Fotoğraf: Sosyal Medya
“İktidar, çoğulcu medya ve bağımsız haberciliği zayıflatmak için cezaları, ayrımcı basın kartı veya resmi ilan prosedürleri ile tehdit eden Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu’nun hukuka aykırı ayrımcı uygulamalarına seyirci kalmayı tercih ediyor.
"Uluslararası haber sitelerine lisans başvurusunda bulunmaları için 9 Şubat'ta 72 saatlik süre tanıyan RTÜK’ün talebi üzerine Ankara Hakimliği, sansürün yolunu açacağı gerekçesiyle lisans için başvurmayan Deutsche Welle ve Amerika’nın Sesi (VOA) haber sitelerine erişim engeli getirdi. Uygulama, Türkiye’de lisans prosedürünü ve erişim engellemeye ilişkin yaygın sorunu uluslararası plana taşıdı.”
Bu sözler, bianet’in medya gözlem raporlarını hazırlayan Erdol Önderoğlu’nun “İktidar geleceğini medyayı susturmakta arıyor” başlıklı yazısından.
Türkiye’de gazeteciler ve basın çalışanlar, 24 Temmuz’u “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak kutluyor.
TIKLAYIN - bianet Medya Gözlem Veritabanı'na ulaşın
Kutluyor demek biraz yanlış.
Çünkü, hem bianet’in hem de meslek örgütlerinin hazırladığı verilere göre, gazetecilik adına ortada kutlanacak bir veri yok. Veriler daha çok bugünün kutlanmasından ziyade mücadele edilmesi gerektiğini söylüyor.
24 Temmuz'un tarihi
Peki, neden 24 Temmuz gazeteciler için özel bir gün haline geldi?
Özetlemek gerekirse, İstanbul’da çıkan gazeteler, Osmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24 Temmuz 1908 günü sansür memurlarını içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan basma kararı veriyor.
Bu olayın yıldönümü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce 1948’de Basın Bayramı olarak ilan ediliyor. 1971'de de gazeteciler için "bayram" olmaktan çıkarılıyor ve adı, "Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" olarak değiştiriliyor.
O günden bugünlere de gazeteciler açısından ülkede değişen çok fazla bir şey yok. bianet'in Nisan- Mayıs-Haziran Medya Gözlem Raporu'na göre, üç aylık dönemde 17 gazeteci tutuklandı, biri serbest bırakıldı.
19 gazeteci saldırıya uğrarken, beş kadın gazeteci online saldırı ve tehdide maruz kaldı. “Cumhurbaşkanına hakaret”ten 13 gazeteci hakim karşısına çıktı.
16 Haziran’da 16 Kürt gazetecinin tutuklanması da yine son dönemlerdeki en önemli hak ihlali ve baskılardan biri olarak kayda geçti.
Bugün, 24 Temmuz “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü”ndeyiz. Bugün ve her gün olduğu gibi “gazetecilik suç değildir” demeye devam edeceğiz.