Dört yıl önce Agos gazetesinin önünde öldürülen Hrant Dink'in ailesi, Trabzon Jandarma görevlileri ile İstanbul ve Trabzon Emniyeti görevlileri hakkında soruşturma açılması talebiyle dilekçe verdi.
Dink ailesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının ardından, jandarma ve emniyet görevlileri hakkında yürütülecek soruşturmayı özel yetkili savcıların üstlenmesini istedi.
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, çocukları Delal Dink, Arat Dink, Sera Dink ve kardeşi Hasrof Dink'in verdiği dilekçede; eski İstanbul Valisi Muammer Güler, eski İstanbul Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul eski emniyet amiri İbrahim Pala, eski İstihbarat Daire başkanı ve eski Trabzon Emniyet müdürü Ramazan Akyürek, Trabzon eski Emniyet istihbarat görevlisi Muhittin Zenit, Trabzon eski jandarma alay komutanı Albay Ali Öz'ün de aralarında bulunduğu 28 kişi ile Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube görevlileri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube görevlileri ile Trabzon Jandarma Görevlileri hakkında soruşturma talebi yer alıyor.
AİHM, resmi makamların, Dink'in saldırıya uğrayacağını bildiklerine karar vermişti. AİHM, Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarması ile İstanbul Emniyeti'nin cinayetten haberdar olmalarına rağmen engellemek için harekete geçmediklerine hükmetti.
Karara göre, Dink'in hayatını korumak resmi makamların sorumluluğundaydı ancak gereken önlemler alınmadı.
Dink ailesi, verdiği dilekçeyle, AİHM'in kararının iç hukuktaki karşılığının uygulanmasını istedi. Dilekçede, "Cinayetten önce faillere yardım eden şüpheliler, cinayetten sonra da cinayetin gerçekleşmesindeki rollerini gizlemek, cinayetin gerçek faillerinin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla başka suçlar da işlediler" dendi.
Dink ailesinin dilekçesinde, "AİHM kararları yeniden soruşturma açılması yükümlülüğü getiriyor ve bir bireyin yaşam hakkının ihlali yalnızca tazminatla ölçülemez" dendi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi: "Şüpheliler aldıkları bilgileri değerlendirmiş ve önlem almış olsalardı, Hrant Dink'in öldürülmesine engel olacaklardı. Olmadılar. Sahte evrak düzenlemek, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, soruşturma makamlarından bilgi ve belge gizlemek, astlarını yalan beyanda bulunmaya zorlamak, kasten görevlerini yerine getirmeyerek ihmal suretiyle insan öldürme eylemini gerçekleştirmek aslında dahil oldukları "örgütlenmenin" bir sonucu. Trabzon Jandarma görevlilerinin suçlarının, yeni ve bütünlüklü bir soruşturma kapsamında ele alınması gerekir." (AS/EÖ)