Fotoğraf: Evrensel
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı'na dava açarak Kanal İstanbul Projesinin ÇED Raporu hakkında verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi.
TIKLAYIN - Kanal İstanbul'un ÇED Raporu Kabul Edildi
Kanal İstanbul projesinin ekolojik, kültürel, ekonomik ve kamusal yarar açısından taşıdığı yaşamsal tehditlerin bir bir sıralandığı dava dilekçesinde, ÇED raporu hazırlanırken halkın katılımının ve kurum, kuruluş, yurttaş itirazlarının yok sayıldığı vurgulandı.
TIKLAYIN - Karaburun: "Bütün Köy Beton mu Olacak?"
DİSK Genel Kurulu hatırlatıldı
DİSK Genel Kurulunda kabul edilen karar tasarısındaki, "...DİSK, ekolojik bir felaketin ve iklim değişikliğinin toplumsal yaşamı derinden etkilediğinin bilinciyle, emekçiler için insanca bir çalışma ortamı ve yaşam talebinin insanca yaşanacak bir çevre olmadan mümkün olmadığının altını çiziyor” ifadesine yer verilen dava dilekçesinde, Kanal İstanbul Projesi vb. çevre felaketine yol açacak uygulamalara karşı dava açmak dahil her türlü hukuksal girişimde bulunması için yönetim kuruluna yetki verildiği ifade edildi.
Dava dilekçesinin sonuç bölümünde şu görüşlere yer verildi:
"Başta uluslararası hukuk ve sözleşmeleri, anayasa ve ulusal mevzuat olmak üzere, kamu yararına, bilim, teknik ve şehircilik ilkelerine ve iklim değişikliği kriterlerine aykırı olarak, bilimsel teknik ilke ve standartlar esas alınmadan, fizibilitesi dahi yapılmadan ortaya atılan ÇED raporları, gerek kapsam ve içerik gerekse usul ve yaklaşım olarak kabul edilemez”
DİSK'in dilekçesinde bu görüşler ve saptamalar doğrultusunda "ÇED Olumlu” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi.
Kanal İstanbul projesi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu dönem 2011'de yaptığı bir konuşmada "yeni bir İstanbul" hedefinden söz etti. "Çılgın proje" olarak sunulan bu planın içinde Kanal İstanbul adı da ilk kez duyuldu. "Çılgın proje"de neler var?Haliç Kongre Merkezi'nde 2011'de yapılan toplantıda projeye ilişkin temel bilgiler açıklanmıştı. Buna göre projenin alanı kuzeyde Karadeniz kıyısında eski taşocakları olarak bilinen alanı kapsarken, doğuda Sarıyer, batıda ise Karaburun'a kadar uzanıyordu. Sarıyer Merkez, Kemerburgaz, Göktürk ve Arnavutköy'deki yerleşimler proje dışında bırakılırken, orman sınırından itibaren ormanın bozulmuş alanları projeye dahil edildi. Tarihi sit alanı olan Sarıyer bölgesi, projenin doğu sınırını oluşturuyordu. Çalışma alanı 33 bin 500 hektar olarak belirlendi ve Arnavutköy, Eyüp ile Sarıyer ilçelerinin sınırlarında yer aldı. Çalışma alanının sınırları içinde toplam nüfusu 41 bin 749 olan 21 köy bulunuyordu. Projenin en önemli ayağı ulaşımda entegrasyondu. Bugün bu projede hedeflenen 3. Köprünün yapımı bitti. 3. Havalimanının inşaatı sürüyor. Bakan Arslan Kanal İstanbul için "ilk kazmanın bu yıl vurulacağını" söyledi. Torba yasayla bölge ranta açıldıMayıs 2016'da 20 kanunun toplam 32 maddesinde değişiklik yapıldı. Mera Kanununa eklenen ek madde ile Kanal İstanbul'un bulunduğu bölgenin imara açılmasına ön ayak oldu. Yasaya getirilen "otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol" ibaresinin dahil edilmesiyle de Kanal İstanbul'a bağlanan yolların ücretli olacağı sonucuna varıldı. 2018'de rotası açıklandı2018'de dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan projenin güzergahını nihayet açıkladı. Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu oluşturacak kanalın Küçükçekmece Gölü'nden başlayarak, Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridoru boyunca 45 kilometre olacağını söyledi. |
(EMK)