Haberin İngilizcesi için tıklayın
Galatasaray Meydanı'nda 700. haftadan bu yana oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri/İnsanları 707. haftada da engellendi.
Polis, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasının olduğu sokağı da eylem öncesinde ablukaya aldı. Ancak bu hafta açıklamanın dernek binası önünde yapılmasına izin verildi.
Bu haftaki eyleme katılanlar arasında DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TİP Milletvekili Erkan Baş ve HDP Milletvekili Hüda Kaya yer aldı.
Zübeyde Tepe: Bu baskı niye?
Açıklamanın ardından 28 Temmuz 1993’te gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe söz aldı. Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçemeyeceklerini söyleyen Tepe şöyle konuştu:
“Benim oğlum Özgür Gündem gazetesi muhabiriydi. PKK’nin kaçırdığını söylediler. Benim oğlumu Türk İntikam Tugayı kaçırdı. Oğlumla beraber 28 Özgür Gündem çalışanı kaybedildi. Bunları PKK mi kaçırdı? Failleri şimdiye kadar neden bulunmadı? Biz adalet istedik. Biz çocuklarımızın katilleri yargılansın dedik slogan dahi atmadık sessizce oturuyorduk. Bu baskı niye?”
Hanife Yıldız: Çocuğumun kemiklerini sızlatmayacağım
Cenazesi 1996'da kaybedilen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya da “Barış istiyoruz. Herkes gelsin bize destek versin. Kimse ölmesin. Ne polis ne asker kimse ölmesin istiyoruz” diye konuştu.
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Emine Erdoğan’a hitaben, “Emine hanım bir annedir. Diyor ki güçlü olan haklı olandır. Benden daha güçlüsü var mı? Ben çocuğumun kemiklerini sızlatmayacağım" dedi.
Yurtseven, Özeken ve Sarıtaş nasıl kaybedildi?
"27 Ekim 1995’te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Hakkari Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü'ne baskın yaptı.
"Baskın sırasında köylülere ağır şiddet uygulayan askerler köyden ayrılırken işkenceden ayakta duramayan 73 yaşındaki Abdulkerim Şemsettin Yurtseven’i, köye odun toplamak için gelen 18 yaşındaki Mikdat Özeken’i ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ı gözaltına alarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburuna götürdü.
"Olay Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarında şu şekilde yer aldı: “Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir.
"İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır. Aynı çukura gömülen köylülerin cesedi köpekler tarafından çıkarılınca, köylülerin cesetleri bu kez taburun yakınlarından geçen çaya atılmıştır.”
"Tanık beyanlarına, suça iştirak edenlerin itiraflarına ve olayın geçtiği TBMM Susurluk Raporu’na rağmen açılan dava 12 Kasım 1999’da delil yetersizliği gerekçesiyle kesin beraat hükmü ile sonuçlandı. Ailelerin yaptığı temyiz başvurusu Yargıtayca reddedildi ve 2 Nisan 2001’de beraat kararı onaylandı.
"AİHM‘e taşınan dava 18 Aralık 2003’de sonuçlandı. AKP hükümeti AİHM’e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, tazminat ödeme yoluna gitti." (TP)
* Fotoğraflar: Cansu Pişkin