Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltında kaybedilen yakınları için 485. defa Galatasaray Meydanı'nda buluştu.
Bu haftaki buluşmada Cumartesi Anneleri/İnsanları 16 Temmuz 1980’de Diyarbakır’da gözaltına alınıp kaybedilen Recep İkincisoy’un akıbetini sordu.
Buluşmada ilk sözü 1994'te Ankara'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin aldı. Bilgin, Ethem Sarısülük davasında yetkililerin davayı kapatmak için ellerinden geleni yaptıklarını ancak kamuoyu baskısı ile polis Ahmet Şahbaz’ın tutuklandığını söyledi. Gezi direnişi sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Emri ben verdim" cümlesini hatırlatan Bilgin "Tetiği çekeni yargılıyorsun da neden emri vereni yargılamıyorsun? Emri vereni yargıla" dedi.
Tanrıkulu: Hakikatler Komisyonu olmadan adalet olmaz
Buluşmaya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletveili Sezgin Tanrıkulu da dün görülen faili meçhul cinayetler davasında Ayhan Çarkın’ın tahliye edildiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Ayhan Çarkın'ın verdiği bilgilere rağmen onlarca katil aramızda dolaşıyor. Ağar, sahte rapor aldı ve davaya katılmadı. Bu sahte rapor kabul edildi. Mahkemenin ve hükümetin bu tavrını protesto ediyorum. Çarkın'ın serbest bırakılması ile de birçok kişiye, 'siz de bildiklerinizi anlatmayın yoksa siz de itibarsızlaşırsınız' mesajı verildi.
“Bu aşamada yapılacak tek şey kalıcı barış için acil olarak Hakikatler Komisyonu'nun kurulmasıdır. Ancak Hakikatler Komisyonu ile kısmen de olsa adalet sağlanabilir.”
İkincisoy’un kardeşi Ayşan İkincisoy’un mektubunun okunmasının ardından diğer kardeşi İkram İkincisoy da kısa bir konuşma yaparak “Kardeşim suç teşkil eden bir şey yapmadı. Ailece perişan olduk. O'nun başına ne geldi, bilmiyoruz. 34 yıldır O'nu bekliyoruz” dedi.
Çelebi: Devlette devamlılık esassa Başbakan açıklasın
Haftanın açıklamasını okuyan Nimet Çelebi şöyle konuştu:
“Annesi Bedia İkincisoy ölünceye kadar oğlunu bekledi. Nişanlısı yıllarca Recep’i bekledi. Baba Salih İkincisoy ölüme direndi 97 yaşında ve hala oğlunu bekliyor. Aile nerede bir toplu mezar bulunsa oraya koşuyor.
"İkincisoy ailesinin ’34 yıldır bekliyoruz ve beklemeye devam edeceğiz. Hala umudumuzu yitirmedik. Öldüğüne inanmak istemiyoruz. Eğer öldüyse kemiklerini versinler. En azından ziyarete gideceğimiz, dua okuyacağımız bir mezarımız olsun. Ama ortada ne dirisi ne ölüsü var’ feryadı karşılıksız kalmasın istiyoruz.
“Savcılar, görevlerini yerine getirmeli ve etkin bir soruşturma başlatmalı. Parlamento kaybedenlerin hakkaniyetle yargılanacağı, hak ettikleri cezayı alacakları bir iklimin yaratılması için harekete geçsin. Devlette devamlılık esassa Başbakan'dan yürütmenin başı olarak devlet tarafından kaybedilen İkincisoy'un akıbetini açıklamasını istiyoruz. Bizim isteklerimizin yerine getirmeyenler, Recep İkincisoy'un kaybedenlerin işbirlikçisi olmaya mahkumdurlar.”
Recep İkincisoy'un kaybedilmesi |
18 yaşındaki Recep İkincisoy Diyarbakır’da ailesiyle birlikte oturuyordu, esnaftı, perdecilik yapıyordu. Sık sık polisler ve sivil giyimli kişiler tarafından izleniyor ve tehdit ediliyordu. Bir keresinde sivil polisler tarafından kaçırılmak istenmiş, Recep kendisini olay yerine yakın olan halasının evine atarak kurtarmıştı. 12 Eylül darbesinden 59 gün önce 16 Temmuz 1980 akşamı İkincisoy iftar için evine geldi. İftardan sonra tekrar dükkana gitti. Gece dükkan dönüşü evinin yakınında üç sivil polis tarafından zorla arabaya bindirilerek götürüldü. Olaya tanık olan komşuları durumu ailesine bildirdi. Baba Salih İkincisoy Diyarbakır’daki bütün karakollara gitti. Gittiği her karakolda “Bizde yok” cevabıyla karşılaştı. Resmi makamlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Recep İkincisoy’dan bir daha haber alınamadı. Recep İkincisoy kaybedildiğinde, Süleyman Demirel Başbakan'dı. Mustafa Gülcügil İçişleri Bakanı'ydı. Korgeneral Bülent Türker MİT Müsteşarı'ydı. Kenan Evren Genel Kurmay Başkanı'ydı. Sedat Celesun Jandarma Genel Komutanı'ydı. Atilla Erdoğan Özel Harp Dairesi Başkanı'ydı. İsmail Dokuzoğlu Emniyet Genel Müdürü'ydü. Abdulkadir Aksu Emniyet Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı'ydı. Erdoğan Şahinoğlu Diyarnakır Valisi'ydi. |