Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersin'de dün (02 Haziran) yaptığı miting Greenpeace eylemcilerinin nükleer karşıtı eylemine sahne oldu.
Tayyip Erdoğan'ın konuşması sırasında Saliha Öztürk (56), Perihan Pulat (69) ve Hazal Akduran (20) üstünde "Mersin Nükleer İstemiyor" yazan, üç ayrı pankart açtı.
Eylemciler polis tarafından yaka paça gözaltına alındıktan sonra gece 01.00'e doğru serbest bırakıldı.
"Basına konuşursan başın derde girer"
Eylemcilerden 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Hazal Akduran, bianet'e yaptığı açıklamada, pankart açtıktan sonra mitingde bulunan kadınların tepkisiyle karşılaştığını ve polisler tarafından önce terörle mücadele şubesine götürüldüğünü anlattı.
Akduran yaşadıklarını şöyle özetledi:
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşurken, ben "Mersin Nükleer İstemiyor" diye bir pankart açtım. Pankartı açar açmaz bir sivil polis geldi ve pankarta müdahale etti.
* Bu sırada mitingi takip eden kadınlar da bana müdahale etti. Aslında pankartı alan sivil polis beni bırakacakken, kadınların bana müdahale etmesi üzerine muhtemelen beni linç etmesinler diye oradan uzaklaştırmaya başladı.
* Bu sırada diğer polisler de kargaşayı fark edince onlar da geldi ve beni polis aracına doğru götürmeye başladılar. Bu sırada ben "Mersin nükleere karşı" diye bağırınca sinirlendiler ve saçımdan çekip kolumu sıkarak polis aracına doğru götürdüler. Bu sırada kafamı araca bastırarak üstümü aradılar.
* Polisler, basına konuşmam durumunda başımın derde gireceği yönünde tehditler savurdu.
"Neden terörle mücadeleye götürdüklerini bilmiyorum"
* Daha sonra terörle mücadeleye götürdüler. Sanırım ne yaptığımı tam olarak anlayamadılar. Neden beni terörle mücadele şubesine götürdüklerini ben de tam olarak anlayamadım.
* Terörle mücadele şubesinde bana daha iyi davrandılar. Burada önce kendi hayatımı düşünmem gerektiğini, kendimi okuluma vermem gerektiği yönünde nasihatler verdiler ve Mağazalar Karakolu'na gönderdiler. Sonra benimle Cumhuriyet Karakolu'nun ilgilenmesi gerektiğine karar verip oraya gönderdiler.
* Diğer gözaltına alınan iki arkadaşımız ve Avukat Semra Kabasakal da oradaydı. Burada parmak izimiz alındı, adli tıpa gittik ve sonra serbest bırakıldık.
"Karakol polisleri tebrik etti"
Eylemcilerden Saliha Öztürk ise karakolda bulunan iki polis memurunun kendisini eylem yüzünden tebrik ettiğini anlattı:
* Ben pankart açtığım zaman başbakan Mersin'i turizm merkezi yapacağından bahsediyordu. Turizm ile nükleer santralin nasıl yan yana olabileceğini anlamış değilim. * Pankart bir süre açık kaldıktan sonra çevremdeki kadınlar bana saldırdı. Bunun üstüne sivil polisler beni itip kakarak araca götürdüler ve önce Mağazalar Karakolu'na sonra Cumhuriyet Karakolu'na götürdüler.
* Ben karakola gittikten kısa bir süre sonra Avukat Semra Kabasakal da geldi ve polislerle çok güzel diyalog kurdu. Polislerden iki tanesi "İyi ki bu eylemi yaptınız" diyerek bizi tebrik etti.
"Bu eylemi yapmasaydım kendimi suçlu hissederdim"
* Mersin'de nükleer santral kurulmasını istemediğim için başbakanın Mersin mitingine giderek burada "Mersin Nükleer İstemiyor" yazan bir pankart açtım.
* Benim iki tane torunum var ve ben torunlarımın daha temiz bir dünyada yaşamasını istiyorum.
* Eğer ben bu eylemi yapmasaydım kendimi suçlu hissederdim. Bundan sonra da nükleer santrallere karşı mücadeleme devam edeceğim. (EKN)
* Fotoğraf Greenpeace'den alınmıştır.