Tüzel: Halkın iradesi Meclis'e yansımadı
Seçim sonuçlarını "emekçilerin düzen partilerini tasfiyesi" olarak değerlendiren Tüzel, "Bunun sonucunda, bugüne kadar parlamentoda kendini göstermemiş; 'yeni' ve 'değişim' söylemlerine soyunan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bir düzen ortaya çıktı" dedi.
"Halkın iradesi Meclis'e yansımadı" diyen Tüzel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kurulacak hükümet azınlığın iktidarıdır. Yüzde 35'lik oy oranından bahsediliyor. Ancak yüzde 25'lere varan seçimlere katılmayan kitle var. Yüzde 45 oranında bir kesim de TBMM'de temsil edilmedi."
Barajı aşan CHP ve AKP'nin programlarının aynı olduğunu, IMF'ci programlara sahip olduklarını anlatan Tüzel, yakın bir zamanda erken seçimin yeniden tartışılacağını savundu.
Birdal: Kürt seçmenler rahatsız
SDP Genel Başkanı Birdal da, seçimin krize çözüm olmadığını belirtti, "Seçimler Türkiye'nin beklentilerine karşılık veren bir sonuç doğurmadı" dedi.
Birdal, AKP ve CHP'nin krizden çıkışa ilişkin program ve hedeflerinin bulunmadığını söyledi. Sonuçların toplum vicdanını rahatsız ettiğini savundu: "Örneğin Doğu ve Güneydoğu tamamen Kürt seçmenleri, parlamentoda kendilerinin temsil edilmeyişinden büyük bir rahatsızlık duyuyorlar."
Çiçek: Parlamento 'çoğunluğu' yansıtmıyor
"Bırakın AKP'nin kuracağı hükümeti, parlamentonun kendisi azınlık. Halkın büyük kitlesinin iradesi oraya yansımadı" diyen Çiçek, önümüzdeki günlerde yaşanabilecek siyasal gelişmelere ilişkin şu öngörülerde bulundu:
* Anayasa, hükümeti kuran partinin MGK ile görüşmesini ve generaller ile uzlaşmasını söylüyor. Generaller ile AKP temsilcileri bir yandan çatışacak, diğer yandan da belirli uzlaşmalar olacak. En azından başlangıç için iki tarafın da uzlaşmalar yapması kaçınılmaz.
* Bunun sonuçları neler olur? AKP asker bürokrasisiyle ilişkilerinde daha güçlü olmak için TÜSİAD ile AB ile daha kalıcı ittifaklar yapmaya yönelebilir, oralardan güç alabilir. Fakat her halükarda, AKP'nin karşısında önemli bir direncin olacağını düşünebiliriz."
AKP'nin oy artışının nedeni...
* AKP'nin oy artışı "siyasal İslamın yükselmesi" olarak değerlendirilemez. AKP düzenden en fazla rahatsız olan, değişim isteyen kesimin oylarını aldı. AKP içerisinde "politik İslam"ın kemikleşmiş bir oyu bulunuyor, ancak nasıl 1999 seçimlerinde Demokratik Sol Parti'ye (DSP), Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) gitmişse bugün de arayış içinde olan bu kesim AKP'ye gelmiştir.
* Bunun bir başka anlamı ise, bu desteğin güvenilir olmadığı. Yani taleplerinin karşılanmaması durumunda bir hayal kırıklığına uğrayan bu kesimin başka bir yere yönelmesi de muhtemel.
* Rejim seçimle krizlerini, sorunlarını aşamadı. Belki ilk başta tek partili hükümet, TÜSİAD ve sermaye çevrelerinin işini kolaylaştırıyor gibi görünse de, bu hükümet bir azınlık hükümeti olacak. En geç 1-2 yıl içinde erken seçim yeniden gündeme gelecek. (BB/NK)