Almanya'da Sol Parti'nin (Die LINKE) önde gelen sözcülerinden Sahra Wagenknecht partide uzun süredir devam eden görüş ayrılıklarına Pazartesi günü Bundestag'daki 10 milletvekiliyle resmen partiden ayrıldığını ilan ederek son verdi. Grup yeni parti kuruluşu için planladıkları adımları atmaya başladı.
Kimler ayrıldı?
Die LİNKE'den ayrılan vekiller arasında Amira Mohamed Ali, Christian Leye, Ali Al-Dailami, Sevim Dagdelen, Klaus Ernst, Andrej Hunko, Zaklin Nastic, Jessica Tatti ve Alexander Ulrich yer alıyor.
"Sahra Wagenknecht İttifakı"
Ocak'ta resmen kurulması planlanan "yeni parti" ortaya çıkana kadar grup kendisini, "Akıl ve Adalet İçin Sahra Wagenknecht İttifakı" (BSW) olarak adlandıracağını açıkladı.
BSW'nin yürüyüş planındaki ilk iki adım "ucuz enerji" için Rusya'ya yönelik yaptırımlara ve Avrupa Birliği bütünleşmesine karşıtlığa dayanan bir platform üzerinde Haziran 2024'teki Avrupa Parlamentosu seçimlerine girerek Avrupa çapında ses getirmek ve bu ivmeyle gelecek sonbaharda Almanya yerel seçimlerinde, mevcut partilerden hiçbirini kendilerine yakın bulmayan yoksul ve hayal kırıklığı içindeki seçmenlerin desteğini kazanarak bir politik güce dönüşmeyi içeriyor.
"Kimlik siyasetlerine" karşı
Görüş ayrılıkları yeni değil, kendisi iki Almanya'nın birleşmesi öncesi Doğu Almanya'daki Demokratik Sosyalizm Partisi'nden (PDS) gelen Wagenknecht son beş yıldır, birleşmeden kayıplı çıkan Doğu eyaletlerinin yoksul ve hayal kırıklığı içindeki halklarının taleplerinin öncelenmesi konusunda ısrar ediyordu. Mevcut parti liderliğinin sosyal adalet yerine kimlik siyasetlerini öncelediğini ve Yeşil Parti'nin gündemine iltica ettiğini ileri sürüyordu.
Euractiv'in sorularını yanıtlayan Wagenknecht, Avrupa siyasetleri bağlamında “Avrupa Komisyonu'na daha fazla yetki verilmemesi gerektiğini düşün[düklerini]" söyledi. "Avrupa Komisyonu, şirket lobilerine yakın ve yurttaşlardan uzak,” diyen Wagenknecht “kararların daha çok üye ülkelere bırakılmasını ist[ediklerini]" açıkladı.
Wagenknecht, Avrupa'nın durumunun "oldukça üzücü" olduğunu söyledi ve "tarafsız bir dış politika"ya yönelmediği takdirde ABD ve Çin arasında "toz duman olabileceğinden" korktuğunu dile getirdi.
Wagenknecht Rusya'ya uygulanan yaptırımlara kesinlikle karşı oluşlarının mantığını da bu yaklaşıma dayandırdı: Ukrayna'da derhal ateşkes çağrısında bulunurken, bu sayede "Almanya'nın daha ucuz enerji sağlayabileceğini" iddia etti.
Anketler ne diyor?
Almanya'da kurulu kamu oyu araştırma şirketi INSA son anketine yanıt verenlerin yaklaşık yüzde 12'sinin partiyi destekleyeceklerini söylediklerini açıkladı. Die LİNKE'nin oy oranı şu sıralarda yüzde 5'lere kadar gerilemiş durumda.
Siyaset bilimciler medyadaki görünürlüğünü yüksek tutmaya özen gösteren Wagenknecht'in yalnızca sol tabandan değil, aşırı sağcı AfD tabanından da destek alabileceğini tartışıyor.
Siyaset bilimci Constantin Wurthmann, kurumlaşmamış ve yüzü sağa dönük Almanya seçmeni arasında toplumsal alanda muhafazakâr ve ekonomide sosyalizme açık politikaların karışımının revaçta olduğunu söylüyor.
Wagenknecht pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında gelir dağılımının iyileştirilmesi, büyük şirketlere karşı KOBİ'lerin korunmasından yana ve düzensiz göç ve "kör" çevre politikalarına karşı sert bir tutum takınacaklarını söyledi. "[Almanya] tarihinin en kötü hükümeti" olarak tanımladığı Scholz kabinesinin "başarısız olduğu" konuların başında bunun geldiğini söyledi.
Ayrılanların, basın toplantısında "iktisadi akıl, sosyal adalet, barış ve özgürlük" için bir parti hedefiyle yola çıktıklarını açıkladıkları manifestoda kısaca "Adil rekabete dayalı yenilikçi bir ekonomi"ye paralel olarak artan eşitsizliğe karşı önlem alınması ve "güvenceli bir refah devleti" oluşturulması isteniyor. Göç, altyapıya aşırı yük bindirmediği takdirde bir "zenginleşme" olarak niteleneiyor. Dış politikada Willy Brandt ve Mikhail Gorbaçov geleneğinin izleneceği ifade ediliyor. Sahra Wagenknect İttifakı Derneği Başkanı Mohamed Ali'ye göre girişim Almanya partiler sisteminde bir "boşluğu kapatma" amacına hizmet edecek.
Bir ahlaki-politik kriz
Die LINKE liderlerinden Doğu Almanya'da kurulmuş olan Demokratik Sosyalizm Partisi'nin son başkanı Gregor Gysi, Gesine Lötzch ve Sören Pellmann yayımladıkları bir sosyal medya mesajıyla partiden ayrılanları "milletvekilliğinden de istifaya" çağırdılar ve başka bir parti için seçildikleri vekilliğe devam ettikleri takdirde yeni kuruluşa "son derece ahlak dışı bir hırsızlık" ile başlayacaklarını söylediler.
"Biz de partimizin politikasının değişmesi için tartışılabileceğine ve mücadele edilebileceğine [katılıyoruz] ama bu şekilde ayrılarak olmaz" dediler.
Gençlik ne diyor?
Almanya'da sosyalist gençliğin izlediği Die Junge Welt'in yorumunda gelişmeler "Almanya'daki sosyalist solun krizinde bir kilometre taşı" olarak değerlendirildi.
Sol Parti'nin "başarısızlığa" uğradığı ileri sürülen yorumda Wagenknecht İttifakının da "çoğunlukla eski tarz sol ve sağ kanat sosyal demokrasi arasında salınacağı" öngörülüyor. Ancak "seçim odaklı" olduğu ileri sürülen bu tarz için de "Bu tür bir şey, şu anki ortamda seçim başarısı için bir reçete olabilir, ancak Almanya'da sosyalist politikanın yeniden yapılanması için en çok ihtiyaç duyulan adım değildir." deniyor.
(AEK)