Fotoğraf: AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı oldu.
Dün akşamki açıklamanın ardından seçime bir adım daha yaklaşıldığını yazan dünya basını, Kılıçdaroğlu hakkındaki “Gandi” benzetmesini de sık sık kullandı.
BBC’den Robert Greenall’in değerlendirmesinin başlığı, “Muhalefet, Erdoğan ile mücadele için Türkiye’nin Gandisini seçti”.
Yazıda, Türkiye’de genellikle bölünmüş halde olan muhalefetin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaşması için tek bir adayda birleştiği ifade edildi: “Ekonomik kriz ve deprem sonrası yaptıkları hatalar, Erdoğan’ı gelecek seçimde daha savunmasız hale getirdi.”
Birlik ve istişare vaadi
Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklamasını geniş bir kalabalığa yaptığına dikkat çeken Greenall, “Hindistanlı sivil toplum liderine benzerliğinden dolayı ‘Gandi Kemal’ ya da ‘Türkiye’nin gandisi’ olarak bilinen Kılıçdaroğlu’nun, öfkeli ve karizmatik Erdoğan’dan çok farklı bir vizyonu var. Bazı müttefikleri ise popülaritesinin düşük olmasından endişeli. Kılıçdaroğlu destekçilerine, Türkiye’yi birlik ve istişare içerisinde yöneteceğinin ve parlamenter sisteme geri dönüşün sözünü verdi. Ayrıca, azınlık gruplarla ilişki kurarak görünürlüğünü artırdı ve sağ partilerle ittifaklar yaptı” diye yazdı.
Ekonomik kriz ve depremin seçime etkisi
Politico’dan Nicolas Camut da 14 Mayıs seçimini, ülkenin son 20 yılının en çekişmeli seçimi olarak tanımladı:
“Mütevazi tarzı nedeniyle ‘Türk Gandhi’ lakabıyla anılan Kılıçdaroğlu, partisinin son seçim başarılarıyla yüksek itibar görüyor. Ancak analistler, başbakan olduğu 2003 yılından beri iktidarı tartışmasız görülen Erdoğan için gerçek bir rakip olabileceğini sorguluyor. Yine de Erdoğan, 85 milyon vatandaşın çift haneli enflasyon krizinde olduğu ve depremlerle ilgili icraatları nedeniyle eleştirildiğinden, hiç bu kadar savunmasız görünmemişti. Gözlemciler, Erdoğan’ın ülkeyi daha gelenekçi, dini açıdan muhafazakar bir yöne iteceği ya da yeni liderin Batı’yla bozulan ilişkileri onaracağının belirleneceği seçimleri dikkatle izleyecek.”
“Demokrasiyi geri getirme sözü verdiler”
Washington Post’un haberinde, şu değerlendirmeye yer verdi:
“Erdoğan'ın muhalifleri, Erdoğan’ın hızla güç kazanmasını ve yıllar içinde siyasi muhalefete yönelik baskısını eleştirdiler ve Türkiye’ye demokrasiyi geri getirme sözü verdiler. Analistler, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, muhalefetin, Erdoğan’ın sadık tabanının yanı sıra medya ve devlet kurumları üzerindeki kontrolüyle ve kendi içlerindeki ideoloji ve taktikler konusundaki apaçık bölünmeleriyle mücadele etmesi gerektiğini düşünüyor.”
Ekonomi, sivil haklar ve dış ilişkiler
France24, Millet İttifakı’nın Erdoğan’ın ekonomi, sivil haklar ve dış ilişkiler politikalarının etkilerini tersine çevirmeyi vadettiğini yazarken, Al Jazeera ise yolsuzlukla mücadelesiyle beğeni toplayan eski ekonomist lider Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’nin en uzun süre iktidarda kalan lideri Erdoğan’ı alt edebileceğine dair şüphelerinde olduğunu yazdı.
“Son seçim” endişesi
Guardian gazetesindeki değerlendirmede, önümüzdeki seçimin, Türkiye’de demokrasiyi korumak ve ülkenin otokratik yönelimini önlemek için son fırsatı temsil ettiğine dair endişeler dile getirildi:
“Gözlemciler, altı partili muhalefet bloku arasındaki aleni bölünmüşlüğün çekişmeli bir seçimden önce yalnızca Erdoğan'a fayda sağlayacağından korkuyor.”
“Seçmen endişeli”
New York Times’taki haberde de, 14 Mayıs seçiminin önemine vurgu yapıldı:
“14 Mayıs seçiminde risk altında olan, Türkiye’nin ekonomik geleceği. Muhalefet, birlik olma konusunda şüphe yarattı ve seçmenin bir kısmı birlikte çalışabileceklerine dair endişeli. Siyasi İslamcılar ile sekülerleri bir araya getiren Millet İttifakı, Erdoğan’ın 2018’de kaldırarak gücünü çok büyü oranda genişlettiği parlamenter sisteme geri dönüşü vadediyor.” (AS)