*Fotoğraf galerisi için tıklayınız.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kadınlar eşitlik ve özgürlük taleplerini dile getirirken, kortejin ve miting alanının dışında erkekler onları dinliyordu.
Pek çoğu yürüyüş kortejinin geçişini meraklı gözlerle izledi. Grup halinde gezen erkeklerin "alaycı" ve hatta "tehditkar" sözleri, "erkeklik" halinin kimi kez nasıl başlı başına bir şiddet unsuruna dönüşebileceğine işaret ediyordu.
bianet'in sorularını yanıtlamayı kabul eden erkeklerin ise tamamı, şiddete karşı olduğunu söyledi. Verdikleri bilgiye göre, hiçbiri yakınındaki bir kadına şiddet uygulamamış ancak herbiri şiddete tanıklık etmişti. Kadınların eşitlik talebini ise "elbette" destekliyorlardı.
"Annem görücü usulü evlenmiş"
Gökhan Aksu, bilgisayar mühendisi, 25: İstanbul'a kısa süre önce çalışmak için geldim. Ailem halen Antep'te yaşıyor. Yakın çevremde şiddete hiç tanıklık etmedim ama Doğu'da fiziksel şiddet olmadan da baskı kurulabiliyor. Annem mesela, görücü usulü ile evlenmiş. Hayatını kabullenmiş. Bir de bahaneye sığınmış, "Çocuklarım için" diye. Bizim oralarda fiziksel değil ama psikolojik şiddet çok güçlü. Arkadaşlarımın yaşadığı çevre illerde ise fiziksel şiddetin, namus cinayetlerinin yaygın olduğunu biliyorum.
"Kadınları onaylıyorum ama kardeşim başka"
Ahmet Yalçın, bakır ustası, 32: Kadınların eylemini onaylıyorum. Kadına yönelik şiddete ve kadına baskı kurulmasına ise kesinlikle karşıyım. Evli değilim. Anneme saygıda kusur etmem. Kızkardeşim ise evli, karışmam zaten mümkün değil. Evlenmeden önce tabii karışıyordum. Tek başına çıkmasına izin vermezdim ama ben şahsen onun her istediğini yerine getirmeye çalışır, sıkılmasın diye kendim gezdirirdim.
"Baldızımı ailesi öldürecekti"
Mehmet Naci Kol, 31, inşaatçı: Eşim beş yaşındaki oğlumuzla birlikte yürüyüş kortejinde. Ben de üç yaşındaki oğlumla birlikte onları bekliyorum. Kadınlara destek olmak çok güzel. Kadına yönelik şiddetin çok yoğun yaşandığını biliyorum. Bizzat biz de mağdur olduk. Baldımız sevdiği erkekle kaçtığı için ailesi öldürmek istiyordu. İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) başvurduk. Uzun mücadeleler sonucunda bunu engelleyebildik. Ancak savcılıkta dosyalarımız var.
"Ablalarım rahat ama ya arkadaşları?"
Mehmet Kaya, 25, üniversite öğrencisi: Kadınların işsizliğe, cinsel istismara, erkek şiddetine karşı mücadelelerini destekliyorum. İki ablam var. Ailede genellikle onların hakları erkek kardeşimle benimkinden daha fazla gözetiliyor. Hem eğitim konusunda hem de ekonomik anlamda onlara sunulan imkanlar, bizimkilerden bir adım önde. Her iki ablam da üniversitede tanıştıkları erkeklerle nişanlandı. Onlara tanınan serbestlik, bizim hayatımızı da kolaylaştırdı. Ama pek çok kız arkadaşım ablalarım kadar şanslı değil. Üstelik çalışma hayatında ve toplumsal yaşamda ablalarım da evdeki kadar rahat olmayacaklar.
"Okusunlar, çalışsınlar, ayakları üzerinde dursunlar"
Abdullah Taşlıca, 72, emekli: İyi tabi, haklarını arasınlar kadınlar da. Okusunlar, çalışsınlar, kendi ayakları üzerinde dursunlar. Ben kadına yönelik şiddete karşıyım. Cahil insanlar, şiddet uygular ama toplumumuz çok eğitimsiz ne yazık ki...
"Varsa bir dertleri evlerinde halletsinler"
Adil Güler, 55, serbest meslek: Siz onaylıyor musunuz şimdi şu durumu? Hiç olacak iş mi? Varsa bir dertleri, evlerinde halletsinler. Ben karımın da kızımın da böyle şeyler yapmasını tasvip etmem, izin de vermem... (BB)