Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı'ndan (TOHAV) sonra Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (GÖÇ-DER) de bugün bir basın toplantısı düzenleyerek, mevcut tasarı metnindeki bazı maddelerin çıkarılmasını, bazı maddelerin de değiştirilmesinin istedi.
GÖÇ-DER Genel Başkan Yardımcısı Avukat İlhami Sayan, her şeyden önce yasa taslağının ismine karşı olduklarını ve bu başlıklı bir yasa ile toplumsal barış sağlanamayacağına işaret etti.
"Yasanın mantığı dayatma üzerine kurulu"
Sayan, yasanın mantığının da Türkiye sınırları içinde yaşayan vatandaşların mağduriyetlerini karşılamak ve halklar arasında kardeşliği pekiştirmek fikrinden yola çıkması gerektiğini, ancak yasa taslağının Avrupa Birliği ile Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) çerçevesinde hazırlanan "Ulusal Program"ın uzun vadeli öncelikleri içinde "yerinden edilen Kürt nüfusun maddi zararlarının tazmin edilmesi" konusuna yer verilmesi nedeniyle gündeme getirildiğini söyledi.
Sayan, "Yasa, KOB'un uzun vadeli taahhütlerini yerine getirmek için her şeyden önce bu topraklarda yaşayan insanların mağduriyetine son verme amacıyla çıkarılmalıdır," dedi.
1997'de TBMM'nin oluşturduğu "Güneydoğu'da Boşaltılan Köyler ve Göç Sorununu Araştırma Komisyonu"nun hazırladığı rapora göre, bölgede boşaltılan ve tahrip edilen köy-mezra sayısının 3.428 olduğunu belirten Sayan, bu yerleşim birimlerinin çoğunun da devlet tarafından boşlatıldığını vurguladı.
Yasadaki sınırlamalar değişmeli
Sayan, Yasa taslağının değişik maddelerine ilişkin GÖÇ-DER'in eleştirilerini ve önerilerini şöyle sıraladı:
* Yasanın amaçlar bölümünde yalnızca maddi tazminattan söz edilmesi yanlıştır. Faili meçhul cinayetler, köylerin yanması gibi olaylardan dolayı insanların yalnızca maddi değil manevi kayıpları olmuştur.
* Mağdurlar yalnızca Olağanüstü Hal (OHAL)ilan edilmiş illerle sınırlanmamalı, OHAL çevresindeki illerde de askeri operasyonlardan dolayı zarar görenler yasa kapsamına alınmalıdır.
* Taslaktaki "maddi zararın sulhen karşılanması" kaydı, mağdurların devletle zarar ziyan anlaşmasından sonra eksik tazminlere karşı kanuni yollara başvurma olanağını kestiği için, bu kayıt yasadan çıkarılmalıdır.
* Mağdurların devlet ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'nden daha önce tazminat alması durumunda "yasa kapsamına sokulmaması" maddesi, "alınmış tazminatlar mahsup edilmeli" diye değiştirilmelidir.
* Siyasi suçlardan hüküm giymiş veya hakkında kovuşturma olan kişilerin yasadan yararlanamamasını öngören madde uluslararası sözleşmelere aykırıdır ve yasa metninden çıkartılmalıdır.
* Tasarıya göre kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarına mutlaka Barolardan üye alınmalıdır. Ayrıca sivil toplum kuruluşları temsilcileri de Komisyona girmelidir.
* Taslakta Zarar Tespit Komisyonları başkanı olan Vali'lere verilen bazı haklar veto hakkı niteliğinde olup, yüksek tazminatların sözkonusu olduğu durumlarda Valinin müdahalesi ile tazminatların indirilmesi endişesi doğurmaktadır.
Basın toplantısında söz alan GÖÇ-DER Başkanı Şefika Gürbüz de derneğin yasa taslağına ilişkin görüş ve önerilerinin bugün kamuoyuna açıklanmasının ardından Adalet Bakanlığı, TBMM üyeleri ve Bütçe ve Plan Komisyonu'na iletileceğini bildirdi. (YS/BB)