Ekrem Bat, yıllarca gazetecilik yapıp, meslekten ve İstanbul'un keşmekeşinden bunalınca soluğu Karadeniz'de alanlardan.
Şimdi eski eşinin köyünde çiçek yetiştirerek hayatını devam ettiriyor. Gazetecilikten sonra kurulan "hayali yaşıyor."
Ankara Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu 1978 mezunlarından Ekrem Bat, 1987'de Hürriyet grubunun çıkardığı Gazete gazetesinde mesleğe başladı. Dergicilik, basın danışmalığı, editörlük, televizyon programcılığı yaptı.
Kendisiyle evinin önündeki serasında Bach dinlerken konuştuk. Buralara yerleşmesinin hikâyesini sordum... Fırtına Vadisi'nde yaşamaktan mutlu, gazeteciliği özlememiş ancak buraya dair endişeleri de var...
"Fırtına Vadisi benim sığınağım"
Ne zamandan beri Çamlıhemşin'de yaşıyorsunuz?
8 yıldır Şenyuva (Çinçiva) köyündeyim.
Burada yaşamak size ne ifade ediyor?
Güzellik adına her şey. Fırtına Vadisi benim yaşam sığınağım. Burada bir insanın arayabileceği her şey var. Sağlık, huzur ve görsel güzellik...
Çok kısa bir yürüyüşe çıktığınızda bile binlerce kare fotoğraf çekecek objeyle karşılaşabilirsiniz. Gerçi bir süre sonra görmeye alıştığınız için çekmeye gerek duymuyorsunuz ama beyniniz her an deklanşöre basıyor.
Binlerce bitkinin havaya saldığı oksijen, billur gibi pınar suları insana sağlık aşılıyor. Yalnız havadaki nem oranının yüksekliği ağrıları tetikliyor ama o kadar kusur kadı kızında da olur.
Gündelik hayatınız nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz?
Günlük yaşamım çok yoğun bir çalışma temposuyla geçiyor. Küçük bir seram var çiçek yetiştiriyorum. Yalnız pazarlamacı yanım pek iyi olmadığı için fazla satamıyorum. Genellikle şakayık, kadife gibi mevsimlik çiçekler üretiyorum. İlçelerdeki hafta pazarlarında satıyorum.
Bu yıl türü değiştirdim, şimdi açelya ve kamelya üretmeye başladım. Elbette bunları üretmek ciddi bilgi birikimi ve modern seralar gerektiriyor. Benimki daha çok el yordamıyla yürüyen bir şey. Bunun dışında bolca sebze fidesi yetiştiriyorum, yer bulabildiğim kadar onları da dikerek taze ve lezzetli sebze yemenin keyfini yaşıyorum.
Alkolle aram pek yoksa da çok güzel likör yapıyorum. Özellikle yabani bir bitki olan dünya güzelinin meyvelerinden yaptığım likör dostlarım tarafından çok beğeniliyor. Tabii ki güneş tepelerin arkasına saklanmaya başladıktan sonra zamanımın büyük çoğunluğu bilgisayar başında geçiyor.
Uzunca bir süreyi dostlarımla ve oğlumla sohbete ayırıyorum. Eskiden sabahları günlük gazetelere bakmadan kahvaltı bile yapmazdım ama bir süredir gazete okumayı bıraktım. Meslektaşlarım adına üzüntü ve utanç duyuyorum.
"Gazeteciliği özlemiyorum"
Gazetecilik mesleğinizi özlüyor musunuz?
Özlemiyorum, çünkü artık gazetecilik yapmak çok zor. İşini kaybetmekten korkan birinin gerçekleri yazması mümkün mü? İşin en komik yanlarından biri de zaman zaman kayıt dışılığı eleştirenlerin çalıştığı gazetelerde sendika ve iş güvenliğinin olmaması. Haberleri okurken satır aralarında otosansürün varlığını hissediyorsun. Gazetecilerin kendi sansürünü yarattığını görmek çok acı verici.
Burada yaşamak isteyenlere ya da geri dönmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
Ben hep insanın sevdiği işi yapması ve sevdiği yerde yaşaması gerektiğine inandım. Köylerden büyük şehirlere ekmek parası için gidenlere buraları anlatmaya gerek yok, zaten biliyorlar. Ama sevmedikleri hatta nefret ettikleri işlerde asgari ücretle çalışanlar, orada harcadığı emek ve zamanın yarısını verse burada daha fazla para kazanırlar.
Bu vadide turizmin önü çok açık. Çok küçük yatırımlarla ekoturizm geliştirilebilir. Bu güzellikler ancak onu koruyanların sayısı arttıkça hayatını sürdürebilir. Ayrıca çiçek üretimi, mantar üretimi, likapa üretimi gibi alternatif üretimler düşünülebilir. Yani işin özü üretmek, üretmek, üretmek. Emek harcamadan hiçbir şey gerçekleştirilemez.
Fırtına Vadisi'nin şimdiki halini nasıl buluyorsunuz?
Gördüğüm ve izleyebildiğim kadarıyla Fırtına Vadisi çok yakın bir zamanda şiddetli bir saldırı ve baskı altında kalabilir. Rantiyeciler eli tetikte bekliyor. Yayla ve meralarda gelişigüzel binalar yapılmaya başlandı.
İnsanların yüzlerce yıldır kullandığı araziler çıkarılan yasalarla ellerinden alınmaya çalışılıyor. Bu daracık vadide sanki başka şansları varmış gibi dere kenarlarındaki toprakları kullananları devlet mahkemeye veriyor. Vadide ulaşımı sağlayan yol doğru düzgün hale getirilmeden yaylaları tepelerden birleştirecek yol projeleri açıklanıyor. Yakında hidroelektrik santraller (HES) yapmaya başlayabilirler. (UB/AS)