"Kocam bana sövüyor, ben de karşılık veriyorum. Günah mıdır?"; "Kocam beni dövüyor. Evden ayrılmak istiyorum. Ne yapmalıyım?"; "Babam ve ağabeyim maaşıma el koyuyor. Maaşımın bir kısmını gizlice biriktirsem günaha girer miyim?"
Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren "Alo Fetva Hattı" ile "Aile İrşat ve Rehberlik Büroları"na gelen sorulardan yalnızca birkaçı. Bunlar, daha çok dini konularda danışmanlık veren merkezler ama şiddet mağduru kadınların da sıkça başvurduğu adresler.
Çok yakında bu soruları, toplumsal cinsiyet, kadına yönelik şiddet, şiddetle mücadele yöntemleri konusunda eğitim almış din görevlileri yanıtlamaya başlayacak.
Çünkü Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ile Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) desteğiyle yürüttükleri proje kapsamında, Türkiye'de 100 bin din görevlisi kadına yönelik şiddet ve mücadele yöntemleri konusunda eğitiliyor.
"Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi"nin amacı, Diyanet personelinin, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmasını öğrenmesini; kendilerine başvuran kişileri doğru bir teknikle, doğru adreslere yönlendirebilmesini sağlamak.
İlk eğitim Ankara'da Aralık ayı sonunda tamamlandı. 4 bin din görevlisine eğitim vermek üzere 40 eğitici yetiştirildi.
Proje koordinatörü Meltem Ağduk program kapsamında bugüne kadar neler yaptıklarını, hedeflerini anlattı, projeye yönelik eleştirileri yanıtladı:
Eğitim programları kapsamında bugüne kadar neler yaptınız?
UNFPA, 2005'ten bu yana kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda kamu kurumlarına teknik ve finansal destek sağlıyor.
Kamu çalışanlarına yönelik eğitim programları, 2005'te KSGM ve Emniyet Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle başladı; Sağlık ve Adalet Bakanlıkları ile imzalanan protokollerle devam etti.
Bugüne kadar kaç kamu çalışanına eğitim verdiniz?
Emniyet Genel Müdürlüğü ile imzalanan protokol çerçevesinde, emniyet teşkilatı içinde 270 eğitici yetiştirildi. Bu kadro 40 bin polise ulaştı. Eğitimler sürüyor. Bu arada eğitici kadrosundan 20 kişi "uzman eğitici" olarak yetiştiriliyor. Böylece emniyet teşkilatının kendi bünyesinde eğiticilerini yetiştirmesi hedefleniyor.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde 500 eğitici, 2010 sonunda 70 bin sağlık personeline ulaştı.
Adalet Bakanlığı bünyesinde ise 200 aile hakimine ve aile mahkemelerinin bulunduğu il ve ilçelerden savcılara eğitimler verildi.
Din görevlilerine yönelik proje hangi aşamada?
KSGM ve Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanlığı arasındaki protokol 2007'de imzalandı. Eğitim materyalleri, Diyanet personelinin ihtiyaçlarına göre düzenlendi. 2008'de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir proje ekibi oluşturuldu.
İlahiyatçılardan, ilahiyatçı olmayan akademisyenlerden ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir ekip, eğitim materyallerini hazırladı. Bu materyaller 2009'da Din İşleri Yüksek Kurulu'nun onayına sunuldu. Materyallerin Diyanet İşleri Başkanlığı logosuyla basılabilmesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın eğitim dokümanı olabilmesi için gerekli onay 2010'da çıktı.
İlk pilot eğitim Ankara'da yapıldı. 4 bin din görevlisine eğitim vermek üzere 40 eğitici yetiştirildi.
Toplamda kaç din görevlisine ulaşmayı hedefliyorsunuz?
Pilot eğitim sırasında yapılan değerlendirme toplantıları ile son halini alan eğitimler, önümüzdeki günlerde İç Anadolu Bölgesi'nde devam edecek. Ardından Türkiye'nin diğer bölgelerinde eğitimler verilecek.
2015'te sona erecek program kapsamında 100 bin din görevlisine ulaşmak üzere yaklaşık bin eğitim görevlisi yetiştirilmesi planlanıyor.
Neden din görevlileri?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın iki ayrı danışma sistemi var. 'Alo Fetva Hattı" ile "Aile İrşat ve Rehberlik Büroları". Bunlar, daha çok dini konularda danışmanlık veren merkezler.
Eğitim materyalini yazmaya başlamadan önce, bu danışma merkezlerine gelen soruları ve verilen yanıtları inceledik. Hem bu merkezlere hem de eğitim verdiğimiz vaiz, vaize, imam hatip ve kuran kursu öğreticilerine kadına yönelik şiddetle ilgili çok fazla soru geldiğini gördük.
"Kadına yönelik şiddetle mücadele din görevlilerine mi kaldı, devlet buna mı bel bağladı?" gibi eleştirilerle çok sık karşılaşıyoruz. Oysa din, insanların hayatında kerteriz aldıkları önemli bir nokta. Dolayısıyla din ya da diyanet göz ardı edilseydi, böyle bir mücadele eğitimi de eksik kalırdı.
Programa hazırlanırken pek çok uluslararası örneği inceledik ve bütün dünyada din görevlilerinin bu konuda kullanıldığını gördük. Örneğin. Ermenistan'da kilise bu konuya ciddiyetle eğiliyor. Ortodoks Kilisesi, toplumsal cinsiyet ve kadına yönelik şiddetle, din görevlileri aracılığıyla mücadele ediyor. İngiltere'de farklı dinlerden din insanlarının bir arada yürüttüğü çalışmalar var. (BB)