Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ndeki hak ihlalleriyle ilgili raporunu açıkladı.
Rapora göre, geçen ay içerisinde üçü Gezi direnişçisi 12 kişi, süngerli oda uygulaması da dahil olmak üzere işkenceye uğradı. Raporda, “önceki aylarda gerçekleşen işkence ve kötü muameleyle ilgili yapılan suç duyurularının, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından etkin soruşturma yapılmayarak, takipsizle sonuçlandırıldığı” ifade edildi.
ÇHD İzmir Şubesi, bu nedenle işkence ve kötü muamelenin cezaevinde “rutin uygulama” haline geldiğini açıkladı.
Raporda şu örnekler yer alıyor:
Sohbet talebini döverek yanıtladılar
Adalet Bakanlığı’nın 45/1 Nolu genelgesine göre; tutuklu ve hükümlüler disiplin cezalarına bakılmaksızın haftada 10 saat 10 kişi bir araya gelebilir. Kırıklar’da da tutuklular sohbet hakkı taleplerini birçok kez idareye ilettiler ancak sekiz ay boyunca istekleri yerine getirilmedi.
Bunun üzerine, Ağustos ayı başında durumu protesto etmek için günde birkaç kez olmak üzere ve saat başlarında 2-3 dakika kadar kapı dövmeye başladılar.
İdarenin bu protestolara ilk cevabı Mert Toka ve Ahmet Alpözel isimli iki tutukluyu döverek 1 Nolu F tipine sürmek oldu. Eyleme devam eden mahpuslar hücrelerinde gardiyanların saldırısına uğradı.
"Sizin anladığınız dil..."
13 Ağustos’ta Gezi tutuklularından Hicri Selviler ve Faruk Erdoğan’ın bulunduğu hücreyi basan 15 civarında gardiyan hiç konuşmadan ve bir şey söylemeden Erdoğan’ın boğazını sıkarak havalandırmaya çıkardı.
Selviler ise kollarından kıvrılıp yere yatırıldı. Yerlerde sürüklendi, kafasına ve sırtına ayakla basıldı. D.A.G. isimli başgardiyan Selviler’in yüzüne birkaç kez tokat attı. Hicri’nin yüzü morardı.
Selviler, Erdoğan ve Orhan Öztürker, 27 Ağustos’ta da hücrelerinde saldırıya uğradı. Öztürker dövülerek tek kişilik hücreye konuldu.
Gökhan Çoban, Yusuf Dut ve Mustafa Özüsağlam da aynı tarihte bulundukları hücreden alınarak dövüldü ve süngerli odalara atıldı. Yerlerde sürüklendiler, tekmelendiler ve tehdit edildiler.
D.A.G. isimli başgardiyan, “Sizinle anladığınız dilden konuşacağız” dedi.
İşkenceyi anlatan mektuba sansür
Tutuklular suç duyurusunda bulundukları halde sonrasında dövülme izlerinin tespiti için adli tıpa sevk edilmedi. Tutukluların yaşadıkları olayları anlattıkları mektupları da adreslerine gönderilmedi.
18 Nisan ve 8 Mayıs tarihlerinde de benzer şekilde tutuklu ve hükümlüler dövülerek işkenceye uğramış, idare hakkındaki şikayetler sonuçsuz kalmıştı.
İşkenceye uğrayan ve tek kişilik hücrelere konulan Gezi tutukluları, bu durumu protesto etmek ve hücrelerine üçer kişi kalma talebi ile 29 Ağustos’ta açlık grevine başladı. Talepleri kabul edilene kadar açık grevine devam edeceklerini açıkladılar.
Hastaları da dövdüler
Tutuklu Binali Çelik kalbinde ritim bozukluğu olduğunu, Gökhan Çoban da astım hastası olduğunu söylediği halde her ikisi de boğazlarından sıkılarak nefessiz bırakıldı ve dövüldü.
Şizofreni hastası Emir Öztürk de uzun süre tek kişilik hücrede bekletildi. (AS)