28 Şubat Davası'nın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin kurduğu “Refahyol” hükümetinden sonra kurulan 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz tanık olarak ifade verdi.
TIKLAYIN - 28 ŞUBAT DAVASINDA TUTUKLU SANIK KALMADI
28 Şubat dönemine ilişkin, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı davanın 84. duruşması bugün görüldü.
TIKLAYIN - BİR DAKİKA KARANLIK VE 28 ŞUBAT
Gazetelerdeki haberlere göre, Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar, sanıklar hakkında, 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren düşürmeye iştirak etmek suçundan kamu davası açıldığını hatırlatarak, Yılmaz’a şunları sordu:
“54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifa etmesi üzerine size 20 Haziran 1996'da, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından, Anavatan Partisi Genel Başkanı olarak hükümeti kurma görevi verildi. Siz de hükümeti kurdunuz.
54. Hükümetin istifasında huzurdaki sanıkların doğrudan ya da dolaylı yoldan baskı, cebir veya şiddeti var mıydı?
54. Hükümetin istifası konusunda bildiğiniz herhangi bir husus var mıdır?”
“Genel bir rahatsızlık vardı”
Mesut Yılmaz, Haziran 1996'da 54. Hükümet Başbakanı Erbakan'ın istifası üzerine hükümeti kurma görevi aldığını, azınlık hükümeti kurduğunu belirtti.
Hükümetin, dışarıdan bir parti tarafından da desteklenerek, Meclis'te çoğunluk elde ettiğini ve Ocak 1999'a kadar görevde kaldığını söyledi.
“Daha önceki olaylar hakkında ancak dışarıdan bilgi sahibiyim. Ama benim dönemimde, benim üzerimde şu veya bu yönde herhangi bir baskı söz konusu değildi.”
Başkan Şıngar'ın, “Onların istifasına zorlayıcı birtakım düzenlemeler, baskılar oldu mu?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Bildiğim herhangi bir baskı söz konusu değil. Ama genel bir rahatsızlık olduğu, hükümete ve uygulamalarına karşı genel bir reaksiyonun olduğu herkesin malumuydu. Onun dışında bilgiye sahip değilim.”
“BÇG’yi nerede, nasıl duydunuz?”
Sanıklardan Çevik Bir'in de arasında olduğu bazı sanıkların avukatı Ümit Kara söz alarak Yılmaz’a şunları sordu:
“Mart 1998'de Tiflis'e ziyaret gerçekleştiriyorsunuz. Orada 'Bazı askerler, irtica tehdidini görev sürelerinin uzatılması noktasında kullanıyorlar' açıklaması yapıyorsunuz. Dönemin komuta kademesi cevap veriyor.
Onun üzerine tekrar açıklama yapıyorsunuz, 'Laiklik için demokrasi lağvedilemez. Batı Çalışma Grubu* (BÇG) lağvedilmelidir' diye.
Yürütmenin başı BÇG ile ilgili istediği gibi beyanda bulunabilir. Sizin Başbakanlığınız döneminde de BÇG benzeri Başbakanlık Uygulamayı Takip Kurulu kurulmuştur.
BÇG'nin gizli olduğu, kimsenin haberdar olmadığı, adeta bir cunta olduğu ve tüm Türkiye'yi esir aldığı algısı yaratılmaya çalışılıyor. Siz BÇG'yi ilk defa nerede ve nasıl duydunuz?”
“Lağvedilmesini istedim”
Yılmaz, soruyu şöyle yanıtladı:
“BÇG'nin varlığı zaten bizim hükümetimiz kurulmadan önce de kamuoyunun bilgisi dahilindeydi.
Hükümet kurulduktan sonra Genelkurmay Başkanı ile bu konuda görüştüm. Bu kurulun çalışmasından hükümet olarak rahatsız olduğumuzu, ülkenin güvenliğinden sorumlu olan silahlı kuvvetlerin asli görevi olmayan bir konuda, bu kadar işin içine girmesinin yanlış olduğunu, bunun devlet içinde duplikasyona neden olduğunu anlattım.
Bunun ortadan kaldırılması için lağvedilmesini istedim. Genelkurmay Başkanı Sayın İsmail Hakkı Karadayı bana, BÇG'nin tamamen yasal olarak kurulduğunu, bunun çalışmalarından da Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in sorumlu olduğunu, onun yönetiminde çalışma yürütüldüğünü söyledi.”
TIKLAYIN - "MAĞDUR" ÇİLLER İFADE VERDİ
Geçen duruşmada tanık olarak ifadeye çağrılan eski Başbakan Tansu Çiller ise, yurt dışına çıkacağından duruşmaya katılamayacağını bildirmişti. (AS)
* Batı Çalışma Grubu (BÇG): “Postmodern darbe” olarak bilinen 28 Şubat 1997 tarihli Millî Güvenlik Kurulu kararlarının uygulanıp uygulanmadığının denetimi amacıyla, Genelkurmay’da kurulan bir yapı.
* Fotoğraf: Erçin Top – Ankara / AA