Kandıra 1 No’lu Cezaevi’nden, DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayı olan Gültan Kışanak için “Gültan’la Ankara Dayanışma Grubu’’ seçim çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Herkesi “Haydi hep beraber, Gültan Kışanak’la Ankara’yı Mor’a boyamaya!’’ davet eden dayanışma grubuyla, seçim çalışmaları hakkında konuştuk.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Gültan Kışanak: Kampanya için fotoğraf çektirmeme izin verilmedi
“Oldukça, renkli ve güçlü”
Seçim çalışmaları nasıl gidiyor?
Ülkede milliyetçilik yarışına girildiği, toplumun ayrımcılık temelinde kutuplaştırıldığı gerilimin tırmandırıldığı, cinsiyetçiliğin devamlı yeniden üretildiği, kadın mücadelesinin her zamankinden daha fazla hedefte olduğu bir süreçte karşılıyoruz yerel seçimleri. Seçime günler kala gün geçmiyor ki hukukun askıya alınmasının örnekleriyle karşılaşmayalım.
Ömrünü kadın özgürlük mücadelesine adayan, kadın belediyeciliğini bir ütopya olmaktan çıkaran Gültan Kışanak’ın, siyasi rehine olarak hapishanede tutulduğu koşullarda seçim çalışması yürütüyoruz. Kendisi gibi çok renkli, her kesimden kadının yer aldığı bir kampanya ekibiyle, kadın dayanışmasından aldığımız güç ve moralle çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
Sevgili Gültan Kışanak’la iletişimimizin kısıtlı olması seçim çalışmamızı en çok zorlayan hususların başında geliyor.
Bu açıdan kadın ve erkek siyasetçiler arasındaki fırsat eşitsizliğinin Kışanak özelinde de derinleştiğini ifade etmek gerekiyor. Zorluklara ve kısıtlı iletişime rağmen kadın yoldaşlığı ile Kandıra'daki ekiple dışarıdaki ekibin birbirini tamamlayan, güç alan ve güç veren bir ahenkle çalışmaları sürdürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.
Erkek egemen düzenin demir parmaklıklarını, beton duvarlarını aşarak umutları büyüten kadın dayanışmasıyla sürdürdüğümüz seçim çalışmalarının sokağa yansımasının da oldukça renkli, güçlü ve coşkulu olduğunu söyleyebiliriz.
“Ankara halkında büyük güven yaratıyor”
Gültan Kışanak adının başkent sokaklarındaki etkisi nasıl? Seçmenden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Kürt, alevi, yazar, gazeteci ve feminist bir kimliğe sahip olan Kışanak’ın ezilen, ötekileştirilen birçok kesime hitap etmesi ve çok sevilen bir siyasetçi olması çalışmalarımıza oldukça güç veriyor.
Kadın buluşmalarında, ev, çarşı, pazar ziyaretlerinde oldukça olumlu tepkiler alıyoruz. Ankara’da yaşayan demokrat kesimlerin, iktidarın gerilimli, çatışmacı, toplumu kutuplaştıran, yoksullaştıran siyaset tarzından artık bıktığını, milliyetçilik ve hamaset yarışının artık miadını doldurduğunu gözlemliyoruz.
Kışanak’ın Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan dört bir yana barış köprüleri kurmak için aday olması, savaşı, çatışmayı, ölümleri durdurarak; ekonomik kaynakları toplumun refahı için kullanacak projeler üzerinde yoğunlaşıp geliştirmesi geniş kitlelerde karşılık buldu diyebiliriz. Yine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı olduğu dönemde başta kadınlar, çocuklar, engelliler, gençler ve yoksullar olmak üzere toplumun dezavantajlı kesimleri için hayata geçirdiği projeler, halktan, emekten, doğadan, kadından yana ortaya koyduğu duruşu Ankara halkında da büyük güven yaratıyor.
Gültan Kışanak’a tabi ki en büyük destek kadınlardan geliyor. Ankara’da iki farklı seçenek gibi sunulan ancak özünde birbirinin aynısı olan iki erkek egemen siyaset biçimine karşı kadınları seçeneksiz olmaktan kurtaran bir çıkışı ifade etmesi sebebiyle Gültan Kışanak’ın adaylığı Ankara’lı kadınlar için çok önemli. Kampanya çalışmasını duyan farklı kesimlerden kadınlar seçim büromuza gelerek çalışmalara dahil olmak ve katkı sunmak istediklerini söylüyorlar.
Seçime günler kala Kışanak cezaevinde, siz dışarıda, kalan sürede kampanyayı nasıl sürdürmeyi düşüyorsunuz?
Başta da ifade ettiğimiz gibi Sevgili Gültan Kışanak’ın hukuksuz bir şekilde hapishane koşullarında olmasının yarattığı zorluklar, seçim çalışmamızı adil ve eşit olmayan koşullarda yürütmemize neden olsa da birçok kesimden kadının canla başla çalışması sonucu kadın dayanışmasının en güçlü örneklerinden biri veriliyor.
Kısıtlı iletişime rağmen Gültan Kışanak’ın sesini sözünü, seçime dair hedeflerini dışarıdaki kadınlara ev ev, mahalle mahalle, çarşı pazar gezerek ulaştırmaya çalıştık. Kadın seçim büromuzun açılışında, açık alan etkinliklerimizde Gültan Kışanak’ın Kandıra’dan gönderdiği mesajları, mektupları kadınlara ulaştırdık. Kadınların duygusuna, yüreğine işleyen, umutları büyüten bu mesajlar seçim çalışmasının motivasyonunu yükseltti. Bundan sonra da birebir teması hedeflediğimiz ziyaret ve buluşmalarda Gültan Kışanak’ın Ankara halkına seslendiği, projelerini anlattığı el bildirileriyle çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Kadınların siyasetten tasfiye edilmeye çalışıldığı bir süreçte açık alan etkinliklerimizde serbest kürsüler kurarak kadın iradesinin ve sözünün en güçlü şekilde yansıdığı çalışmaları hayata geçireceğiz.
"Ankara'yı kadın kenti yapmak için aday"
Kışanak’ın Ankaralılar için vaatleri neler?
Azami tutukluluk süresi olan 7 yıl çoktan dolmasına rağmen Gültan Kışanak siyasi rehine olarak tutuluyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne Eşbaşkan adayı olma amacını, vaatlerini duruşma salonunda yaptığı ilk seçim konuşmasında da duvarlar arkasından bizlere ulaştırdığı mektuplar, söyleşilerde de anlatıyor aslında.
Yaşatılan bu siyaset krizinin, seçeneksizliğin ortasında bırakılmak istenen halka, yeni bir yol açmak. Kimseye kaybettirmek veya kazandırmak adına değil, demokratik bir seçenek olarak halka nefes olmak için aday Gültan.
Siyasi iktidarın, kayyım zorbalığıyla halkın iradesini yok sayan anlayışına karşı; Amed’ten Ankara’ya toplumsal barış köprüleri inşa etmek için, Türkiye’nin çözümsüz bırakılan en yakıcı iki sorunu, Kürt sorunu ve kadınların özgürlük sorununu siyasetin merkezi olan Ankara’ya taşımak için aday Gültan.
Ankara’yı erkek egemen siyasetin tahakkümünden, sıkıcılığından, griliğinden arındırıp bir kadın kenti yapmak için aday Gültan.
Nitekim verdiği bir söyleşide “Kayyım, Diyarbakır’da ilk iş olarak, kadın çalışmalarına dair tüm idari yapıyı dağıttı, kadın kurumlarını kapattı. Ben de Ankara’da ilk iş olarak kadın daire başkanlığı kuracak, kadın çalışmalarına hız vereceğim. Kadınların kamusal alana katılımını kolaylaştıran sosyal politikalar geliştireceğim” diyor. Hayal etmesi bile umutlandırıyor hepimizi.
Yine ayrımcılığın ne demek olduğunu iyi bilen Kürt Alevi bir kadın siyasetçi olarak, şayet seçilirse hayata geçireceği en önemli projelerinden biri olarak ‘Eşitlik Politikaları Enstitüsü’nden bahsediyor Gültan Kışanak.
Yerel yönetimlerin halka en yakın yönetim birimi olduğunu bilen, halkın katılımı ve denetimine açık bir yönetimin nasıl hayati olduğunun farkında olan tecrübeli bir siyasetçi Gültan Kışanak. Bu sebeple Ankara halkını demokratik, halkçı, kadın belediyeciliği ile tanıştırmak, ayrım gözetmeden halktan olan herkese kapıları 24 saat açık bir belediyede şeffaf, erişilebilir ve denetlenebilir bir yönetim anlayışı sunmak için aday. Halkın kaynaklarının halkın ihtiyaçları doğrultusunda, eşit ve etkili bir biçimde kullanıldığı, demokratik cinsiyet eşitlikçi, çok dilliliği esas alan, ekolojik perspektif içeren bir yerel yönetim anlayışını, tam da Ankara’da Türkiye’nin merkezinde hayata geçirmek için aday Gültan.
Ve özünde tüm bunların yalnızca ‘vaat’ olmadığını Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni yönetirken ortaya koyduğu uygulamalarla kanıtlıyor…Hepimizin hafızalarında.
Onun yönetiminde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde halk karar süreçlerine dahil edildi, belediyenin bütçesi ve tüm harcamaları, meclis kararları düzenli olarak halk ile paylaşıldı; her ne kadar yarım kalsa da Diyarbakır’da kent ormanları ve bahçeleri kuruldu, ranta geçit verilmedi; köylerde küçük sulama göletleri yapıldı; ekolojik ürün yetiştirme ve kooperatifleşmeye teşvik edildi, kırsal kalkınmaya destek olundu.
Tüm kente yağmur suyu şebekesi döşenerek hem taşkın oluşturması engellendi hem de yüzey suları kanalizasyona karışmadan toplanıp, temiz su olarak Dicle nehrine akıtıldı. Böylece Dicle nehrinin barajlar nedeniyle düşen su miktarının da yükselmesi ve ekosistemin yeniden canlanması sağlandı. Kadın merkezleri açıldı.
Sadece kent merkezinde değil, 17 ilçe ve tüm köyleri kapsayacak şekilde Alo Şiddet Hattı kurulması kırsal kesimdeki kadınların da belediyeye bağlı kadın merkezlerine ulaşması kolaylaştırıldı. Belediye binası kadınların uğrak yeri haline geldi.
Ve tüm bunlar Diyarbakır’da Gültan Kışanak yönetiminde yapılan onlarca icraattan sadece birkaçı. Bizler yakın zaman somut vaatlerimizin sıralandığı ve Gültan’ın belediyecilik deneyimini hatırlatan ve Ankara’da yaşayan kadınlara özgü hedef projelerin yer aldığı seçim bildirgemizi basınla ve kamuoyuyla paylaşacağız. Sosyal medya hesapları üzerinden bu çalışmalarımız ve diğer etkinliklerimiz takip edilebilir.
Seçim sürecini dışarıdan yürüten sizlerden, özellikle istediği bir şey oldu mu?
Kuşkusuz en özel isteği çok çalışmamızdı. Gültan Kışanak’ın Ankara adaylığı Amed’den Ankara’ya barış için, kadınların kurtuluşu için özellikle kadınlar arasında köprüler kurmak, kadın dayanışmasının güçlendirilmesine ve büyütmesine zemin hazırlamak içindi. Elbette ki kadın mücadelesi ve dayanışması seçimle sınırlandırılacak bir mücadele değil; bu süreçte oluşan ruhu, dayanışmayı daha ileriye, seçim sonrasına da taşımamız en temel isteği.
Kışanak’ın seçim çalışması cezaevinde olması nedeniyle adil yürümüyor haliyle. Onun yerine sokakta çalışma yapan sizler, bir zorlukla karşı karşıya kaldınız mı?
Evet bu seçimlerin de hiç adil ve eşit koşullarda yürümediği kesin… Gültan bugün sahalarda öteki siyasi rakipleri gibi projelerini anlatamıyor, halka doğrudan seslenemiyor.
Mahkeme salonlarından değil halkla buluştuğu büyük mitinglerde, toplantılarda bu seçime dahil olmalıydı Gültan. Göz göre göre seçme ve seçilme hakkı gasp ediliyor! Hukuken kesinleşmiş bir cezası olmamasına ve azami tutukluluk süresi dolmasına rağmen serbest bırakılmıyor…
Bu tablo bile, Kobanê davasının bir kumpas davası olduğunun ve davanın doğrudan iktidarın talimatlarıyla yürütüldüğünün aleni bir kanıtı. Gültan’ın siyasi rehine olarak tutulduğu 7 buçuk yıllık süreçte, iki genel seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir yerel seçim yapıldı… Şimdi bir yerel seçimin daha eşiğindeyiz.
Gültan’ın zindanda olması bu seçimin hiç adil olmadığını açıkça gösteriyor elbette, ancak zaten Türkiye’de seçim güvenliği bu iktidar eliyle tamamen ortadan kaldırıldı. Seçim hileleriyle, hayalet seçmenlerle kazanamadıkları belediyeleri de tek tek gasp ederek aldılar. Türkiye tarihinde ilk kez siyasi rehine olan bir kadın belediye başkanlığına, hem de Ankara’dan aday oluyor.
Biz kadınlar da gücümüz, enerjimiz yettiğince özgürlüğü elinden alınmış olan kadın yoldaşımızın, Gültan’ımızın, sesi ve sözü olmaya gayret ediyoruz. Elbette zorluklarla karşılaşıyoruz. Örneğim seçim kampanyası için fotoğraf çekilmesi bile Kandıra 1 No’lu Hapishane yönetimce engellendi. Gültan’dan sürekli haber alamama ve görüşme imkanımızın olmamasının yarattığı engellerin yanı sıra, Türkiye’deki faşist rejimin kutuplaştırıcı siyasetinin, nefret siyasetinin sonucu ne yazık ki bir kısım halka da sirayet etmiş olmasının zorluklarına da şahit oluyoruz.
Bazen sosyal medya paylaşımlarımızın altına yazılan cinsiyetçi, kaba küfürler, sözler bazen de sokakta bildiri dağıtırken karşılaştığımız can sıkıcı tepkiler oluyor. Ancak bilen, duyan ve anlayan herkesin desteğini, gözlerindeki umudu, seçeneksiz kalmamanın sevincini ve elbette Gültan Kışanak’a oy verecek olmanın onurunu görmek her şeye değiyor…
Gültan’ın dediği gibi “Bir Gültan hücrede ama binlerce Gültan sahada. Bundan eminim. Binlerce Figen, binlerce Sebahat, binlerce Ayla ve daha nice yoldaşımız, kadın özgürlük mücadelesine katılıyor, öncülük ediyor. Kolektif mücadelemiz, kolektif emeğimizle kazanacağız. Kadın dayanışması kazanacak!”
"Hayatlarımıza sahip çıkalım"
Kışanak adına seçmene söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ankara bu kadar gri olmak zorunda değil! Bu bürokrasiden içi sıkılmış, erkeklerin iktidar savaşının can sıkıcı tekerrürüne ve umut hırsızlığına isyan eden; biz kadınların, gençlerin, yoksulların, emekçilerin bir umudu, bir seçeneği var.
Gültan’ın dediği gibi bu toprakların mayasında çoğulculuk var, barış içinde yaşam var, ‘Su tersine akmaz. Ne yaparsanız yapın su tersine akmaz. Önüne bentler, barajlar kurarsanız taşar.’ Yeter ki irademizi açığa çıkaralım, hayatlarımıza sahip çıkalım.
Bilhassa kadınlar! Çünkü açığa çıkması elzem bu irade aynı zamanda; savaşın, şiddetin, ayrımcılığın, patriyarkal kapitalizmin tam karşısında duracak, kadınların yüzyıllardır omuz omuza yükselttikleri kazanımlara sahip çıkacak, en az 3 çocuk doğurmayı telkin edenlere, kariyeriniz çocuk yapmaktır, analıktır diyenlere, müftülere nikah kıyma yetkisi verenlere, kürtaj hakkını fiili olarak yasaklayanlara, 3 kuruşluk nafaka hakkımıza bile göz dikenlere, fail erkeklere haksız tahrik ve iyi hal indirimleriyle ödüller verenlere, ‘reisli’ aile modeli yaratmaya çalışanlara.
Yani haklarımıza ve hayatlarımıza çökmek isteyen erkek aklına ne güzel bir ders olacak. O yüzden haydi hep beraber, Gültan Kışanak’la Ankara’yı Mor’a boyamaya! diyoruz.
(GÇ/EMK)