Gezi davasında Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Mücella Yapıcı, Yargıtay’ın 18 yıllık cezalarını bozmasının ardından yeniden yargılandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya üç isim de katılmadı ancak avukatları hazır bulundu.
Mücella Yapıcı’nın avukatı Fikret İlkiz ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin avukatları Hasan Fehmi Demir ile Emel Ataktürk Sevimli müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesini istedi:
Genelde tüm muhakeme usullerinde ama özellikle ceza muhakemesinde müdafiler, hukuk devleti ya da aynı anlama gelmek üzere hukukun üstünlüğü bağlamından hareketle savunmalarını temellendirirler. Bu yaklaşım, somut yargılamada gerçeğe en yakın sonuca ulaşılabilmesini teminen ceza normu ve olguların dar yorumu yerine, hukukun varsaydığı evrensel değerlere gönderme yapar.
Bu davada da müdafiler olarak, yürütmenin her fırsatta gerçekleştirdiği davayı yönlendirici girişimleri, heyetinizce muhakemenin rasyonalitesini ve meşruiyetini temin eden usul kurallarının sürekli ihlaline rağmen aynı yaklaşımla, bir yandan tüm sanıklar bakımından atılı suçun gerçekleşmediğini apaçık ortaya koyan olguları dile getirirken, diğer yandan somut yargılamanın tikelliğinde heyetinizin dürüst muhakeme ve vicdani kanaate uygun davranma olasılığını canlı tutmaya çalıştık.
Yaşanan süreçte, hukuku üstün tutan yaklaşım bir yana kanuniliğin dahi gözetilmediği, ne pahasına olursa olsun mahkumiyete yönelen bir yargı pratiğine tanık olduk. Bunun en çarpıcı örneği olarak AİHM’nin Kavala kararının sırf etkisiz bırakılması amacıyla, Osman Kavala’nın yürüyen davada tahliyesine karar verilip eş zamanlı olarak casusluk davasını açarak bu isnat sebebiyle tutuklanması ve hükümle birlikte casusluk iddiasından beraat kararı verilip ilk isnattan dolayı mahkûm edilmesini gösterebiliriz.
İkinci olarak bahsedilmeden geçilemeyecek diğer bir örnek ise Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararları karşısında heyetiniz ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa’ya açık ve ağır şekilde ihlal eden pratiğidir. Bu pratik her türlü hukuksuzluğu aşan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu, işleyişi ve düzenlenişinin temelini oluşturan kamu hukuku kavram ve uygulamasını tümden ortadan kaldıran vahim bir tabloyu ortaya koymaktadır.
Ülkenin anayasasızlaştırıldığı, yazılı norm uygulamasının ihtimale dönüştürüldüğü bir ortamda Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına ilişkin değerlendirmemiz, gezi davasında müvekkillerimiz dahil sanıkların tamamı bakımından cezalandırılmalarını zorunlu kılan tek bir kanıt dahi bulunmadığı, beraatlerine karar verilmesi gerektiği yönündedir.
Pekin: Tek bir delil kırıntısı dahi yok
Ali Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin de, “Yargı kararıyla tarih yazılamaz. Yargının görevi suçu ve suçluları tespit ederek, hapse girmesi gerekenle girmemesi gerekeni ayırt etmekten ibarettir. Müvekkil dahil üç sanık için verilen bozma kararı hakkında ne diyeceğimiz soruluyor. Gezi suç değildir, bu dosyanın sanıkları suçlu değildir. Dosyada bu gerçeğin üstüne gölge düşürecek tek bir delil kırıntısı dahi yoktur. Ve yargıcın en önemli görevi hala bir insanın özgürlüğüyle ilgili karar almaktır” dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin beraat yönündeki bozma kararına uydu. Üç ismin de yurt dışına çıkmama şeklindeki adli kontrol kararını kaldırdı.
Mahkeme, İstanbul Emniyete Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, Yapıcı, Ekmekçi ve Altınay ile alakalı görüntü kayıtlarının istenmesine karar verdi.
Ayrıca Altınay, Ekmekçi ve Yapıcı'nın Gezi ile ilgili 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyadan ayrı olarak haklarında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığının tespitini istedi.
Davada bir sonraki duruşma 22 Mayıs saat 11.10’da.
Ne olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Nisan 2022'de Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi.
Eylül 2023'te ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıllık hapis cezalarını onadı. Mücella Yapıcı, Yiğit Ali Ekmekçi ve Hakan Altınay'ın ise mahkumiyet kararları bozdu ve tahliyelerine hükmetti.
Osman Kavala 1 Kasım 2017’den (2 bin 304 gün), Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman da 25 Nisan 2022'den (667 gün) bu yana hapisler.
ERDOĞAN'IN İSTEDİĞİ OLDU
Yargıtay onadı: Kavala'ya müebbet, Atalay, Mater, Kahraman ve Özerden'e 18 yıl ağır hapis
(HA)