Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davaya bugün de kamu görevlilerinin savunmalarıyla devam edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen 35 sanıklı davanın duruşmaya tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstanbul İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Ercan Demir cezaevinden getirildi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklardan Erhan Tuncel, Muhittin Zenit, Faruk Sarı, Reşat Altay, Onur Karakaya, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler katılırken, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç bu celseye de gelmedi.
Duruşmada dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Ercan Demir'in savunmasının alımasına devam edildi.
“Erhan Tuncel problemliydi”
Duruşmada savunma yapan Ercan Demir, sanıklardan Engin Dinç'in Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda Erhan Tuncel'in istihbarat elemanı olarak çalıştırılmasına muhalefet ettiği ifadesine karşı çıkarak şunları söyledi:
“Erhan Tuncel Şubat 2006'da cinayetin bilgisini verdi, Nisan 2006'da 'çalışmayacağım' dedi. Ben bilgi alışverişi bittikten sonra, sorun çıktığı için görevli personelin talebi üzerine buluşmaya katıldım. Sonrasında da Tuncel'in bu durumunu Engin Dinç'e bildirdim. Dinç de Reşat Altay'a bildirdi, bunun üzerine Tuncel, Dinç'in makamına çağrıldı. Dolayısıyla ben elemanla ilgili görüşmeye katılmadım ki muhalefet edeyim.”
Demir yaptığının "Zenit ile konuşmasının ardından bir elemanın art niyetli yaklaşımından sonra çalışmak istememesi bilgisinin şube müdürüne arzı”olduğunu söyledi.
Demir, Dinç'in ifadesindeki “Tuncele konusunun önemini aktararak uyarılarda bulundum. Kendisiyle ilgilenilmediğini söyleyince maddi ihtiyaçlarının karşılaşması talimatını verdim, bu adam önemli bir yıl yatar bir iş verir dedim” sözlerine yönelik olarak da “istihbarat jargonu” olduğunu, “kimse yoğurdum ekşi demez” diyerek yorumladı.
“Tuncel Şubat'ta Dink’in öldürüleceği bilgisi veriyor, Nisan'da 'çalışmayacağım' diyor. 'O adamın başına birşey gelirse seni gömerim' ifadesini o anlamda kullandım. Erhan’nın benden rahatsızlığı bu sebepten.” diyen Demir, sanık Erhan Tuncel'in savcı Muammer Akkaş'a el yazısıyla sunduğu dilekçedeki beyanları da eleştirerek “Bir kişinin beyanı nedeniyle katil gibi yargılanıyorum” dedi.
Tuncel'in cinayetin işlendiği dönemde kendisini sadece “renkli gözlü müdür” olarak tanıdığını söyleyen Demir, dilekçedeki “Durum şaibeli” gibi ifadelerini kullanması için “arkasında birilerinin olması gerektiği” iddiasında bulundu. Bunun üzerine Tuncel'in “Bu iftiralara ne zaman cevap verebileceğiz” diye bağırmasıyla hakim müdahale etti.
“Bir masum öldü ama biz de çok emek verdik”
Demir, Dink cinayetini kast ederek “Bir masum ölmüş, üzücü tabi ama burada masumiyet öldürülüyor. Ben ve elemanlarım çok emek verdik” diye konuştu.
“Dinç benim ne olduğumu, ne olmadığımı bilir”
Erhan Tuncel'in ifadesinde, Reşat Altay'a cinayete ilişkin bilgi verilmediğini söylediğini aktaran Demir, "Şube müdürünü aşarak, müdüre gidemezsiniz. Hiyerarşik bir sistemi atlayamazsınız. Tepki görürsünüz. Benim Reşat Altay'a bilgi verme yetkim yok. Toplantı ortamında arz ederim. Niye bana bu anlamda suçlama var. Anlamak mümkün değil. Sonuç olarak İstanbul'a, Valiye ya da jandarmaya da bilgi verme yetkim yoktur" dedi.
“Engin Dinç benim ne olduğumu, ne olmadığımı da bilir” diyen Demir, Dinç'in ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını iddia etti.
Demir iddianamedeki “ses getirecek eylem bilgisini paylaşan Demir’dir” iddiasıyla ilgili olarak da “Yetki Engin Dinç'tedir” dedi.
“Ben vasıfsız bir emniyet müdürü olarak müdürlerimi mi kandırdım? Yetki Engin Dinç’tedir. Büro amirimiz Özkan Mumcu’nun beyanı, Dinç’in ifadesi var.
“Tutuklandığım günden beri vebailini üzerimden atamadım. Bilgi sağladığım kişilerden öldürme istihbaratı raporunu düzenledim, Dinç 'düzenlememiz lazım' dedi 'ses getirecek eylem' oldu. Özkan, 'Asıl sorumlu Dinç'tir” diyor.
“Dinç, zaten Meclis raporunda değişiklik yaptığı söylüyor. Ses getirecek eylem tabirnin zaten öldürme anlamına geleceğini istihbarat daire sunmuş. Kişiye özel suçlamalar ve suçlamamalar gerçekleşiyor. Ercan Demir'e kişiye özel suç yazılmış ve bizzat İstanbul emniyetten bilgi gizlediği iddia ediliyor.”
Ercan Demir'in avukatı İsmail Emre Telci ise "Burada asıl yetkiye sahip olanlar serbest ama görevi paraf atmak olan memurlar tutuklu" dedi.
“Sehven 'F4 raporu ektedir' yazıldı”
Kayıp olduğu iddia edilen F4 raporuyla ilgili olarak da konuşan Demir, F4 raporu hazırlanan F3 raporlarının özet bölümünde ve üst kısmında buna dair bilgi olduğunu, ancak söz konusu raporda bu bilgilerin olmadığını, raporun içindeki “F4 raporu ektedir” ifadesinin sehven unutulduğunu söyleyerek kayıp iddialarını reddetti.
Duruşmaya yarın Demir'in savunmasıyla devam edilecek.
Kamu görevlileri davası
Savcı Gökalp Kökçü’nün hazırladığı, aralarında Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Celalettin Cerrah ve Reşat Altay’ın da bulunduğu 26 sanığın yargılanmasının istendiği kamu görevlileri iddianamesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve ana davanın devam ettiği 5. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı kabul etmemesi üzerine iki mahkeme arasındaki uyuşmazlık Yargıtay’a taşınmıştı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi de, kamu görevlileriyle ilgili açılan davayı ana davayla birleştirmeye karar vermişti.
Birleştirilen Dink cinayeti davasının ilk duruşmasında sanıklar Yılmaz Angın ve Ali Fuat Yılmazer mahkeme heyetinin tarafsız olamayacağı gerekçesiyle redd-i hakim talebinde bulunmuştu.
Redd-i hakim taleplerinin reddedildiği davada Ordu Vali Yardımcısı eski Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç hakkında hazırlanan iddianame de 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın ilk duruşmasında tutuklu sanıklar Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu’nun tahliyesine karar vermiş, mahkeme savcısı tahliye talepleriyle ilgili olarak itirazda bulunmuş ve karar düzeltmesi istemişti. Savcının talebini değerlendiren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi karar düzeltme talebini de reddetmişti. (EA)