Yürüdükçe kızgınlığım gözlerimi cadde üzerindeki duvar, direk ve panolara yapıştırılmış fotoğraf ve afişlere saplantılı bir şekilde çevirmeme yol açtı.
Caddede tüm Dink fotoğraflar parçalanmış
Fotoğrafı yapıştıranlar, 19 Ocak'ta öldürülen gazetecinin cinayet sanıklarının mahkemeye çıktığı 2 Temmuz'daki yargılamaya ilgi gösterilmesi için kamuoyuna çağrı yapıyorlardı.
Ve fark ediyorum ki, İstiklal caddesinde Hrant Dink fotoğraflarının biri dışında tamamı tahrip edilmiş...
Bu sistemli bir saldırı değilse, her gün cadde üzerinden geçen binlerce insandan bazılarının Hrant Dink'i katledenleri, "geriye kalan işi bitirme" misyonunu üstlenecek kadar desteklediklerini gösteriyor.
Siyasetin çoğu kez saldırgan kavramlarla tırmandırıldığı günlerden geçiyoruz. Demokrat kesimler ve daha geniş kitlelerde hayal kırıklığı ve öfke yaratan Dink cinayeti, bazı ırkçılar için, "toplumun Ermenisizleştirilmesi" yönünde tamamlanması beklenen projenin son halkası gibi.
Kayıtsızlık ırkçılığa güç veriyor
Irkçılık kadar, ırkçılığa kayıtsızlık da, işte sonuçlarını İstiklal Caddesi'nde Dink fotoğraflarının parçalanması biçimindeki eylemlerde kendisini gösteriyor.
Bir mahkeme, Hrant Dink cinayetine iştirak etmekle suçlanan Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut'un "Türk düşmanlığı mahkeme kararıyla tescillenmiş Hrant Dink'in ölüsünün üzerinde Türk milliyetçiliğine saldırılıyor" türünden sözler sarf etmesine izin verebiliyor.
"Bu sözleriniz savunma kapsamına girmez. Oturun yerinize yoksa işlem yaptırırım" diyemiyor.
Diyeceğim, acısı olan insanlara ırkçı saldırılar bu kadar kolay olmamalı... Görünen o ki, Hrant Dink cinayetinin ve ardından açılan davanın gerçek yüzü hiç anlaşılamamış... Sokakta gezerken, gördüklerim karşısında bunları düşünüyorum...
Cinayet davasının nasıl biteceği ders de olacak
Dink cinayeti davasında artık sekiz tutuklu sanık kaldı. Bakalım, sanıkla çalışmakla suçlanan Emniyet görevlileri de bu davada yargılanabilecek mi?
Benim gözümde, davanın tüm kapsamıyla görülüp tüm sorumlularının ağır şekilde cezalandırılması, eğitim kitaplarında ırkçı ifadelerin çıkarılması gibi bir sonuca eşdeğer.
Zor bir çalışma da gerektirse, bunu da dirençli kalarak yargı yapacak. Sokaklar klişe, önyargı ve bilgisizliğin egemenliğinde gözüküyor. Irkçılıktan tescilli olup olmadığımızı hukuk gösterecek. (EÖ/EÜ)