Ankara Tabip Odası, “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle 93 gündür açlık grevi yapan ve 23 Mayıs’tan bu yana cezaevinde tutuklu bulunan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna ilişkin basın açıklaması yayımladı.
Gülmen ve Özakça’nın hasta-hekim ilişkilerinin kesintiye uğratıldığına dikkat çekilen basın açıklamasında Ankara Tabip Odası’na bağlı hekimlerin Gülmen ve Özakça’yı muayene etmesine izin verilmediği ifade edildi.
Üç ayı aşkın süredir açlık grevi nedeniyle yaşanabilecek sağlık sorunlarına vurgu yapılan açıklamada yetkililer Gülmen ve Özakça’nın yaşaması için çözüm üretmeye davet edildi.
TIKLAYIN - AÇLIK GREVİNDE 90 GÜNÜN ARDINDAN NELER YAPILABİLİR?
Ankara Ticaret Odası’nın basın açıklaması özetle şöyle:
“Bilgi alamıyoruz”
“Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumları, açlık grevine başladıkları günden gözaltına alındıkları güne kadar odamızca belirlenen bir heyet tarafından takip edilmekte idi.
“Ancak iki haftayı aşkın süredir odamızca muayeneleri yapılamadığı için kötüye giden sağlık durumları hakkında bilgi alınamamaktadır.
“Hekim seçme hakkı”
“Gülmen ve Özakça’nın sağlık kontrollerini yapmak üzere odamız tarafından Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuru reddedilmiş bulunmaktadır.
“Sağlık sistemimize ilişkin mevzuatta sağlık sorunları olan her bireyin hekim seçme hakkı bulunmakta iken Gülmen ve Özakça bu haktan mahrum bırakılmış, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşme ve etik ilkelere aykırı şekilde güven temeline dayanan hasta hekim ilişkisi kesintiye uğramıştır.
90. gün sonrası
“Açlık grevlerinin 92. gününde olan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarıyla ilgili defalarca bilgilendirme yaptık ve tekrarlıyoruz: Gözaltına alınmalarından önceki son değerlendirmelerimizde ciddi kilo kaybı, kas–iskelet sistemlerinde ve sinir sistemi reflekslerinde zayıflama bulunmakta idi.
“Tıbbi çalışmalar, açlık grevlerinin 90. gününden sonra; şiddetli karın ağrısı, yüksek riskli ve ilerleyici kilo kaybı, kas doku yıkımı, böbrek fonksiyonlarında belirgin bozulma ve buna bağlı kan elektrolit değerlerinde dengesizlik, kan elektrolit değerlerindeki bozulmaya bağlı kas kontrolünün ortadan kalkması, kalp ritminde düzensizlik, kalp kası yıkımı, kas ve kemik ağrıları, vücut ısı kontrolünün bozulmasına bağlı hipotermi, kan hücre sayısında belirgin düşme, bağışıklık sisteminde ciddi zayıflama ve ölümcül enfeksiyonlara karşı düşkün hale gelme, çoklu organ yetmezliği gibi durumların ortaya çıkabileceğini ve geri dönüşümü mümkün olmayan sekellerin gelişebileceğini ortaya koymaktadır.
“En çok ilgiye ve bakıma ihtiyaç duydukları dönem”
"Gülmen ve Özakça’nın sağlık açısından en çok ilgiye, biyo-psiko-sosyal desteğe ihtiyaç duyduğu ve hassas bakıma muhtaç oldukları bu aşamada cezaevi koşullarında bulundurulmaları, açlığa ek olarak tutuklu olmanın fiziksel ve psikolojik stresini yaşamaya mahkum edilmeleri tıbbi açıdan kabul edilemez bir durumdur.
"Diğer yandan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarında her an çok dramatik bir değişiklikle tedavisi imkansız sekel veya ölüm meydana gelmesi riski olduğu gün gibi ortadadır.
“Çözüm üretin”
“Tutukluluk ve cezaevi koşulları, hastanın hekim seçme özgürlüğünün kısıtlanması ve sağlık emekçilerinin önerilerinin dikkate alınmamasının, telafisi mümkün olmayan zararlara neden olmaktan hatta ölüme kapı aralamaktan başka bir şeye yaramayacağı aşikardır.
“Sizleri, tüm reel ideolojilerin, kültürlerin ve inançların ortak kutsalı olan yaşam hakkına saygıya ve bu bağlamda Gülmen ve Özakça’nın yaşaması için çözüm üretmeye davet ediyoruz.” (EKN)