Fotoğraftakiler: Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun, Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe ve babası İshak Tepe, Ferhat Tepe'nin kardeşi Ayşe Tepe, İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sevil Turgut.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 802. haftasında 28 Temmuz 1993’te gözaltında öldürülen gazeteci Ferhat Tepe için adalet istediler.
700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri/İnsanları, koronavirüs nedeniyle de 782. hafta itibariyle açıklamalarını sosyal medya üzerinden yapıyor.
Bu haftanın açıklamasını yapan İnsan Hakları Derneği Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sevil Turgut yaptı.
Turgut, Ferhat Tepe dosyasına ilişkin şunları söyledi:
“19 yaşındaki Ferhat Tepe, Özgür Gündem gazetesinin Bitlis muhabiriydi. Özgür Gündem çalışanlarının infaz edildiği günlerde bölgede işlenen insanlığa karşı suçları haberleriyle kamuoyuna taşıyordu.
Ferhat Tepe 28 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis şehir merkezinde silahlı telsizli 3 kişi tarafından kaçırıldı. Olayın hemen ardından DEP Bitlis İl başkanı olan baba İshak Tepe'yi telefonla arayan bir kişi, oğlunun hayatına karşılık DEP il örgütünü kapatmasını ve fidye vermesini istedi. İshak Tepe, telefondaki sesi Tatvan 6. Zırhlı Tugay komutanı General Korkmaz Tağma'ya benzettiğini kamuoyuna açıkladı.
Tepe Ailesi Bitlis Asayiş Şube Başkanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve OHAL Valisi’ne başvurarak oğullarının bulunmasını istedi. Ancak Ferhat’ın gözaltına alındığı inkâr edildi.
“Gözaltına alındığı inkar edildi”
Gözaltına alındığı inkar edilen Ferhat'ın bedenine 13 gün sonra "meçhul kişi " olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
8 Ağustos 1993 tarihinde Ferhat’ın cansız bedeni kaçırıldığı yerden yüzlerce km uzaklıktaki Elazığ Sivrice’de Hazar Gölü kıyısında balıkçılar tarafından bulunmuş, adli tıp uzmanı tarafından ayrıntılı bir otopsi işlemi yapılmadan pratisyen bir doktorun ölü muayenesi sonrasında “kimliği meçhul kişi” olarak Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmişti.
Ailenin Ferhat’ın kaçırılması, kaybedilmesi ve öldürülmesi ile ilgili yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Ferhat’ı Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda sorguda gördüğünü söyleyen çok sayıda tanığın ifadesine başvurulmadı.
Olayı aydınlatacak, sorumluları açığa çıkartacak etkin bir soruşturma yürütülmedi. AİHM’in eksikliklerini “şaşkınlık verici” olarak değerlendirdiği soruşturma, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2013 yılında zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı.
“AİHM Türkiye’yi mahkum etti”
Aile, Ferhat Tepe’nin devlet yetkilileri veya onların bilgisi dâhilinde hareket edenlerce kaçırıldığı, gözaltında işkence edilerek öldürüldüğü ve hükümetin etkin bir soruşturma yürütmediği iddiasıyla AİHM'e ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AİHM 9 Mayıs 2003 tarihli kararında Ferhat Tepe’nin ölümünden sorumlu olabilecek kişilerin tespitine yönelik etkili bir soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vererek Türkiye’yi mahkum etti.
“Zaman aşımı gerekçe gösterildi”
AYM de 16 Haziran 2016 tarihli kararında savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut hiçbir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak işlem yapmadığını, delillerin toplanması konusunda gerekli özenin gösterilmediğini, rutin yazışmalar dışında hareketsiz kaldığını, soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını belirtti ve ihlal kararı verdi. Ancak değerlendirmesini “insanlığa karşı suç” kapsamında yapmadı. Zaman aşımını gerekçe göstererek soruşturmanın yeniden açmasını engelledi.
"Adaletin sağlanması devletin görevidir"
AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin etkin bir soruşturma yürütülmediği yönünde karar verdiği Ferhat Tepe dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülerek adaletin sağlanması devletin görevidir. Adli ve siyasi makamları bu görevi yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. 103 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” (RT)