18 yıl önce Gazi Katliamı’nda öldürülen 22 kişi Gazi Mahallesi’ne düzenlenen yürüyüşle anıldı.
Öldürülenlerin aileleri ilk olarak Alibeyköy Mezarlığı'nda Mümtaz Kaya ve Fevzi Tunç’un mezarlarını ziyaret etti. Ardından mahalleye gelen aileler anmaya gelenlerle birlikte Gazi Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçti. Yol boyunca Gazi olaylarının başlatan silahlı saldırının yaşandığı Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi'nin önüne karanfiller bırakıldı.
Aileler mahallede yaptıkları açıklamada “Tam 18 yıldır adalet özlemimiz sürüyor” dedi.
“18 yıl önce kontrgerilla devletinin düzenlediği silahlı saldırı ile başlayan sonrasında polis terörüyle devam eden katliamın yıldönümünde yeniden adalet talebimizi, haklı davamızı sahiplenen dostlarımızla birlikte dillendiriyoruz.
“Gazi halkına, halkın örgütlü gücüne saldıran, mahallemizde katliam gerçekleştiren egemen güç devletin ta kendisidir. 12-15 Mart günleri boyunca sokakları kan gölüne çevirenler devletin kolluk güçleriydi.
“Gazi katliamının sonrasında açılan katliam mahkemesi ise katillerin korunduğu ve aklandığı kararlarla sonuçlandı. Katliam emrini verenlere dokunulmadı."
Katliamda ölenler için dün (11 Mart) gece de Gazi Mahallesi'nde yakılan ateş başında anma düzenlendi. Anmada Grup Yorum konser verdi.
Gazi Mahallesi'nde ne oldu?
İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 akşamı kimliği belirlenemeyen kişiler Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi’ni silahla taradı. Saldırıda 76 yaşındaki Alevi dedesi Halil Kaya öldürüldü, beşi ağır olmak üzere 25 kişi yaralandı. Saldırganlar kullandıkları taksinin şoförünü de öldürdü.
Saldırıyı protesto etmek için halk karakola doğru yürüyüşe geçti. Polisin protestoculara ateş açması sonucu Mehmet Gündüz hayatını kaybetti.
13 Mart günü binlerce kişi Gazi Mahallesi’ne gelerek cemevi önünde toplandı. Cenazelerin verilmemesi üzerine karakola doğru yürüyüşe geçen halka polisin ateş açtı, 15 kişi öldü.
İstanbul Valiliği Gazi, Zübeyde ve Esenler Mahalleleri’nde sokağa çıkma yasağı ilan etti. 14 Mart günü sokağa çıkma yasağına rağmen çatışmaların devam etmesi üzerine mahalleye askeri birlikler sevk edildi. Çatışmalar halk komitesinin “cenazeler verilsin, sokağa çıkma yasağı kaldırılsın, gözaltılar serbest bırakılsın” taleplerinin yerine getirilmesinin ardından sona erdi.
Resmi rakamlara göre Gazi Olayları’nda 300 kişi yaralandı.
Yapılan otopsi sonucu olaylarda öldürülenlerden 17’sinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Gazi’de yaşanan katliam İstanbul’da Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ne de sıçradı. Protestolarda beş kişi öldürüldü. Ankara’da da gerçekleşen protestoda 36 kişi yaralandı.
Katliamda öldürülenlerin yakınları dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir, "Polis ateş etmedi" diyen İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller ve "bin operasyon" yaptık diyen Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın da arasında bulunduğu sorumlular hakkında suç duyurunda bulundu. Mahkeme sekiz günlük incelemenin ardından takipsizlik kararı verdi.
20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı, dava "güvenlik gerekçesiyle" Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Dava, Kasım 2001'de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.
Polis Adem Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.
İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası'na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.
Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkum oldu.
Devlet erkanının yorumları
300 kişinin yaralandığı, 22 kişinin öldüğü Gazi Katliamı sırasında başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteş’ti.
Çiller Gazi Olayları ile ilgili grup toplantısında şunları söyledi:
“Açıkça söylüyorum; devlet bu kadar sağduyulu ve olaya bu kadar hakim olmasaydı, bugün kontrol altına alınmış olan bu olay çok daha vahim bir hale gelebilirdi."
Menteş ise saldırıyı gerçekleştirenleri bulamadıklarını şu sözlerle açıkladı:
“PKK olabilir, Hizbullah olabilir. Beraber işbirliği yapmış da olabilirler. Yani kötülükte her zaman işbirliği yapabilir bunlar. Hangi örgüt olduğunu bilsek, olay bitecek. Ancak şu bir gerçek ki 12 Eylül öncesi Dev-Yol ve Dev-Sol buralarda at oynatmış."
Dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar Gazi Katliamı’nın yaşandığı 1995 yılı seçimlerinde Doğru Yol Partisi’nden milletvekili olarak meclise girdiler.
Ergenekon Davası'nda Gazi Katliamı
Gazi Katliamı Ergenekon Davası ile yine gündeme geldi. 9 numaralı gizli tanık, saldırının bizzat Ergenekon'un tutuklu sanıklarından, JİTEM'in kurucusu Veli Küçük'ün talimatıyla, Osman Gürbüz tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı. Savcı Zekeriya Öz'e ifade veren Osman Yıldırım, Osman Gürbüz ile birlikte çalıştıklarını itiraf etti. Ancak ailelerin yaptığı müdahillik talebi "dava kapsamına girmediği" gerekçesiyle kabul edilmedi. (EA)