Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Dr. Sonja Schiffers, Gürcistan’da uzun süren protestoların ardından yürürlüğe giren ve sivil toplumu hedef aldığı değerlendirilen kanunla ilgili konuşmak üzere bugün Heinrich Böll Stiftung İstanbul temsilciliğinde gazetecilerle bir araya geldi.
Gürcistan’da “yabancı etkinin şeffaflığı” olarak adlandırılan ve yaklaşık iki ay önce yasalaşan düzenleme, şeffaflık arayışından ziyade, sivil alanı tahrip etmeye dönük otoriter bir girişim olarak yorumlanmış, kitlesel gösterilere neden olmuştu.
Gürcistan’da protestolarla karşılandı
Dr. Sonja Schiffers, Gürcistan’daki yasanın kapsamı ve etkilerini, kamuoyu ve sivil alanın değerlendirmelerini paylaştı.
Gürcistan’da otoriter bir hükümetin iktidarda olduğunu, bu yasanın da ilk olarak geçen yıl gündeme geldiğinde yoğun protestolarla karşılaştığını söyledi:
“Yasa ilk açıklandığında hem sokak eylemleri, protestolar düzenlendi hem de uluslararası eleştiriler aldı. Halen de çok yüksek oranda bu eleştiriler sürse de düzenleme yaklaşık iki ay önce yasalaştı.”
Sivil topluma mali denetim
Schiffers, ülkede yasanın, özellikle Ekim ayındaki seçimler öncesinde sivil toplumu baskı altında tutmak üzere kullanılabileceğinin düşünüldüğünü belirtti: “Yasanın, seçim öncesi sivil toplumu baskı altında tutabileceği düşünülüyor. Ancak henüz uygulamada nasıl yaptırımların gündeme geleceğini bilmiyoruz, yasanın kapsamı çok geniş olduğu için bunu uygulamada göreceğiz.”
Yasa, sivil toplumun diğer ülkelerden aldığı fonlar ve bağışların takibini öngörüyor. Schiffers, sivil toplum örgütlerinin halihazırda çoğunlukla bu bilgileri kendilerinin yayımladığını da ekledi.
Sivil toplum kuruluşlarına mali denetimi düzenleyen yasanın, bu kuruluşlara idari para cezaları gibi yaptırımlar öngördüğünü, hapis cezası gibi yaptırımları içermediğini belirtti.
Bakanlığa geniş yetkiler tanıyor
Gürcistan’daki yasa, İçişleri Bakanlığına, sivil toplum çalışanlarıyla ilgili tüm bilgilere ulaşma hakkını veriyor.
Dr. Sonja Schiffers, “Yasanın kapsamı çok geniş, bu yüzden çok farklı şekillerde kullanılabileceği düşünülüyor. İktidar yasayı, ‘şeffaflık’ getireceği yönünde savunuyor ancak temel insan haklarını ve sivil toplumu bastırmak üzere kullanılacağı öngörülüyor” diye konuştu.
Gürcistan’da sivil toplum, seçimden sonra da yasanın, bu baskıları daha da artırmak üzere kullanılabileceğinden endişeli.
“Medya kutuplaşmış durumda”
Ülkede medyanın kutuplaşmış durumda olduğunu belirten Schiffers, televizyon kanalları arasında iktidarın kontrolü altında olanlar kadar yasayı eleştiren ve protestolara yer veren kanallar da olduğunu söyledi: “İnternet medyasında ise birçok bağımsız ve muhalif kuruluş yayın yapabiliyor ancak bu yayınlar televizyonda olduğu kadar geniş kitlelere ulaşmıyor” dedi.
Yasanın toplumda “Rusya yasası” olarak adlandırıldığını söyleyen Schiffers, asıl amacın iktidarın otoriter politikalarını korumak olduğunu belirtti.
Schiffers, Türkiye’de “etki ajanlığı” adıyla gündeme gelen yasayla ilgili soruları ise “henüz detayları ve içeriği belli olmadığı için bu aşamada bir değerlendirme yapamayacağı” şeklinde yanıtladı.
“Etki ajanlığı”
Gürcistan’daki yasayla benzer zamanlarda Türkiye’de de gündeme gelen ve “etki ajanlığı” olarak adlandırılan yasanın detayları henüz bilinmiyor.
İlk olarak Yeni Şafak gazetesi 6 Mayıs tarihli haberinde düzenlemeyi “etki ajanlığı” olarak tanımlamıştı: “Başka devlet adına çalışıp Türkiye aleyhine kamuoyu oluşturanlar mercek altına alınacak. Etki ajanlığı bir suç olarak Türk Ceza Kanunu’na girecek.”
Etki ajanlığı yasası hakkında bilinenler: Kim nasıl gündeme getirdi, taslak metinde ne var?
ANKA’da yayımlanan taslak metne göre Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenen kısım, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ön gören 'Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma' başlıklı 339. maddenin sonrasına konulacak ve 339/A ismini alacak.
Maddeye göre "devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda" araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezasına mahkum olacak. Ayrıca devletin savaş hazırlıklarını, savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle atanlar da hapis cezası alacak. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanı'nın iznine bağlı olacak.
Taslaktaki yasa gerekçesine göre, “suçun oluşması için failin, yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda hareket etmesi gerekiyor.”
Sonja Schiffers hakkında
Dr. Sonja Schiffers, 2021 yılının Ağustos ayından bu yana Heinrich Böll Stiftung Güney Kafkasya Direktörü olarak Tiflis ofisinde görevli.
Aynı zamanda Almanya Federal Hükümetinin Sivil Krizi Önleme ve Barış İnşası Danışma Kurulu’nun üyesi, Uluslararası Barış Operasyonları Merkezi için seçim gözlemcisi.
AGİT/ODIHR adına Gürcistan, Türkiye ve Kuzey Makedonya’da da seçim gözlemlerinde bulundu.
Dr. Sonja Katharina Schiffers, doktorasını Rusya ve Türkiye’nin Gürcistan ve Bosna’daki siyasi etkileri üzerine Free University of Berlin’de tamamladı.
Öncesinde Alman Federal Meclisi'nde, önce Alliance 90/Yeşiller Parlamento Grubu'nda Doğu Avrupa ilişkileri kıdemli danışmanı olarak, sonra da Cem Özdemir’in danışmanı olarak çalıştı. Mayıs 2017'den Aralık 2019’a kadar Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü'nde (SWP) misafir araştırmacı olarak bulundu. Polis180 için Toplumsal Cinsiyet ve Uluslararası Politika programının gönüllü yöneticiliğini yaptı. 2015 ve 2013 yıllarında da Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde (MGIMO) uluslararası ilişkiler dersi verdi.
(AS)