*Fotoğraf: AA/arşiv
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Gerekirse kız okullarını da açabilmeliyiz” sözlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bakan'ın açıklamaları için Taliban benzetmesi yapan Eğitim Sen, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, ‘Gerekirse kız okullarını da açabilmeliyiz’ diyerek karma eğitimi hedef alması, siyasi iktidarın Talibanvari gerici zihniyetinin bir yansımasıdır” dedi.
TIKLAYIN-Osmanlı'dan Türkiye'ye Karma Eğitim Nasıl Gelişti?
Eğitim Sen'in açıklaması özetle şöyle:
“Siyasi iktidarın seçimden önce kurduğu gerici ittifaklarla toplumu siyasal İslam temelinde yeniden inşa etme politikası, seçimden hemen sonra Milli Eğitim Bakanı tarafından uygulanmaya konmak istenmektedir.
“Milli Eğitim Bakanı, cumhuriyet değerlerini, laikliği ve demokrasiyi hedef alırken Anayasayı ve uygulamakla yükümlü olduğu mevzuatı yok sayıyor, eşitlik ilkesini çiğniyor.
TIKLAYIN - Yönetmelikte Karma Eğitim Şartını Kaldıran Değişiklik
"Karma eğitim düşmanlığı yeni değil"
“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanı, harem selamlık bir eğitim sistemini topluma dayatarak tek tip toplum yaratma arzusunu yaşama geçirmeye çalışıyor.
“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin belli ki güç sarhoşluğu içerisindedir. Ebeveyn haklarını kendi amaçları için kutsarken çocuk haklarını bir kenara itebilme cüretini kendilerinde görebilenlerin karma eğitim düşmanlığı yeni değildir.
"Yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı dinselleştirme politikalarının hedefindedir.
TIKLAYIN - MEB: Karma Eğitimin Sonlandırılması Söz Konusu Değil
"Hukuku ve pedagojiyi öğreteceğiz"
“Bizler, eğitim ve bilim emekçileri olarak buradayız! Cumhuriyet değerlerini, laikliği, demokrasiyi, cinsiyet eşitliği ve özgürlüğünü hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında, bulunduğumuz her alanda direneceğimizi belirtmek istiyoruz.
“Laik ve bilimsel eğitimi yok sayanlara haklarımızı, hukuku ve pedagojiyi biz öğreteceğiz! Kısacası sinmeyecek, yılmayacak ve çocuklarımıza, haklarımıza, yarınlarımıza sahip çıkmak için elimizden geleni sonuna kadar yapacağız!"
Türkiye’de karma eğitimin tarihçesi
Osmanlılarda kadınlar, Tanzimat’a kadar resmi olarak sadece sıbyan mekteplerinden faydalanabilmiş; 1869’da zorunlu hale getirilen bu kurumlarda, eğer aynı mahallede iki sıbyan mektebi varsa, erkeklerden ayrı, yoksa yeni bir mektep açılan kadar, erkeklerle aynı sıraya oturmamak koşuluyla, sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir.
Kadınların ortaokul düzeyinde eğitim görmesi ise 1859’dan itibaren kız rüştiyeleriyle başlamış, 1880’de açılan ilk kız idadisi ile ortaöğretim düzeyinde de devam etmiştir (Kurnaz, 2011, s.25-45).
Osmanlılarda 1914 yılında kadınlar için açılan ilk yükseköğretim kurumu olan İnas Darülfünunu, 1918-19 öğretim yılında İstanbul Darülfünunu binasına taşınınca kız öğrencilerin erkeklerle aynı binada eğitim almaları, karma eğitime doğru önemli bir adım olmuştur (Tümer-Erdem, 2007, s. 368-372).
Daha sonra 16 Eylül 1921 yılında Darülfünunun fen ve edebiyat şubelerinde karma eğitime geçilmesinin ardından 1921-22 yılında hukuk, 1922-23 yılında da tıp fakülteleri kız öğrenci almaya başlamıştır (Kurnaz, 2011, s.106).
Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924’te kabul edilen Tevhid-Tedrisat Kanunu’yla ilköğretimde (Akyüz, 2011); ardından 1926’da da ortaöğretimde karma eğitime geçilmiştir (Güven, 2010, s. 213).
Daha sonra 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’yla karma eğitim, Türk milli eğitiminin temel ilkelerinden biri olarak benimsenmiş ve “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” ifadesiyle yasada yerini bulmuştur.
Karma eğitimle ilgili yapılan son düzenleme ise 2000-2001 öğretim yılında tüm okullarda karma eğitimin zorunlu hale getirilmesi olmuştur (Okçabol, 2013a). Ancak uygulamada kız meslek liseleri, kız Anadolu imam hatip ve genel liseleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı teknik liseler tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedir.
*Kaynak: Eleştirel Pedagoji dergisinin Ocak-Aralık 2015 sayısından
(RT)