Diyarbakır’daki saldırıyla ilgili soruşturma başlatıldı

Diyarbakır'da Swing Amed adlı dans grubunun Tema Park'ta iki gün önce (9 Haziran) düzenlediği "Caz Pikniği" etkinliğine, bir grubun tekbir getirerek saldırması ve saldırıda yaralananların olması kentte tepki çekti. 

Saldırganlar hakkında yapılan suç duyurusu sonrasında soruşturma başlatıldı. 

Saldırıya uğrayanlarla beraber, kitle örgütü temsilcilerinin olduğu Kent Konseyi, bugün Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.

“Toplumsal barışa zarar veriyor”

Diyarbakır Kent Konseyi adına basın açıklamasını Elif Turan okudu. Turan, Diyarbakır'da son üç yıldır sanata yönelik farkındalık yaratmak için düzenlenen "Caz Piknikleri" etkinliğine yapılan sözlü ve fiziki saldırıyı kınadı. 

Kamusal mekânlarda toplanma özgürlüğüne müdahalelerin kabul edilemez olduğunu belirten Turan, bu saldırının toplumsal barışa ve birlikte yaşam kültürüne zarar verdiğini vurguladı. Kent Konseyi, saldırıya karşı tüm toplum kesimlerini sorumlu davranmaya ve şiddet içeren saldırılara karşı tavizsiz bir tutum almaya davet etti. 

Turan, ayrıca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın etkin bir soruşturma yürüterek failleri tespit etmesi ve cezalandırması gerektiğini belirtti.

Diyarbakır’da dans eden gruba tekbirli saldırı

10 Haziran 2024

“Kimse gözaltına alınmadı”

Avukat Gözde Engin, saldırıya maruz kalanların avukatı olarak yaptığı açıklamada, saldırıda ciddi şekilde yaralananların olduğunu ve çok sayıda dansçının da darbelere maruz kaldığını ifade etti. Engin, soruşturmanın hâlâ sürdüğünü ve henüz kimsenin gözaltına alınmadığını belirtti. 

Bölgedeki güvenlik kameralarının henüz incelenmediğini ve olay anında parkta sadece dört sivil kolluk memurunun bulunduğunu dile getiren Engin, Diyarbakır Barosu ve çeşitli hak örgütlerinin bu sürecin takipçisi olacağını vurguladı. Bir swing dansçısı olarak da açıklama yapan Engin, saldırının belirli bir sanat okuluna ya da dansa yönelik olmadığını, sokağa çıkma ve özgürce giyinme hakkına yönelik bir müdahale olduğunu belirtti. 

Engin, bu tür müdahalelerin yaşam tarzına yönelik bir tehdit olduğunu ve bu konuda ortak bir ses çıkarılmadığı takdirde, gelecekte daha büyük kısıtlamalarla karşılaşılabileceğini ifade etti. (İY/TY)