Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Selma Acuner ve Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler sözcüsü Liz Amado, "zina"nın hiçbir Avrupa Birliği (AB) ülkesinde cezai müeyyidesi olan bir suç oluşturmadığını belirtiyor.
Dr. Acuner, "zina" ile ilgili tartışmaları "Şimdi hem AKP, hem muhalefet yeni bir sayfa açıyorlar ve AB'nin eline yeni bir koz veriyorlar" diye değerlendiriyor ve kadın-erkek eşitliği için çalışan "TCK Kadın Platformu"nun taleplerinin TCK Taslağına yansımamasını eleştiriyor.
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler'den Liz Amado da TCK'da tek sorunun zina olmadığına dikkat çekerek, bu sorunların üstüne zinanın suç olarak gündeme gelmesinin çağdışı ve ayrımcı zihniyetin ifadesi olduğunu, devletin özel yaşama müdahalesini meşru kıldığını söylüyor.
Amado, "TCK Tasarısı bu haliyle yasalaşırsa namus cinayetleri, bekaret kontrolleri ve ayrımcılık devam edecek" diyor.
İktidar ve muhalefet AB'ye girme engeli mi oluşturuyor?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Selma Acuner, zina konusunu AB müktesebatı açısından değerlendirmenin mümkün dahi olmadığı görüşünde:
"Çünkü Avrupa ülkelerinin hiçbirinde "zina" suçtur diye bir uygulama yok. "Zina" hepsinde boşanma nedeni."
Dr. Acuner "Üstelik Anayasa Mahkemesi, 1996, 1998 ve 1999'da aldığı kararlarla 'zina'nın suç oluşturması hükmü iptal edildi; dolayısıyla TCK'dan kaldırılmış bir maddeyi tekrar sokmaya çalışıyorlar" diyor.
Bu bakımdan AB'nin "Türkiye'de zina suçtur" diye bir uygulamayı raporlarını hazırlarken dikkate almadığını belirten Dr. Acuner, "AB 'zina'nın suç oluşturması hükmünün kaldırılmış olduğunu varsaydığı için bununla ilgili eleştirilerini raporlarına koymadı. Şimdi hem AKP hem CHP yeni bir sayfa açıyor ve yeniden sil baştan AB'nin eline yeni bir koz veriyorlar. AB yeni sayfayı nasıl değerlendirecek? Endişem, yeni bir müzakere koşulu ortaya çıkacak" diyor ve ekliyor:
"Zina TCK içinde olduğu için siyasi kriterler kapsamına giriyor. İktidar ve muhalefet bir taraftan Türkiye'nin AB'ye girmesinin istiyoruz derken, diğer taraftan kendi elleriyle bir engel mi oluşturmaya çalışıyorlar. Bence sorulacak soru budur."
İnsanlar arasında özel ilişkileri cezalandırma
"Zina"nın yeniden suç oluşturması talebini "İnsanlar arasındaki özel ilişkileri cezalandırma mantığının bir sonucu" olarak niteleyen Dr. Acuner'in, TCK ve sosyal açıdan değerlendirmesi şöyle:
"TCK yalnızca cinsel istismar ve cinsel saldırıyı suç olarak görür ve cezalandırır. İkincisi bunu ailenin bütünlüğünün koruma amacıyla yaptıklarını söylüyorlar. Ailenin ayaklarından bir tanesini cezalandırarak, sonra da insanları yeniden aynı çatı altında yaşamaya zorlayarak, nasıl bir aile düzeni kurulur? Nefret üzerine sağlıklı bir aile kurmak mümkün mü? Cezalandırma sistemi ile saplıklı aile oluşturulabilir mi? Bütün bunları düşünmek lazım."
Bir toplumda yasaların yalnızca bu gün için değil 50 yıl sonrayı düşünerek çıkartılması gerektiğini vurgulayan Dr. Acuner, iktidarın argümanlarını şöyle yanıtlıyor:
"Sürekli Türkiye'nin toplumsal yapısı diyorlar. Bence Türkiye'de toplumun zihniyeti politikacılardan daha önde. İnsanlar daha açık, daha demokratik ilişkiler kurmaktan yana. Erkekler ve kadınlar birbirlerinden korkmak istemiyorlar."
Kadınların talepleri dikkate alınsın
Dr. Acuner, Türkiye'de yoksulların yüzde 70'ini kadınların oluşturduğuna dikkat çekerek, "Bence yapılması gereken kadınları yoksulluktan, şiddetten nasıl kurtarırız diye düşünmek. Kadın-erkek eşitliği için çalışan 'TCK'da Kadın Platformu'nun taleplerinin yerine getirilmesi daha iyi olur. Ekonomik özgürlüğünü elde etmiş, bağımsız hiç bir kadın, kendini aldatmış eşiyle birlikte oturmaz" diyor.
"Üstelik 'zina'nın suç oluşturması namus cinayetlerini de körüklüyor" diye konuşan Dr. Acuner, "Halen TCK 29. maddesine göre 'erkeklerin bireysel olarak namuslarını korumak için işledikleri cinayetlerde haksız tahrik hükümleri saklıdır' deniliyor. Yani ceza indirimi yargıcın takdirine bırakılıyor."
Zina hiçbir hukuk devletinde suç teşkil etmez
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler sözcüsü Liz Amado, "Avrupa Birliği (AB) içinde hiçbir ülkede zina suç teşkil etmiyor; iktidar ve muhalefet AB'ye girme konusunda önlerine engel çıkarıyor" diyor ve AKP ile CHP arasındaki "zina"ya ilişkin tartışmaları şöyle değerlendiriyor:
"Şöyle bir durum var. Laiklik adına CHP bu tavizi vermeyi düşünüyor. Ama bu ancak Şeriat yasalarında suç teşkil eden bir eylem. Ayrıca bu, anayasal hakları ve Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi'ni ihlal ediyor. Çünkü devletin özel yaşama müdahalesini meşru kılıyor."
Amado, bir başka noktaya daha işaret ediyor: "Yeni TCK tasarısında cinsel suçlar "Kişilere Karşı Suçlar" kapsamında "Beden Bütünlüğüne Karşı Suçlar" bölümünde ele alınıyor. Zinanın tekrar suç oluşturacak şekilde gündeme gelmesi, bireyin hak ve özgürlüklerini koruyan bu bakış açısına, dolayısıyla bu maddelere de ters düşüyor."
Zinanın suç oluşturması önerisi geri çekilmeli
Liz Amado "zina"nın yeniden hem erkek hem kadın için suç oluşturmasının iddia edilenin aksine, Türkiye'de eşit olarak uygulanmayacağını düşünüyor ve görüşlerini şöyle açıklıyor:
"İktidar ve muhalefet güç oyunlarına ve pazarlıklarına kadınları alet ediyor ve namus cinayetleri, bekaret kontrolleri, ayrımcılık gibi konularda Tasarıda gerekli değişiklikleri yapmak yerine suni gündem yaratıyor."
"Zina TCK kapsamına alınırsa ve kadınların talepleri yerine getirilmezse, TCK reformu eşitlik ve demokratikleşme yolunda ileri bir adım atmaktansa, Türkiye'yi geriye götürecek, Türkiye'de kadının insan hakları ihlalleri devam edecek. "
Kadınlar 14 Eylül'de Meclis önünde
14 Eylül'de Türkiye'nin her yerinden kadınların TBMM önünde olacağını ve ayrımcı bakış açısını geri getirmeye çalışan düşünceye karşı çıkacağını açıklayan Liz Amado, Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler olarak taleplerini şöyle sıralıyor:
* Zinanın bir suç olarak TCK kapsamına yeniden alınması önerisi geri çekilmelidir.
* "Nitelikli insan öldürme" maddesine alınan "töre saiki" ifadesi "namus saiki" olarak değiştirilmelidir.
* "Bekaret testleri" tamamen yasaklanmalıdır.
* "Ayrımcılık" maddesine "cinsel yönelim" ifadesi tekrar eklenmelidir
* 15-18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı cinsel ilişkilerine getirilen yaptırımlar kaldırılmalıdır.
* "Müstehcenlik" maddesindeki ifade hürriyetini kısıtlayıcı ifadeler çıkartılmalıdır. (YS/BB)