Altın Portakal’ın farklı bölümlerinden 10 jüri üyesinin ortak açıklamasında, bir filmin Türk Ceza Kanunu gerekçe gösterilerek yarışmadan ihraç edilmesi eleştirildi. Bu anlayışın “festivalin kendini bir sanat kurumu değil, hukuki bir ceza mercii addederek hareket ettiğini” gösterdiği belirtildi.
“Reyan Tuvi’nin ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ adlı filminin ‘Türk Ceza Kanunu’nun 125. ve 299. maddelerine aykırı ifade ve içerik ihtiva ettiği’ gerekçesiyle, 51. Altın Portakal Film Festivali Ulusal Belgesel Yarışması listesinden çıkarılması, hiçbir şekilde kabul edilemez.
“Bir film festivalinden beklenen, filmlerin gösterim hakkını, seyircininse filmlere erişim hakkını savunmak ve filmin yaratıcılarının sanatsal ifade özgürlüğünü korumaktır.
“Bir filmin Türk Ceza Kanunu gerekçe gösterilerek yarışmadan ihraç edilmesi ise, festivalin kendini bir sanat kurumu değil, hukuki bir ceza mercii addederek hareket ettiğini gösterir.”
Sanat eseri kriminalize ediliyor
“Altın Portakal yönetiminin, yarışmasına başvurmuş ve ön elemeyi geçmiş bir filmin yaratıcılarını zan altında bırakması son derece vahimdir. Halihazırda birçok festivalde gösterilmiş olan ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’, festival yönetiminin bu tutumuyla sadece yarışmadan çıkarılmış olmuyor, aynı zamanda söz konusu sanat eserini kriminalize etme anlamına geliyor.
“Filmin ileride başka etkinliklerde seyirciyle buluşmasının önünü kesebilecek ya da belli bölümlerinin sansürlenmesine zemin hazırlayacak bir uygulama.”
Festivalden beklenti
“Tüm bu nedenlerden, bu açıklamayı sadece filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması’na geri alınması için yapmıyoruz. Aynı zamanda festivalden, Reyan Tuvi’nin sanatsal ifade özgürlüğüne sahip çıkan bir açıklama bekliyoruz.
“Sanat eserlerinin suç unsuru olarak görülmesine davetiye çıkaran bu kararın geri alınmasını ve filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda, sanatçının kurguladığı özgün haliyle gösterilmesini talep ediyoruz.”
Jürinin iradesi
“Ayrıca, festivalde jüri üyeliği yapmak üzere davet edilen bizlerin, bu uygulamanın ardından karar irademizi güvence altında hissetmesi mümkün değil. Festival yönetiminden, film gösterimlerinin her türlü baskıdan muaf bir şekilde yapılacağını ve seçici kurulların kararlarının manipüle edilmeyeceğini garanti eden, tavizsiz bir açıklama bekliyoruz.”
Açıklama 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde görev yapan şu jüri üyeleri tarafından yapıldı: Belmin Söylemez (Ulusal Yarışma, Ana Jüri), Can Candan (Ulusal Belgesel Film Yarışması, Ana Jüri Başkanı), Ayla Kanbur (Ulusal Belgesel Film Yarışması, Ana Jüri), Zeynep Dadak (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Belma Baş (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Emre Akay (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Ana Jüri), Mehmet Açar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Evrim Kaya (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Kaya Özkaracalar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Fırat Yücel (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Metin Gönen (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi), Esin Küçüktepepınar (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD Jürisi).
Ne olmuştu?
Festivalin Ulusal Belgesel Film Yarışması kategorisinde, Gezi Direnişi’ni konu alan Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek belgesel filmi ön jüri tarafından 15 filmlik listeye seçilmiş, ancak festival yönetiminin açıkladığı seçki de yer almamıştı.
Festival yönetiminden yapılan açıklamada ise sansür iddiaları reddedilmişti
“51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ni düzenleyen komitenin sansürcü bir zihniyete sahip olmadığı ve asla olamayacağı, seçtiği ön seçici kurul üyelerinden, açık ve şeffaf ön eleme sürecinden anlaşılmalıdır. Festivalin seçilmiş olan uzun metraj, belgesel ve kısa metraj kategorilerinde yer alan filmlere bakıldığında da bu konudaki tarafsızlık net bir şekilde görülecektir”. (YY)