Hrant Dink davasının müdahil avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, cinayet soruşturmasında son günlerde yaşanan olumlu gelişmeler izlediklerini ancak endişelerin giderilmesi ve iyimserliğe katılmak için çok erken olduğunu söyledi.
Bakırcıoğlu, bianet'e geçmişte de çeşitli soruşturmalar yürütüldüğünü ancak özellikle kamu görevlilerinin dahil olduğu soruşturmalarda onca bilgi, belge ve delile rağmen dava açılmasına gerek görülmediğini hatırlattı; "Evet soruşturmalar var ama yeniden dava açmama yönünde refleks ortaya çıkar mı diye endişelerimiz var" dedi.
Bakırcıoğlu, Türkiye yetkililerinin Hrant Dink'in can güvenliğini sağlamadıklarını ve ifade özgürlüğü ihlal ettiklerini tescil eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) gereğinin yapıldığını söylemek için çok erken olduğunu bildirdi.
Avukat, İstanbul Valiliği'nde Hrant Dink'i tehdit eden iki Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisi hakkında soruşturma açıldığına dair bilginin kendilerine de geldiğini ancak kendilerine henüz bu yönde bir evrak tebliğ edilmediğini açıkladı.
Rize Ağır Ceza Mahkemesi, Dink cinayetiyle ilgili bilgisi bulunduğunu açıklaması üzerine, daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade vermiş olan Arslan'ın yeniden ifadesinin alınmasını Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istemiş; soruşturmanın genişlerilmesini talep etmişti.
Arslan, cinayetle ilgili eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Emniyet Genel Müdürlüğü Başmüfettişi Levent Yarımel'in de bilgilerinin bulunduğunu söylemesi üzerine Başsavcılık, Rize Ağır Ceza Mahkemesi kararı doğrultusunda Yarımel ve Altay'ın da ifadesini almıştı.
Sabiha Gökçen'in Ermeni olduğunun Agos gazetesince iddia edilmesinden sonra Hrant Dink'i 4 Şubat 2004'te İstanbul Valiliği'ne çağırıp eski Vali Yardımcısı Erol Güngör'ün huzurunda "yazılarına dikkat etmesi" yönünde uyaran eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Marmara Bölge Yardımcısı Özel Yılmaz ve görüşmede bulunan bir başka kadın MİT görevlisi hakkında, Başbakan Erdoğan'ın 21 Ocak'ta verdiği onay üzerine soruşturma açılmıştı.
Dink, katledilmeden bir hafta önce, gazetesinin 12 Ocak 2007 tarihli sayısında yaşananları tehdit olarak çok ciddiye aldığını "Neden hedef seçildim?" başlıklı yazısıyla kamuoyuna duyurmuştu. Özer Yılmaz, daha sonra açılan "Ergenekon" davasının tutuksuz sanığı oldu.
İki cinayet davası ve soruşturmalar...
Dink cinayetinde ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle şu an, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün de aralarında bulunduğu sekiz sanık Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Ayrıca, Albay Öz ''görevi ihmal suretiyle görevini kötüye kullandığı" gerekçesiyle de Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan yeni bir dava çerçevesinde yargılanıyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 19 sanıklı davada sadece "azmettirici" olarak yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel ve Yasin Hayal tutuklu bulunuyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin cinayetin 19 sanığıyla ilgili esas hakkında mütalaasını hazırlamasını istediği Cumhuriyet savcı Hikmet Usta, polisten cinayet davasının sanıklarının "Ergenekon" ve "Poyrazköy" davalarının tüm sanıkları ile bağlantılarının araştırılmasını istemişti.
Dosyası bu davadan ayrılan tetikçi zanlısı Ogün Samast da 28 Şubat'ta İstanbul Sultanahmet Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. (EÖ)