Mahkeme, Almanya’da yaşayan gazeteciyle ilgili yakalama emrinin infazını bekliyor (1 Temmuz).
Hakaret ve tazminat davaları
Ceza davaları
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında en az 18 gazeteci, iktidar ve yargının öne çıktığı çevrelerinin haklarında “hakaret”, “kamu görevlisine hakaret” veya “iftira” iddiasıyla yaptığı şikâyetler sonucu bir veya birden fazla ceza davası kapsamında mahkemeye çıktı. Mahkûmiyet kararının çıkmadığı bu dönemde, Oktay Candemir, Hayko Bağdat, Barış Pehlivan ve Büyüksipahi beraat etti.
Gazeteciler için hapis istendiği dosyaların müşteki veya şikayetçileri arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile oğulları Burak Erdoğan ve Ahmet Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Bakan ve Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, eski Başbakan Binali Yıldırım, Danıştay üyesi Esat Toklu, AYM üyesi İrfan Fidan, Yargıtay üyesi Tekmen Savaş Nemli, Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Korkmaz Karaca, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak, eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı, milletvekili Mustafa Varank, eski Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) üyesi Hamit Kocabey ile avukat oğlu Nizameddin Kocabey, İstanbul C. Başsavcısı Şaban Yılmaz, Anadolu C. Başsavcısı İsmail Uçar ve İstanbul C. Başsavcıvekili Mehmet Yılmaz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Hadi Salihoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal, İstanbul Adliyesi eski 1. Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun da var.
Pehlivan ve Yurtoğu’nun “SaBıKa” davası: İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi, CHP’nin ‘SaBıKa Holding’ başlıklı broşürünü Cumhuriyet Gazetesi’nde haberleştirdikleri için gazeteciler Barış Pehlivan ile Ozan Alper Yurtoğlu’nu “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” iddialarıyla yargılamaya devam etti. Mahkeme, Yargıtay 7. Ceza Dairesinde görev yapan müşteki Tekman Savaş Nemli için tebligat çıkarılarak, duruşmadan haberdar edilmesine karar verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Bakan ve Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, eski Başbakan Binali Yıldırım, Danıştay üyesi Esat Toklu, AYM üyesi İrfan Fidan, Yargıtay üyesi Tekmen Savaş Nemli, Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Korkmaz Karaca’nın şikâyetiyle açılan davanın sekizinci duruşmasında yargılama 21 Kasım’a bırakıldı (26 Eylül).
Candemir’e “hakaret” suçlamasından beraat: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği mitingi öncesinde kayyım yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği 2,5 milyon TL’lik araç kiralama ihalesini Haziran 2022’de haberleştiren gazeteci Oktay Candemir, “hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat etti. Expression Interrupted girişimine göre, Candemir’in, “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti yoluyla hakaret” suçlamasıyla Van 9. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen yargılaması 10 Eylül 2024 tarihinde basit yargılama usulüne göre yapıldı. Mahkeme kararında, “Yargılamaya konu somut olayda; sanığın kullandığı sözlerin yapılan paylaşım içeriği ve dosyadaki bilirkişi raporunda yer alan paylaşımın, devamına ilişkin beyanlar incelendiğinde muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olamayıp, rahatsız edici kaba nezaket dışı ağır eleştiri niteliğinde olduğu dolayısıyla hakaret suçu unsurlarının oluşmadığı, sanığın hakaret suçundan beraatine karar vermek gerekmiştir” tespitine yer verdi (24 Eylül).
Yılmaz ve Kınacı’nın “Albayrak” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Evrensel Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kürşat Yılmaz ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Görkem Kınacı’yı, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın şikâyetiyle hapisle yargılamaya devam etti. Yılmaz ve Kınacı, 29 Ağustos 2022 tarihli “Derin Sessizlik” manşeti ile verilen “Borsadaki rüşvet ağı Saray’a kadar uzandı” ve 31 Ağustos 2022 tarihli “Saray’a dayanan Peker ifşaları ‘cesur savcı’ ile temizlenemez” başlıklı haberler nedeniyle “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla yargılanıyor. P24’ün takip ettiği ancak Yılmaz ve Kınacı’nın katılmadığı duruşmada savcı 16 Ocak 2024 tarihli duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar ederek Yılmaz ve Kınacı’nın cezalandırılmalarını istedi. Yargılama, kararın da beklendiği 21 Ocak 2025 tarihine ertelendi (19 Eylül).
Karabay’a “hakaret ve iftira” davası: Gerçek Gündem sitesi eski editörü Furkan Karabay hakkında 19 Ocak 2024 günü Mirgün Cabas’ın YouTube yayınında kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” ile “iftira” suçlamalarıyla dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 5 Eylül 2024 tarihli iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile oğulları Burak Erdoğan ve Ahmet Erdoğan da müşteki olarak görülüyor. İddianame 16 Eylül 2024 günü İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi (18 Eylül).
Sever’in “Varank” davası yeniden: 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün basın danışmanlığını yapan gazeteci Ahmet Sever, “Aktroll” olarak nitelendirilen grubun eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı, milletvekili Mustafa Varank tarafından yönlendirildiğini ifade ettiği için İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde Varank’a “hakaret ettiği” iddiasıyla yeniden yargılanıyor. Sever, ilk yargılamada verilen 10 bin 620 TL adli para cezasıyla birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğünün ihlali saymasından sonra yeniden yargılanıyor. Ancak 29 Mart 2023’te sunduğu esas hakkındaki mütalaasında AYM kararı ışığında beraat talep eden duruşma savcısı fikir değiştirerek 29 Mart’taki duruşmada bu kez cezalandırma yönünde görüş bildirmişti. 13 Eylül’deki duruşmada söz alan Sever’in avukatı Oya Aydın Göktaş, “AYM’nin ihlal kararı sonrası savcı önce beraat istedi sonra da mütalaasını değiştirerek müvekkilin cezalandırılmasını istedi. Mütalaayı bu haliyle kabul etmiyoruz. AYM’den, mahkemelerin HAGB’yi araç olarak kullanarak ifade özgürlüğünü ihlal ettiği yönünde karar çıktı” dedi. Yargılama karar için 22 Kasım’a bırakıldı (13 Eylül).
Cihan’a “İsrail” davası: İktidar çevrelerinin kınama ve “vicdani” mesajlarına karşın İsrail ile ticareti sürdürdüklerini gündeme getiren sürgündeki gazeteci Metin Cihan hakkında, kariyerindeki 10. davayı Cumhurbaşkanının oğlu Burak Erdoğan açtı. X hesabında yapılan paylaşım nedeniyle “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla açılan dava, İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 14 Şubat 2025’te görülmeye başlanacak (22 Temmuz).
Bağdat’a “Cumhurbaşkanı” cezası, “hakaret” ve “kin”den beraat: İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi, ozguruz.org sitesinde 14 Nisan 2017’de yayımlanan “Erdoğan hakkında son yazım” başlıklı yazısı ile 2014’ten beri paylaşılan dört Twitter paylaşımı nedeniyle gazeteci Hayko Bağdat’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapse mahkûm etti. Mahkeme, Ocak 2018 ve Ekim 2019 tarihli sosyal medya paylaşımlarından “kin ve düşmanlığa tahrik” ile Ocak 2014 ve Temmuz 2019 tarihli paylaşımlarından “kamu görevlisine hakaret”ten suçlanan Bağdat’ı beraat ettirirken, Eylül ve Ekim 2019 tarihli paylaşımlarını gerekçe yaparak Bağdat’ı “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mahkûm etti. Suç “alenen ve birden fazla kez işlendiği” iddiasıyla artırılan Bağdat’ın cezasında, “cezanın üzerindeki olası etkileri” dikkate alınarak indirime gidildi. Gazeteci, 1 yıl 6 ay denetim sürecine tabi tutulacak. 21 Şubat’ta mahkeme savcısı, “Zincirleme şekilde Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Kamu görevlisine hakaret” suçlarından toplam 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırma talep etmişti. Savcı, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından ise beraat kararı verilmesini talep etmişti. Gazeteciye yönelik, 15 Kasım 2019 tarihinde yayımlanan bir fotomontaj fotoğraf da suçlama konusu yapılmıştı (10 Temmuz).
Pehlivan ve Büyüksipahi’ye “Kocabey” beraatı: Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla istifa ettiği iddia edilen eski Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) üyesi Hamit Kocabey ile avukat oğlu Nizameddin Kocabey’e ilişkin haberleri nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Barış Pehlivan ve dönemin Cumhuriyet Yayın Yönetmeni Mustafa Büyüksipahi’yi yargıladı. Mahkeme, 3 Temmuz’da görülen karar duruşmasında esas hakkında savunma yapan ve gazetecilik yapmayı sürdüreceğini ifade eden Pehlivan ve Büyüksipahi’yi beraat ettirdi (3 Temmuz).
Terkoğlu ve Üçok’a “Başsavcılar” davası: Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Barış Terkoğlu ile emekli askeri savcı ve İyi Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok’a, Nisan 2023’te yayımlanan “Hatırlı FETÖ’cüler nasıl kurtarılıyor” ve “Savcı bey geliyorum, bu yazıyı da ekleyin” başlıklı yazıları nedeniyle açılan dava, son savunmalar için 21 Kasım’a kaldı. Terkoğlu ve Üçok, savcı Gökalp Kökçü’nün HSK’ya sunduğu dilekçeyi gündeme getirdikleri için, İstanbul C. Başsavcısı Şaban Yılmaz, Anadolu C. Başsavcısı İsmail Uçar ve İstanbul C. Başsavcıvekili Mehmet Yılmaz’ın şikâyetiyle “zincirleme şekilde kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanıyor (1 Temmuz).
İstismarı yazan Kepenek’in “hakaret” davası: İzmir Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi, altı yaşındaki çocuğunu istismar ettiği için tutuklanan, daha sonra da adli kontrol şartıyla serbest bırakılan R.Y’nin şikâyetiyle, haberi kamuoyuna duyuran bianet.org sitesi editörü Evrim Kepenek’i “hakaret” iddiasıyla yargılıyor. 9 Aralık 2021 tarihli iddianame çıkmadan önce Rize Ardeşen Şehit Halis Karoğlu Polis Merkezi Amirliğine giderek ifade veren Kepenek’in hapsi isteniyor. Yargılamaya 1 Ekim’de devam edilecek (1 Temmuz).
Boğaziçi haberinden Gülbaş’a dava: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Turan’ın şikâyeti üzerine Gerçek Gündem sitesi eski muhabiri Melisa Gülbaş’ı, “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla yargılamaya başladı. Duruşmanın daha ilk duruşmasında duruşma savcısı, Gülbaş için cezalandırma talep etti. Gazetecinin Gerçek Gündem’de yer alan suçlamaya konu haberi Boğaziçi Üniversitesi’ne kurulu araştırma merkezi TETAM’ın, kayyum yönetimince “çöp poşetleriyle” taşınmasını konu ediniyordu. Yargılamaya 14 Kasım’da devam edilecek (1 Temmuz).
Karabay’ın İnal ve Bilal dosyaları birleşti: İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyetiyle yargıladığı gazeteci Furkan Karabay’ın davasını yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın açtığı başka bir dava dosyası ile “tek eylemde birden çok kişiye hakaret fiili işlendiği” gerekçesiyle birleştirdi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) dilekçe yazarak Anadolu adliyesinde para karşılığında erişim engelleme ve tahliye kararları verildiğini öne sürmüştü. Gazeteci de 2 Kasım 2023 tarihinde X Platformu’ndan yaptığı paylaşımda, “O adliyenin müdavimleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlığını da yapmış olan Mustafa Doğan İnal, Bilal Erdoğan ve Metin Güneş’ti. Para karşılığı “adaleti” sattığı söylenen Hakim Sidar Demiroğlu, İnal ve Güneş’in adının geçtiği kanlı olayın üstünü kapatmıştı” ifadelerini kullanmıştı. Paylaşım nedeniyle Karabay’a Bilal Erdoğan’ın şikâyetiyle “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması 25 Haziran’da İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İddia makamı, dava dosyasının İnal’ın şikâyetiyle Karabay hakkında “hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla açılan ve İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam etmekte olan dosya ile birleştirilmesini talep etti. Mahkeme de, dosyayı aynı gerekçeyle İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 5 Kasım’da görülecek olan davayla birleştirilmesine karar verdi (1 Temmuz).
Terkoğlu’na “Salihoğlu” davası: Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun açtığı hakaret davası kapsamında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. 25 Nisan’da görülmesi beklenen yargılama, hakimin izinli olması nedeniyle gerçekleşemedi. Yargılama 10 Ekim’e bırakıldı. Dosyada kararın açıklanması bekleniyor (1 Temmuz).
Sezer ve Batan’ın “İnal” davası: İleri Haber sitesi yayın yönetmeni İzel Sezer ve sorumlu müdürü Batuhan Batan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın sosyal medya hesabından yaptığı “rüşvet” paylaşımlarının İleri Haber’de yayımlanmasının ardından açılan davanın haberleştirilmesiyle ilgili yargılanıyor. İki haberci, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikâyetiyle “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla yargılanıyor. 13 Haziran’da görülen duruşmada duruşma savcısı, gazeteciler için beraat talep etti. 6 Aralık 2021 tarihinde çıkan “Yargılanan yine gazetecilik oldu” başlıklı haberle ilgili İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde süren yargılama, son savunmaların yapılması için 17 Aralık’a bırakıldı (1 Temmuz).
Dündar ve Kızılkaya’nın “hakaret” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem ile dayanışmak için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya, İstanbul Adliyesi eski 1. Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun’a yönelik ifadeler nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanmaya devam etti. Dündar ve Kızılkaya, “Saray rejiminin en kullanışlı hakimi” başlıklı bir yazı nedeniyle 2 yıl 4 ay hapis istemiyle yargılanıyor. Dündar hakkındaki yakalama emrinin infazını bekleyen dava 7 Kasım’a kaldı (1 Temmuz).
Karabay’ın İnal davası: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, bir sosyal medya paylaşımında ismi olmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikâyetçi olduğu gazeteci Furkan Karabay’ı “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla yargılamaya başladı. Karabay’ın avukatı Enes Hikmet Ermaner ile hazır bulunduğu duruşmaya İnal’ın avukatı Ferah Yıldız da katıldı. Soruşturma dosyasının dört ayrı dosyanın birleştirilmesiyle oluşturulduğunu söyleyen Karabay, “İddianamede belirtilen ilk tweetimde müştekinin herhangi bir FETÖ Borsası ile ilişkili olduğunu söylemedim. Tweetler incelenirse müşteki ile ilgili açıkça anlaşılan bir ifade olmadığı görülür. Yorumları Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı’nın HSK’ya yazdığı dilekçeden sonra yazmıştım. Orada anlatılanları kastetmiştim. Hakaret ve iftira olacak bir ifade de yok” diye konuştu. Mahkeme, İnal’ın avukatının katılma talebini kabul ederken Karabay hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir gün imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerini de kaldırdı. Duruşma savcısının davanın görüleceği 5 Kasım’a kadar esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması bekleniyor (1 Temmuz).
Hukuk davaları
Temmuz-Eylül döneminde en az beş gazeteci ve iki yayın kuruluşu toplam 2 milyon 65 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılandı. Bu davalarda gazeteci Sedef Kabaş, Tele1 kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerden yargılandığı 250 bin TL talepli davada 115 bin TL ödemeye mahkûm edildi. Halkbank da, araştırmacı gazeteci Timur Soykan’a ait “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon kredi” haberinden BirGün Gazetesi ve birgun.net sitesine 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Cumhurbaşkanının damadı Berat Albayrak, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak, Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi’nin (SADAT), Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Yakup Ali Kahveci de gazetecilerden tazminat talep edenler arasında yer alıyor.
Kabaş’tan Erdoğan’a 115 bin TL tazminat: Gazeteci Sedef Kabaş, Tele 1 kanalında 14 Ocak 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ağır şekilde eleştirdiği, 22 Eylül 2022 günü gözaltına alınıp bir süre tutuklanmasına neden olan sözler nedeniyle İstanbul 23. Asliye Mahkemesi kararıyla Erdoğan’a 115 bin TL manevi tazminat da ödemek zorunda kaldı. Yerel mahkeme kararına yapılan itiraz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından 27 Haziran 2024 tarihli kararla geri çevrilmişti. 250 bin TL tutarlı davada verilen tazminat cezasını 23 Eylül’de X hesabından duyuran Kabaş, “Saray’a bugün 115 bin TL tazminat ödedim… Bir atasözünden kendine hakaret çıkarıp beni hapsettirdiği yetmedi faiziyle birlikte tazminat talep etti… Yani halka gelince ‘Nas var, Nas’; kendisine gelince ‘faiz isterim bu para az!’” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 50 gün tutuklu kalan Kabaş’ı İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi, 11 Mart 2022’deki ilk duruşmada, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 2 yıl 4 ay hapis cezası, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret”ten de beraat kararı vermişti (23 Eylül).
Yaman’a “Bilal” cezası 10 yıl sonra onandı: Yargıtay, 4 Nisan 2014’te çıkan “Fotoğrafçı ile foto muhabiri arasındaki fark” yazısında Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın kişilik hakları hedef alındığı iddiasıyla İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Evrensel Gazetesi yazarı Özcan Yaman’a verdiği 10 bin TL’lik tazminat cezasını onadı. Bilal Erdoğan’ın avukatları yazı nedeniyle 50 bin TL’lik manevi tazminat davası açmıştı. Gazete avukatı Devrim Avcı kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı (13 Eylül).
Sözeri’ye “Albayrak” davası görülemedi: Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Albayrak’ın Evrensel Gazetesi köşe yazarı ve akademisyen Ceren Sözeri’ye açtığı 200 bin TL’lik tazminat davasının 11. duruşması dava hakiminin sabah saatlerinde kalp krizi geçirmesi dolayısıyla görülemedi. Geçici hakimin yeni duruşma tarihini belirlemesi bekleniyor. PEN Norveç’ten davayı takip etmek için gelen heyetten Türkiye danışmanı Caroline Stockford “davayı takip etmeye devam edeceğiz” dedi. Sözeri hakkında, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Albayrak tarafından, “ticari itibarının zedelendiği” iddiasıyla tazminat talebiyle dava açılmıştı. Yargılama 30 Nisan 2025’e kaldı (11 Eylül).
Evrensel’e “SADAT” davası: Evrensel Gazetesi’nin Genç Hayat ekinde 9 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan, “Bir Olay: SADAT üzerine iddialar ve Bir Kavram: Paramiliter Örgüt” başlıklı yazıya Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi’nin (SADAT) açtığı 15 bin TL’lik tazminat davasının görülmesine başlandı. SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin “kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla açılan davayı ele alan Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, Büyükçekmece 5. Sulh Ceza Mahkemesi ve İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesine, Evrensel’e yazılan yazıların akıbetinin sorulmasına karar verdi. Ayrıca mahkeme, Evrensel gazetesi avukatlarından Devrim Avcı’nın talebine uygun şekilde davacıya, haberin öğrenilme tarihine ilişkin delillerin ibraz edilmesi için iki haftalık kesin süre verdi. Deliller ibraz edildikten sonra Avcı’nın zaman aşımı itirazı değerlendirilecek ve karar oluşturulacak. Yargılama 28 Ocak 2025’e bırakıldı (10 Eylül).
Evrensel’e SADAT cezası İstinafta: Evrensel Gazetesi avukatları, Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi’nin (SADAT) açtığı 25 bin TL’lik tazminat davasında Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17 Ekim 2022’de verdiği 15 bin TL’lik cezası İstinafa taşıdı. Dava, gazete yazarı Yusuf Karadaş’ın 19 Ekim 2021 tarihinde yayımlanan “İktidarın karanlık örgütü SADAT” başlıklı yazısına “kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla açılmıştı (5 Eylül).
BirGün’e “Halkbank” davası Aralık’ta: Araştırmacı gazeteci Timur Soykan’a ait 5 Haziran 2024 tarihli “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon kredi” ve “Halkbank’tan mafyaya kredi” başlıklarıyla yayımlanan haberler nedeniyle Halkbank tarafından BirGün Gazetesi ve birgun.net sitesine açılan 1 milyon TL’lik tazminat davası İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülecek. Dava dilekçesinde bankanın ticari itibarının zedelendiği öne sürüldü. Timur Soykan haberde Ayhan Bora Kaplan soruşturması için hazırlanan MASAK Raporu’nda Kaplan’ın paravan şirketler aracılığıyla sadece Halkbank’tan 550 milyon TL’den fazla kredi aldığını yazmıştı. Yargılama 12 Aralık’ta görülecek (1 Ağustos).
Hazal Ocak’ın “Damat” davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan “Damat işi biliyor” başlıklı haberi gerekçe göstererek gazeteci Hazal Ocak aleyhine açtığı 200 bin TL’lik tazminat davasına devam edildi. İstanbul 33. Asliye Hukuk Mahkemesi, 13 Haziran’da görülen sekizinci duruşma sonunda, aynı habere açılan ve beraatla sonuçlanan dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine bir kez daha karar verdi. Yargılama 7 Ocak 2025 tarihine bırakıldı (1 Temmuz).
Karabay’ın “Bilal Erdoğan” davası: İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, eski İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya yolladığı dilekçeyi de konu alan sosyal medya paylaşımı nedeniyle Gazeteci Furkan Karabay’ı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın açtığı 250 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılamaya başladı. MLSA’ya göre, savunmasında yetki itirazlarını tekrar eden avukat Özge Naz Akkaya, “Davacı taraf, İstanbul’da zarar gördüğünü ispat edememiştir. Dava konusuyla ilgili İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir ceza davası da vardır. Bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ederiz. Davanın reddine karar verilsin” diye konuştu. Mahkeme, söz konusu paylaşımla ilgili İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde duruşmaları görülen dosyanın UYAP üzerinden istenilmesine ve avukat Akkaya’nın yetki itirazının reddine karar vererek duruşmayı, 14 Kasım’a erteledi (1 Temmuz).
Karabay’ın 150 bin TL’lik “Kahveci” davası: İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Yakup Ali Kahveci’nin açtığı 150 bin TL’lik manevi tazminat davası kapsamında Gerçek Gündem sitesi eski editörü ve gazeteci Furkan Karabay’ı yargılamaya dördüncü duruşmayla devam etti. Mahkeme, İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin Karabay hakkında verdiği kararın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verdi. Davaya 20 Kasım’da devam edilecek (1 Temmuz).
Yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar
Sulh Ceza Hakimlikleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği, iktidar çevrelerinin, Cemaat gruplarının, MHP çevrelerinin, bürokrat ve girişimcilerin başvuruları sonucu, “kişilik hakları”na dayanarak Temmuz - Eylül döneminde en az 87 haber ve yüzlerce gazetecilik paylaşımı veya bağlantılı sosyal medya paylaşımlarına erişim engeli getirdi. Türkiye’de yolsuzluk, kayırmacılık, Tarikatlar ve inanç sömürüsü alanına ilişkin haberleri hedef alan keyfi sansürü dahi haber yapmak imkânsız hale geldi.
Gümüşhane Sulh Ceza Hakimliği, aralarında gazeteciler Amberin Zaman ve Deniz Tekin’in de olduğu beş gazetecinin X hesabına erişim engeli getirdi.
Mayıs 2007 tarihli İnternet Kanunu’nun keyfi erişim engellerine yol açan “kişilik hakları ihlali”ne dair 9. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’nin TBMM’ye verdiği süre de 10 Ekim’de doluyor.
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine dair haberlere getirilen yayın yasağını “soruşturmanın gizliliği” uyarıları izledi. Eksik olan ise, medyanın gelişmelerden düzenli, açık ve sağlıklı bilgilendirilmesi oldu.
Üç gazetecilik içerisine yasak: Erişim Sağlayıcıları Birliği, Anayasa Mahkemesi Üyesi Metin Kıratlı’nın isminin geçtiği haberler ve sosyal medya paylaşımları, hakimlik kararıyla daha önce yaptırım uygulanan haberlerle aynı içerikte olduğu gerekçesiyle erişim engeli getirdi. Erişim engeli kararında Diken, Artı Gerçek ve gazeteci Can Dündar’ın X hesabının da adı geçiyordu (30 Eylül).
Altı gazetecilik içeriğine erişim yasağı ve silme: Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in bacanağını, kayınbiraderini ve eşinin yakın arkadaşını RTÜK’te işe aldığı iddiasıyla ilgili çıkan haberler için “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. Hakim kararıyla içeriklerin silinmesine de hükmedildi. Kararda, BirGün, Artı TV, Evrensel siteleri yanı sıra Ünsal Ünlü, İrfan Değirmenci ve Erol Mütercimler’e ait Youtube kanallarının da adı geçti (28 Eylül).
Cumhuriyet haberine “mehdi” sansürü: Konya 2. Sulh Ceza Hakimliği, Nuri Köroğlu adlı şeyhin “Mehdi gelecek, çok değerlenecek” diyerek, cemaate yüksek fiyattan arsa satın aldırdığı, Umre için turizm şirketi kurdurup bağışlara el koyduğu, Suriyeli Muhammet Ali adlı boyacıyı cinci diye tanıtıp dua okutma karşılığında para kazandığı, konyak içeren bitkisel ilacı vakıfta sattırdığı iddiasına dair haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. Kararda, Cumhuriyet sitesinde çıkan haberin de adı geçiyordu (27 Eylül).
Sansür haberine de yasak: Van 3. Sulh Ceza Hakimliği, kendini Prof. Dr. olarak tanıtan Ali İlseven’in lise mezunu olduğu, hayali üniversiteler üzerinden sahte diploma dağıttığı ve çok sayıda kişiyi bu yöntemle dolandırıldığı iddiasıyla ilgili haberlere Silivri Sulh Ceza Hakimliği kararıyla yasak getirilmesini gündeme getiren Yeni Şafak sitesinde çıkan habere de erişim engeli getirdi (27 Eylül).
Üç online habere “Ülkü Ocakları” yasağı: Kayseri 4. Sulh Ceza Hakimliği, Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nın danışmanı ve Sinan Ateş davasında sanık avukatı olan A.T.’nin, Kayseri’de cinayetle sonuçlanan bir eğlence mekanı baskınına karışması ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasıyla ilgili haberler ve paylaşımlara, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle yasak getirdi. Kararda, konuyu gündeme taşıyan araştırmacı gazeteci İsmail Saymaz’ın kaleme aldığı Halk TV sitesine ait haber, BirGün sitesi ve Gazete Duvar sitelerinin de adı geçiyordu (27 Eylül).
Saymaz’ın haberine yasaklama yetmedi, silme! İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, Konya’nın Beyşehir ilçesinde, İsmailağa Cemaati’ne bağlı olduğu iddia edilen bir müftünün, aracında bir kadınla yarı çıplak şekilde polisçe yakalanması hakkında gazeteci İsmail Saymaz’ın gündeme getirdiği iddiaya ilişkin habere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. Hakimlik kararında, haberin silinmesine de hükmedildi (25 Eylül).
Üç “Mekke’de kavga” haberlerine silme: İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, Kıymetli Adam Sait Altunbiz İlim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Kıyam-Der) ve Fatih Medreseleri Vakfı’na bağlı iki grubun, umre için gittikleri Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde kavga etmesi hakkında BirGün, Gazete Duvar ve Diken sitelerinde çıkan haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre kararda, söz konusu haberlerin silinmesine de hükmedildi (25 Eylül).
Dokuz online haberine yasak: İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, polis şiddeti ve cezasızlığına işaret eden Cumhuriyet, bianet, Faili Belli, BirGün, En son haber, soL, Diken, Habertürk, Fırat News sitelerinde çıkan haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi (20 Eylül).
İki “Üniversitede usulsüzlük” haberine yasak: İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği, AKP’den milletvekili aday adayı olan İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü Bedriye Tunçsiper ve üniversiteye yönelik usulsüzlük iddialarına dair Odatv ve Halk TV sitelerinde çıkan haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi (20 Eylül).
Dört online habere “Altun” yasağı: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, boğazdaki yalısının kaçak olduğu gerekçesiyle İBB ekiplerince yıkıldığı ve evine dört maaş girdiği iddialarıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a ilişkin çıkan 645 haber ve sanal medya paylaşımına “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle yasak getirdi. BirGün sitesinde çıkan döt haber de yasaklı içerikler arasında sıralandı. Ayrıca, iddialarla ilgili 396’sı entry, beşi de başlık olmak üzere 401 Ekşi Sözlük içeriği de erişime engellendi (12 Eylül).
Yayın yasağı kalkıyor, “gizlilik” başlıyor: “Dün kılınan cenaze namazı ile ebediyete uğurladığımız masum kızımız Narin’in katledilişi ile alakalı soruşturmada alınan gizlilik kararı halen geçerlidir. Geleneksel ve dijital medya mecralarında soruşturmanın gizliliğine ve salahiyetine zarar verecek dezenformasyon içeren bilgilerin yayıldığı, kamuoyunun hassasiyetlerinin belli çevrelerce kullanılarak konu üzerinden siyasi ve ideolojik rant devşirilmeye çalışıldığı müşahede edilmektedir.” (Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, soruşturmayla ilgili getirilen yayın yasağının kaldırıldığını 9 Eylül’de duyurmasının ardından Diyarbakır’da işlenen Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturmada gizlilik kararının sürdüğü yönünde “uyarı” yaptı 10 Eylül).
Üç dolandırıcılık haberine yasak: İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği, Türkiye’deki farklı futbol takımlarında oynayan yabancı futbolcuların tanımadıkları kişilerce dolandırıldıkları iddiasıyla dava açtıklarını duyuran haberler için “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre karardan NTVspor, Ajansspor ve Cumhuriyet sitelerinde çıkan haber de etkilendi (3 Eylül).
Üç “Yargıda rüşvet” haberine yasak: İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK Genel Sekreterliğine adliyedeki rüşvet çarkını rapor etmesi hakkında ANKA Ajansı, soL ve Gerçek Gündem gibi haber mecralarında çıkan haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi (2 Eylül).
Astsubay-imam ilişkisine dair üç habere yasak: Van 3. Sulh Ceza Hakimliği, bir kadın astsubay ve imam arasında yaşananlarla ilgili haberlere, “millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle erişim engeli getirdi ve söz konusu haberlerin silinmesine hükmetti. İFÖD’e göre, Gerçek Gündem, Gazete Pencere, Cumhuriyet gibi çok sayıd mecrada yayımlanan haberler de etkilendi (2 Eylül).
Narin cinayetine yayın yasağı: Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliği, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’tan bu yana haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran hakkında yapılan haberlere yayın yasağı getirdi. 2024/6024 D. İş sayılı hakimlik kararı Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sitesinde de yer aldı (29 Ağustos).
Yedi habere “danışman” sansürü: Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Orhan Karakurt’un taktığı saatin ve giydiği ayakkabının fiyatı ile ilgili haberlere erişim engeli getirdi. 29 Ağustos tarihli erişim engeli kararı, Karataş’ın saat ve ayakkabısının göründüğü fotoğrafın yer aldığı paylaşımı sildiğiyle ilgili haberleri hedef aldı. Karardan, Sözcü Gazetesi, Artı Gerçek, Gazete Duvar, Evrensel, Yeniçağ, Günboyu ve 12Punto gibi çok sayıda haber sitesi de etkilendi (29 Ağustos).
Üç “sahtekar” haberine yasak: Muğla 1. Sulh Ceza Hakimliği, kendisini 2007’de sahte belgelerle ölmüş gibi gösterdiği iddia edilen ve hakkında çeşitli suçlardan 52 yıl 4 ay 15 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu için yakalanan YouTuber Tayfun Demir hakkında Anadolu Ajansı, Karar Gazetesi ve Halk TV sitelerinde de çıkan haberlere kişilik hakları ihlali gerekçesiyle erişim engeli getirdi (29 Ağustos).
En az beş gazetecilik hesabına yasak: Gümüşhane Sulh Ceza Hakimliği, aralarında gazeteciler Amberin Zaman, Deniz Tekin, Öznur Değer, Berçem Mordeniz ile Yeni Yaşam Gazetesi’nin hesaplarının da olduğu 82 X (Twitter) hesabı için erişim engeli kararı verdi. “Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle verilen kararda, hesapların “örgüt propagandası yaptığı” iddia edildi. Kararda, söz konusu hesaplar için “tüm içeriğinde örgüt lehine yayınlar yapıldığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi (26 Ağustos).
Üç online habere savcı yasağı: Kocaeli 3. Sulh Ceza Hakimliği, Kocaeli Barosuna kayıtlı Avukat Aykut Türe ve Kocaeli Cumhuriyet Savcısı Uygur Meydan arasında çıkan trafik tartışmasında savcının avukata silah çektiği iddiası hakkında HalkTV, Kocaeli ve Gazete Memur sitelerinde de çıkan haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi (23 Ağustos).
Odatv haberine “polis” sansürü: Emniyet içerisinde var olduğu iddia edilen FETÖ ve KÖZ yapılanmaları hakkında Odatv sitesinde yer verilen haber, İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla ve “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişime kapatıldı (22 Ağustos).
Bir habere “HÜDA-PAR” yasağı: Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde 1992-93 yıllarında 31 vatandaşı sokakta infaz eden Hizbullah tetikçileri İhsan Baran ve Metin Avut hakkında açılan kamu davasının zaman aşımından düşmesine karar verildiği ve HÜDA-PAR Genel Başkanı Avukat Zekeriya Yapıcıoğlu’nun adının geçtiği Sözcü Gazetesi sitesinde yer verilen habere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirildi. İFÖD’e göre karar, İstanbul Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce alındı (22 Ağustos).
Üç habere “Bilal” sansürü: İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan hakkında Yeniçağ, BirGün ve HalkTV sitelerinde çıkan haberlere, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre, 2024/8827 sayılı kararla sözkonusu haberlerin silinmesine de hükmedildi. Haberler, Bilal Erdoğan talebiyle verilen online sansürünü, şirketlerinden birinin yıllardır vergi ödemediği iddiasını da gündeme getiriyordu. Bilal Erdoğan’ın Kırgızistan’da lüks bir yatta bir kuzu çevirme partisine katıldığıyla ilgili gazeteci Bahardır Özgür’ün haberinin erişime engellendiğini duyuran Evrensel Gazetesi’nin ‘Lüks yatta kuzu çevirmeye’ erişim engeli” başlıklı haberi de erişime engellendi. Aynı kararla, gazeteci Bülent Mumay’ın 9 Ağustos’ta paylaştığı “Bilal Erdoğan’ın şirketi 3 yıldır vergi ödememiş. Bugün yayınlanan bu habere erişim engeli gelir kesin” yazılı tweetine de İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 13 Ağustos 2024 tarihli kararıyla erişim engeli getirildi. Free Wall Turkey girişimine göre söz konusu tweet, Bilal Erdoğan’ın talebi üzerine İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 13 Ağustos tarihli kararıyla zaten erişime engellenmişti. BirGün sitesinin bunu “Bilal Erdoğan 237 haber ve paylaşımı erişime engelletti” başlığıyla duyurduğu haberi de 20 Ağustos’ta engellendi. Gazeteci İsmail Arı’nın Bilal Erdoğan’ın şirketinin vergi ödemediği ve Erdoğan’ın açılışını yaptığı Gaziantep Büyükşehir Belediyesine ait kafenin kapatıldığıyla ilgili haberleri, Erdoğan’ın talebi üzerine İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 20 Ağustos kararıyla erişim engeli getirildi (20 Ağustos).
En az 28 online habere “Bilal” yasağı: İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yüzde 25 hissesi olduğu Mis Hediyelik Eşya Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 2021, 2022, 2023’te vergi vermediği iddiasına ilişkin BirGün, Artı Gerçek, Evrensel, T24, Yeniçağ, Halk TV, Politikyol, Yurtsever.org, ABD Gazetesi, Patronlar Dünyası, Odatv, Dokuz8haber, Kısa Dalga, Bianet, Journo, Gazete Pencere, Bizim TV, 12 Punto, Egeye Bakış, Medyafaresi, Diken, Dosya Haber, Polemik haber, Sözcü, KRT TV, Parlamento Haber, Aktifhaber, Haber Neferi gibi çok sayıda mecrada yer verilen haberler ile birçok medyanın X hesabında çıkan haberlere erişim engeli getirdi. Erişim engeli kararında, gazeteci Bülent Mumay’ın X paylaşımı, internet sansürü alanında faaliyet gösteren İfade.org ve FreeWebTurkey sitelerinin yanı sıra MLSA paylaşımlarına da yer verildi (13 Ağustos).
BTK Instagram’ı yasakladı: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Instagram sosyal medya platformuna erişim engeli getirdi. Kullanıcılar, BTK’nin site bilgileri sorgulama menüsünden “Instagram.com 2 Ağustos 2024 tarihli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararıyla erişime engellenmiştir” yazısıyla karşılaştı. BTK açıklamasında, sosyal medya platformunun “katalog suçlara uymadığı” gerekçesiyle erişime kapatıldığı belirtildi. Katalog suçlar arasında çocuğa karşı cinsel istismar, intihara sevk etme, Atatürk’e hakaret gibi maddeler var. Engelin ne zaman kaldırılacağı ya da başka yaptırımlar olup olmayacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı. Instagram uygulamasının sahibi Meta şirketinden de henüz bir açıklama gelmedi. İletişim hukukçusu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Instagram hangi katalog suç nedeniyle kapatıldı?” diye sordu. CHP ve MLSA gibi çok sayıda kuruluş, yasak kararını iptali için Ankara İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Türkiye, Freedom House (Özgürlük Evi) kuruluşunun 2023’te hazırladığı İnternet Özgürlüğü raporuna göre “İnternetin özgür olmadığı 70 ülke arasında 55. sırada” yer alıyor. Yasağa 10 Ağustos’ta son verildi (2-10 Ağustos).
Medyaradar.com sitesine erişim engeli: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, Medyaradar.com internet sitesine erişim engeli getirdi. Karar, Medya Radar sitesi yazarı Varol Ersoy’un “CNN Türk, neden çocuk katilinin borazanı oldu?” başlıklı bir yazıya karşılık Demirören Medya Grubu’nun erişim engeli getirmesi talep etmesinden sonra geldi. Sadece yurt dışı ip adresinden ve Twitter üzerinden gelenler Medya Radar sitesindeki haberleri okuyabiliyor. VPN uygulamalarını kullanarak ve Twitter üzerinden giriş yapabiliyorlar. Bazı operatörlerde açılabilen sitenin yakın zamanda da tek tek erişime engelleneceği bildirildi (30 Temmuz).
İki Gazete Duvar haberine yasak: İstanbul’un Şile Sulh Ceza Hakimliği, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in yoga eğitmeni Akif Manaf hakkındaki bazı açıklamalarından dolayı yargılandığı davada beraat etmesi ve Manaf’a ‘hakaret’ ettikleri iddiasıyla yargılanan 3 avukatın beraat ettiğine dair Gazete Duvar sitesinde çıkan iki habere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. (16 Temmuz).
Üç habere “Cumhurbaşkanlık” yasağı: Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Serkan Korkutata’nın 168 bin TL’lik akşam yemeği yemesiyle ilgili Sözcü, BirGün ve Gazete Duvar sitelerinde de çıkan haberlere “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre, 2024/9838 sayılı kararda söz konusu içeriklerin silinmesine de hükmedildi (12 Temmuz).
Üç habere “taciz” engeli: Mardin 2. Sulh Ceza Hakimliği, Mardin Artuklu’daki Anadolu Gençlik Derneği’ne (AGD) farklı zamanlarda giden, yaşları 7 ile 14 arasında değişen çok sayıda çocuğun bir dernek temsilcisince cinsel tacize maruz bırakıldığı iddiasına dair Artı Gerçek, Gazete Duvar ve BirGün sitelerinde çıkan haberlere, “kişilik hakları ihlali” iddiasıyla erişim engeli getirdi. İFÖD’e göre karar, 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesi kapsamında alındı (12 Temmuz).
Habercilik
Son üç ayda medyanın meşgul olduğu en önemli dosyalar içerisinde Diyarbakır’da öldürülen sekiz yaşındaki Narin Güran ile ilgili yayınlar her çizgiden yayın kuruluşlarına yönelik eleştirilere neden oldu. Medya ombudsmanı ve gazeteci Faruk Bildirici, yayınlarla ilgili tepkisini, “Gerçekliğinden emin olmayacaksınız ama doğrulanmamış birtakım söylentileri, akıl yürüterek, acının üzerinde tepinerek reyting devşireceksiniz. Gazetecilik bunun neresinde?” sözleriyle gösterdi.
Ombudsmandan “Narin” yayınlarına tepki: Medya ombudsmanı ve gazeteci Faruk Bildirici de yayınlara tepkiliydi: “Narin cinayeti hakkında en olmadık lafları saatlerce konuşup, sonra da “Biz burada senaryoları konuşuyoruz, tamamıyla gerçek olmayabilir” diye bitirmek de neyin nesi? Gerçekliğinden emin olmayacaksınız ama doğrulanmamış birtakım söylentileri, akıl yürüterek, acının üzerinde tepinerek reyting devşireceksiniz. Gazetecilik bunun neresinde? Günlerdir ekranlarda yapılan bu. Şirin, sevimli bir küçük kızın öldürülmesi hakkında gazetecilik kodları ve ilkeleri hiçe sayılarak, toplumdaki travmatik etkileri umursamadan yayınlar yapılıyor. İnsanların acılarını yaşamalarına izin verilmiyor; bir köyün tüm ahalisinin yaşamı hoyratça harmanlanıyor. Kanayan yara pornografik bir şehvetle deşiliyor, kanatılıyor” (16 Eylül).
Medyada tuhaf “Narin” yayınları: Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’ne bağlı bir köyde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili ulusal medyada yapılan yayınlar, yetkililerin soruşturmada gösterdikleri yetersizlikle birlikte, “duygu sömürüsü” ile “kriminologluk” arasında gitti geldi. 11 Eylül 2024 tarihli Hürriyet Gazetesi “Katin hangisi, abi mi amca mı?”, Sabah “Narin’in katili amcası Salim”, Türkiye “Ablaya da inceleme”, Yeni Şafak “Tarlada değil Narin’in evlerinin oradaydı”, Akşam “Ablasının dosyası da açıldı”, Karar “Fail elde kanıtlar ‘Bulut’ta”, Milliyet “Arif’in kızını ben öldürdüm”, Akit “Narin üzerinden Kur’an’a saldırı”, Posta “Bütün köy biliyor herkes susuyor” başlıklarını birinci sayfalarında kullandı. Beyaz TV’de yayınlanan “Söylemesem olmaz” adlı magazin programında sunuculardan Pınar Eliçe, Didem Delen ve Hande Sarıoğlu’nun “Narin için” diyerek atılan çığlık sosyal medyada tepkilere neden oldu. Vefat haberini canlı yayından aktaran TV 100 Muhabiri Canan Altıntaş da, “Narin’in yaşamadığını dün hissettim. Bir şey gördüm ve bunu hissettim. Ama soruşturma kapsamında bunu söyleyemiyorum” diye konuşan Altıntaş, “O köydeki herkesi artık çok iyi tanıyorum. Bunu söylemem, soruşturmaya çok büyük zarar verir” diyordu (11 Eylül).
Medya Ombudsmanı’nın beş aylık gözlemleri: Medya ombudsmanı ve gazeteci Faruk Bildirici’nin “Medya Ombusdmanı” köşesinde son beş ayda eleştirdiği haber kuruluşlarını ve bu yazılara konu olan etik ihlalleri Journo.com.tr sitesinden Sakine Orman inceledi. Eleştirilen haber kuruluşları arasında Yeni Şafak, Türkiye ve Sabah gazeteleri birinciliği paylaşıyor. Eleştiri konularının başında ise “araştırmada eksiklik”, “nefret söylemi” ve “hedef gösterme” geliyor. Bu bulgular hakkında konuşan Bildirici, etik ihlallerin Türkiye’deki hemen her haber kuruluşunda görülebildiğini, ancak iktidar medyasında daha fazla olduğunu söyledi (10 Eylül).
“Katil” Sisi ile ortak duruş: İktidara yakın medya kuruluşları, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin 12 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye’yi ziyaret etmesiyle ilgili, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sisi’ye yönelik U dönüşünü “Filistin için ortak duruş” başlığıyla perdelemeyi seçti. Erdoğan’ın “darbeci”, “katil” diyerek 10 yıl ilişkileri kestiği Sisi’nin ziyaretini Milliyet, Sabah, Akşam, Yeni Şafak ve Hürriyet gibi gazeteleri “Filistin için ortak duruş” manşetiyle çıktı. Haberlerde ikilinin geçmişine dair bilgi yer almadı (5 Eylül).
“Katliam tetikçisi gazetecilik”e eleştiri: Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, “Katliam tetikçisi gazetecilik” başlıklı yazısında, özellikle iktidara yakın gazetelerde hayvanlar için “ötanazi” öngören düzenlemenin etiğe aykırı şekilde desteklenmesini eleştirdi. Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde “Gazeteci, hayvanların yaşam haklarına saygı duymalıdır. Hayvanlarla ilgili haberleri insan odaklı yazmamalıdır” denildiğini vurgulayan Bildirici, “İktidar medyası da üç yıl önce “Hayvanları koruma yasası”nda yeni düzenlemeleri destekliyordu. Ama son zamanlarda sokak köpeklerini düşmanlaştırıyor, hedef haline getiriyorlar” diye yazdı. Bildirici, Türkiye yazarı Atilla Yayla’nın, “Hayvan hakları diye bir hak kategorisi yoktur” yazmasını, Akşam Gazetesi’nin “köpek lobisi”, Yeni Akit’in “Pitbull kafalılar” diye yazmasını, Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal’ın, “köpek terörü” ifadesine yer vermesini örnek olarak saydı (22 Temmuz).
Selvi “ışık” eyleminden “28 Şubat” gördü: CHP Lideri Özgür Özel, her akşam saat 21.00’de ışık kapatma eylemine çağrı yaptı. Özel “Bütün Türkiye’ye sesleniyorum. Bu akşam saat 21.00’de ayağa kalk. Eğer zam istiyorsan, emekliye zam istiyorsan, asgari ücrete zam istiyorsan ışıkları yakın ve kapatın” sözleri Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Abdülkadir Selvi’nin aklına 28 Şubat’ı getirdi. Selvi 10 Temmuz’da “Özgür Özel’den 28 Şubatvari eylem çağrısı” ve 11 Temmuz’da “15 Temmuz’da da ışıkları yakıp söndürecekler mi?” başlıklı yazıları 28 Şubat tartışmalarını başlattı. Necmettin Erbakan’ın “Gulu gulu dansı yapıyorlar” dediği, Şevket Kazan’ın ise “Mum söndü oynuyorlar” ifadelerini kullandığı “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” eylemleri 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen trafik kazasından sonra tartışılan mafya-siyasetçi-polis ilişkilerinin ortaya çıkarılması için başlamıştı (11 Temmuz).
Anayasa Mahkemesi kararları
Bu dönemde Anayasa Mahkemesi, “Jeo-Vurgun” yazısıyla AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e “Kurt siyasetçi” dediği için ceza alıp tutuklanan gazeteci Sinan Aygül’ün hakaretten verilen cezayı ifade özgürlüğünün bir ihlali olarak 20 bin TL tazminatla mahkûm etti. Gazeteci haklarını hedef alan yargı kararları nedeniyle başvuru almayı sürdüren AYM’ye, İBB’nin metro kredisine haciz koyduran bir şirkete yönelik yayını için 20 ay hapse mahkûm edilen Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay de başvuracak.
Bireysel dosyaları karara bağlamaktan ziyade iş yükü nedeniyle son yıllarda daha çok “pilot karar” olmaya yönelen Anayasa Mahkemesi, “kişilik hakları” adına İnternet sansürünü yaygınlaştıran düzenlemeyi iptal etmesinin ardından, bu dönemde de İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı’nın “manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele” ile ilgili düzenlemeyi iptal etti. AYM, bir önceki dönemde, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” (HAGB) düzenlemesini de adil yargılamayı ihlale dayanak yapmıştı.
Mumay’a hapis cezasına itiraz reddedildi, tek yol AYM: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) metro kredisine haciz koyduran Met-Gün İnşaat’ın kendi ile ilgili haberlere gönderdiği erişim engeli kararını açık bir şekilde yayınladığı gerekçesiyle Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay’a verilen 20 aylık hapis cezasını onadı. İstinaf, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “kişisel verileri yayma” iddiasıyla 5 Mayıs 2023’te verdiği karara ilişkin itirazı oybirliğiyle reddetti. Kararda, “usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığının bulunmadığı, delil ve işlemlerinde herhangi bir eksiklik olmadığı, duruşma tutanaklarının içeriği, hukuka uygun olarak elde edilen delillerinin tartışılmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, ispat bakımından da değerlendirilmenin yerinde olduğunun anlaşıldığı” belirtildi. DW Genel Müdürü Peter Limbourg, kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını duyurdu (26 Ağustos).
AYM İletişim Başkanlığı’nın “dezenformasyon” yetkisini iptal etti: Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığı bünyesinde “manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele” için kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemeyi iptal ettiğini duyurdu. AYM sitesinden yayımlanan karar, daha sonra X hesabından yapılan paylaşım silindi ve bir süre görünmez oldu. Daha sonra AYM, X hesabından sorunu “İnternet trafiğindeki yoğunluk nedeniyle sitemize erişim şu anda sağlanamamaktadır” ifadeleriyle duyurdu (2 Ağustos).
Aygül hakkını AYM’de aldı: AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e “Kurt siyasetçi” dediği için ceza alıp tutuklanan gazeteci Sinan Aygül’ün verilen ceza, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından bozuldu. AYM, Bitlisnews.com haber sitesinde çıkan 10 Aralık 2014 tarihli “Jeo-Vurgun” yazısıyla ilgili “hakaret” suçlamasından verilen cezanın ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi; Aygül’e 20 bin TL tazminat ödenmesine ve ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmetti. Aygül, yerel mahkemenin mahkûmiyet kararının onanmasıyla 13 Eylül 2022’de tutuklanmış, bir gün sonra da “Salgın Hastalık (Kovid-19) İzni” kapsamında tahliye edilmişti (29 Temmuz).
AİHM kararları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son üç ayda basın özgürlüğü ve gazetecilerin ifade hürriyeti kapsamında aldığı herhangi bir kararı tespit edilemedi.
Geçen üç aylık dönemde TRT Haber ve Spor Dairesi Başkan Yardımcısı Ahmet Böken’in tutukluluğunu “makul şüpheden uzak” bulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) son üç ayda basın özgürlüğü ve gazetecilerin ifade hürriyeti kapsamında aldığı herhangi bir kararı tespit edilemedi.
RTÜK’ten haberler
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in kamuoyu önündeki çıkışları, bağımsız sivil toplumun ağır tepkilerine neden olan kurulun siyasi kararlarına ayrı bir antidemokratik kapsam katıyor. Gazetecilerin YouTube yayınları yanı sıra sokak röportajlarıyla ilgili rahatsızlığını dile getiren ve düzenleme talep eden Şahin, Milliyet Gazetesi yazarı Zafer Şahin’in gazeteci Fatih Altaylı’ya “yavşak” dediği sosyal medya paylaşımını “alkış” emojisiyle yeniden paylaşma hakkını kendinde görebiliyor.
Diğer yandan RTÜK, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik eleştirilere “gülümseme” ile eşlik edildiği programla ilgili Halk TV’ye ağır para cezası verdi. RTÜK’ün “Ermeni Soykırımı”na atıf gerekçesiyle Açık Radyo’ya verdiği ağır para cezası ve yayın durdurma cezaları Ankara İdare Mahkemesi, ardından Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nce geri çevrildi.
RTÜK başkanından hakarete emoji: RTÜK başkanı Ebubekir Şahin, gazeteci Fatih Altaylı’ya “yavşak” diyen Milliyet Gazetesi yazarı Zafer Şahin’in sosyal medya paylaşımını alkış emojisiyle yeniden paylaştı (13 Eylül).
RTÜK’ten Halk TV “gülümseme” cezası: RTÜK, Halk TV’de yayınlanan bir programda “gülümseme” nedeniyle kanala yüzde 3 düzeyinde idari para cezası verdi. CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Tuncay Keser, Halk TV programında Cem Toker’in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik “Bahçeli Türk siyasetinde o kadar da ciddiye alınır mı, söylemleri bu kadar tartışılır mı onu bilmiyorum” sözlerini eleştiri sınırlarını aştığı ve sunucu Sinem Fıstıkoğlu’nun da “Alınır efendim yani meşru bir iktidarın ortağı olduğu için söylediği şeyler bizi bağlıyor tabi” şeklindeki müdahalesine rağmen, gülümsemesini Toker’i destekleyici nitelikte olduğu iddiasıyla idari para cezası verdi (11 Eylül).
Şahin’in “sokak röportajları” rahatsızlığı: RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin konuk olduğu Ekol TV’de Armağan Çağlayan’ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz programında, gündüz kuşağı programları ve sokak röportajlarıyla ilgili düzenleme yapacaklarını açıkladı. Programda Şahin, “Devlet sanki acziyet içerisindeymiş gibi algı yaratılıyor. BTK veya Youtube üzerinden bu röportajları hep uyardık. Gördük ki, çeki düzen vermek şöyle dursun, global anlamda yayın yapan haber programlarından sonra verilmeye başlandı. Sokak röportajlarına düzen getirilecek. Normal bir röportajdaki kurallar neyse aynısını burada da uygulayacağız. Dikkat etmeleri gerekecek. İftira atmayacaklar, yanlış bilgi, doğruluğu tartışılır bilgi veremeyecekler” dedi (1 Eylül).
Şahin’den “yayın yasağı” uyarısı: RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’tan bu yana haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili yayınlar konusunda uyarı yaptı. Şahin, “Minik Narin kızımızı arama çalışmaları güvenlik güçlerimizin titiz takibiyle devam ediyor. Bu süreçte soruşturmanın sağlıklı ilerlemesi ve gerekli müdahalelerin etkili bir biçimde yapılabilmesi için itidal şart. Medyanın teyit edilmemiş bilgileri paylaşması, çeşitli her iddiayı haberleştirmesi konusu çocuk olan bir olayın hassasiyetini zedelemektedir. Söz konusu ailenin korunması, araştırmaların etkin bir şekilde yürütülmesi açısından getirilen yayın yasağına tüm yayıncılarımızın riayet etmesini önemle rica ediyoruz” dedi (29 Ağustos).
RTÜK’te Tele1 ve Flash Haber’e ceza: RTÜK, Tele1’de yayınlanan “4 soru 4 yanıt” adlı program ve Flash Haber’deki “Cemil Kılıç ile Aydınlanma” programında kullanılan ifadeler nedeniyle her iki kanala da idari para cezası uyguladı. CHP RTÜK üyesi İlhan Taşcı, X’ten Tele1’e Merdan Yanardağ’ın AKP’ye yönelik “Sosyal devleti, laik eğitim düzenini yıktılar. Vakıflar üzerinden bir yolsuzluk rejimi kurdu. 23 yıl yağma ve vurgun dönemi oldu. Muhafazakâr İslamcı bir oligarşi oluşturdular” sözleri nedeniyle ‘küçük düşürmekten’ yüzde 3 para cezası verildiğini açıkladı. Ayrıca Taşçı, Flash Haber’e de ilahiyatçı Cemil Kılıç’ın izleyicilerin İslam’la ilgili sorularına verdiği yanıtlarda ‘tamamen kendi düşünce ve yorumlarını katarak aktarması’ nedeniyle ‘milli ve manevi değerlere aykırılıktan’ yüzde 3 para ve üç kez program durdurma cezası verildiğini duyurdu (28 Ağustos).
RTÜK Başkanı’nın “yapıcı ikaz”ı sansürün itirafı: CHP Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, TBMM Başkanlığı’na Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Bulut, “RTÜK Başkanı ve Halkbank Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Şahin’in görev tanımında, ‘Yapıcı ikaz’ var mıdır?” sorusunu yöneltti. Bakan Ersoy, Bulut’un önergesine yanıt için RTÜK’ten bilgi talep etti. Bakanlığın RTÜK’ten aldığı yazı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in kendi sözlerini yalanlar nitelikte ifadeler içerdi. RTÜK’ün görevlerinin sıralandığı yazıda, Şahin’in kendisini yalandığı “Üst Kurul’un, ‘Yapıcı ikaz’ şeklinde bir uygulaması bulunmamaktadır” sözlerine Bulut sert tepki gösterdi: “RTÜK Başkanı haddini aşmış, hukuku çiğnemiştir”. Halkbank’ın, suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan’ın şirketine kredi verdiğini ortaya koyan haberlere, 5 Haziran 2024 tarihinde erişim engeli getirildi. RTÜK Başkanlığı’nın yanı sıra Halkbank Yönetim Kurulu Üyesi de olan Ebubekir Şahin, haberlerin ardından medya kuruluşlarına, “Ceza uyarısı” yaptı. Şahin, 6 Haziran’da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Uyarılar sansür değil, yayıncı kuruluşun lehine olacak yapıcı ikazlardır” dedi (27 Ağustos).
RTÜK cezaları
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Temmuz, Ağustos, Eylül 2024 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı radyo kuruluşlarına toplam bir kez idari para cezası ve yayın durdurma cezası verdi. Kurul, radyo kuruluşuna toplam 189.283,00 TL idari para cezası ve beş kez yayın durdurma cezası verdi. Rapor döneminde televizyonlara ilişkin idari para cezası kaydedilmedi.
(Reklam ve ticari yayınların değerlendirme dışı bırakıldığı “RTÜK cezaları” bölümü, RTÜK’ün 22 Mayıs-14 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdiği 9 toplantının kayıtları incelenerek hazırlandı).
RTÜK, Açık Radyo’ya “ayrımcılığa” ilişkin ilkenin ihlalinden bir kez idari para cezası ve beş kez yayın durdurma cezası verdi.
Ayrımcılık: RTÜK, 6112 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez” ilkesinin ihlali gerekçesiyle Açık Radyo’ya 189 bin 283 TL idari para cezası ve beş kez yayın durdurma cezası verdi. Söz konusu cezaya dair radyonun avukatlarının İdare Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz sonucu yürütmeyi durdurma kararı verildi. RTÜK’ün bu karara itirazı da İstinaf tarafından reddedildi.
(EÖ/VC)