Türkiye'de enflasyon Ağustos 2018 itibariyle yüzde 17,9'a ulaştı. Bu rakam son 2001 Krizi etkisinin görülmeye devam ettiği 2003 yılından beri kaydedilen en yüksek oran.
TL'de yaşanan değer kaybı enflasyondaki artışın en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Öyle ki TL'deki değer kaybı yılbaşından bu güne yüzde 40 seviyelerini aştı.
TL'nin diğer ülke paraları karşısında yaşadığı bu düşüş ve yüksek enflasyon üretim maliyetlerini ve ithal ürünlerin ülkeye sokuluş fiyatlarını en az yüzde 50 arttırdı, halkın alım gücünü zorlamaya başladı.
2001 Krizi'nin ardından toparlanmaya giren Türk ekonomisinde enflasyon, krizin ardından gelen 2004 yılında tekrar tek hanelere düşmeyi başarmıştı.
TL'den 2005 yılında altı sıfır atılmasıyla daha da güven veren Türkiye ekonomisi bu tarihte YTL geçiş yaptı. 2009 yılında ise paradan altı sıfır atılmış şekilde tekrar TL'ye dönüldü.
Belirli bir süre tek hanelerde devam eden enflasyon 2017 yılında 6 yıl aradan sonra tekrar çift haneleri gördü.
2009 yılında 1,54 ortalamayı yakalayan dolar/TL kuru 2010 yılında 1,50 seviyelerine kadar düşmüş olsa bile bu tarihten sonra her yıl düzenli olarak artmaya devam etti. 2018 yılının ilk 9 ayında 4,40'lık ortalama tutturan dolar haberi yayına hazırladığımız dakikalarda 6,62 seviyelerinden işlem görüyordu.
Peki, bir geçiş parası olarak kullandığımız YTL'den TL'ye geçtiğimiz dönem olan 2009 yılından beri neyin fiyatı ne kadar arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)'ten edindiğimiz bilgilere göre birçok üretim ve hizmet grubunda fiyatlar 2009 yılına göre en az yüzde 50 zamlanmış durumda.
Tabii bu artış birden yapılan bir şey olmaktan çok, genellikle dönemsel olarak ilerleyen ve enflasyon oranına göre şekil alan bir fiyatlandırma politikasıyla artış gösteriyor.
Eğitim kategorisine bakarsak 3 -5 yaş arası çocukların eğitim gördüğü kreşler 2009 yılından bu güne 2 kattan biraz daha fazla bir artış göstermiş. 2009 Şubat ayında 400 TL olan kreşler ve gündüz bakım evleri Temmuz 2018 itibariyle 806 TL'lik bir ortalamaya sahip.
Özel ilköğretim okullarının ücretleri biraz daha agresif bir artış göstererek 7025 TL'den 19,934 TL'ye yükseldi.
Özel lise fiyatlarındaki artış özel ilköğretim okullarıyla paralellik gösterirken dershanelerin devlet tarafından kapatılması ile kapanan dershanelerin özel lise olarak faaliyetlerine devam etmesi ve devletin bu liseler için velilere teşvik vermesiyle birlikte düşüş gösterdi.
Fakat teşvikin verildiği ilk sene olan 2016 yılında 9576 TL ortalamasında sahip özel liseler gelen son zamlarla birlikte 12696 TL seviyelerine yükseldi.
Eğitim kategorisinde görülen bu artış kırtasiye ürünleri fiyatlarına da yansıdı.
2009 yılında 1 TL'nin hemen üzerinde seyreden kalem ve defter fiyatları son gelen zamlarla birlikte 5 TL'nin üzerine çıkarak aradan geçen 9 sene içerisinde 5 kata yakın zamlandı.
Tamamına yakınını ithal ettiğimiz yazım ve çizim kağıtları ise son bir sene içerisinde bir buçuk kat arttı. 2009 yılında 6,60 TL olan bu kağıtlara bugün itibariyle 16,67 TL'den ulaşılabiliyor.
Sağlık hizmetlerindeki en yüksek fiyat artışı 2013 yılının başında gerçekleşti. Enflasyon oranının üzerinde arttırılan işlemler iki kat pahalandı.
2009 yılında 27 TL'den işlem yapılan ultrason 2013 yılında yüzde 138 zam yapılmasıyla 102 TL'ye, ardından kademeli artışlarla 164 TL'ye yükseldi.
Yine 4,50 TL'den işlem yapılan laboratuvar tahlil ücretleri 2013 yılındaki yüzde 222 artışla 14 TL'ye yükseldi. Ardında kademeli artışlarla günümüzde 21 lira seviyelerine kadar geldi.
2013 yılında 24 TL'den işlem yapılan diş çekme hizmeti gelen zamla birlikte 47 TL'ye yükseldi. Daha sonra kademeli zamlarla birlikte günümüzde 101 TL fiyatına ulaştı.
Diş dolgusu ücreti ise dokuz yılda beş kata yakın artış göstererek 32 TL'den 158 TL'ye yükseldi.
Beyaz eşya kategorisinde ise en fazla fiyat artışı klimada gerçekleşti. Dokuz yılda üç kat pahalanan klima 2009 yılında 787 TL iken günümüzde 2567 TL oldu.
Beyaz eşya kategorisinde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi fırın ve set üstü ocak da 2009 yılına göre enflasyonla birlikte iki kat pahalandı.
TUİK'in istatistiklerinde en çok pahalanan ürün araba fiyatları oldu. 2009 yılında 30495 TL'ye satılan benzinli bir aracın fiyatı 2018 Ağustos ayına gelindiğinde 96090 TL'ye yükseldi.
Yani dokul yıl içersinde araç fiyatları 60 bin TL'den daha fazla zamlandı.
Özellikle son iki senede alım gücü bir hayli düşen tüketici bankaların verdikleri kredilerindeki faiz oranları da hesaba katılınca araba alamaz oldu.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD)'nin 4 Eylül'de açıkladığı verilere göre otomobil pazarı Ağustos ayında yıllık bazda yarı yarıya daraldı. Aylık bazda ise kayıp yüzde 18 oldu.
2017 yılı Ağustos dönemde 132.793 adet satış gerçekleştiren otomobil piyasası 2018 yılı Ağustos'unda 95.558 satış gerçekleştirdi.
Dünya petrol fiyatlarıyla orantılı olarak zamlanıp indirilen benzin fiyatlarında ise 2017 yılının Haziran ayından beri sürekli bir artış söz konusu.
Bir yıl içerisinde 1,5 TL zamlanan benzinde hükümet artışların önüne geçemeyince Mayıs ayında "eşel mobil sistem" adı verilen yönteme geçiş kararı aldı.
Sistemle birlikte pompa çıkış fiyatı zamlanan akaryakıtın vergisi düşürülerek son tüketiciye akaryakıt, zamsız bir şekilde ulaştırılıyor.
Buna rağmen aradan geçen zaman içerisinde benzinin 3,78 kuruş zamlanmasına engel olunamadı.
Elektrik üretmek ve ısınma ihtiyacını karşılamak adına kullanılan kömür ise 2009 yılından bugüne iki buçuk kat zamlandı.
Mayıs 2009 yılında 381 TL'den satılan kömürün tonu 2018 yılında 923 TL'ye yükseldi.
Dolar para birimiyle alım satılan sektörde yükselişin en büyük etmeni yıllık olarak 40 milyon tona yakın kömür ithal ettiğimiz gösteriliyor.
Tüm temel ihtiyaç maddelerinin zamlanması dönem içerisinde kültür sanat sektörünü de etkiledi.
Dokuz yılda iki kata yakın zamlanan tiyatro bileti fiyatları 16 TL'ye kadar yükseldi. Sinema bileti fiyatları ise 3 kata yakın pahalandı. 2009 yılında 11 TL'den satılan sinema biletleri 30 TL'ye kadar yükseldi.
Enflasyon Türkiye'nin en fazla tükettiği sıcak içecek olan çayı da etkiledi. Çayın kilosu dokuz senede üç kata yakın pahalandı. 2009'da 11 TL olan çayın kilosu 2018 yılının Ağustos ayına gelindiğinde 28 TL'ye yükseldi.
Dokuz senede fiyatı pahalılaşan sadece çay olmadı. Türk kahvesi ve hazır kahvenin fiyatı da enflasyonla birlikte artış gösterdi. Türk kahvesi fiyatı iki buçuk kat, hazır kahvenin fiyatı bir buçuk kat arttı.
Eğlence sektörünün en çok tüketilen içkisi bira ise ürün kalemleri arasında en fazla pahalılaşan ürün oldu.
İçkinin pahalılaşmasında en önemli etken enflasyonla birlikte hükümetin içki karşıtı tavrı oldu. İçkiler üzerinden alınan vergiyi gün geçtikçe yükselten hükümet, içki piyasasını gelir kapısı haline getirdi.
2009 yılında 2 TL'den satılan bir şişe biranın fiyatına 2018 Temmuz ayında 6 aylık enflasyon oranında ÖTV zammı uygulanmasıyla bir şişe biranın fiyatı 8 TL 75 kuruşa yükseldi.
2009 yılından 2018 yılına bir biranın fiyatı 6,75 TL zamlanmış oldu.
(HA)