Prof. Dr. Mehmet Altan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği (AB) yerine Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'dan oluşan Şanghay Beşlisi'ne girmeyi tercih ettiği yönündeki sözlerini "vahim" olarak değerlendiriyor.
bianet'e konuşan Prof. Dr. Altan, Şanghay Beşlisi'ne katılmak istemenin açık beyanının, "Ben AB'ye, demokrasiye, insan haklarına karşıyım, diktatoryal rejimle yönetilmekten ve yönetmekten yanayım demek" olduğunu ve bu yüzden herkesin çok şaşırdığını söyledi.
Başbakan Erdoğan cuma günü katıldığı bir televizyon programında "Geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'e 'bizi Şanghay Beşlisi içine alın' dedim. Biz de AB'ye 'Allah'a ısmarladık' diyelim, ayrılalım oradan" demişti.
"Hem patriot yerleştir hem 'ben karşıya geçiyorum' de"
Başbakan'ın bunu daha önce bir kere daha söylediğini sonra da "şakaydı" dediğini hatırlatan Altan, şimdi bu beyanıyla şaka olmadığının anlaşıldığını ifade etti.
"Bir tarafta NATO üyesi, AB müzakere sürecinde olan, muasır medeniyet diyen, demokrasi, insan hakları diyen Türkiye, bir tarafta Şanghay Beşlisi diyen Türkiye. Başbakan'ın bu vahim cümlesinin dış dünyada nasıl bir deprem yaratabileceği konusunda ne kadar bilinci var bilmiyorum.
"Şanghay Beşlisi'ne girme arzusu, Türkiye'de Kürt sorunu, demokratikleşme, hak ve özgürlükler gibi konulardaki açılım söylemlerinin samimiyeti, tutarlılığı noktasında da büyük bir tartışma açacaktır.
"Türkiye'deki iç siyaset çok büyük oranda dış dünyayla bağlantılı gelişir. Tüm krizlerin temelinde dış politika vardır. Onun için Şanghay Beşlisi çıkışı sıradan bir olay olarak kalmayacaktır.
"Tüm dünyanın not ettiği ve kuşkuyla izleyeceği bir yeni sürecin başlangıcı olma ihtimali vardır. Çünkü bu batıdan kopma arzusunun ifadesi. NATO Shangay beşlisi için var. Hem bir taraftan patriotları yerleştirip hem de bu esnada 'biz karşı tarafa geçmek istiyoruz' söylemini ABD de anlamamış olacak ki kibar şekilde 'ne oluyor' diyor.
"Ekonomiyle alakası yok"
Prof. Dr. Altan'a Başbakan Erdoğan'ın bu çıkışının arkasında sadece ekonomik nedenler mi yoksa siyasi hedefler de olup olmadığı konusundaki görüşlerini soruyoruz.
Altan, olayın ekonomiyle alakası olmadığı görüşünde.
"ABD'de yeni kaya gazı rezervleri çıktı ve ABD bundan böyle enerji ihracatçısı konumuna geçecek. ABD ve AB toplam 55 trilyonluk dünya üretiminin 32 trilyonunu üretiyor.
"Şanghay Beşlisi'nin en büyük özelliği demokrasiden yoksun olması ve diktatörlüklerle yönetilmesi. Bu 'Biz egemen olduk, ağzımızın tadıyla denetime tabi olmadan kendi kurallarımızla burayı yönetelim' arzusunun dile gelmiş halidir.
"Birisi insan hakları, ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler, demokrasi diye iktidara geliyor, sonra birden ağzınızı açamayacağınız diktatoryel düzene direksiyon kırıyor. Gerçekten çok vahim.
"Erdoğan, bundan birkaç yıl önce AB derken, Doğu Perinçek gibi siyasetçilerle bazıları Ergenekon soruşturması kapsamında yargılanan askerler 'AB değil, Şanghay Beşlisi'ne girelim' diyorlardı."
ABD: Göreceğiz
Öte yandan Başbakan Erdoğan'ın sözlerini günlük basın brifinginde değerlendiren Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Erdoğan'ın bu sözlerini görmediğini ifade etti ve ekledi:
"Açıkçası, Türkiye'nin aynı zamanda bir NATO üyesi olduğu göz önüne alındığında, bu ilginç olur. Ne olacağını göreceğiz." (EKN)