Cinayetten sekiz buçuk ay sonra devlet içinde cinayeti önleyemeyen, katil zanlısı O.S. ile anı fotoğrafı çektiren ve varsa bir cinayet planının parçası olanların hala tespit edilemediği yargılama, düşünceyi ifade özgürlüğünü savunanları endişelendiriyor.
Bianet, Dink davasından bugüne kadar yaşananları ve adaleti arayanlar açısından gelişen zorlu süreci bir kez anımsatmak amacıyla sürecin kronolojisine yer veriyor.
Dink davasının kronolojisi
Cinayet davası 2 Temmuz 2007 tarihinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşma O.S.'nin 18 yaşından küçük olması nedeniyle basına kapalıydı. Türkiye çapında 500'ü aşkın avukat davada müdahil vekilliği için yetki belgesi verdi.
12,5 saatte tamamlanan 1. celsede mahkeme, 12'si tutuklu 18 sanığın sorgusunu tamamladı ve sanık vekilleri ile müdahil avukatlarının taleplerini dinledi. Duruşmanın ilk celsesinde sanıklar Salih Hacısalihoğlu, Veysel Toprak, Osman Alpay ve İrfan Özkan hakkında tahliye kararı verildi.
Dink'in avukatlarından tahliyelere itiraz
Tutuksuz yargılanacak olan bu sanıklar arasında yer alan Hacısalihoğlu'nun suikastte kullanılan mermileri temin eden kişi olduğu iddia ediliyordu. Dink Ailesi avukatlari bu karara itiraz ettiler (10 Temmuz 2007). İtirazı değerlendiren İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi talebi reddetti. (13 Temmuz 2007)
Hakim, duruşma savcısı ve müdahil avukatların, soruşturmanın genişletilmesine ilişkin taleplerini uygun bularak araştırılması gereken konuları hükme bağladı.
Mahkeme Dink'i tehdit edenleri araştıracak
Cinayet sonrası katıldığı bir toplantıda cinayeti övücü ifadeler kullandığı öne sürülen emekli albay Hüseyin Mümtaz Bayazıtoğlu'nun telefon dinleme kayıtlarının da istenmesini kararlaştıran mahkeme, Sabiha Gökçen haberinin ardından Agos önündeki eylemin görüntüleri, Ermeni Konferansı'nı protesto gösterileri ile Hrant Dink'in 301. maddeden yargılandığı dava sırasındaki görüntülerin de emniyetten istenmesine karar verdi. Mahkeme, İstanbul Valiliği'nde Dink'le yapılan görüşme sırasında orada bulunan emniyet görevlilerinin de valilikten sorulmasını istedi.
Turgut hakkında disiplin soruşturması
Cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, mahkeme önünde bekleyen gazeteci ve avukatlarla tartışarak, "Hepiniz Ermenisiniz, hepinizde Ermeni pasaportu var" dedi.
Müdahil avukatları Turgut'un mahkemedeki sözlerine de tepki gösterdi. Turgut hakkında üyesi bulunduğu İzmir Barosu'nda disiplin soruşturması açıldı.
"Devlet Dink'in kalemini kırdı"
Davada tutuklu yargılanan Tuncay Uzundal, cezaevinden savcılara yazdığı bir mektupta, polislerin kendisine "Devlet Dink'in kalemini kırdı" dediğini öne sürdü.
Cinayet hazırlıklarının yapıldığı dönemde Erhan Tuncel ile aynı evde oturan Uzundal, ifadesinde Yasin Hayal, O.S. ve Erhan Tuncel'in cinayete hazırlık toplantılarına tanık olduğunu anlatmıştı.
Tuncel: Cinayeti önceden haber verdim
Davanın kilit isimlerinden Erhan Tuncel ifadesinde, Hrant Dink'in gazetenin önünde ensesinden vurulacağını dahi Emniyet'e bildirdiğini, bu bilgileri aktardığını bilen sekiz emniyetçinin isimlerini verebileceğini ve onların kendisine tanık olacağını belirtti.
Yasin Hayal'in eniştesi ve aynı zamanda Jandarma muhbiri olduğu iddia edilen Çoşkun İğci hakkında, Hrant Dink'in öldürülmesine "yardım etmek" ve "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan dava açıldı.
İhbarcı enişte İğci de yargılanacak
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, İğci'nin Trabzon Jandarma Komutanlığı istihbarat biriminde görevli Engin kod ve onunla birlikte hareket eden istihbarat görevlisiyle görüşerek, Trabzon'da hazırlık aşamasındaki ve gerçekleştirilen suçlarla ilgili bilgileri aktardığı,Yasin Hayal hakkında da bilgiler verdiği kaydedildi.
İğci hakkında açılan davanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana dava ile birleştirilmesi de talep edildi. (19 Temmuz)
Sadece iki jandarmaya soruşturmaya itiraz
İğci'nin cinayeti jandarma istihbarat birimlerine haber verdiği şeklindeki ifadeleri üzerine Trabzon'da görevli iki jandarma hakkında soruşturma açılmasına izin verildi. Dink Ailesi avukatları İl İdare Kurulu'nun bu kararına karşı, bölge idare mahkemesine itirazda bulunarak, hakkında soruşturma yapılan tüm istihbarat görevlileri ve onların amiri konumunda olan jandarma görevlileri hakkında dava da açılmasını talep ettiler, fakat bölge idare mahkemesi bu taleplerini reddetti.
Samsun'da sadece iki görevliye dava
Katil zanlısı O.S'nin, Samsun Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında jandarma ve polislerle birlikte çektirdiği bayraklı görüntülere ilişkin jandarma görevlileri hakkında yapılan soruşturmada, yalnız iki emniyet görevlisi hakkında dava açıldı.
Samsun Cumhuriyet Savcılığı, şüpheli O.S.'yi TEM çay ocağına alıp fotoğrafların çekilmesine izin veren şube müdür vekili Metin Balta için ''ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak'' suçundan 6 ay ile 2 yıl, komiser İbrahim Fırat'ın da ''soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek zanlıya ait fotoğrafların görsel ve yazılı basında yer almasına sebebiyet vermek'' suçundan 1 ile 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep etti.
"Samsun'da tüm sorumlular yargılanmalı"
Hakkında soruşturma açılan 21 şüpheli hakkında Samsum Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi. Avukatlar, takipsizliğe itiraz etti.
Eylül ayında konuyla ilgili ifadeleri alınan Dink ailesi, Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davaya müdahil olmak istediklerini ve şikayet dilekçesinde belirttikleri tüm sanıklardan ve şüphelilerden şikayetçi olduklarını tekrarladılar. (18 Eylül 2007)
Trabzon'da herkes görevini en iyi şekilde yapmış...
Cinayet soruşturmasını yürüten Istanbul Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Emniyet görevlilerinin, görevlerini ihmal ile suçun önlenmesinde memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getirmedikleri iddiasiyla, bu görevliler hakkında soruşturma yapılmak üzere, evrakı Trabzon Cumhuriyet Savcılığı'na göndermişti.
Soruşturmayı yürüten müfettişlerin hazırladıkları ön inceleme raporunda,"iddianın aksine, Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin suçların önlenmesi hakkındaki memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getirdikleri, üzerlerine atılacak herhangi bir kusur bulunmadığı, öte yandan Hrant Dink'in öldürüleceği konusunda 17 kez ihbar yapıldığı iddiasının doğru olmadığı" tespitinde bulundular.
Avukatlar Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu
Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu, ön inceleme raporuna itibar ederek haklarında soruşturma yürütülen, "Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit ve Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verdi. (7 Ağustos 2007)
Dink ailesinin avukatları karara itiraz ederek Trabzon Bölge İdare Mahkemesine bu kararının bozulması ve haklarında ön inceleme yapılan Emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılmasına karar verilmesi talebinde bulundu.
"Gizli" diye verilmeyen belgelere zorla ulaşıldı
Dink ailesinin avukatı Bahri Bayram Belen, Trabzon Valiliğinin bazı emniyet görevlileri hakkında soruşturma izni vermemesi kararıyla ilgili dosyayı incelemek ve fotokopi almak için Valilik makamına dilekçeyle başvurdu.
Belen, dosyanın, içindeki bilgiler gizli olduğu gerekçesiyle kendisine verilmediğini söyledi. (13 Eylül) Dosyanın fotokopisi avukatların ısrarlı girişimleri sonucu daha sonra alındı.
Yasin Hayal ve Erhan Tuncel, Trabzon Cumhuriyet Savcılığı'nca haklarında soruşturma açılan Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ndeki bazı polis memurlarıyla ilgili olarak ifade verdi.
Trabzon emniyet görevlileri hakkında suçun önlenmesi konusunda memuriyet görevlerini ihmal ettikleri iddiasına Trabzon Valiliği soruşturma izni vermemişti. Bu karara avukatlar Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz ettiler.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 45. nolu ara kararıyla, başvuruda bulunan müdahil avukatların sayısının 23 ile sınırlandırılmasına karar verdi. Avukatlar bu karara itiraz ettiler. (EÖ)