Fotoğraf: Hikmet Adal, bianet
İHOP (İnsan Hakları Ortak Platformu) bileşenleri İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Yurttaşlık Derneği, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Hak İnisiyatifi Derneği, dezenformasyon yasasına dair açıklama yaptı.
Değişikliğin, internet medyasının ve sosyal medyanın yanı sıra internet iletişimini de iktidarın kontrolüne alma ve her türlü aykırı sesi ceza tehdidiyle susturma amacı taşıdığını ifade ettiler.
Düzenlemede, internet haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamına alınmasını olumlu olarak değerlendiren hak örgütleri, bu avantajların hayata geçirilmesi için uygulamanın tarafsız ve bağımsız organlarca uygulanmasının güvence altına alınması gerektiğini ancak teklifin bu güvenceyi sağlamaktan uzak olduğunu belirtti.
İfade özgürlüğüne “kamunun sıkı denetimi”
Hak örgütlerinin yasaya dair değerlendirmesi şöyle:
- Teklifin 29. Maddesi ile Türk Ceza Kanununa eklenen 217/A maddesi ile “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu düzenleniyor. Bu düzenlemenin “yalan haber” ile mücadele söylemi altında meşrulaştırılmaya çalışılsa da ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğu ve bir sansür ve baskı aracı olarak kullanılmaya elverişli olduğu açıktır.
- Manipüle edilmiş bilginin yayılmasına müdahale etmek, demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan bilgi ve haberlerin özgürce elde edilmesi ve yayılması hakkına müdahale teşkil edecektir.
- Yalan haber (gerçeğe aykırı bilgi) kavramının içeriği belirsiz olup, yalan haberin cezalandırılması, hakikati tanımlama yetkisini iktidarın eline verir. Böyle bir yetki, iktidarın kendi aleyhine olduğunu düşündüğü, istemediği ya da hoşuna gitmeyen her bilgiyi gerçeğe aykırı olarak nitelendirmesine ve muhaliflerini cezalandırmasına imkân verir.
- Yargı bağımsızlığının ciddi tehdit altında olduğu bir ülkede bu tür bir düzenleme sansür mekanizması işlevi görecektir. Bu risk dolayısıyla demokrasi için oluşturduğu tehditlere rağmen hiçbir demokratik ülkede yalan haber suç olarak düzenlenmemiştir.
- Teklif edilen düzenleme pek çok bakımdan Anayasaya aykırıdır. Gerçeğe aykırı bilgi kavramının içeriği belirsiz olup suçların ve cezaların kanuniliği ilkesine ve temel hakların yasayla sınırlandırılması ilkesine aykırıdır.
- Teklifte cezalandırma için bilginin gerçeğe aykırı olduğunu bilme koşulu aranmadığı gibi, yayma kavramının içeriği de belli değildir. Siyasi manipülasyon amaçlı olarak üretilmiş ve bot hesaplarla yaygınlaştırılmış yanıltıcı içeriklerin bu düzenleme kapsamına girip girmediği açık değildir.
- Düzenlemede bir güvence olarak gerçeğe aykırı bilginin yayılmasının “kamu barışını bozmaya elverişli” olması koşulu arandığı görülmektedir. Ancak bunun gerçek bir güvence teşkil etmediği TCK’daki benzer hükümlerin uygulamasından görülmektedir.
- Teklifin, 5651 sayılı Kanunun 34. Maddesi ile EK 4. Maddesinde köklü değişiklikler yapılıyor. Bu çerçevede sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğünü fiilen hayata geçirmelerini sağlamak için tüzel kişi temsilcinin sermaye şirketi olması zorunlu hale getirilmekte ve sosyal ağ sağlayıcıların yükümlülükleri artırılmaktadır.
- Belli suçlar bakımından yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda şüpheli veya sanıkların kimlik bilgilerini kamu makamlarına verme yükümlülüğü getirilmektedir.
- Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi ya da erişim engelleme kararlarının uygulanmaması halinde reklam yasağı ve yüzde 90 bant genişliğini daraltmaya kadar varan yaptırımlar öngörülmektedir.
- Sosyal ağ sağlayıcıların suç teşkil eden içeriği kolluğa bildirmesi zorunluluğu getirilmektedir.
- Teklifin 36 ve devamı maddeleriyle 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununda yapılan değişiklikle “şebekeler üstü hizmet” ve “şebekeler üstü hizmet sunucu” kavramları tanımlanmakta ve WhatsApp vb uygulamalar bu kapsamda kanunun kapsamına alınmaktadır.
- Bu hizmetleri sunan firmalara Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluğu getirilmekte ve ancak yetkilendirme çerçevesinde bu hizmetleri sunabilecekleri öngörülmektedir. Bu kurumlar için bilgi verme yükümlülüğü öngörülmektedir. Ayrıca bu hizmetlere ilişkin düzenleme yapma yetkisi kamu otoritesine verilmektedir.
- Hizmet sağlayıcıların temsilcilik açmamaları ya da diğer yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde idari para cezası verilmesi ve internet bant genişliklerinin tedrici olarak yüzde 95’ine kadar daraltılması öngörülmektedir.
- Teklif bir bütün olarak değerlendirildiğinde fikir ve ifade özgürlükleri ile haberleşme özgürlüklerinin kamunun sıkı denetimi altına alınmasının amaçlandığı görülüyor.
(AS)