Türk Tabipleri Birliği (TTB) bugün düzenlediği basın toplantısında yılbaşında yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası'nı (GSS) değerlendirdi.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Osman Öztürk, Dr. Hüseyin Demirdizen ve Prof. Dr. Gülriz Erişgen'in katıldığı toplantıda açıklamayı okuyan Dr. Öztürk GSS ile "hükümetin zaten vatandaşın cebinde olan elinin daha da derinlere ineceğini" söyledi.
Açıklamada son günlerde yaşanan iki gelişmeye dikkat çekildi. "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"u Cumhurbaşkanının Meclis'e geri gönderdiğinin ancak büyük olasılıkla sağlıkla ilgili kısmının değiştirilmeyeceğinin hatırlatıldı ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ertelenen hükümlerinin ise 1 Ocak'ta yürürlüğe girdiği vurgulandı.
Açıklamada her iki düzenlemenin getirdiği başlıca uygulamaların pratikte hastalar açısından ne anlama geldiği anlatıldı.
Hükümetin GSS'ye dair "Gelir düzeyi ne olursa olsun bütün vatandaşlar doğumdan ölüme kadar sağlık sigortasına sahip olacak" sözlerinin "aldatmaca" olduğunun iddia edildiği açıklamada, yapılan düzenlemelerin başta yoksullar olmak üzere herkesin sağlık hakkına ilişkin çok ciddi tehditler içerdiği belirtildi.
TTB sağlık hizmeti almayı prim ödeme koşuluna bağlayan GSS'nin sağlık finansmanı açısından Türkiye'ye uygun olmadığı vurgusuyla, sonuçta milyonlarca kişinin kapsam dışında bırakılacağını ve sağlık hizmetinden faydalanamayacağını savundu ve sağlık hizmetinin herkesin doğuştan hakkı olduğunu söyledi.
"Sağlık bütün vatandaşlar için doğuştan kazanılmış bir haktır ve toplumun bütün kesimlerine eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti ancak ve ancak genel vergilerle finanse edilen kamusal bir sağlık sistemiyle verilebilir."
"Sadaka niyetine hizmet"
TTB yeni düzenlemelerin Türkiye'ye getireceklerini sıralarken şu noktalara da değindi:
"1 Ocak 2012'den itibaren aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan bütün vatandaşlar her ay düzenli olarak GSS primi ödemek zorundadır. Ödenmesi zorunlu olan primler, ödenmediği takdirde sürekli olarak birikecek ve daha sonra faizi ile birlikte vatandaştan tahsil edilecek.
"GSS'de yapılan bu düzenlemelerle birlikte vatandaşlar için sağlık güvencesi artık ancak prim ödeme ile mümkün hale gelmiş; yurttaşlık hakkı olan sağlık hizmeti "paran kadar sağlık"a dönmüştür. Parasını ödeyemeyen yurttaşlar yoksul olduğunu devlete ispat etmeye mecbur kılınmakta ve "sadaka" niyeti ile hizmet almaya mahkum edilmektedir.
"Keza; sosyal güvenlik 'reformu'nun gerekçesi olarak kullanılan 'norm ve standart birliğini sağlamak' iddiası boş bir yalandan ibarettir. AKP Hükümeti açısından GSS primi ödeyebilenlerle ödeyemeyenler hiçbir şekilde eşit olarak kabul edilmemektedir." (YY)