“Gerçekleri, Adaleti ve Barışı İstiyoruz!”

Cumartesi anneleri Galatasaray Meydanı’nda 328. kez gözaltında kaybedilen yakınları için toplandı. Bu hafta ilk konuşmayı 12 Eylül 1980 darbesinin ardından gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren yaptı.

Eren, gözaltında yakınlarını kaybedenlere destek veren Banu Güven’in NTV’deki işine son verilmesini kınadıklarını söyledi. Güven ile dayanışma içinde olduklarını duyurdu.

1995’te Dargeçitte gözaltına alınarak kaybedilen 13 yaşındaki Seyhan Doğan’ın 12 yaşındaki yeğeni Evin Doğan’ın konuşması, mağdur çocukların durumunu yeniden gündeme getirdi. “Amcam gözaltına alındığın benim gibi küçücük elleri vardı” diyen Evin Doğan, “amcamı alan maskeli adamlar, küçücük bir çocuğu öldürürken vicdanınız sızlamadı mı?” diye sordu.

Kürtçe konuşan bir anne ise, 16 yıldır yaz kış demeden burada toplanan kayıp yakınlarını gören Başbakan Erdoğan’ın vicdanının sızlayıp sızlamadığını sordu. Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise 25 Haziran’da Kars’a giden Berfo ananın boş elle dönmek istemediğini söyledi. Hatip Dicle’nin durumunu dile getiren Yıldız, “bizim vekillerimiz gazeteci, şair ve hapisteler, hep işkence gördüler. Sizin vekilleriniz gibi hortumcu işkenceci değil” diyerek hükümete seslendi.

İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un basın açıklamasını 2004'de gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan okudu. Ceylan açıklamadan önce, oğlu hakkında yazılan araştırma raporunun eksik ve yanlışlarına dikkat çekerek, aynı jandarma yalanlarının tekrar edildiğini söyledi.

Açıklamada, insanlık suçlarına karşı yargıya ve hukuka başvurmanın önündeki engellemelere dikkat eden çeken Ceylan, gerçekleri, adaleti ve barışı istediklerini söyledi.

1 Haziran 1994'te Salkımlı köyüne yapılan operasyonda gözaltına alınan tütün tüccarı Vasıf Öztürk’ün durumu dile getirildi. O tarihte, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller Başbakan, Mehmet Ağar’ın Emniyet Müdürü olduğu hatırlatılarak bu sorumluların yargılanması gerektiği söylendi.(GY)