Kadının İnsan Hakları Projesi Yeni Çözümler Vakfı'ndan Müjde Bilgütay, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) Balıkesir Şubesi'nden Esin Bozoğlu, Ege Kadın Dayanışma Vakfı'ndan (EKDAV) Tülin Özler, Adana Yerel Gündem 21 Kent Konseyi Kadın Danışma Merkezi'nden Fatma Kaya görüşlerini bianet'e açıkladı.
"TCK Tasarısı değişmeli"
Bilgütay, Yargıtay kararını, yeni TCK tasarısında da varlığını hissettiren, "erkek egemen bakış açısının" bir ürünü olarak değerlendiriyor; kadınların TCK'daki beş maddeye ilişkin itirazlarını bir kez daha hatırlatıyor:
"Nitelikli insan öldürme maddesi, töre cinayetlerini de kapsadı. Ancak, töre deyimi namus cinayetlerinin tamamını kapsamıyor.
Bekaret kontrolleri hakim ya da savcı kararına bırakılırken bu kararı almak kolaylaştırılıyor. Bir kişiyi bekaret testine göndermek suç sayılırken, testi yapmak suç sayılmıyor.
Reşit olmayanlarla cinsel ilişki maddesi, 15-18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı cinse ilişkilerine iki seneye kadar hapis cezası getiriyor.
Ayrımcılık suçu, 'birtakım ekonomik haklar'la sınırlandırılırken, eşcinsellere yönelik ayrımcılık suç sayılmıyor. Müstehcenlik maddesinde net tanımlamalar yapılmadan, ağır suçlar yer alıyor."
Kadınların bekaret kontrolü ve Yargıtay'ın kararına ilişkin görüşleri şöyle:
Bilgütay: Kadının bedenini erkeğe ait görüyorlar
Urfa'da bir namus cinayetine, aile azmettirdiği için 136 yıl ceza verilmesini hatırlatan Bilgütay, açık görüşü hakimlerin yürürlükteki TCK ile bile doğru kararlar alabildiklerini vurguluyor.
"Yargıtay'ın bu kararı ise tam tersine eldeki TCK'nın en kötü kullanımı" diyen Bilgütay "Tecavüze uğramış kız çocuklarını bir de bekaret kontrolüne götürmek, bu çocukları yeni bir travmaya maruz bırakmaktır" diyor.
TCK tasarısında, tecavüzün "anal, oral ya da vücuda herhangi bir organ / nesnenin sokulması olarak" tarif edildiğini hatırlatan Bilgütay "Bekaretin bozulup bozulmaması ya da saldırı mağduru kadının bakire olup olmaması cezayı etkilemeyecek. Ancak buna rağmen yasada, bekaret testleri için açık kapı bırakılıyor" diyor.
TCK Kadın Platformu ve Şiddete Karşı Platform, TCK'nın problemli bulduğu beş maddesine ilişkin bir kampanya yapmayı planlıyor.
Bozoğlu: Erkek egemen anlayış kadınlığı suç sayıyor
KADER Balıkesir Şubesi'nden Esin Bozoğlu "Yargıtay'ın halen, iki kız çocuğunun bekaretini sorgulaması anlaşılamaz" diyor ve "Kızlar tecavüze uğradıklarını anlatıyor; sanık bunu itiraf ediyor. Bekaret zarının tıbben bozulmamış olması neyi değiştirecek?" diye soruyor.
Kadınların tüm mücadelesine rağmen, erkek egemen anlayışın kadını cinsel obje, kadın cinselliğini de toplumun malı olarak görmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Bozoğlu, kadını koruması gereken yasaların da erkek egemen düşünce sistemi tarafından engellendiğini söylüyor.
Bozoğlu, kadınların TCK'ya ilişkin görüş, eleştiri ve önerilerini Meclis'e sunduklarını fakat yasa koyucunun kadın ve erkeği eşit bireyler olarak görmeyi kabul etmediğini söylüyor.
"Maddelerin her birinin üzerinde oynanırken, temel mantığı değiştiremiyoruz" diyen Bozoğlu "Değişen her madde de kadınlara bir lütufmuş gibi sunuluyor" diyor.
"Bekaret kontrolüne götürenler cezalandırılsın"
EKDAV'dan Tülin Özler ve Adana Yerel Gündem 21 Kadın Dayanışma Merkezi'nden Fatma Kaya da kadın ya da kız çocuklarının vücut bütünlüğüne, onayı haricinde, yapılan her saldırının kadın erkek eşitliğine aykırı olduğunun altını çiziyorlar.
Özler "Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de bekaret kontrollerine karşıyız" diyor.
Bekaret kontrolünün kadınların yeni travmalara maruz kalmasına yol açabileceğini belirten Kaya da "Bekaret kontrollerinin net ifadelerle yasaklanmasını; kadınları ya da kız çocuklarını bekaret kontrolüne götürenler kadar kontrolü yapan kişilerin de cezai yaptırımlara maruz bırakılmasını istiyoruz" diyor. (BB/EÜ)