Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu’nun ‘örgüt yöneticiliği ve üyeliğiyle’ suçlandığı davanın karar duruşması bugün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi görüldü.
Duruşmada, Müftüoğlu ile avukatı Resul Temur ve Hazal Sürmeli hazır bulundu. İsimler, 13 Haziran’daki duruşmada savcının verdiği esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı. İlk olarak söz alan Müftüoğlu, yargılandığı dosya kapsamında 10 ay boyunca tutuklu kaldığı söyledi. Gazetecilik yaptığı için yargılandığından bahsetti.
Müftüoğlu, "15 yıldır gazetecilik yapıyorum. Son yıllarda basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması için Dicle Fırat Gazeteciler Derneği üzerinden söz söyleyen, mücadele eden bir gazeteciyim. Yargılamanın tamamının da Mezopotamya Ajansı’nda ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde yürüttüğüm faaliyetlerden kaynaklı olduğunu ifade etmekte beis görmüyorum. Haberlerimle katledilen kadınların, gelecekleri çalınan gençlerin, öldürülen Narinlerin, sendikalı oldukları için işten atılan madencilerin sesini duyurmaya çalıştım” dedi.
"Gizli tanık beyanı gazeteciliğimi kriminalize etmeye yönelik"
Daha önce yaptığı savunmaların savcının iddialarını çürüttüğünü belirten Müftüoğlu, Irak’ın kuzeyindeki örgüt kamplarına gittiğine yönelik açık tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını dile getirdi:
Tanığın belirttiği tarihlerde herhangi bir yurt dışı kaydım yok. Yine bu tarihlerde Diyarbakır ve Ağrı'dan yaptığım haberler avukatlarım tarafından mahkemeye sunulmuştu. Bu haberler internet gibi açık kaynaklarda yayınlanan ve herkesin kolaylıkla internet taraması yaparak bulacağı haberler.
Savcı her ne kadar illegal yollarla Irak'a gitmiş olabileceğim iddiasında bulunsa da o dönemdeki sağlık koşullarımın böylesi bir yolculuğu kaldıramayacağını belirtmem gerekiyor. 2012’de geçirdiğim trafik kazasında boyun omurumda bulunan C-2 diye tanımlanan kemik kırıldı. Ölüm riski de barındıran bu kaza nedeniyle uzunca süre tedavi gördüm. İlk 9 ay neredeyse evden çıkamadım, sonrasındaki 2 yıla yakın süreçte de yürümekte zorlandığım bir tedavi süreci yaşadım.
Gazeteci olmamdan kaynaklı kaçak yollardan yurt dışına çıkışın ne kadar zorlu olduğunu biliyorum. Rahatsızlığım nedeniyle böylesi bir yolculuğu yapmamın mümkün olmadığını ortada. Sağlık durumuna dair daha önceden de avukatlarımın size ilettiği rapor ve bilgiler de dosyanızda mevcut.
Gizli tanığın verdiği ifade gazetecilik faaliyetlerimi kriminalize etmeye yönelik. Kaldı ki gizli tanık benim 'örgüt üyesi' olduğum iddiasına dair herhangi bir kanıtı olmadığını da ifade etmiştir.
Basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanabilmesi adına bir adım niteliği de taşıyacak bu dosyada beraat kararı verilmesini talep ediyorum.
Ardından söz alan avukat Resul Temur, dosyada var olan her iki tanığın da beyanlarının esas alınmaması gerektiğini belirtti. Müftüoğlu’nun beraatını istedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti suçun yasal unsurları oluşmadığını belirterek Dicle Müftüoğlu'nun beraatına hükmetti.
Duruşmayı Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Roza Metina, DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek, DİSK Basın-İş Başkanı Turgut Dedeoğlu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Ferat Bozarslan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Norveç PEN'den temsilciler izledi.
(HA)