"Tecavüz sonucu oluşan gebeliklerde ve evli olmayan kadınların gebeliklerinde kürtaj için kimsenin onayı aranmıyor. Oysa evlilik içi tecavüz Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlansa da yasa uygulayıcının zihninde 'suç' değil; kanıtlanması da neredeyse imkânsız. Hâkimler çok belirgin cinsel araz arıyor. Yaratılan psikolojik terör ve kadınlarla bu yoldan zoraki ilişki kurulması ise düşünülmüyor bile."
1983'te yürürlüğe giren 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun'a göre, evli kadınların kürtaj olabilmesi için "kocanın rızası" aranıyor. İzmir Barosu Kadın Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ayşegül Altınbaş, uygulamayı tartışırken, "evlilik içi tecavüzlere" dikkat çekiyor ve hem yasa uygulayıcıların zihninde hem de Nüfus Planlaması Hakkında Kanun'da acil değişiklik gerektiğini söylüyor.
bianet'in görüşlerini sorduğu kadınlar ve erkeklerin ortak görüşü de "evli kadınların kürtajı için kocanın onayının aranmasının" kadınları mağdur ettiği yönünde.
Çağla Öztek (40), "Duygusal olarak kocanın onayı elbette aranabilir ancak hukuki olarak kadının kararı belirleyicidir" diyor. Özge Gözke'ye (32) göre, "kürtajda kocanın onayının aranması, kadının bedenini denetlemek ve aile idealini canlı tutmakla ilgili bir mesele".
Ahmet K. Ekmekçi (34) "Tecavüz söz konusu değilse babanın da söz hakkı olmalı" diyor; Emin Aslan (31) ise "İki insan birlikte bir şey yapacağı zaman ancak ikisinin de rızası olursa o iş yapılabilir" diyor ve soruyor: "Nasıl olur da iki kişiden birinin görüşü sonucu belirmeye yetmez?"
"Kadına bilinci yerinde değilmiş muamelesi yapılıyor"
Farklı yaş ve meslek gruplarından kadınların ve erkeklerin görüşleri şöyle:
Çağla Öztek, 40, serbest meslek: Kadının bedeni kendisine aittir. Narkoz almadan önce kişiye riskler anlatılır ve onayı istenir. Ancak kişinin bilinci yerinde değilse ailesinden, kocasından izin alınır. Kürtaj için kocanın onayı istenirken evli kadınlara "bilinci yerinde değilmiş" muamelesi yapılmış oluyor. Sosyal ve duygusal olarak çiftlerin çocuk kararını birlikte vermesi elbette en sağlıklısı ancak hukuki açıdan kadın bedeniyle ilgili kararı kendisi vermeli.
Özge Gözke, 32, serbest meslek: Hayatım üzerinde sadece ben söz sahibi olmalıyım, ailem, kocam ya da sevgilim değil. Onlar bana yardımcı olabilir, hekimler giriştiğim işin risklerini anlatabilirler. Ancak başka bir şey söylemelerini beklemiyorum. Kürtaj kadın bedeni üzerinde söz sahibi olmak ve aile idealini canlı tutmakla ilgili bir mesele. Kadınların aileye ve eve hapsedilmesi için bir denetim mekanizması gibi. Evli olmayan kadınlar için geçerli olan haklar, evli kadınlar için de geçerli olmalı.
Kübra Ballı, 25, gazeteci: Evli ya da evli olmayan çiftlerde, kadının karşı tarafla görüşmesi can güvenliğini tehlikeye atmadığı sürece, kocanın da görüşü alınmalı ama son karar, kadının olmalı. Ancak kadın şiddet görüyorsa hiçbir şekilde karşı tarafın fikri alınmamalı.
Leyla Aras, 35, öğretmen: Kadını evli olsun ya da olmasın ya da kocası ile arasının nasıl olduğundan bağımsız olarak, bedeni üzerinde tamamen kontrole sahiptir ve kürtaj konusunda da kimseye danışmadan kendi kararını tek başına verebilir.
Bilge Talaz, 35, tekstil mühendisi: Eşit söz hakkı olan evliliklerde çiftlerin birlikte karar vermesi gerekir. Ancak Türkiye'de pek çok evlilikte kadınlar mağdur durumda. Fiziksel, ekonomik ve duygusal anlamda şiddet görüyor. Bu evli kadınlar arasında bir çifte standart olarak değerlendirilebilir. Yasa evli ve bekar kadınlar arasında da bir çifte standart yaratıyor. Bu açılardan düşününce evli kadınların kocalarının onayı olmadan kürtaj yaptırabilmesi, en doğrusu.
Duygu Ünsal, 34, tekstil: Çocuk kadının hayatını değiştiriyor. Evliliklerin yolunda gitmediği durumlarda kadın için bağlayıcı oluyor. Çocuğun bakımından, büyümesinden de kadın sorumlu tutuluyor. Bütün bu nedenlerle evli kadınların kürtaj için tek başlarına karar verebilmesi gerekir.
Erkekler de "Söz hakkı kadının" diyor
Ahmet K. Ekmekçi, 34, öğretmen: Hamilelik tecavüz sonucu oluşmamışsa babanın da söz hakkının olması gerekir. Medeni Hukuk açısından babaların da söz sahibi olmaya hakkı olmalı.
Emin Aslan, 31, mimar: İki insan birlikte bir şey yapacağı zaman ancak ikisinin de rızası olursa o iş yapılabilir. Bu birlikte yapılan her şey için geçerlidir. Nasıl olur da iki kişiden birinin görüşü sonucu belirlemeye yetmez?
Nail Karayel, 24, öğrenci: Karar hakkı kadınındır. Çünkü çocuk yetiştirmenin ceremesini çeken daima kadın oluyor. Çocuğu büyüten, sorumluluğunu üstelen hep kadınlar. Erkeğin aile içindeki yeri ortada. Doğum esnasında ölen bir erkek de tanımıyorum.
Ali Gülüm, 35, yönetici: Evli bir çift çocuklarının sorumluluğunu birlikte üstlenir gibi algılasak da nihayetinde ona bedensel olarak katlanan da çocuğun doğumuyla hayatı değişen de kadın olduğu için karar kadınındır. Elbette karı koca aile içinde görüşüp karar verirler ama devletin bu meseleye karışması niye? (BB)