Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki Atatürk İlk/Ortaokulunda görev yapan İngilizce öğretmeni Hatice Yüksel, katıldığı basın açıklamasıyla ilgili disiplin soruşturması gerekçe gösterilerek açığa alındı.
Yüksel’in 3 Nisan’da katıldığı basın açıklamasında, Eğitim Sen üyesi öğretmenlerin Gezi direnişi ve Ali İsmail Korkmaz’la ilgili davanın duruşmalarına katılmakla suçlanarak gözaltına alınması protesto ediliyordu. Yüksel de bu basın açıklamasında gözaltına alındı, bir gün tutulduktan sonra savcılıkça serbest bırakıldı. Ertesi gün de gözaltına alınan Eğitim Sen üyesi öğretmenler serbest kaldı.
Olaydan bir hafta sonra, 7 Nisan’da İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen, kendisine Eskişehir Emniyet Müdürlüğünden gelen yazıyı gerekçe göstererek Valiliğe Yüksel hakkındaki disiplin soruşturması tamamlanıncaya kadar açığa alınmasını yazdı. Talimatı, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna onayladı.
Ertesi gün, 8 Nisan’da İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Faysal Taşdemir imzalı yazı Yüksel’e tebliğ edildi:
“…İlimizde gözaltına alınan beş şahsa destek vermek amacıyla aynı gün saat 14:30 sıralarında toplanan altı kişilik grubun yasal olmayan bir şekilde eylem, pankart açtıkları ve slogan attıkları, grubun içerisinde okulunuz İngilizce öğretmeni Hatice Yüksel’in de bulunduğu ve bir gece nezarette kaldıktan sonra adliyeye sevk edildiği hususları ile ilgili Hatice Yüksek hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. ve 138. maddeleri gereğince Yüksel’in soruşturma tamamlanıncaya kadar görevinden uzaklaştırılmış olup, yazının ilgili kişiye tebliğ edilmesi hususunda…”
Yüksel bianet’e yaptığı açıklamada, “Demokratik hakkımı kullandığım için cezalandırıldım, işimden ve öğrencilerimden uzaklaştırıldım” dedi.
“Bir öğretmen için, çalıştığı ilçenin kaymakamı, milli eğitim müdürü, şube müdürleri, müfettişleri tarafından baskıya uğramak oldukça alışılmış bir durumdur. Ben de yedi ay çalıştığım ilçede her hak talebimde, sendikal faaliyetlerimde bu baskıları fazlasıyla yaşamıştım. Ancak işin bu noktaya vardırılması yalnızca bana değil, öğrencilerime, çalışma arkadaşlarıma, meslektaşlarıma da yapılmış bir haksızlıktır. Bu soruşturma ben görevime devam ederken de rahatlıkla sürdürülebilirdi.”
“Açığa alınmamdan iki hafta sonra, ‘Basın açıklamasına katılmak suç değildir. İşimi ve öğrencilerimi istiyorum’ diyerek bir kampanya başlattım. Durumu ve taleplerimi anlatan bildiriler dağıttım.”
Yüksel işine geri dönebilmek için Eskişehir Valiliğine itirazda bulundu. Avukat Alper Can Aykaç imzalı dilekçede konu, “Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 3746104 sayılı yazısı ile görevden uzaklaştırma talebini kabul eden Valilik kararına itiraz” olarak yer aldı:
“Yalnızca 2911 sayılı Kanuna muhalefetten gözaltına alınan Yüksel hakkında görevden uzaklaştırma kararı verildi. Kendisine yöneltilen suç isnatları ifade ve toplanma özgürlüğüne aykırı olduğu gibi, söz konusu idari ve/veya adli soruşturmaların içeriği de müvekkilin görevini yapmasını etkileyecek bir husus oluşturmuyor. Bu nedenlerle, görevden uzaklaştırma tedbirinin geri alınması ve müvekkilin görevine derhal iade edilmesi yönünde karar verilmesini talep ederiz.” (AS)