Olay Türkiye'de ve yurtdışında büyük tepki gördü. Dink'in cenazesinde yüz binlece insan yürüdü.
Cinayetin ertesi günü bir kişi cinayet zanlısı olarak yakalandı. Ardından yürütülen soruşturmada birçok bağlantı ortaya çıkarıldı. 2 Temmuz'da soruşturma sonucunda açılan davanın ilk duruşması yapılacak.
Dink cinayetine gelen süreci ve ertesinde yaşananları derleyen gazeteci Mehmet Güç'ün hazırladığı kronolojiyi aktarıyoruz.
6 Şubat 2004 Gaziantepli bir Ermeni olan Hripsime Gazalyan'in Agos Gazetesi'nde yayınlanan anlatımlarında ilk kadın pilot Sabiha Gökçen'in 1915 olayları sonrasında evlat edinilen Ermeni çocuklarından biri olduğu ileri sürüldü.
24 Şubat 2004 İstanbul Valiliği'ne çağrılan Dink, iddialara göre burada bir vali yardımcısının yanında bulunan iki kişiden biri tarafından tehdit edildi.
25 Şubat 2004 Valilikteki olaydan bir gün sonra Mehmet Soykan adlı bir kişinin şikayet dilekçesi üzerine Şişli Cumhuriyet Savcılığı tarafından Hrant Dink'in başka bir yazısı için "Türklüğü aşağılamak" suçlamasıyla TCK'nın 301. maddesinden dava açıldı.
26 Şubat 2004 Agos Gazetesi önünde toplanan ve kendilerini Ülkü Ocaklarına mensup olarak tanımlayan bir grup, tehditler de içeren pankartlar açarak gösteri yaptı. Pankart ve sloganlarda "Akıllı ol", "Hesap sorulur", "Eli kırılır" gibi tehdit içerikli ifadeler dikkat çekti.
2 Şubat 2006 Avukatıyla birlikte Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na başvuran Hrant Dink, Bursa'nın Nilüfer İlçesi'nden Ahmet Demir adlı bir kişiden postayla gelen tehdit mektubunu vererek araştırılmasını istedi. "Sonunuz geldi, önce oğlunu sonra seni öldüreceğiz" yazılı mektuptaki "Ahmet Demir" ismi dikkat çekti.
19 Ocak 2007 Gazeteci ve Yazar Hrant Dink Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan Agos Gazetesi'nden çıkışında saat 15.00 sıralarında uğradığı silahlı saldırı sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Başına ve boynuna isabet eden üç kurşun sonucunda hayatını kaybeden Dink'in cesedinin] yakınında 3 adet boş kovan bulundu. [1] Otopsi raporuna göre kurşunlardan ikisi Dink'in kafasına arkadan saplanmıştı. [2] Görgü tanıkları, cinayeti işleyen kişinin 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz bereli olduğunu bildirdiler.
20 Ocak 2007 Cinayeti işleyen kişinin kimliğinin aynı gün akşam saatlerinde polisçe belirlendiği ve zanlı O.S.'nin yapılan takip sonucu 20 Ocak Cumartesi günü saat 23.00 sıralarında Samsun Otogarında yakalandığı açıklandı. Operasyonu jandarma ve polisin birlikte yürüttüğünü duyuran İstanbul Valisi Muammer Güler, katil zanlısının üzerinde cinayet silahı ve 'cinayetin simgesi' haline gelen beyaz berenin bulunduğunu da açıkladı.
Daha sonra sızan bazı haberlere göre O.S.'nin üzerinden bir de Türk Bayrağı çıkmıştı. O gece O.S., yakalandıktan hemen sonra Samsun Otogarı'ndaki jandarma karakoluna götürüldü, üç saat kadar burada kaldıktan sonra 02:00 sıralarında ise Samsun Emniyeti'ne götürüldü. O.S. sabaha karşı ise özel bir uçakla cinayeti işlediği İstanbul'a gönderildi.
20 Ocak 2007 Katil zanlısı O.S.'ye ait olduğu sanılan beyaz bere, kot mont, kot pantolon ve tişörtün Taksim-Levent metrosunun Şişli istasyonunda bekleyen metronun vagonunda bir poşet içinde bulunduğu açıklandı.
20 Ocak 2007 Katil zanlısı O.S.'nin bir süre futbol oynadığı Yeni Pelitlispor'un basın sözcüsü Hüseyin Hacıoğlu yaptığı açıklamada O.S.'nin cinayet işleyecek biri olmadığını ancak yönlendirilmiş olabileceğini söyledi.
20 Ocak 2007 BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu Gazeteci Hrant Dink'in katil zanlısı O.S.'nin partisinin gençlik örgütü olarak bilinen Alperen Ocakları ile hiçbir ilgisinin olmadığını açıklarken partisinin haksız yere hedef gösterildiğini söyledi.
21 Ocak 2007 Katil zanlısı O.S.'nin, Samsun'da yakalandıktan sonra jandarma karakolunda verdiği ilk ifadede "Cinayeti tek başına işledim. Dink'in internetteki yazılarını okudum, kanıma dokunuyordu öldürmeye karar verdim İstanbul'a gidip yaptım" dediği; İstanbul'a getirildikten sonraki ilk ifadesinde ise Suikast öncesi Trabzon'da yaylada atış talimi yaptıklarını, 10 genç arasında silahı iyi tutup hızlı koştuğu için kendisinin seçildiğini anlattı.
21 Ocak 2007 Başta Hürriyet olmak üzere bazı gazete haberlerine göre katil zanlısı O.S.'nin suikast sonrası Trabzon'a kaçışında otobüs biletini kimliği belirsiz bir kadının aldığı anlaşıldı ancak kadının kimliği öğrenilemedi.
21 Ocak 2007 İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısının bulunmadığını suikastın milliyetçi duygularla düzenlendiğini açıkladı.
21 Ocak 2007 12 Eylül askeri darbesinin lideri ve Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Marmaris'te gazetecilere yaptığı açıklamada Hrant Dink suikastının arkasında bir örgüt olabileceğini belirterek "Bu cinayet bir çocuğun veya yanındaki arkadaşlarının işi değil. Trabzon'a çöreklenmiş birileri var. 17 yaşındaki bir çocuk özellikle seçilmiş" dedi.
22 Ocak 2007 Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın Anadolu Ajansı'na dün yaptığı, "Örgütle bağlantısı yok, milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayettir" açıklamasını İstanbul Valisi Muammer Güler düzeltti. CMUK'a göre suçun örgütlü olup olmadığını belirleme görevinin savcılara ait olduğunu belirten Güler, "Soruşturmanın bu yöntemiyle ilgili olarak bizim yapacağımız bir açıklama yoktur. Biraz önce bültenlere düşen beyanla ilgili gerekli düzeltme yapılmıştır" dedi.
22 Ocak 2007 İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bir basın açıklaması yapan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, "Gazeteci Hrant Dink'in hunharca saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden milletçe duyduğumuz üzüntü sonsuzdur. Burada tesellimiz zanlının arkasındaki güçlerin önemli bir bölümünün yakalanmış olmasıdır" dedi.
23 Ocak 2007 Emniyet kaynaklı gazete haberlerine göre, O.S.'yi babası televizyon haberlerinde yayınlanan kamera görüntülerinden teşhis ederek ihbar etti, yapılan araştırmada O.S'nin Trabzon'a gitmek üzere kendi ismini kullanarak bilet alıp 34 JAZ 53 plakalı Metro Turizm otobüsüne bindiği anlaşıldı. Operasyon için en uygun yer olarak belirlenen Samsun Otobüs Terminali jandarma bölgesine girdiği için bu haber askeri yetkililere bildirildi.
23 Ocak 2007 Gazeteci Ertuğrul Özkök'ün yazısından "...Cinayeti işledikten sonra en önemli iki delili, silahını ve beyaz beresini atmamış. Polis bile hayretler içinde. Hiç kendi kendinize sordunuz mu:
"Niye bunları atıp delilleri yok etmemiş?" Cevabı çok basit. Trabzon'a dönüyor. Orada arkadaşlarına övüne övüne, "Hrant Dink'i ben öldürdüm" diyecek. Büyük bir ihtimalle arkadaşları, "Atma lan" diyerek dalga geçecekler. Yani inandıramayacak. İşte o nedenle delillerini de getiriyor. Sırf arkadaşlarını ikna edebilmek için. Beni işte bu ruh hali korkutuyor. Örgüt olsa, devletin istihbarat birimleri, güvenlik güçleri onu çökertir. Ama burada neyi çökerteceksiniz? Mahalleyi veya bir şehri mi?"
23 Ocak 2007 Yasin Hayal'in, cinayetten önce Trabzon'da yaşayan emekli bir albayla sık sık bir araya geldiği iddia edildi. Yasin Hayal'in, 'ulusalcı' görüşleriyle tanınan ve Trabzon'da etkili bir cemaatle de ilişkisi olan emekli albay H.M.B.'nin görüşlerinden etkilenerek Dink cinayetini planlamış olabileceği ileri sürüldü.
23 Ocak 2007 Hrant Dink'in katil zanlısı O.S.'nin, Cumhuriyet Savcıları'na verdiği 8 sayfalık ifadesinde son sözünün "Hrant Dink'i öldürdüğüm için çok pişmanım" olduğu öğrenildi. Sorgudan önce psikologlar tarafından gözetimden geçen O.S., dün saat 13.45'te savcılar tarafından sorgulandı.
23 Ocak 2007 O.S. ve Yasin Hayal'in yaşadığı Pelitli Beldesi'nde jandarma komutanlığınca belediye hoparlöründen "sivil kişilere bilgi verilmemesi yönünde uyarı anonsu yapıldığı açıklandı. (Milliyet)
23 Ocak 2007 Hrant Dink'in katil zanlısı O.S.'yi azmettirdiği iddia edilen Yasin Hayal'e talimat verdiği öne sürülen gözaltındaki KTÜ öğrencisi Erhan Tuncel''nin, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun Trabzon gezilerinin organizasyonunda görev aldığı ileri sürüldü. Yazıcıoğlu'nun Trabzon'da düzenlediği bir basın toplantısında çekilen fotoğrafta Tuncel, Yazıcıoğlu'nun arkasında görünüyor.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, gazeteci Hrant Dink cinayetine ilişkin gözaltına alınan E.T ile aynı fotoğraf karesinde yer almasıyla ilgili olarak, "BBP üyesi olduğunu sanmıyorum, ama Ocağa, gençlerin arasına gelmiş gitmiş olabilir. Her fotoğraftan bir suçlu mu ihdas edeceğiz" dedi.
23 Ocak 2007 Lig B Yükselme Grubu takımlarından Adana Demirspor Kulübü'nün hafta sonu sahasında yapacağı Alanyaspor maçında Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesini kınamak amacıyla sahaya "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz" yazılı pankartla çıkma isteği, Futbol Federasyonu tarafından uygun görülmedi.
23 Ocak 2007 Agos Gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi nedeniyle gözaltına alınan Erhan Tuncel'in, son 5 yıldır adli sicil kaydının bulunmadığı ortaya çıktı.
24 Ocak 2007 Emniyetteki sorgusunun ardından Beşiktaş adliyesine çıkarılan Yasin Hayal, gazetecilere "Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı" diye seslendi. Aynı gün adliyede azmettirici Yasin Hayal ile katil zanlısı O.S. ilk kez yüzyüze geldi. O.S.'nin bu yüzleşmede Hayal'e, "Onu niye bana öldürttün" dediği öğrenildi. O.S., "Yasin Hayal öldür" dedi "öldürdüm" diye ifade verdi. Milliyet
24 Ocak 2007 Hrant Dink suikasti için bir açıklama yapan Trabzon Valisi Hüseyin Yavuz, bir soru üzerine "Amatörce işlenmiş bir cinayet. İdeolojik örgüt yok. İsmini bildiğimiz kişi tarafından kullanılmış ve örgütlendirilmiştir. Teşvik edilmiştir" dedi.
24 Ocak 2007 İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, adliyeye sevk edilen O.S. ile Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 5 kişinin tutuklandığını belirterek, "Şüphelilere isnat edilen suçların vasıf ve mahiyetinden de anlaşılacağı üzere, sanıkların cürüm işlemek için silahlı bir teşekkül oluşturdukları sonucu çıkmaktadır" dedi.
24 Ocak 2007 Ankara Barosu Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı'na başvurarak, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in son yazısında söz ettiği ve "kendisini yazıları nedeniyle uyardığını" öne sürdüğü İstanbul Vali Yardımcısı ile yanındaki 2 kişi hakkında disiplin ve ceza soruşturması başlatılmasını istedi.
24 Ocak 2007 Adana'da bazı parti ve dernekler, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili aralarında İçişleri ve Adalet Bakanlarının da bulunduğu 7 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
25 Ocak 2007 Halen Sinop'ta yayınlanan Haber 57 Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Mete Çağdaş, Sinop Cumhuriyet Savcılığına başvurarak, Hrant Dink'in öldürülmesi nedeniyle atılan "Hepimiz Ermeniyiz" şeklindeki sloganların ve taşınan dövizlerin TCK'nın 301. maddesine aykırı olduğunu belirterek, cenaze tertip komitesi ve katılımcılardan davacı oldu.
26 Ocak 2007 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan Hrant Dink'in katil zanlısı beş kişi, ilk aşamada terör örgütü kurmakla suçlanmadılar. Davanın da bu yönde açılması durumunda zanlılar önemli avantajlar elde edebilecek.
28 Ocak 2007 Trabzonspor taraftarı Kayserispor maçında, "Hepimiz Türküz", "Hepimiz Trabzonluyuz", "Hepimiz M. Kemal'iz" pankartı açarken aynı gün oynanan Malatyaspor-Elazıoğspor maçında da benzer pankartlar açıldı.
30 Ocak 2007 Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün, Gazeteci Hrant Dink'in öldürüleceği ihbarında bulunan "kilit isim" Erhan Tuncel'den aldığı bilgiyi cinayetten tam 11 ay önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ilettiği iddia edildi. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milliyet'in konuya ilişkin sorusunu "Bütün iddialar araştırılacak" diye yanıtladı. D ink'in öldürülmesinin ardından Trabzon'da gözaltına alınan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğrencisi Tuncel'in "polis muhbiri" olarak saldırıyı planlama aşamasındayken emniyete bildirdiği iddialarının yankıları sürüyor.
1 Şubat 2007 ANKA ajansının haberine göre, Trabzon Emniyeti'nde görevli yetkili, Dink cinayetinin sanıklarının en son Ağustos-Eylül-Ekim döneminde 3 aylık mahkeme kararıyla dinlendiğini öne sürdü. McDonalds bombacısı ve Dink suikastı azmettiricisi Yasin Hayal'in başıboş bırakılmadığını ileri süren aynı yetkili, şu iddialarda bulundu:
"23 Ekim 2006 tarihinde dinlemenin yenilenmesi için mahkeme kararı istedik. Ancak ne olduysa o anda oldu ve şahısların polis bölgesinde ikamet etmediği gerekçesiyle soruşturma ve dinleme talebimiz kabul edilmedi. Ama bu tarihe kadar yapılan görüşme trafiğinde herhangi bir eylem belirtisi görünmüyordu.
Yasin Hayal ve grubuna yönelik yapılan çalışmalarda gözden kaçırılan en önemli nokta, bu kişilerin tamamının Jandarma bölgesi olan Pelitli'de ikamet etmesi. Bu arada biz haddimizi aşıp, İçişleri Bakanlığı'nın protokolle belirlediği emre karşı çıkıp bu bölgeden istihbarat topladık. Hatta bir şekilde dinleme bile aldık. Yaptığımız çalışmaları da yetkili mercilere ilettik. Fiziki takibi Jandarma fark edince kestik."
2 Şubat 2007 Katil zanlisi O.S'nin Samsun'da yakalandıktan sonra Atatürk'ün sözünün yazılı olduğu Türk Bayraklı poster önünde poz verdiği fotoğrafları ile jandarma ve polislerle birlikte çekilmiş video görüntüleri ortaya çıktı. TGRT'de yayınlanan görüntülerin jandarma karakolunda çekildiği ileri sürüldü ancak sonra bu yerin samsun emniyet müdürlüğü olduğu anlaşıldı.
Tüm görüntülerde jandarma ve polis görevlilerinin O.S.'ye kahraman muamelesi yaptıkları görüldü. (Daha sonra O.S.'nin Samsun Emniyet Müdürlüğü'ndeki çay ocağında bayraklı fotoğrafları çekilirken İl Emniyet Müdürü Mustafa İlhan ve görevli jandarma komutanı yüzbaşı Murat Bayrak ile bir savcının da orada olduğu saptandı. Söz konusu kasette O.S. ile birlikte görülen polis ve jandarma personelinin, daha önce kamuoyuna yansıyan kişiler olduğu belirlendi.
Ayrıca dijital ve eski sistem makaralı film kullanılan fotoğraf makineleriyle çekilmiş 50'ye yakın fotoğraf bulunurken, bazı görevlilerin cep telefonlarıyla yaptıkları kayıtlara da el konuldu.)
2 Şubat 2007 Geçen yıl düzenlediği "Yılın Faşistleri" adlı kampanyada, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e "Yılın faşistleri" sıralamasında 6'ncılığı veren Türk Solu dergisi, bu kampanyası mahkemelik olmasına rağmen yayınını sürdürüyor. Dergi, Dink'in öldürülmesinin ardından da suikasttan rahatsız olmadığını ifade eden yazılarla piyasaya çıktı.
Gökçe Fırat imzalı ve "Türkiye bir düşmanını kaybetti" başlıklı başyazıda, "Dink'in öldürülmüş olması onu bir basın şehidi ya da demokrasi şehidi yapmaz. Sonuçta o, yaşarken bu vatana karşı Ermeni tezlerini savunan bir Türk ve Türkiye düşmanıydı" denildi.
4 Şubat 2007 Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak tutuklanan ve "polis muhbiri" olarak çalıştığı ortaya çıkan üniversiteli Erhan Tuncel'in, Trabzon'daki McDonalds'a düzenlenen bombalı saldırının ardından mahkemeye polis zoruyla getirilmesinin istendiği duruşma tensip tutanağını Milliyet ele geçirdi.
Erhan Tuncel, karara rağmen hiçbir celsede hâkim karşısına çıkarılmadı ve adeta yok sayıldı. Tuncel'i dinlemek isteyen mahkeme de, daha sonraki duruşmalarda girişimde bulunmadı.
4 Şubat 2007 Afyonkarahisar Atatürk Stadı'nda, tribünler Hrant'ın katilini destekleyen sloganlarla "Hepimiz Ogün'üz" diye bağırdı ve beyaz bere taktılar.
5 Şubat 2007 Malatya İnönü Stadı'nda 28 Ocak Pazar günü oynanan Malatyaspor - Elazığspor karşılaşmasında, öldürülen Hrant Dink'in Malatyalı olması nedeniyle "Ermeni Malatya" yazılı pankart açan Elazığsporlu üç taraftara "bir yıl stada alınmama" cezası verilecek.
Elazığ Valisi Muammer Muşmal, pankartı açtığı belirlenen üç kişiye bugün yapılacak İl Spor Güvenlik Toplantısı'nda bir yıl statlara girmeme cezası verileceğini, bu kişilerin maç saatinde Emniyet'te gözetim altında tutulacağını açıkladı.
6 Şubat 2007 Hrant Dink suikastinin planlayıcıları arasında olduğu anlaşılan Erhan Tuncel'in, Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini Şubat 2006'da polise bildirdiği, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün de durumu Ankara'daki Emniyet Genel Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne rapor ettiği belirlendi.
Suikast planının, Emniyet'ten yaklaşık 5 ay sonra jandarma yetkililerine de ihbar edildiği ifade tutanaklarına geçti. Milliyet'in haberinde yer alan ifadelere göre, Yasin Hayal'in halasının eşi Coşkun İğci, 31 Ocak'ta Trabzon'da gözaltına alındı ve İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulandı. İğci sorgusunda, 2004'ten itibaren jandarmaya muhbirlik yaptığını ve Hayal'in Dink'i öldürme planını Temmuz 2006'da jandarma istihbaratından yetkililere bildirdiğini söyledi.
08 Şubat 2007 O.S. ve azmettirici Yasin Hayal'in oynadığı Pelitlispor futbol takımının sahası polis tarafından kapatıldı.
9 Şubat 2007 Hrant Dink suikastinin azmettiricisi olarak tutuklanan Yasin Hayal'in 2004'te Trabzon'da gerçekleştirdiği bombalama olayından sonra İstanbul'da yakalandığı evle, Dink cinayetini işlemek için kullanmayı tasarladığı evin aynı olduğu, müfettişlerin bu konuda İstanbul Emniyeti'nin ciddi bir ihmalinin bulunduğunu saptadığı öne sürüldü.
12 Şubat 2007 Trabzon Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç, Hrant Dink ile Şubat 2006'da işlenen rahip Andrea Santoro cinayetleri arasında bağlantı olup olmadığını belirlemek için, Santoro'nun katili 16 yaşındaki O.A.'yı bir yıl sonra cezaevinde iki kez ziyaret ederek, azmettirici olup olmadığını sordu. O.A. ise, Türk Ceza Kanunu'nun "etkin pişmanlık" hükmünü düzenleyen 168. maddesini de hatırlatan Genç'e, kendisini kimsenin azmettirmediğini söyledi.
15 Şubat 2007 Terör yoksa dinleme yok. İletişim İzleme Yönetmeliği'ne göre, terörist sayılmayan suç örgütü üyelerinin telefonlarını dinlemek zorlaştırılıyor. Gazeteci Hrant Dink ve rahip Santoro cinayetleri terör örgütlerinin faaliyetleri olarak nitelendirilmemişti
22 Mart 2007 Hrant Dink cinayetini azmettirdiği iddiasıyla tutuklanan "büyük ağabey" Erhan Tuncel'in, cinayetin ardından Trabzon istihbarat şubesinde M.Z. isminde bir polis memuru ile telefonla konuştuğu tespit edildi. 6 ay önce Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden Bartın'a tayini çıkan M.Z.'nin Erhan Tuncel'e, "Cinayeti sizinkiler mi işledi? Cinayet bana anlattığın gibi mi işlendi? Yasin mi vurdu?" şeklinde sorular sorduğu öne sürüldü.
Hrant Dink suikastının ardından soruşturmayı yürüten İstanbul polisinin elde ettiği bulgular, Dink cinayetine kadar gelen ihmaller zincirinin 2004 yılında Trabzon'da McDonald's'ın bombalanmasıyla başladığını, rahip Santoro cinayetiyle devam ettiğini ve Hrant Dink'in öldürülmesiyle son bulduğunu gösteriyor.
27 Mart 2007 Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan BBP Trabzon İl Başkanı Yaşar Cihan'ın, polise verdiği ifadede Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in Dink'i öldürme planı yaptıklarını Trabzon'da herkesin bildiğini söylediği ileri sürüldü. Gazete haberlerine göre Yaşar Cihan'ın polis ifadesinde "Onları bu plandan vazgeçirmek istedim ama ulaşamadım" diye konuştu.
Yaşar Cihan'ın oğlu Bahadır Cihan ise Erhan Tuncel'i üniversiteden tanıdığını, Yasin Hayal'le de mahalleden arkadaş olduklarını anlatarak, "Her ikisi ile Alperen Ocakları'nda samimi oldum. Dink cinayeti ile bir bağlantım yok. 1 yıldan beri her ikisi ile görüşmüyorum. benim görüşüme göre Erhan Tuncel başkaları tarafından kullanıldı" diye ifade verdi.
27 Mart 2007 Hrant Dink'in oğlu Arat ve kardeşi Orhan Dink, İstanbul Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten savcılardan Fikret Seçen'le görüştü. Dink'in öldürülmesiyle ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında ikinci kez savcılık makamına gelen Dink ailesi ve avukatları Arzu Becerik ile Savcı Seçen arasındaki görüşme yaklaşık 20 dakika sürdü.
Becerik, daha sonra bir açıklama yapacaklarını belirtirken, Arat ve Orhan Dink soruları yanıtsız bıraktı. Dink ailesi, 15 Mart'ta da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelerek, soruşturmayla ilgili kaygı ve taleplerini içeren bir dilekçe sunmuştu.
28 Mart 2007 Hrant Dink suikastinin kilit ismi Erhan Tuncel'in Trabzon'da gözaltına alındığı sırada, polisin kendisine diğer zanlıların ifadelerini okuduğu ve fikrini aldıktan sonra serbest bıraktığı ortaya çıktı. Dink cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve Tuncel'in ev arkadaşı olan Tuncay Uzundal'in polise verdiği ifadede, diğer zanlıların ifadelerinin Tuncel'e okunduğunu söylediği anlaşıldı.
Cinayetten hemen sonra Trabzon polisi tarafından gözaltına alınan, ancak olayla ilgisi olmadığı gerekçesiyle serbest bırakılan Tuncel'in Uzundal'a "Dün gece emniyet müdürlüğünde yakalanan şahısların ifadelerini bana okuttular. Fikrimi aldılar, bıraktılar" dediği öğrenildi. Uzundal ayrıca, Tuncel'in MİT, polis ve jandarmayla bağlantılarına ilişkin önemli bilgiler de verdi. Uzundal, cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal'in yakalandığını televizyondan öğrendiğini, o gün geç saatlere kadar Tuncel'in eve gelmediğini anlattı.
Tuncel'in telefonunun da kapalı olması üzerine, daha önceden evlerine gelip giden bir astsubaya Tuncel'i sorduğunu dile getiren Uzundal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önceden tanıdığım astsubay Satılmış Şahin'i aradım. Tuncel'in yakalanıp yakalanmadığını sordum. O da bana, 'Ne alaka, haber alırsam sana dönerim' dedi.
20 Nisan 2007 Gazeteci Hrant Dink ve rahip Santoro cinayetleri sonrasında Trabzon'daki Pelitlispor takımının internet sitesinden saldırılara verilen desteğin benzeri Malatya'da ortaya çıktı. malatyasporlular.com adlı internet sitesinin forum bölümünde, bazı katılımcıların vahşeti desteklemesi dikkat çekti. Pelitlispor'un internet sitesinde de saldırganlar "Malatya şövalyeleri" olarak nitelendirildi.
10 Mayıs 2007 Dink suikastına ilişkin soruşturma kapsamında, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın İstanbul'a gönderdiği Erhan Tuncel'le ilgili 48 sayfalık raporun imha edildiği ortaya çıktı. Gazetelerde yer alan ve dava dosyasının kaynak gösterildiği haberlere göre olay şöyle gelişti: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 29 Ocak'ta İstihbarat Daire Başkanlığı'na bir yazı yazarak bilgi ve belge istedi.
Eski Trabzon Emniyet Müdürü ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in imzasıyla 6 Şubat'ta savcılığa gönderilen dosyada, Tuncel'le ilgili 48 sayfa bilgi içeriyordu. Ancak Akyürek gönderdiği yazıda, söz konusu bilgilerin, içerikleri itibariyle hayati önemi haiz olduğunu ve hiçbir şekilde deşifre edilmemesi gerektiğini de belirterek, evrak ekinde yer alan tüm belgelerin incelendikten sonra imha edilmesini istiyordu. İhtiyaç duyulduğu takdirde belgelerin, arşivlerden her zaman temin edilebileceği notu da raporda mevcuttu. Savcılık da, istendiği zaman temin edilebileceği için belgelerin imha edilmesine karar verdi.
Tuncel'den sorumlu polis memuru M.Z. ise ifadesinde, Erhan'ı, Yasin'in çevresindeki en akıllı bilgi alabilecek kişi olarak tespit ettiklerini belirterek, "Erhan, bize Yasin'in Dink'i öldürmek istediğini söyledi. Ciddiye alıp etraflıca incelemeye başladık. Yasin'in telefonunu takibe aldık. Söylentilerin ciddi olduğunu anlaşınca, durumu iki kez rapor halinde Daire Başkanlığı'na bildirdik, Erhan aracılığıyla Yasin'i eylemden vazgeçirmeye çalıştım" dedi
19 Mayıs 2007 İstanbul'daki Ermeni okullarına "Son uyarı ve ikaz" başlığıyla imzasız tehdit mektupları gönderildiği öğrenildi. Gazete haberlerine göre, "Bazı Ermeniler Türkiye'nin bütünlüğüne zarar verecek ayrılıkçı hareketler içinde. Bunların ev ve iş adresleri tarafımızdan çok iyi bilinmektedir" ifadelerine yer verilen mektuplar Esayan, Getronagan, Tıbrevank liseleri ile Yeşilköy, Topkapı Levon Vartuhyan, Bakırköy Dadyan, Tarkmançats ve Karagözyan ilköğretim okullarına gönderildi.
1 Haziran 2007 Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nın, Hrant Dink suikastının önlenmesinde bir ihmalinin olup olmadığını araştıran dört müfettişin, ortak bir kanıya ulaşamadığı öğrenildi. İki mülkiye müfettişinin, jandarma istihbaratta görevli 4 er hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiğini belirtirken, iki jandarma müfettişinin soruşturmayı gerektirecek kadar sağlam bir iddianın bulunmadığını söyledikleri öne sürdü.(MG/EÜ)