"Pek çok kadın koruma talebine rağmen canlarını kurtaramamışken, E.A.'nın korunması olumlu bir gelişme. Ancak aslolan mağdurun polis gözeteminde tutulması değil tacizciyi ondan uzak tutmanın yolunu bulmaktır. E.A. okuluna polis gözetiminde gidip gelecek. Peki ya sinemaya?"
Avukat Canan Arın, kendisini üç kez kaçırmaya kalkan erkek nedeniyle okulunu bırakan E.A.'nın (16) koruma altına alınmasını bu sözlerle değerlendiriyor.
Habere göre, Antalya'da arkadaşlık teklifini kabul etmediği A.M.'nin "bacağını kırmakla", "yüzüne kezzap atmakla" tehdit ettiği, üç kez de kaçırmaya çalıştığı E.A. bundan böyle okuluna "sivil polis koruması altında" gidip gelecek. E.A.'yı korumakla görevli polislerin görevi, A.M. kız çocuğunun oturduğu mahalleden taşınıncaya kadar sürecek.
"4320 Sayılı Kanun Değişmeli"
Ancak Arın'a göre, uygulama yeterli değil. Kadınların şiddetten korunması için tekil çözümler yerine sistematik düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor.
Öncelikle de eşlerden birinin, çocukların, aynı çatı altında yaşayan bir aile bireyinin veya eski eşin aile içi şiddetten korunmasını öngören 4320 Sayılı "Ailenin Korunmasına Dair Kanun"da değişiklik yapılması gerekiyor.
Arın, "4320 Sayılı Kanun, başta adı olmak üzere, mutlaka değiştirilmeli. Zarar görenin korunmasını amaçlayan yasada, resmi evlilik şartı aranmamalı. Yasanın uygulanmasında şiddet uygulayan kişinin değil mağdurun beyanı esas alınmalı" diyor.
Mahkeme serbest bırakmıştı
Radikal gazetesinin haberine göre, Antalya'da lise öğrencisi E.A. (18), arkadaşlik teklifini kabul etmediği A.M.'nin tehditleri nedeniyle iki yıldır evinden dışarı çıkamıyor ve okuluna devam edemiyordu.
A.M. (25), aynı mahallede oturduğu E.A.'yı daha önce iki kez kaçırmak istemiş, E.A. bunun üzerine okulunu bırakmıştı. A.M. geçtiğimiz Temmuz ayında E.A.'yı babaannesinin ve ablasının yanından kaçırmaya çalışınca konu mahkemeye taşınmış, ilk duruşma Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 11 Ekim'de görülmüş, E.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. (BB/EÖ)