Dersim , Amed, Batman, Ilısu – Hasankeyf, Roboskî duraklarından geçen Eko-Jin kolektifi yolculuğunu Hewlêr’de tamamladı.
Yol boyunca mayına karşı korunma, bisiklet tamiri gibi pek çok atölye düzenleyen kolektif, her durakta yerel tohum paylaşımına destek verdi, köylülerle ekolojik tahribatları ve çiftçiliği konuştu. Karşılaştığı her ekolojik yıkımı kayıt altına alan kolektif bu yıkımları içeren bir interaktif harita hazırlamayı planlıyor.
Bisiklet turlarının güzergahıyla, idari sınırların insanlar arasına giremeyeceğini de sık sık vurgulayan kolektif Habur sınır kapısında şu açıklamayı yaptı:
“Bu gün sınırlar tüm canlıları birbirinden ayırmakla kalmıyor, insanları ayrıştırıp düşmanlaştırıyor. Ülkeler sınırlar vasıtasıyla Kürtleri ya da Arjantin Şili sınırındaki Mapuce halkı gibi dünya halkları, kültürleri hatta aileler arasına dahi dikenli teller, mayınlar döşüyor. Savaş ve çatışma dönemlerinde kapanan sınır kapıları ve ambargolar yüzünden insanlar kıtlıkla terbiye ediliyorlar. Her gün yüzlerce hatta binlerce insan sınır çatışmaları, sınırlara yerleştirilen mayınlar yüzünden ölüyor.
Oysa doğada her şeyin bir diğeriyle bağı vardır. Suyun, rüzgarın, tohumdaki canın döngüsü bizleri birbirimize bağlar. Yeryüzü bir bütündür ve her bir varlığın diğerine ihtiyacı vardır.
Kuşların nehirlerin vatanı yoktur. Sürekli göç ederler ve akarlar. Bizler de kuşlar gibi nehirler gibi sınırsız ve silahsız bir dünya’da soluksuz akmak istiyoruz.”
Zaxo, Duhok, Amediye duraklarından sonra kolektif geri dönüş yolunda olduğunu şöyle duyurdu :
“Bu gün geri dönüyoruz. Dersimden, Elazığ'a, Amed'en Batman'a pedalladık. Roboskililere selamınızı gönderdik. Zaxo'da Dohuk'da, Amediye'de, Barzan'da Laleşte dolaştık.
Mağara evlerinde de ağırlandık, Kürdistan parlamentosunda da.
Yıkımı gördük. Yıkıma talana katliama rağmen yaşamın yeniden ve de yeniden filizlendiğine tanık olduk.
Lakin sözümüz bitmedi henüz. Gördüğümüzü de duyduğumuzu da hislerimizde yüreğimizde saklı. Bu gün yola çıkıyoruz tüm biriktirdiklerimizle.” (ST/HK)