Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Ermeni soykırımında öldürülenler 101. yılında İstanbul Tünel Meydanı’nda anıldı.
Ermeni Soykırımı Mağdurlarını Anma Platformu’nun çağrısıyla saat 19.15’te Tünel’de bir araya gelen kitle, Ermenice ağıtlar eşliğinde sessiz oturma eylemi yaptı. Anmada sanatçı Leman Stehn, Sarı Gelin Türküsü'nü Ermenice olarak canlı seslendirdi.
“Geçen yıl Ermeni soykırımının 100. Yılında gerçekleştirdiğimiz anmadan bu yana Türkiye’nin siyasi ikliminde ciddi değişiklikler oldu. Yine de bu sene 101. yıl anmasını gerçekleştiriyoruz” anonsuyla başlayan anmada, evlerinden alınarak öldürülen Ermeni aydınların isimleri okundu. Anma, basın açıklamasının ardından sonlandırıldı.
Ermeni Soykırımı Mağdurlarını Anma Platformu’ndan ve Hrant’ın Arkadaşları’ndan Emel Kurma’nın okuduğu basın açıklamasında, “Artık ve hemen bu inkarcı geleneğe son verilmesini istiyoruz. Artık ve hemen, soykırımla yüzleşmenin bir devlet politikası haline gelmesini istiyoruz” denildi.
Polis, anma yapılan alanın etrafını barikatlarla çevirdi, alana üst aramasıyla girildi. Anmaya HDP milletvekilleri Garo Paylan, Rakel Dink, Hosrof Dink, akademisyen Esra Mungan, Sevag Balıkçı'nın ailesi Ani ve Garabet Balıkçı'nın da aralarında olduğu birçok kişi katıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Irkçılık kader değil. “Milliyetçilik kader değil. "Irkçı linç girişimlerinin çeşitli periyodlarla patlak vermesi kader değil. "Savaş politikaları kader değil. “Militarizm kader değil. "Kürt halkının, Süryanilerin, Alevilerin, Rumların, Yahudilerin, Çerkes halklarının kimliklerinin tanınması ve her düzeyde garanti altına alınması imkansız değil. “İşte devletin Ermeni Soykırımı’yla yüzlerşmesi 101 yıllık bir ölü toprağının bu toplumun üzerinden atılmasını sağlayacak. “Ermeni Soykırımı’yla yüzleşmek; herkesin bildiği ama dile getirmediği bu ‘sır olmaktan çıkmış sırrın’ konuşulmasını, tartışılmasını, bu sır nedeniyke en başından hastalıklı olan toplumsal ilişkilerin, bireylerin psikolojilerinin, devlet örgütlenmesininin tedavi edilmesini sağlamak için atılacak en büyük adım olacaktır. “Bu tedavi gerçekleşmezse Kürt şehirlerinde evlerin bodrumlarında insan cesetlerinin gündemden hiç gitmeyeceği savaş koşullarının bugün sona erse bile yarın yeniden ve daha kötü sonuçlar yaratarak başlaması hep mümkün olacaktır. “Unutmuyoruz! “Unutmadıkça, yaşatıyoruz. “Yaşatacağız. “Vazgeçmeyeceğiz. “Bu bizim borcumuz. 24 Nisan’da utuklananlara, ardından yok edilen 1,5 milyon insana, Hrant Dink’e, Sevag Balıkçı’ya, Matrisa Küçük’e, atalarının topraklarından anayurtlarından uzakta dünyanın dört bir köşesinde yaşamak zorunda kalan tüm Ermenilere. “Devletin özür dilemesini sağladığımızda bu borcu ödemek için hep birlikte eşit koşullarda, kardeşçe bir özgürlüğe yönelik en önemli adımımızı atmış olacağız.” |
(ÇT)