18 yıl önce bugün Metin Göktepe, gözaltına alınarak polisiler tarafından dövülerek öldürüldü. 28 yaşında Evrensel Gazetesi için çalışan bir gazeteciydi.
18 yıl sonra arkadaşları, yoldaşlar, ailesi ve meslektaşları Göktepe’yi anmak için mezarı başındaydı. Esenler, Kemer Mezarlığı’ndaki anmaya Göktepe davasını takip eden çok sayıda gazeteci, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan , Barış ve Demokrasi Partisi İstanbul Örgütü Başkanı Emrullah Bingöl, Toplumsal Bellek Platformu’ndan öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Aysel Ocak ve sanatçı Ferhat Tunç da katıldı.
Göktepe’nin mezarına “İnadına Hepimiz Metin Göktepe’yiz” sürmanşetiyle Evrensel gazetesi ve karanfiller bırakıldı.
Fadime Göktepe gazetecilere seslendi
Oğlunun mezarına gelen Fadime Göktepe her seneki gibi yeniden gazetecilere seslendi:
“Hepiniz Metin'in evine hoş geldiniz. Emekçilere, kadınlara çok teşekkür ederim. Metin'in katillerinin kim olduğunu biliyorsunuz. En başta Mehmet Ağar, Tansu Çiller ve Orhan Taşanlar. Metin’in katilleri onlardı. Hepiniz benim için Metin'siniz.”
Polat: İstediklerinde görevden alabiliyorlar
Polat ise gazetecilerin inatla takip ettiği Göktepe davasının bir ilk olduğunu belirterek şunları söyledi:
Metin Göktepe Cinayeti |
Metin Göktepe, 1995 Aralık ayında Ümraniye Cezaevine yönelik gerçekleştirilen operasyonda öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlediği 8 Ocak 1996'da, sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle Alibeyköy'de gözaltına alındı. Göktepe polisler tarafından dövülerek öldürüldü. İlk aşamada Göktepe'nin duvardan düştüğü iddia edildi. "Güvenlik gerekçesiyle" İstanbul'dan Aydın'a, oradan da Afyon'a taşınan dava 2000'de karara bağlandı. Göktepe'ye şiddet uygulayan beş polis "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından yedişer yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir polis memuru ise Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı. 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası ile mahkum polisler cezalarını tamamlamadan serbest bırakıldı. |
“Metin Göktepe davası, üniformalı devlet güçlerinin gerçekleştirdiği bir gazeteci cinayetinde ilk defa katillerin bir nebze de olsa cezalandırıldığı bir dava. Bu açıdan çok önemli. İlden ile sürülmesine rağmen ısrarla takip edildi, ve katillerin bir kısmı cezalandırıldı.
“Ancak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve bunu uygulayan yardımcısı Kemal Bayrak ısrarla dönemin hükümeti tarafından korunmuştur.
“Bugüne geldiğimizde şunu görebiliyoruz:
"Hükümet aslında istediği zaman sadece İstanbul Emniyet Müdürü değil, çok sayıda il ve şube emniyet müdürünü anında görevinden alabilir. Ama failinin devlet olduğu cinayetlerde, Hrant Dink, Roboski gibi cinayetlerde bu uygulanmıyor, sorumlular korunuyor.
"Bizim için Orhan Taşanlar yargılanmadığı sürece Metin Göktepe davası yarım bir davadır."
Olcayto: Artık hiçbir sorumlu yargılanmıyor
Olcayto da vaktiyle Göktepe’nin katillerinin ceza aldığını hatırlatarak "18 yıl sonra Ethemlerin, inşallah kurtulacak, 14 yaşındaki Berkinler için soruşturma bile açtıramıyoruz. Yargı önüne çıkaramıyoruz. Bugün devlet eskisinden çok daha fazla suçluları kurtarma telaşında" diye konuştu.
İnceoğlu: Biraraya gelmek için kaybetmeyi beklemeyelim
Metin Göktepe davasını takip eden gazetecilerden Murat İnceoğlu ise Göktepe davasıyla gazetecilerin birbirlerine sahip çıkmaya başladığını söyleyerek “Keşke daha önceki cinayetlerde birbirimize sahip çıksaydık ki Metin bugün aramızda olsaydı” dedi.
“Metin’den önce de gazeteciler öldürülmüştü. Metin öldürüldükten sonra birbirimize sahip çıkmaya başladık. Ancak bunu daha önce yapsaydık bugün Metin de aramızda olurdu. Birbirimize sahip çıkmayı unutmamış olsaydık bugün Ali İsmail de, Berkin de çoktan bakkaldan dönmüş olurdu. Artık bir araya gelmek için sevdiklerimizi kaybetmeyi beklememeliyiz.”
EMEP Başkanı Gürkan ise Göktepe’nin gerçeğe ihtiyacı olanların tarafında olduğunu vurgulayarak “İktidar güçlerinin arasındaki mücadelede gazetecilik zor bir sınav veriyor. Gazeteciler baskı ve yolsuzluğun karşısında gerçeğe ihtiyacı olanların yanında saf tutmalıdır” şeklinde konuştu. (EA)