Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu ve Engelliler Komisyonu, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Dairesi Başkanlığı'nın yarın düzenlenecek lansmanı öncesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Novotel’de "Yerel Yönetimlerde Engelli Politikaları ve Uygulamaları" çalıştayı düzenledi.
Çalıştaya, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Doğan Hatun, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, Cizre Belediyesi Eş Başkanları Güler Yerbasan ve Abdurrahman Durmuş ve Diyarbakır ilçe belediyelerinden eş başkanlarından yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi, engelli dernekleri başkanları ve temsilcileri, baroların engelli hakları komisyonları ve bu alanda çalışma yürüten akademisyenler ve aktivistler katıldı. Çalıştay boyunca tüm sunumlarda işaret dili çevirisi yer aldı.
“Adil yaşamı sağlayana kadar pozitif ayrımcılık yapacağız”
Açılış konuşmasını Diyarbakır Belediye Eş Başkanı Doğan Hatun yaptı.
Diyarbakır başta olmak üzere ülkenin tamamında engelliler için kamu hizmetinin olmadığını hatırlatarak sözlerine başlayan Hatun, “Kamunun bütçesini ayarlarken amasız herkesi gözetmek istiyorduk. Yerel yönetimler engelliler için eşit bit yaşam sunmuş değil. Biz bu bütçeyi adil bir şekilde paylaştıracağız. Hatta maalesef bu zamana kadar adil olmadığı için de pozitif ayrımcı bir bütçe olarak ayarlayacağız” dedi.
“Adil yaşamı sağlayana kadar pozitif ayrımcılık yapacağız” diyen Hatun, şöyle konuştu:
“Bizim bir daire başkanlığına ihtiyacımız vardı ve Van, Mardin ve Amed olarak koordine bir şekilde bunu kurduk. 8 yıllık bir tahribat süreci yaşandı ve bu sadece ekonomik bir tahribat değildi. İnsan zihnini bile tahribat eden bir süreçti. Biz bu tahribatla halen mücadele ediyoruz. Biz Engelli Daire Başkanlığını küçücük bir adım olarak görüyoruz. Ülkede bu konu gündem olmadığı için büyük gözükse de bu küçük bir adımdır. Her zaman gelişimin önündeki engelleri aşmaya devam edeceğiz”
DEM Parti Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi de 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Bir maskeli baloya şahit oluyoruz. Engelli kelimesinin takla attırıldığı, her türlüsünün kullanıldığı, sağlamcılığı içeren ve bu kültüre bir taş daha koyan bir gün haline geldi. Eyleme dönmeyen bir sözün hükmü yok. Manifestomuzda görüldüğü üzere bu alanda en çığır açıcı çalışmaları yaptık, sözü kurduk. Biz bu sözü eyleme geçiremezsek inanmayın. Sözün eyleme geçmiş halini hep birlikte konuşacağız. Bizler kent beyannamemizi hazırlarken Engelli Daire Başkanlıkları kurulacak demiştik. Genel seçim beyannamemizde Engelliler Bakanlığını kuracağımızı söylemiştik. Bizden sonra başka partiler de bunu gündemine aldı."
“Sorun normalin inşa ettiği toplum”
Kapsayıcılık, normallik ve sağlamcılık başlıklarını ele alan EEH Dergisi editörü ve Engelsiz Erişim Derneği üyesi Burak Sarı, “Buraya gelirken içim çok rahattı. Çünkü biz aynı bakış açısına sahibiz. Biz engelliliği bir eksiklik bir kusur olarak görmüyoruz. Sistemin ihtiyaçlarına göre yarattığı sağlamcılığın bir sorunu olduğunu düşünüyoruz. Normalin inşa ettiği bir toplum var. Bütün sorun buradan kaynaklanıyor. Aslında engellilik toplumun sorunu bedenin kişinin sorunu değil. Bize dayatılan bir normal var ve o normalin içine sığmayan herkes ötekileştiriliyor. Kentler, yaşam alanları erişilebilir değil. Tam anlamıyla erişilebilirlik nasıl sağlanır? Kapsayıcılıkla gerçekleşir” dedi ve şöyle devam etti:
“Biz özel gereksinimli değiliz. Bu toplumun eşit bireyleriysek, normal kalıbına giren insanlar, çoğu işini problem yaşamadan hallediyorsa bu imkan bize de sağlanmalı. Sakatlığın tekrar ideolojik tanımını yapmak ve tekrar sakatlık ideoloji oluşturmak bunun ışığında bir pratik örmek çok önemli. Birbirimizi anlayıp birbirimizin örselendiği noktaya birlikte tepki vermeliyiz.”
Çalıştayın devamında otistik aktivist, özel eğitim öğretmeni Devrim Nesin ve özel eğitim öğretmeni, akademisyen Fırat Keser'in Türkiye’deki engelliler için eğitim modellerini anlattı.
"İnsan Hakları Kenleri"
Engelli hakları insan hakları mücadelesinin önemli bir noktasında duruyor diyen SolFaSol Gazetesi’nden Mehmet Onur Yılmaz, engelliliğe bu bakış açısı Kürt mücadelesinin eş başkanlık kadar önemli bir katkısı olduğunu vurguladı. Ardından ‘İnsan hakları kentleri’ sunumunu yaptı.
Altı Nokta Körler Derneği Başkanı Fermani Kunter Türkiye’de engelliliği anlattı.
Kunter, engelliliğin bir kader olmadığını ve engellilerin sorunlarına sadece özel günlerde değil yılın tüm günlerinde yer verilmesi gerektiğini vurgulayıp, “Bizleri sadece şov yapmaya yönelik günlerde hatırlıyorlar. Bizler bunu kabul etmiyoruz” dedi.
"Son 10 yıldır engelli hakları geriye gidiyor"
Çalıştayın ikinci oturumu Adana, İstanbul, Ankara Barosu Engelli Hakları Komisyonlarından Av. Özlem Kara, Av. Hüseyin Varol, Av. Cemre Çelik, yerel yönetimler için erişilebilirlik stratejilerini anlattı.
Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygı, “2794 TL engelli aylığı. 24 saat bir engelli kişiye bakan kişi bu kadar para alıyor. Çalışabilir engelli oranının yarısı sadece herhangi bir iş kolunda çalışıyor.
Kamu da ve özel sektörde nörotipik engelliler bu çalışma kotasının içinde hemen hemen hiç yoklar. Son 10 yıldır engelli hakları ve örgütlüler geriye gidiyoruz” dedi.
Arttırılmış ayrımcılık
Kedi Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen, otistiklerin arttırılmış ayrımcılığa uğradığını belirterek, erişilebilirliğin ise sadece fiziksel engellilere yönelik uyguladığını söyledi. Ardından İzmir’deki belediyenin erişilebilir olması için verdiği mücadeleleri ve kendi deneyimlerini aktardı.
Çağlar Karsantı Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Derneği yönetim kurulu üyesi Birleşmiş Milletler Engelli Hakları İlişkin Sözleşmesi’nin Yerel Yönetimlerde uygulanabilirliği başlıklı sunumunu yaptı.
Karsantı, Belediyelerin evrensel tasarıma, engelliliğin kendi içindeki çeşitliliği dikkate alması, ayrımcılığı yasaklayıp eşitliği tescil etmesi, bireylerin kendi hakları hususunda bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti. Yerel Yönetimlerin danışmanlık sunması ve bunun erişilebilir olması gerektiğini vurguladı.
Karar alma mekanizmalarında tüm hak öznelerinin bulunması gerektiğini de söyleyen Karsantı, kesişimselliğe ve engellilerin çeşitliliğine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıştırılmış veri analizi toplanması gerektiğini de söyleyen Karsantı engelli nüfus araştırmasının engelli nüfus kartlarına başvuranların baz alındığını ve bu bilgiyi bakan yardımcısından aldıklarını söyledi.
"Engelli kadınların görünürlüğü daha az"
Programın dördüncü oturumunda Özgür Yurttaş gazetesi Genel Yayın yönetmeni Elif Gamze Bozo, “Engelli kadınlar, yerel ve medya yansıması” başlıklı sunumunu yaptı.
Medyadaki dil değiştiği zaman, engelli kadınların siyasetteki yeri de yok sayılıyor. Her partide engelli erkeklerde daha görünür. Neden evlerdeyiz neden ataerkinin kurallarıyla karşı karşıyayız? Engelli kadınlar eğitimde istihdamda adalete erişimde arka planda ve söz ve yetki kararları da aileye bırakılmış. Yerel Yönetimlerde de kadınlar özelinde çalışma yok umarım bundan sonraki süreçte bizler burada daha fazla bulunabiliriz" ifadelerini kullandı.
"Engelli kadınların uğramış olduğu şiddetin verisi yok"
bianet kadın haberleri editörü Evrim Kepenek, erkek şiddeti engelli kadınlar ve medya konularını işlerken, “Medyanın hali hazırdaki sorunlu dilini biliyoruz ama engelli kadınlar konusunda da bu sorunu görüyoruz” sözleriyle başladı.
Kepenek, "Türkiye’de maalesef engelli kadınların uğramış olduğu şiddetin verisine ulaşmak çok zor. Biz bianet’teki Erkek Şiddeti Çetelesi’nde basına yansıyan şiddeti veriliyoruz. Ancak bu olayların hepsi basına yansımıyor" dedi.
Kepenek, engelli kadınların yüzde 35’inin şiddete maruz kaldığını belirtti. Şiddete maruz kalan kadınların yalnızca yüzde 33’ünün yargıya başvurduğunu da ekledi.
"Haberlerde fail aklayıcı dil kullanılıyor"
Haberlerde engelli kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel şiddetin nasıl yansıtıldığını haber dillerinin fail aklayıcı olduğunu vurguladı. Haberlerde erotik dil kullanıldığını, cinsel saldırıların detaylı bir şekilde yazıldığını anlattı. Ve haberlerin ‘münferit bir sorun’ olarak yansıtıldığını dile getirdi.
Bütün bu hak ihlallerinin karşısında engelli kadınların da haklarının İstanbul Sözleşmesi’yle güvenceye alındığını ve sözleşmenin kapsamlı bir şekilde tüm kadınları koruyabileceğini söyleyerek sunumunu sonlandırdı.
"Engelliler karar verici olmalı"
Engelli Konfederasyonu'ndan Neslihan Kanuncu, engelli haklarını konuşurken engellilerin karar mercii olması gerektiğini vurguladı. Engellilerin haklarından ya da erişebilecekleri hizmetlerden haberdar olması gerektiğini söyleyen Kanuncu, belediyenin bu konuda çalışma yapması gerektiğini söyledi.
Çalıştay soru ve cevapların ardından son buldu.
(ED/AD)