Kamu Denetçiliği Kurumu’nun düzenlediği 2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter ve Facebok’u keski bıçaka benzetti, hapisteki gazetecilere “hırsız” dedi, Batı medyasına yüklendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:
“Batı medyası Türkiye’ye çifte standart uyguluyor”
“Basın açıklaması yapmak, gösteri yapmak, protesto etmek, fikirlerini özgürce ifade etmek elbette demokratik haktır.
"Ama ne oldu? Birkaç gün içinde 42 insan gösterilerde hayatını kaybetti. Üstelik hayatını kaybedenler, bizzat göstericilerin insanlık dışı saldırıları neticesinde katledildiler.
"Bizi kıyasıya eleştiren o uluslararası medyaya, o Batılı siyasetçilere soruyorum; kendi ülkelerinde böyle bir vandallığa, böyle bir yağmacılığa, insan hayatına kasteden bu türden şiddete demokratik hak diyebilirler mi? Özgürlük diyebilirler mi? Türkiye söz konusu olduğunda çok bariz bir çifte standardın devreye girdiğini görüyoruz.”
“Twitter ve Facebook keskin bıçak gibi”
"Başkan Obama'nın riyasetinde olan BM toplantısında, özellikle IŞİD denilen bu terör örgütünün, son dönemlerde attığı adımların değerlendirmesi yapılırken, orada interneti, bunun yanında Twitter'i çok iyi kullandığı gündeme geldi ve buna karşı bazı tedbirlerin alınmasının gereği gündeme geldi. Şimdi sosyal medyada, özellikle gerek internet, gerek Twitter, gerek Facebook, bütün bunlar değerlendirilirken, bunu tek taraflı görmek ciddi yanlış olur.
“Ben bunu her zaman şuna benzetirim; bir katilin elinde bıçak var, bir de doktorun elinde neşter var. Doktorun elindeki neşter hayat kurtarır, ama katilin elindeki bıçak insan hayatına kasteder ve öldürür. Şimdi bunu birbirinden ayırmamız lazım. Biz neşterden yana mıyız, yoksa katilin elindeki bıçaktan yana mıyız?
Mesela Twitter'dan tehdit mesajları yayınlayanların, bombalı saldırı şakası yapanların, başka ülkelerde nasıl sınır dışı edildiklerini, kimi hesapların nasıl kapandığını hepimiz biliyoruz. Bunları görmemiz lazım. Ama Türkiye'de adres vererek, 'Şu bakanın ev adresi şudur. Gidelim basalım' diyerek tehditler yapılınca, buna karşı tedbirler alınınca bu hem içeride hem dışarıda örgütlü bir karalama kampanyasına dönüşebiliyor.
“Gazeteciler hırsızlıktan, cinayetten mahkum”
"Bir süredir içeride maalesef bazı siyasiler, hem de üst düzeyde, ne yazık ki dışarıda bir kısım uluslararası medya, 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok' diyerek, Türkiye'yi tüm dünyada acımasızca eleştiriyorlar. Türkiye, gazetecilik faaliyeti dışında cinayetten, terörden, hırsızlıktan mahkum olanlar nedeniyle sınırsızca eleştirilirken, İsrail'in Gazze saldırıları sırasında katlettiği 16 gazeteci bakıyorsunuz hiç gündeme gelmiyor. Hiç duydunuz mu? Ben duymadım. Okumadım. Gazze saldırıları sırasında mahalle baskısına maruz kalan, sürülen, işinden atılan gazeteciler hiç gündem yapılmıyor.”
Erdoğan’dan yine Berkin Elvan açıklaması
"Geçen yıl Gezi olayları sırasında yaralanan ve sonrasında maalesef hayatını kaybeden bir çocuğun üzülerek ifade ediyorum, ölü bedeni üzerinden her türlü aşağılık saldırıya maruz kaldık. Ancak bu gösteriler sırasında ateşli silahla kasten öldürülen Burak hiç kimsenin dikkatini çekmedi, hiç kimsenin vicdanına dokunmadı. Daha önceki hafta Diyarbakır'da vahşice öldürülen 3 genç o malum çevrelerin ilgi alanlarına hiç girmedi.''
“Bu vahşice katledilenler, insan değil mi? Bunlar çocuk değil mi? Genç değil mi? İstanbul'da talihsizce ölen çocuk için sahte, yalan ifadelerle 'ekmek almaya gidiyordu', halbuki hiç alakası yok. Maalesef terör örgütünün maşası olmuş durumdaydı. Bu tür hikayeler tasarladılar.” (EA)