* Fotoğraf: Flickr
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu, “içinden diri fay geçen” kentlerden başlamak üzere hazırladığı bilgilendirme raporlarına Bingöl ile devam etti. “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz: Bingöl Raporu” ilgili kişi ve kurumlarla paylaşıldı.
Rapora göre, Kuzey Anadolu Fay Zonu ile Doğu Anadolu Fay Zonunun kesişim bölgesinde yer alan Bingöl, her iki fay zonunda meydana gelebilecek depremlerden doğrudan etkileniyor.
Ayrıca Bingöl kent merkezi dahil Karlıova ve Yedisu ilçe merkezleri ile 2003’te 84 öğrencinin yaşamını yitirdiği Çeltiksuyu köyünün de aralarında bulunduğu 36’yı aşkın köy yerleşim alanı doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerine oturuyor.
* Bingöl İli Deprem Tehlike Haritası
Yine Bingöl kent merkezi, Karlıova ve Yedisu ilçe merkezleri ile 36 köy yerleşim biriminin doğrudan fay hatları/zonları üzerine oturduğu bilinmesine rağmen kamu kurumlarının bu bölgede yaptıkları konutların veya seçilen yeni yerleşim alanlarının da yine fay zonları üzerinde olması, raporda “cinayete açık bir davetiye” şeklinde nitelendiriliyor.
Alüvyon zemin birime yerleşik
Bingöl il merkezi, Türkiye’nin deprem tehlikesi en yüksek illerinden biri. Öte yandan Bingöl il merkezinin neredeyse tamamının alüvyon zemin birimler üzerinde yerleştiği için depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanıyor.
- NOT: Alüvyon zeminler zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıyı binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütüyor ve bu da deprem dalgalarını sönümlendiren kayalık zeminlere oranla hasarın çok daha fazla olmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra bu tür zeminler depremde sıvılaşma, oturma, yanal yayılma, heyelan gibi problemlere de yol açıyor.
Ayrıca Bingöl’ün depremselliği kent merkezinden ve yakınından geçen faylarla sınırlı değil. Başta Karlıova ve Yedisu ilçe merkezleri başta olmak üzere 2003’te 84 öğrencinin yaşamını yitirdiği Çeltiksuyu köyünün de aralarında bulunduğu 36’yı aşkın köy yerleşim alanı doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerine oturuyor.
* Bingöl ili çevre düzeni planı
Raporda, “Bu açıdan bakıldığında yapılacak çalışmaların sadece il merkezinde değil il ölçeğinde yapılmasının önemi ve önceliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır” deniliyor.
Bingöl’de depremler
22 Mayıs 1971’de meydana gelen ve 875 can kaybına neden olan 6,8 büyüklüğündeki deprem il merkezinin sadece 10 km güneydoğusunda yaşandı.
1 Mayıs 2003’te meydana gelen ve 176 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 6,4 büyüklüğündeki deprem ise il merkezinin yaklaşık 15 km kuzeyinde meydana geldi.
Rapora göre, bu depremlerin ortaya çıkardığı gerçek, Bingöl il merkezi ve yakın çevresinde, deprem üretme potansiyeline sahip çok sayıda fayın varlığı, buna bağlı olarak da deprem olma ve yüzey faylanması tehlikesi olasılığının yüksek olduğu.
1900’den beri fay zonlarında konut yapılıyor
Raporda, depremde yüzey faylanması sonucu zarar görecek yapılar için alınabilecek en temel tedbir diri fayların yerlerinin hassas bir biçimde belirlenmesi, bu faylar üzerindeki alanların zaman içerisinde boşaltılarak yapılaşma sınırlaması getirilmesi ve imar planlarının zemin koşulları ve yüzey faylanması tehlikesine uygun olarak yapılması olarak ifade ediliyor.
* TDFH'ye göre Bingöl il merkezi ve batı bölümündeki diri faylar
Ancak raporda yer verilen bilgiye göre, 1900’den günümüze kadar geçen zaman dilimi içinde Bingöl’de çok sayıda can kaybına neden olan büyük depremler yaşanmış olduğu bilinmesine, Bingöl kent merkezi ve Karlıova, Yedisu ilçe merkezleri ile 36 köy yerleşim birimi doğrudan fay hatları/zonları üzerine oturduğu bilinmesine rağmen kamu kurumları bu bölgede yaptıkları yeni yerleşim alanı ve konutları da yine fay zonları üzerinde yapmaya devam etti.
* TDFH'ye göre Bingöl il merkezi ve doğu bölümündeki diri faylar
Önlemler
Raporda Bingöl’ün gelecekteki olası bir depremi en az zararla atlatabilmesi için alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
- Bingöl Valiliği, Bingöl Merkez ve İlçe Belediyeleri ile İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından Bingöl ilinin hem Doğru Anadolu Fay zonu, hem de Kuzey Anadolu fay zonlarının kesişim noktasında yer aldığı gerçeğinden hareketle, kent ölçeğinde uluslararası uygulama örneklerini de baz alınarak Mikrobölgeleme çalışmalarını yapması gerektiği,
- Mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında diri fayların yeri ve özellikleri, farklı disiplinlerden veri girişi ile jeoloji mühendisliği araştırmaları temelinde yapılacak paleosismolojik araştırmalarla net olarak belirlenmeli.
- Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd) edinilecek bilgiler ve diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planları hazırlanmalı.
- Deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejileri belirlenmeli, bu çerçevede aktif fay hatlarının çevre düzeni haritalarına işlenmeli ve aktif fay zonlarının sakınım bandı içinde kalan alanların 1. Derece doğal eşik değerler arasına alınmalı ve bina ve bina türü yapılar için sınırlama getirilmeli.
- Nazım ve uygulama imar planlarının çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra gözden geçirilerek, aktif fay hatlarının sakınım batları imar planlarına işlenerek yenilenmeli.
Türkiye’de depremler
Raporda yer verilen bilgilere göre, 2020 yılı içinde Elazığ-Sivrice, Malatya-Doğanyol ve Pütürge, Van-Başkale, Bingöl-Yedisu, Manisa-Akhisar ile en son İzmir'de meydana gelen depremlerde; 168 kişi yaşamını yitirdi.
Depremlerde 3000'e yakın kişi yaralandı, 80 bine yakın konut, işyeri vb. bağımsız bina bölümü yıkıldı veya hasar gördü, 20 milyar TL’ye yakın maddi kayıp oluştu.